• Sonuç bulunamadı

Atabeg, Selçuklular ve daha sonraki Türk devletlerinde kullanılan bir unvan olup Türkçe ata ve beg kelimelerinden oluşmuştur.344 İlk önce Selçuklular devrinde ortaya çıkmıştır.345 Selçuklular ile birlikte İslâm dünyasına gelen ve onlardan Gaznelilere, Gürcülere ve daha sonraki devletlere intikal eden müesseselerden biri de atabeylik müessesesidir.346

Selçuklulardan önceki Türk-İslâm devletlerinde böyle bir unvan veya müessesenin varlığı hakkında bir bilgi olmamasına rağmen şehzadelerin eğitimine büyük önem verilmekteydi.347 Bu durum daha önceki Türk devletlerinde adı atabeylik olmasa da bu kurumun eğitim anlamında kullanılmasıdır. Çünkü Türkler’in İslamiyetten sonra da kendi örf ve ananelerini devlet idare şeklinde ve günlük yaşayışlarında devam ettirdikleri görülmektedir.

Selçuklularda atabegliğin olması Oğuz ananelerine sadık olarak İmparatorluğun esasını kuran Selçuklu sülalesinin bu atabeylik müessesesini daha İslamiyetten evvelki Türk devletlerinden aldıkları yahut eski devirlerden kalan bu ananeyi devam ettirdikleri düşünülebilir. Orhun Kitabelerinde geçen Yolluğ Tigin’in kendisine verdiği “Kül Tigin Atisi” lakabı üzerinde duran bu kitabelerin tercümesi ile uğraşan Thomsen, Radloff ve Melioren Skiy gibi ilim adamları, bu lakabın “atabeg” manasına geldiğini ispata çalışmışlardır.348

Kafkasya’da yapılan araştırmalarda bir takım Türk devletlerinin çocuklarını daha küçük iken yabancı bir aile içinde terbiye ettirdiklerini ve bu yabancı aile reisine “atalık” adı verildiğini ve bu iki aile arasında bir nevi suni ve hukuki akrabalık

344 Hasan Akyol, s. 235

345 Mehmet Fuat Köprülü, “Ata” Maddesi, İA, C I, s. 712

346 Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti, s. 310 347 Hasan Akyol, s. 235

81

vücuda geldiği söylenmektedir.349 Bu uygulama ile daha önceki Türk adetlerindeki varlığından bahsedilebilir.

3.1.2.Atabeglik Müessesesinin Kullanımı

Selçuklularda ilk defa vezir Nizamülmülk’e atabeylik bir unvan olarak verilmiştir.350

Devlet hanedan mensuplarının müşterek malı olduğundan şehzadeler daha küçük yaşlarda eyaletlere Melik olarak gönderiliyor, kendilerini yetiştirmek ve işlerini idare etmek üzere onlara birer Atabeg tayin ediliyordu. Şehzadeler büyüdükten sonra da onların veziri, kumandanı veya müsteşarı olarak kalıyordu. Bu atabegler şehzadelerin devlet adamı olarak yetişmelerinde ne kadar faydalı olmuşlarsa onları sultanlığa ve hâkimiyetlerini genişletmeye kışkırtmak ve o sayede kendi mevkilerini yükseltmek maksadıyla sebebiyet verdikleri sarsıntılar dolayısıyla o derece zararlı olmuşlardır.351 Kendi atabeği olduğu şehzadeyi taht çıkarmak için mücadelelere girişmişlerdir.

Atabegler, büyük vazifelerde bulunan eski ve nüfuzlu oğuz beyleri arasından yahut sultanların memlüklerinden olup, değerli hizmetleri ile sadakat ve kudretlerini göstermiş büyük emirlik derecesine yükselmiş askeri kumandanlar arasından seçilmiştir.352

Bir unvan olarak ortaya çıkan ve zamanla bir memuriyete dönüşen atabeylik, sonraları atabeglerin, yanlarında bulunan şehzadelerin dul kalmış anneleri ile evlenmeleri ile veya şehzadelere kız vermeleri sebebiyle daha önemli bir mevki haline gelmiştir.353 Böylece devlet yönetiminde daha çok söz sahibi olmalarını sağlamıştır.

Atabegler, doğrudan doğruya Sultan’a bağlı olup, bulundukları bölgelerde onların naibi sıfatıyla adeta yarı bağımsız bir hükümdar gibi hareket ediyordu.

349 Mehmet Fuat Köprülü, “Ata” Maddesi, İA, C I, s. 714

350 Coşkun Alptekin, “Büyük Selçuklular”, DGBİT, C. VII, s. 199 351 Osman Turan, Selçuklular Tarihi Ve Türk İslam Medeniyeti, s. 310 352 Mehmet Fuat Köprülü, “Ata” Maddesi, İA, C I, s. 712

82

Ayrıca ölen bir atabeğin yerine bazen oğlu tayin edilmiştir. Bu durum Ortaçağ’da memuriyetlerin babadan oğula intikal ettiğini gösterir.354

Atabeglik müessesesini Büyük Selçuklular’ın kullanması ile kendine bağlı olan meliklikleri diğer devletleri de etkilemiştir.

Kırım Hanları bu müesseseyi kullanmışlardır. Harizmşah şehzadelerinden Sancar Şah’ın Mengli Bey adlı atabeği olduğu bu müessesenin varlığını gösterir. Kirman Selçuklularında atabeylik vazifesinin mevcudiyeti ve ehemmiyeti Tuğrulşah devrinde Alâddin Bozkuş, Behramşah ve Arslanşah devirlerinde Atabeg Müeyyidüddin Reyhan ve Atabeg Kutbeddin al-Din Muhammed Bozkuş gibi atbeglerin varlığından görülmektedir.355

Kirman Selçuklularında atabeglik biraz farklı kullanılmıştır. Kirmandaki atabegler, şehzadeler ile vilayetlere gitmemişler yani şehzade yetiştirme görevinde yer almamışlardır. Onlar başkentte hükümdarın yanında yer almışlar, bizzat meliklere idari işlerde yol gösterici ve baş danışman olarak görev yapmışlardır. Uzunçarşılı’nın tabiri ile “hükümdar atabegliği” oluşmuştur.356

Anadolu Selçukluları da bu ananeye bağlı kalmışlardır. Büyük Selçuklularda ve şubelerinde lala unvanı da kullanılmıştır. Anadolu Selçukluları iki unvanı da kullanmıştır. Osmanlılarda ise vezr-i azamlara lala diye hitap etmeleri xıv. asırdan başlayarak kullanmışlardır.357

Atabeg unvanı daha sonraları bu vazifede bulunmayan bazı emirler için de kullanılmıştır. Büyük Luristan (Lûristân-i Buzurg) hâkimi ve Hezâresbiler sülalesinin müessisi Abu Tahir de bu unvanı kendi kendine almıştır. Atabeg müessesesi ve unvanı, atabeg sülalelerinden sonra da devam etmiştir. Eyyubiler ve Memlüklerde de görülmektedir. Ayrıca Büyük Selçuklu İmparatorluğunun ananelei tesirinde kalan İran Moğollarında da görülmektedir.358

Tarihsel süreç içinde atabegler vazifelerini ifa etmişlerdir. Bu durum Selçuklu devletinin otoritesinin zayıflaması ile değişmiştir.

354 Hasan Akyol, s. 235

355 Mehmet Fuat Köprülü, “Ata” Maddesi, İA, C I, s. 712-714 356 Erdoğan Merçil, Kirman Selçukluları, s. 155-156

357 Mehmet Fuat Köprülü, “Ata” Maddesi, İA, C I, s. 715-716 358 Mehmet Fuat Köprülü, “Ata” Maddesi, İA, C I, s. 712-714

83

Selçuklu Devleti’nde merkezi otoritenin güçlü olduğu dönemlerde atabegler, açıkça bağımsızlık temayülü göstermemişler, ancak devlet otoritesinin zayıflamasıyla atabeglerin birçoğu naibi oldukları şehzadelerin yerine, kendi adlarına hâkimiyet kurmaya başladılar. Dolayısıyla atabeg unvanını ve müessesesini kendi hesaplarına bir hanedan tesis etmek için basamak olarak kullanışlardır.359

İmparatorluğun sarsılmasıyla atabegler müstakil devletler kurmaya başlamışlardır. Bunlar: Tuğtekin tarafından Şam Atabegleri Böriler (1104-1154), İmameddin Zengi’nin kurduğu Musul Halep Atabegleri (1127-1233), Azerbaycan Atabegleri veya İldenizliler (1146-1225), Fars Atabegleri veya Salgurlular (1194- 1286) gibi atabegler teşekkül etmiştir.360