• Sonuç bulunamadı

- Uluslararası, konvansiyonel havaalanlarının yapımı yanında, mevcut havaalanları ihtiyaçlar doğrultusunda iyileştirilecektir.

- Ayrıca askeri hava alanlarının mevcut altyapı tesislerine özel apron, taksirut ve terminal binası ilave edilerek sivil havacılık amacıyla kullanılmalarının sağlanması planlanmıştır.

- Yolcu taşımacılığı ile ilgili alt ve üst yapı tesisleri yanında önemi gün geçtikçe artan kargo taşımacılığı hizmetleri için gerekli tesislerin yapımı sağlanacaktır.

- Son yıllarda sektörün ihtiyacı olan kalifiye personelin yetiştirilmesi için Anadolu Üniversitesi, THY ve THK gibi kuruluşları ciddi çalışmalar için oldukları görülmektedir.

Bu konuda eğitim tesisleri kurulmasının teşvik edilmesi yararlı olacaktır.

Son olarak, Türkiye hava taşımacılığı konusunda sınırlı düzeyde olan mevzuat uyumunu geliştirmeli ve özellikle THY’nin hakim pozisyonunu korumaya yönelik yasal ve idari uygulamalar gözden geçirilmelidir.

noktasını ulaşılabilir kılacak derecede yaygınlaşan kitle iletişim araçlarının, bilişim teknolojisinin ve nakil vasıtalarının payı büyüktür. Ancak küreselleşme sadece elektronik ve ekonomik alandaki değişimlere indirgenemez, o aynı zamanda sosyal, siyasal, kültürel alanlarda da büyük değişim ve dönüşümlerle birlikte anılmalıdır.

Hatta asıl değişim kişilerin ve toplumların bilinç düzeyinde yaşanmaktadır.

(Robertson, 1992:61)

Giddens’a göre küreselleşme ile modernlik arasında bir etkileşim vardır ve ve yerel olayların binlerce kilometre uzaklıktaki olayları etkilemesi ve onlardan etkilenmesi neticesini doğuran ilişkilerin yoğunlaşması şeklinde anlamanın doğru olacağını söyler. Ayrıca Giddens, küreselleşmenin evrenselleşmeye yol açtığını belirtmekte ancak yerleşik normlar ve anlam haritalarının hızla değiştiğinden bireyler ve toplumsal entitelerin karmaşık ve dinamik ortamda kendilerin yeniden tanımlama gereksinmesi ile karşı karşıya kaldıklarından söz eder. (Giddens, 1991:5)

Küreselleşmenin tarifinden ve etkilerinden yola çıkarak yeni yüzyılda artık sınırların eskisi kadar belirgin olmadığını ve birbirlerine uzak devletler arasındaki ilişkilerin, geçmiş yüzyıla nazaran yoğun gelişme kaydettiğini söyleyebiliriz.

Teknolojik ve ekonomik gelişmelerle birlikte yaşanan dünyanın daha hızlı bir hal alması, ülkeleri gelecekleri için ivedi ve stratejik kararlar almaya zorlamaktadır.

Gerek bölgesel gerek küresel boyutta hareket edebilmek için daha dikkatli düşünülmeli ve bunun diğer ülkelere ve gelecekte ülkenin içerisinde bulunacağı konuma etkileri dikkatle analiz edilmelidir. Dünya siyasetinde etkili ülkelerin küresel platformda yaşanan değişimden soyutlanamaması ve değişime ayak uydurmaya başlamaları da global ve bölgesel bazda bir çok etmeni etkilemelerini beraberinde getirmiştir.

Örneğin Sovyetler Birliği’nde 1980’li yılların ortalarında Gorbaçov Reformları ile başlayan değişim süreci, bir dizi zincirleme politik gelişmeleri doğurmuş ve bu gelişmelerin kontrolden çıkması ile Sovyetler Birliği yıkılmış ve ortaya Türk Cumhuriyetleri çıkmıştır. (Karluk, 1995:400)

Yeni yüzyılın gelişiyle birlikte Orta Asya ve Orta Doğu Bölgeleri stratejik önem kazanmıştır. 2001 yılında ABD’de yaşanan terör olayıyla başlayan yeni dönemde özellikle Orta Doğu Bölgesi, hem siyasal hem de ekonomik yönden dünyanın önemli aktörlerinden biri haline dönüşüvermiştir. Bu dönemde artık, siyasal boşlukta olmasından faydalanılmak istenen bölge, sıkıntısı çekilen ve giderek daha bağımlı hale gelinen enerji kaynakları için Avrupa Devletleri ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere çeşitli devletlerin gözdesi haline gelmiştir. Ancak gerek geniş bir coğrafyaya gerekse zengin enerji kaynaklarına sahip olması dolayısıyla Orta Asya Bölgesi,Amerika ve Avrupalı devletlerin yanı sıra, Hindistan, Çin, Rusya, Türkiye ve diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gözdesi haline gelmiştir.

2.6.2. YENİ DÖNEM ULATIRMA YATIRIMLARI

2.6.2.1. TRACECA Projesi

Avrupa ulaştırma politikası bağlamında, doğu yönünde öngörülen ilgi alanı, Pan-Avrupa Koridorları üzerinden Karadeniz’e ve daha ötede Orta Asya’ya uzanan coğrafya olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru) Projesi’nin ülkemiz açısından büyük önemi bulunmaktadır.

3-7 Mayıs 1993 tarihinde Brüksel’de, sekiz Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetlerinden üst düzey temsilcilerin ve AB Komisyonu temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, demiryolu ve karayolu ağlarının, liman ve denizcilik sistemlerinin ve ticaret olanaklarının gelişimi görüşülmüş ve toplantının ardından Brüksel deklarasyonu yayımlanmıştır. Bu proje AB tarafından, zengin kaynaklara sahip Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkeleri’nin Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlanmasını sağlayacak altyapının oluşturulması amacına yöneliktir.

Böylece kuzeyde Rusya, güneyde İran üzerinden geçen koridorlara alternatif niteliğini taşımaktadır. Başlangıçta Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Ukrayna’nın dahil olduğu bu projeye, 2002 yılında Romanya, Bulgaristan ve Türkiye katılmıştır.

(http://www.ubak.gov.tr:7778/BysWEB/DownloadBelgeServlet?read=db&fileId=55518 1, s.15)

Bu projede amaç, Avrupa’nın Batı – Doğu ekseninde olmak üzere Karadeniz ve Hazar Denizi üzerinden Orta Asya’ya bağlanması olmuştur.Ülkemiz TRACECA projesi’ne AB’ye adaylığımızın tescil edildiği ve 1999 yılında gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nden sonra katılmıştır. 10-12 Aralık 2001 tarihinde Tiflis’te gerçekleştirilen TRACECA Hükümetler arası Komisyon Toplantısında, Türkiye’yi kat eden Karayolları da ( Karadeniz sahil yolu – Gerede –İstanbul – Kapıkule) yeni TRACECA koridorlarına dahil edilmiştir. Harita’da Ülkemizdeki Uluslararası Karayolu bağlantıları topluolarakgörülmektedir.(http://www.ubak.gov.tr:7778/BysWEB/DownloadBelgeServl et?read=db&fileId=555181, s.26)

Harita 1. Ülkemizdeki A-Yolları

2.6.2.2. TRACECA Demiryolu Projesi

Pan-Avrupa 4. ve 10. Koridoru üzerinden sınıra ve İstanbul’a ulaşan TRACECA koridorunun demiryolu geçişi, Ankara-Sivas-Erzurum-Kars yoluyla Tiflis’e oradan Bakü’ye ulaşarak TRACECA güzergahıyla birleşmektedir. TRACECA

Programının bir kolunun Mersin Limanına kadar uzatılarak, Orta Asya’nın Akdeniz’e bağlanması yönünde Samsun’dan Mersin ve İskenderun Limanlarına inen Demiryolu hattının TRACECA hattı olarak nitelendirilmesi önem taşımaktadır.

TRACECA Türkiye’nin alternatif güzergahları Romanya ile Gürcistan’ı denizyoluyla birbirine bağlayan projedir. Ancak Avrupa-Orta Asya bağlantısını en kısa yoldan sağlayacak güzergah Kars-Tiflis-Bakü bağlantısıdır. TRACECA dahilinde olan ve İran üzerinden geçen diğer demiryolu hattı daha uzun ve maliyetlidir.

Avrupa-Orta Asya bağlantısında alternatif güzergahlar arasında ulaşım koridoru olabilmek için ciddi bir rekabet yaşanmakta, ülkeler güzergahın kendi topraklarından geçmesi için yatırımlar yapmaktadırlar. üphesiz bu yatırımlar, yıllık 600 milyar doları bulan AB-Orta Asya ticaretinden pay kapabilmek için yapılmaktadır.

Türkiye’nin bu önemli projede ana geçiş güzergahı olabilmesi için kesintisiz bir demiryolu ağına sahip olması gerekmektedir. Çünkü açık denizlere uzak olan ve uzak mesafelere ticaret yapmak isteyen Orta Asya coğrafyası için en uygun taşımacılık sistemi demiryolu taşımacılığıdır.

Yakın zamanda kullanıma açılan ve işlemeye başlayan Kars-Tiflis demiryolu hattının yanı sıra, Ballışık-Yozgat-Yıldızeli hattının hayata geçirilmesi, mevcut güzergahın daha hızlı ve yoğun trafiğe elverişli hale gelmesini sağlayacaktır. Bunun yanı sıra Avrupa-Asya koridorunu kesintisiz hale getirecek Marmaray Projesi sadece İstanbul’a fayda sağlamayacak, aynı zamanda TRACECA koridorunu bütünleşik hale getirerek Avrupa-Asya kıtaları arasında daha hızlı ve ekonomik ulaşımı mümkün kılacaktır. Bu projelerin tamamlanması ve demiryolu taşımacılık sisteminin daha modern hale getirilmesiyle ülkemiz transit taşımacılık anlamında diğer rakip devletlerde mücadele edebilecek düzeye gelecektir.

2.6.2.3. Trans-Asya Koridoru

Bu koridor, UN/ESCAP (Asya Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu) tarafından somutlaştırılarak, güzergah haritası hazırlanan İran ve Türkiye üzerinden Avrupa’yı Çin’e ve Orta Asya Cumhuriyetlerine bağlayacak “İpek Yolu”nu

canlandırma fikrinden kaynaklanmaktadır. ESCAP’ın “Trans-Asya Demiryolu

ebekesi” adı altında yürüttüğü çalışmalarda aşağıdaki üç koridor belirlenmiştir: