• Sonuç bulunamadı

Bünye bu ayarlamaları yaparak kendini ortama alıştırdıktan sonra, sıcak bir ortamda mesai süresince çalışan bir işçinin serbest zamanında gününü

3) Zayıf kontrast: Siyaha yakın veya siyah fon üzerine siyah işaretler

7.3.5. Aydınlatmada Kritik Noktalar

İyi bir aydınlatma projesinin tasarımında uygulanacak yeterli aydınlatma düzeyi için kullanılacak kriterler şunlardır: çalışanların göz sağlığı, yüksek düzeyde iş becerisi, optimal verimlilik, çalışanların kendilerini rahat hissetmeleri.

Bir aydınlatma düzeninin niteliğinin belirlenmesinde rol oynayan faktörler şunlardır: aydınlatma şiddeti ve düzeyi, ışık yönü ve gölge etkisi, ışık dağılımı, ışık rengi ve renksel yansıma, ışık yansıması, ışıktan yararlanma.

İşyeri aydınlatılmasındaki kritik noktalar ve alınması gereken tedbirler ile yapılması gerekenleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

 Yapılan iş için yeterli ve homojen ışık sağlanması

 Parlamanın önlenmesi (göz kamaşması)

 Işık titreşimlerinin önlenmesi (stroskobik etki)

 Gölgeleme tekniğinden yararlanılması

 Uygun renkte aydınlatma araçları ve yeterli ışıklandırma düzeninin sağlanması

 Gözlerin dinlendirilmesi

 Duruş ve oturuş zorluklarına göre aydınlatma sisteminin kurulması

 Aydınlatma araçlarının temizlik ve bakımı

Çevrelerine bakan insanların dikkatini en çok parlak ve renkli ışıklar çeker. Bu sebeple, iş görenin çalıştığı işyeri kendine göre en iyi aydınlatılmış yer olmalıdır.

Ortamın mevcut aydınlığı, çalışmanın yapıldığı makine – teçhizat ve donanımı ile malzemede yeterli detay algılamasını sağlamıyorsa, iş istasyonunun özel ihtiyaçlarına uygun özel aydınlatma yapılmalıdır. İş istasyonunun aydınlatılmasında kontrast esası üzerinden aydınlatma önemlidir. İşlemlerin yapıldığı tezgah üzerindeki hakim renkler ile iş görenin işleme tabi tuttuğu malzeme arasında renk farkının yüksek, orta ya da zayıf oluşuna göre aydınlatma düzeyi de değişir. Ayrıca yapılan işin ve incelikli görme gerekli yüzey ve malzemelerin parlama özellikleri de dikkate alınmalıdır. Bu şekilde, tezgahla malzemenin kolayca ayırdedilmesi olanağı sağlanır. İşgörenlerin yaptıkları incelikli işleri kolayca görebilmesi için çalışma yüzeylerinin aydınlatılması sağlandıktan sonra genel çevre aydınlatılması standartlarının saptanması öngörülür.

Aydınlatmada en önemli problem göz kamaşmasıdır. Göz kamaşması parlamadan ileri gelir. Parlama, aydınlatılmış yüzeylerden bir bölümünün diğerlerine göre daha fazla ışık yansıtması, aşırı ışıklı görünmesi ya da kaynaktan yansıyan ışığın doğrudan göze yansıtması olarak ifade edilebilir. Üzerinde işlem yapılan cisim ve yüzeylerin parlaması, esas yapılan işin görülmesini güçleştirdiği gibi göz uyumunu da zorlar. Göz kamaşması ve göz yorgunluğunun nedenleri ya göze gelen ışıktır ya da aydınlık yoğunluğundaki yüksek farktır. Bu iki çeşit tehlikeyi

ortadan kaldırmak için etrafta gözün alabileceği eşya ve cisimler açık ve mat renklerle boyanmalıdır. Göze direkt gelen ışık için ya aydınlatma araçlarının yeri ya da oturuş şekli değiştirilmelidir. Göz bakış hizasının 450 üzerinden aşağıda ışık kaynağı olmamalıdır. Lamba uzaklığı fazla ise bu açı küçülür. Bu durumda da ya ışık kaynağı lambalık gibi siperlerle kapatılmalı ya da eğer fluoresan gibi lamba ise göz bakış istikametine paralel olarak yerleştirilmelidir. Çalışılan ortama ışık sol üst taraftan gelmelidir. Üzerinde çalışılan iş ile uzak ve yakın çevresi arasındaki ışık yoğunluğu farkının yüksek olması işten gözlerin ayrılması durumunda göz uyumu açısından sakıncalıdır. Bundan dolayı, çalışılan yer ile çevresi arasında aydınlık farkı fazla olmamalıdır.

Aydınlatmada bir kritik nokta da, ışık kaynaklarında meydana gelen titreşim problemidir. Işık titreşimi, kullanılan lambaların alternatif akımla çalışmaları nedeniyle akım yönünün değişmesine göre yanıp sönmelerinden ileri gelir. Bu titreşimler uzun süreli çalışmalarda insanın gözünü yorar ve görme verimini düşürür. Titreşimlerden dolayı, göz aldanmaları da olabilir (stroskobik etki).

Özellikle, makinaların hareketli kısımlarının sabitmiş gibi durduğu algısı yarattığı için bu durum tehlikelidir. Işık titreşimlerini önlemek için ya farklı devirlerde yanıp sönen ayrı lambalar kullanılmalı ya da üç fazlı ışık kaynakları kullanılmalıdır. Uzun süre kullanılan yıpranmış lambalar değiştirilmelidir. Ayrıca, fluoresan lambalarda uçlarda meydana gelen titreşimler bu kısımların yalıtkanla kaplanması ile önlenebilir.

Bir malzemenin üzerine düşen ışığın geliş doğrultusunu değiştirerek, bazı kısımların daha kesin hatları ile görünmesini sağlamak ya da bazı kısımların göz alıcı, keskin görüntüsünü matlaştırmak mümkündür. Gölgeleme olarak bilinen böyle bir işlem, endüstrilerde ve özellikle kalite kontrol hizmetlerinde detayların görünmesini kolaylaştıran bir yaklaşımdır. Normal koşullarda çok iyi görülemeyen yüzeylerin daha iyi aydınlatılarak ve ortam ışığında parlayan yüzeylerin gölgelendirilerek, netlikle görünmesi ve incelenmesi sağlanmalıdır.

Renkli bir yüzeyin iyi görülebilmesi, o yüzeyden yansıyan ışınların yeterli yoğunlukta olmasına bağlıdır. Ayrıca, ortam aydınlatmasının yapay olduğu hallerde çeşitli renkler, gün ışığı altındaki görüntülerinden, bir miktar farklı görünebilirler. Renk görmenin önemli olduğu kalite kontrol gibi hizmetlerde, doğal renk algılamasını sağlayabilecek yeterli bir aydınlatma önemlidir. Gün ışığının doğal renkleri algılamada en güvenilir aydınlatma olduğu bilinmekle birlikte, gün ışığı ile yapılan aydınlatmanın şiddetinde sürekli bir değişim olduğundan renk ayrımı ve kalite kontrol gibi işlemlerde yapay ışık tercih edilir.

Yapay ışığın değişmeyen düzeyi, gün ışığına göre daha standart bir değerlendirmeyi sağlayabilmektedir.

Uzun süreli ince işlerde ve özellikle kalite kontrol çalışmalarında, göz yorgunluğunun önlenmesi için dinlenme araları vermek gerekir. Dinlenme aralarında işgörenler, uzak mesafelere bakmalı (örneğin, pencereden dışarı bakmak gibi) ve genellikle fazla parlamayan uzak cisimlere bakmayı tercih etmelidirler. Güneş ışınlarının içeri girdiği bir pencereden dışarı bakmak ya da parlak ışık ile aydınlatılmış uzaktaki cisim ve yüzeylere bakmak, gözlerin bu

parlaklığa uyumunu zorladığı gibi, böyle bir uyumdan sonra iş görenin kendi işine döndüğünde gözler yeni bir uyum döneminden geçerler. Böyle bir uyum çabası, dinlenme etkisini azaltır ve gözleri zorlayabilir.

Bir işyerinde aydınlatma düzeyinin düşük olmasına karşılık, incelikli iş görme ve detay algılama zorunluluğu varsa, iş görenler işlerini yakından görebilmek için öne eğilmek ve uzun süre bu duruşta çalışmak zorunda kalabilirler. Yetersiz ışık göz yorgunluğuna neden olurken, öne eğilmiş duruş ve statik kas çalışmaları sonucu çeşitli kaslarda da yorgunluklar oluşur. Böle bir durum iş hevesi kayıplarına ve gereksiz ağrılarına neden olur. Yeterli düzeyde bir aydınlatma bu sakıncaları ortadan kaldırır.

Aydınlatma araçlarının temizlik ve bakımı periyodik aralıklarla yapılmalıdır.

Lambalar ve lambalıklar yavaş yavaş ve homojen bir şekilde kirlendikleri için pek farkedilmezler. Kirlenme ile faydalanılan ışık giderek azalır. Kolaylıkla çıkarılıp takılabilen lambalıklar kullanılmalı ve temizlikleri ihmal edilmemelidir. Bunlardan başka, göz sağlığı açısından, gözlerin arasıra dinlendirilmesi gerekir. Bunun için yakına bakarak çalışanlar arasıra uzağa, uzağa bakarak çalışanlar da arasıra yakına bakarak gözlerini dinlendirmelidirler. Yorgunluğu gidermek açısından ve psikolojik açıdan ışık renginin seçimi de önemlidir. Genellikle yüksek aydınlık veren sarı – beyaz ışıklar tercih edilmelidir.

Aydınlatma ile ilgili bazı önemli kurallar aşağıda sıralanmıştır:

 Işık, aydınlatılacak alana veya nesnelere yönlendirilmeli, kesinlikle göze gelmemelidir. Gözün ışık kaynağını görmesi, rahatsız edici ve yorucu olup, oluşturulan aydınlıktan yararlanmayı azaltır, karanlık görünmesine neden olur.

 Bir yüzeyde girinti ve çıkıntıların algılanması istendiğinde, baskın doğrultulu bir ışık alanı oluşturulmalı ve yüzeydeki girinti ve çıkıntıların eğimine göre ayarlanmalıdır.

 Aydınlatma ortamında yumuşak ve saydam gölgeli bir aydınlık oluşturmalıdır. Kara gölgeli aydınlıklar, oluşturdukları ışıklılık karşıtlıkları nedeni ile ilgi çekici, fakat yorucudur. Bu tür aydınlıklar, vitrin ve sahne gibi kısa süre bakılan yerlerde kullanılır.

 Sert gölgeli aydınlıklar düzlem olmayan yüzeylerde var olmayan çizgiler oluşturabilir, sert ve gerçek dışı görüntülere neden olabilir, özel amaçlar için kullanılmalıdır.

 Çalışma yüzeyi, çevre alandan daha aydınlık olmalı, fakat ışıklılık oranları yorucu karşıtlıklar (kontrastlar) oluşturmamalıdır. Büyük karşıtlıklar, küçük karşıtlıkların görülebilmesini engeller.

 Mat nesneler, üzerlerinde oluşturulan aydınlık ile görünür duruma gelirler.

Parlak nesneler ise üzerlerinde oluşan çevre görüntüsü ile algılanırlar. Çok küçük mat ve parlak yüzeylerden oluşmuş iki boyutlu dokuların vurgulanması mat ve parlak yüzey elemanları arasında yeterli ışıklılık ayrımı oluşturmakla elde edilir.

 Parlak nesnelerin yansıttıkları yüzeylerde büyük ışıklılık karşıtlıkları varsa, bu nesneler oldukça parlak görünür. Işıklılık karşıtlığı olmayan ya da çok az olan bir ortam içindeki parlak nesneler mat görünür.

 Işık kaynağı ile iş uygun renklerde olmamalıdır. Değişik spektrumlu ışıklar, maddelerin renklerinde çok büyük renk türü değişiklerine neden olabilir.

7.3.6. Renk

Renk, ışığın bir etkisidir. Parlak renkler mat renklerden daha iyi ayırt edilir.

Genellikle çok miktarda yoğun ve doygun tonların kullanımı veya yüksek kontrastlı renk çiftlerinin kullanımı çalışma ortamı için uygun bulunmaktadır.

Renk (kırmızı veya mavi – yeşil gibi), parlaklık (aydınlık veya karanlık), yoğunluk (açıklık veya koyuluk), kombinasyonlar (yüksek ve düşük kontrastlar, tamamlayıcı renkler) renklerin kullanımını etkileyen faktörlerdir. Bu değişken faktörleri göz önüne almak üzere işyerinde uygun renk veya renk kombinasyonlarının seçimi yapılabilir. Renkler, iş güvenliği tedbirlerinin sağlanması amacıyla yangın araç – gereç ve cihazlarının, basınçlı sistemlerin, elektrik malzemelerinin işaretlenmesinde kullanılabilir.

Renklerin psikolojik etkileri olarak;

 Şarabi kırmızı veya kardinal kırmızısı kuvvet ve güç, saygınlık, gösteriş hissi,

 Pembe kiber, ince ve güçsüz,

 Alev kırmızısı ateşli, heyecanlılığı,

 Gök mavisi arzulanan bir huzuru,

 Siyah uyanık, aklı başında,

 Sarı ile birlikte siyah canlılık, tazelik, hareketlilik çağrıştırır.

7.4. GÜRÜLTÜ