• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği (AB) açısından düzensiz göç, ekonomik ve kültürel bir risk olarak görülmektedir. Düzensiz göçü kontrol etmek için hazırlanan tasarılar, sürekli olarak hem ulusal açıdan üye devletlerin, hem ulusüstü açıdan Birliğin politik gündeminde ön sıralarda yer almıştır. 2004 yılında AB’nin sınırlarında Üye Devletlerin iş birliği ile AB ortak politikası çerçevesinde düzensiz göçmenlerin girişinin kontrol edilmesi ve bir anlamda düzensiz girişin yasaklanmasını sağlamak amacıyla Sınır Ajansı (Frontex- European Border and Coast Guard Agency) kurulmuştur. Frontexin sınır kontrolü uygulamaları, düzensiz göçmenlerin AB’ye Üye Devlet topraklarına girmesini önlemeyi amaçladığı için Birlik açısından mülteci hukuku politik, toplumsal ve yasal boyutlarda büyük ölçüde sınırları çizilmiş bir alandır56.

Düzenlemelerdeki asıl amaç, AB topraklarının güvenliğini korumaktır. Fakat Birlik ve Üye Devletleri, üçüncü ülke vatandaşlarına karşı koruma yükümlülükleri ile bağlıdır. Bu taahhüt AB üyesi devletleri geri gönderme yasağıyla, bağlı hale

56 Mungianu, R.: The EU, Frontex and Non-Refoulement. In Frontex and Non-Refoulement: The

International Responsibility of the EU, Cambridge University Press, Cambridge, 2016, s. 1; Avrupa Konseyi, TampereiZirvesş15-16 Ekim 1999, 16/10/1999, No. 200/1/99. Ayrıca bknz. Avrupa Konseyi, Laeken Zirvesi, 14-15 Aralık 2001, 14/12/2001, No. 300/1/01; Avrupa Konseyi, Seville, 21-22 Haziran 2002, 24/10/2012, No. 13463/02; Avrupa Konseyi, Thessaloniki Zirvesi, 19-20 Haziran 2003, 1/10/2003, No. 11638/03; Avrupa Konseyi, ‘The Hague Programme: Strengthening Freedom, Security and Justice in the European Union’, OJ 2005 No. C53, s. 1; Avrupa Konseyi, ‘The Stockholm Programme – An Open and Secure Europe Serving and Protecting the Citizens’, 2 Aralık 2009, OJ 2010 No. C115, s. 1.

20

getirmektedir. Bu durumda, ilgili kişilerin risk tehdidi altında bulunacakları üçüncü devlet topraklarına geri gönderilmesi, Birlik ve Üye Devletler için geri gönderme yasağı kapsamında değerlendirilebilecektir57.

Bunun yanı sıra AB açısından yerinden edilmiş kimseler için atılmış olan en büyük adımlardan biri AB Temel Haklar Şartıdır (The Charter of Fundamental Rights of the European Union)58. AB, Temel Haklar Şartını hukukuna katarak, yasal olarak

bağlayıcı bir temel haklar sözleşmesi oluşturmuş; böylelikle AİHS’nin kabulüyle oluşan düzenin bir parçası haline gelmiştir. Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, adalet, özgürlük ve güvenlik alanlarının geleceği için öncelikle Birlikteki temel hakların çerçevesini çizmiştir. Avrupa Komisyonu ve Konsey, çerçevesi sunulan bu temel hakları korumakla yükümlüdür59.

1951 Sözleşmesi ve çalışmada ayrı bir başlık altında incelenecek olan AİHS de elbette ki Birlik için uygulanma iddiasında olan uluslararası sözleşmelerdir. Her ne kadar AİHS’de doğrudan geri gönderme yasağı ismen düzenlenmemiş de olsa, Sözleşmenin 3. maddesi ve 8. maddesi başta olmak üzere birçok maddesi, doğrudan veya dolaylı olarak yasak açısından uygulanabilmektedir60. AB’nin bu sözleşmelere

bağlılığı, üye devletler açısından sözleşmelere taraf olmaları durumu ayrı tutularak, Birlik açısından bir hukuki zorunluluk içermemektedir. Bu anlamda, bu sözleşmelerin

57 Mungianu, s.1-7.

58 7 Aralık 2000 tarihinde yapılan Avrupa Parlamentosu Nice Zirvesinde, Konsey ve Komisyon

başkanlarının imzasıyla ilân edilmiştir.

https://www.europarl.europa.eu/charter/pdf/text_en.pdf (Erişim: 02.05.2019)

59https://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=COM:2010:0573:FIN:en:PDF(Erişim

07.12.12)

60 Moreno-Lax, V.: “Accessing Asylum in Europe Extraterritorial Border Controls and Refugee Rights

under EU Law”, Oxford Studies In Eurpean Law, Oxford University Press, United Kingdom, 2017, s. 266-282; Bayata Canyaş, F.A.: “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Kapsamındaki Geri Gönderme Yasağının Uygulanma Koşullarının AİHM Kararları Çerçevesinde İrdelenmesi”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 5(1) 2015 (73-90), s. 78-81.

21

geri gönderme yasağına ilişkin maddelerin veya geri gönderme yasağı için kullanılan maddelerin, Birlik açısından bağlayıcılığı, geri gönderme yasağının bir jus cogens61

kuralı olmasından ve AB Temel Haklar Şartı 52. maddenin 3.fıkrası62 ve AB

Antlaşması 6. maddenin 3. fıkrasından63 kaynaklanmaktadır.

Bu çerçevede, geri göndermeme yasağı, AB Temel Haklar Şartı ve buna bağlı olarak AİHS ve 1951 Sözleşmesi kapsamında Birlik ve Üye Devletler açısından de uygulanabilir bir yasak olacaktır.

Bunlara ek olarak, 1999’da yapılan ve Birlik için mülteci hukuku açısından bir dönüm noktası olan Tampere Zirvesinde ele alınan temel konulardan biri de Avrupa Ortak Sığınma ve Göç Sistemidir64. Bu sistemle amaçlanan, 1951 Sözleşmesi ve ilgili

diğer insan hakları belgelerinin yükümlülüklerine tam olarak bağlı olarak ve uluslararsı toplum ile dayanışma temelinde insani ihtiyaçlara cevap verebilen, açık ve güvenli bir Avrupa Birliği oluşturmak ve Kanuna uygun olarak üçüncü ülke vatandaşlarının AB toplumlarına entegrasyonunu sağlamak için ortak bir yaklaşım geliştirmektir. Bu amaca hizmet için belirli konu başlıkları seçilmiş ve bunlara yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin, menşe ülke ile ortaklık kurmak, Avrupa’da ortak bir sığınma sistemi kurmak, üçüncü ülke vatandaşlarına adil muamele uygulamak, göç akımlarının idaresi gibi konular ele alınmıştır. Ortak bir Avrupa Sığınma Sistemi ile 1951 Sözleşmesine bire bir uyum içerisinde, geri gönderme yasağını da kapsayıcı bir

61 Moreno-Lax, s. 281.

62 “Bu Bildirge’nin, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi ile teminat altına alınmış olan haklara tekabül eden hakları içermesi durumunda söz konusu hakların anlamı ve kapsamı, söz konusu Antlaşmada belirtilenlerle aynı olacaktır. Bu hüküm, Birlik hukukunun daha kapsamlı koruma sağlamasını engellemez.”

63 “Birlik, İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’ne katılır. Bu katılım, Birliğin Antlaşmalar’da belirlenen yetkilerinde değişikliğe yol açmaz.”

64 Tampere Zirvesi, 15-16 Ekim 1999’da gerçekleştirilmiştir.

22

sistem kurma gerekliliğinin altı çizilmiştir. Buna dayanarak zulüm ve kötü muamele tehdidi altındaki üçüncü ülke vatandaşlarının asla geri gönderilmemesi gerektiği belirtilmiştir65.

2004 Vasıf Yönergesinde66 ise geri gönderme yasağının önemi yeniden

belirtilmiş ve bu yasağın sadece yabancıyı geri göndermemekle sınırlı olmadığı, yerinden edilmiş kimselerin entegrasyonun da bu yasağın bir parçası olması gerektiği belirtilmiştir. Yönergenin diğerlerinden farkı ise 1951 Sözleşmesi kapsamı dışında kalan, uluslararası koruma altında olmayanlar, yani tamamlayıcı koruma statülerinden yararlanacak olanları da ele almasıdır. Buna ek olarak 2004 Vasıf Yönergesi, yerinden edilmiş kimselerin de yasak kapsamında olduğunu belirten ilk uluslarüstü düzenlemedir67.

Ayrıca, Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Anlaşmada68, 78. maddesi başta

olmak üzere konuyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre Birlik, uluslararası koruma gerektiren ve geri göndermeme ilkesine uyumlu bir şekilde, üçüncü ülke vatandaşlarına uygun hukuki statü sunmak amacıyla sığınma, ikincil koruma ve geçici koruma konusunda ortak bir politika geliştirmekle yükümlüdür. Bu politika 1951

65http://www.europarl.europa.eu/summits/tam_en.htm (Erişim 08.12.2018)

66 “Minimum Standards for the Qualification and Status of Third Country Nationals or Stateless Persons

as Refugees or as Persons Who Otherwise Need International Protection and the Content of the Protection Granted” isimli Yönerge, 29 Eylül 2004 tarihinde yayımlanmıştır:

OJ L. 304/12-304/23; 30.9.2004, 2004/83/EC https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32004L0083&from=EN (Erişim: 02.05.2019) 67 Goodwin-Gill/Mcadam, s.211; https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32004L0083&from=EN (Erişim 08.12.2018)

68 “Treaty on the Functioning of the European Union” 30 Mart 2010 Tarihinde ve C 83 serisiyle

yayımlanan bu Anlaşma, AB Kurucu Anlaşmalar arasındadır. https://eur-lex.europa.eu/legal- content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:12012E/TXT&from=EN (Erişim 09.01.2019)

23

Sözleşmesine ve mültecilerin ve diğer ilgili anlaşmaların durumuna ilişkin 31 Ocak 1967 Protokolüne uygun olmalıdır. Ayrıca, Anlaşmanın 67. maddesinde Birliğin, temel haklara ve Üye Devletlerin farklı hukuk sistemlerine ve geleneklerine sahip olması gerçeğine saygı duyularak, ortak özgürlük, güvenlik ve adalet alanı oluşturulacağı, kişiler için de iç sınır kontrollerinin bulunmadığı ve üçüncü ülke vatandaşlarına karşı adil olarak Üye Devletler arasındaki dayanışmayla iltica, göç ve dış sınır kontrolü konularında ortak bir politika belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, hükmün koruduğu menfaat ele alındığında vatansız kişilere de üçüncü ülke vatandaşı olarak muamele edileceği anlaşılmaktadır69.