• Sonuç bulunamadı

I. IV YÜZYILDA KADAR ROMA İMPARATORLUĞU

I.II. Siyasi Gelişmeler

2.5. Yeni Yerleşimci Büyük Tehdit Bulgarlar

2.5.2. Asparuh Han ve Tuna Bulgarları

Tuna Bulgar devletinin siyasi açıdan en sıkı ilişki içinde olduğu devlet şüphesiz Bizans devletiydi. Bat-Bayan'ın küçük kardeşi Asparuh kalabalık Bulgar kütleleri ile Tuna'ya yönelip Balkanlara gecti (668) ve elverişli toprakları zapt ederek yeni Bulgar devletini kurdu (679). Theophanes aktardığı bilgilerde Asparuh ilgili ifadeler şu şekilde yer almıştır: “…Asparuh adındaki üçüncü kardeş Dnyeper ve Dnyestri geçerek Olga’yı (bu nehirler Tuna’dan daha kuzeydedirler)istila etti. Tuna ve bu nehirler arasına burayı tehlikesiz ve her taraftan aşılması güç olarak bilip yerleşti. Zira burası önden bataklık diğer taraftan ise nehirlerle çevriliydi. Bundan dolayı ayrılarak zayıflayan halk için

düşmanlara karşı büyük emniyet sağlıyordu…”322

Kuban bölgesinde hâkimiyetin Hazarlar tarafından ele geçirilmesi sonucunda On ogurlar bağımsızlıklarını kaybetmiş oldular. Hazarların hâkimiyetini kabul etmeyen Kubratın oğullarından Asparuh Hazarların baskısı karşısında bağlı topluluğuyla Tuna yönünde hareket etmek zorunda kalarak bu nehri aşıp 671 yılında Balkan coğrafyasına

girdi323.Asparuhun halkıyla birlikte Balkanlara doğru başlayan göçü esnasında Tuna

çevresinde hâkimiyeti ancak Avarların bu bölgelerde var olan güçlerinin yenilgiye

uğratılması sonucu sağlanabilmiştir324.

Balkanlarda beliren Asparuh liderliğindeki Bulgarlar savaşçı özellikleri nedeniyle İmparator IV.Constantinos (668-685), imparatorluğun güvenliği açısından oluşturduğu tehdidin farkındaydı. IV.Constantinos imparatorluk başkentinin Araplar tarafından

320 Ostrogorsky, s.98

321 Kafesoğlu, s.203

322 Theophanes, s.498

323 Kurat, s.110; Karoly-Czegledy, s.123

673’ten 677’ye kadar kuşatılarak baskı altında tutulması sonucu Balkanlarda meydana gelen gelişmelere karşı herhangi bir müdahalede bulunamadı. Başkenti muhasara altında tutan Araplarla anlaşma sağlanması sonucunda İmparator Bulgarlara yönelik askeri hazırlıklara başladı. İmparatorluk askeri güçleri Asparuh liderliğindeki Tuna çevresini iskân ve yurt edinmiş Bulgarlar üzerine kara ve deniz güçlerini sevk ederek kuşatma içine almayı amaçladı. Ancak etrafın bataklık olması imparatorluk askerlerini aciz durumda bırakırken Asparuk güçlerine ise büyük bir üstünlük sağlıyordu. Çok sayıda askeri kayıplara uğrayan Bizans İmparatorluk güçleri imparatorun hastalanıp savaş alanından ayrılması sonucu, Bulgar güçlerinin karşı saldırıya geçmesine neden oldu. Asparuh

kuvvetleri Bizans’ın boşalttığı bölgelerde ilerleyerek Varna’ya kadar ulaştılar325.

Yaşanılan ağır yenilgi ve Bulgar ilerleyişi ancak imparatorun Bulgarlarla resmi bir anlaşma yapmasıyla sonlandırıla bildi. Anlaşmanın içeriği yıllık vergi vermeyi, Tuna ile Balkanlar arasında kalan bölgenin Moesia ve Küçük İskitya eyaletlerini Bulgarlara terk etmeyi içeriyordu. Böylece ilk kez Bizans İmparatorluğu sınırları içinde tanınan

bağımsız bir devlet kurulmuş oldu326. Kanaatimizce Asparuh’u bu başarıya götüren en

temel faktör Asparuh’un sahip olduğu askeri ve stratejik dehası ve liderlik vasfından kaynaklanmaktadır. Halkının Hazarların hâkimiyeti altına girmesine müsaade etmeyerek Balkan coğrafyasına taşımış, iskân için seçilen bölgeyi geçici olarak değil yurt tutmak gayesiyle belirlediğinden ele geçirdiği toprakların sahiplerinden gelecek saldırılar düşünülerek korunaklı bölge yurt olarak seçilmiştir.

Bizans İmparatorluğu VI. yüzyılın ortalarından itibaren bölge üzerinde hâkimiyet olarak fiilen yok durumundadır. Bizans’ın tehlikeli yeni komşusu Bulgarlar, Tuna’dan kuzey Balkanlara uzanan bölgede kurdukları devletleriyle bölgede nüfus olarak oldukça kalabalık durumda olan Slavlarla ittifak oluşturdular. Asparuh’un sahip olduğu teşkilatçılık ve devlet yönetme vasfı ele geçirilen topraklarda devletleşmesine imkân sağlamıştır327.

Tuna Bulgar devletinin imparatorluk nezdinde tanınması Doğu Roma İmparatorluğu’nun kuzeyden gelen saldırılara karşı savunma sınır hattını oluşturan

325 Ostrogorsky, s.117; Haldon, s.62.

326 Vasiliev, s.257; Lamerle75.

327 Ayşe Kayapınar, “Tuna Bulgar Devleti (679-1018)”Türkler Ans. C.II, Yeni Türkiye Yay. Ankara-

Tuna’nın kaybedilerek yeni hattın Trakya’nın kuzey dağları olacak şekilde çekilmesine

neden oldu328.

İmparator IV.Constantinos’un ölümünden sonra yerine geçen halefi oğlu II.İustinianos (685-695), babası tarafından Araplara kaşı kazanılan başarı sonucunda sağlanan anlaşmayla doğu sınırlarında sükunet tahsis edilmişti. Bu durum imparatora Balkan coğrafyasına harekete geçmek için en uygun ortamı sağladı. İmparator Bulgar devletine ve Slav halkları tarafından işgal ve iskân edilmiş balkan topraklarını kurtarmak ve itaat altına almak amacıyla Anadolu’dan oluşturduğu askeri birlikleri kullandı. Bulgarların ağır bir yenilgisiyle sonuçlanan (688-689) bu sefer, imparatorluğa çok sayıda Slav esir ve büyük bir başarı sağladı. II.İustinianos Balkanlarda güven ve itaati sağlaması sonucunda bölgede istikrarın tekrardan bozulmaması için burada yaşayan Slav halklarını

stratiotes (Asker) göreviyle Anadolu’da zorunlu iskana tabi tuttu.329 Müslüman Arapların

yaptığı saldırılar sonucunda toprakların boşalmasıyla demografik yapıda meydana gelen boşluğu zorunlu iskân yöntemini uygulayarak doldurmaya çalıştı. Sayıları 80 binden az olmayan Slav halkları Anadolu’da bulunan themelerden Obsikion Theme’sinde zorunlu iskâna tabi tutuldular. Anadolu’da İskân edilen Slav topluluğu imparatorluk ordusuna 30 bin kişilik asker verecek özellikteydi. İmparatorluk zorunlu iskânı neticesinde hem orduya yeni kuvvetler kazandırırken aynı zamanda boş olan İmparatorluk arazilerinin

işletilmesi imkânını sağlanmış oluyordu330.

II.Iustinianus Kyzikos (Erdek) adasında ihtiyaç duyulan tecrübeli denizcileri, Kıbrıs adasından getirterek iskanlarını sağladı. İskâna tabi tutulanların çoğunluğu göç sırasında yaşamını yitirirken ulaşa bilenler ise Kıbrıs’a geri dönme eğilimindeydiler. Müslümanların büyük tepkisine neden olan imparatorun bu hamlesi, taraflar arasında savaşın yeniden başlamasına neden oldu (691-692) . Müslüman Araplarla yapılan savaş esnasında Arap saldırılarına karşı koymak için Slavlardan oluşturulan Askeri birlik (Stratios) savaş esnasında kaçarak Müslüman Araplara sığındılar. İmparatorluk askeri gücünü zayıflatan bu kuvvet kayması sonucunda Sivastopol’da Araplar karşısında büyük bir yenilgiye uğradı. II.Iustinianus yaşanan bu yenilginin sebebi olarak gördüğü Slav ihanetinin cezası olarak kaçanların Obsikion’da iskân edilen savunmasız soydaşlarının

acımasızca katledilmesi emri oldu331.

328 Lamerle, s.75.

329 Ostrogorsky, s.123.

330 Ostrogorsky, 123; Mango, s.33; Vasiliev, s.256.

II.Iustinianus iskan politikasında büyük Iustinianus’un Anadolu’yu talan etmesi sonucunda nüfusta meydana gelen düşüşü yeniden toparlamak çabası içinde olduğu görülmektedir. Mauricius’un imparatorluğuyla birlikte Ermenilerin iskânıyla devam eden sürecin yeni bir ivme kazandığı döneme girilmiş oluyordu. Thessalonike (Selanik) başarısı sonucunda Slav köylü ve çiftçilerin büyük bölümünün Marmara denizinin güney kıyılarını ve iç kesimlerini kapsayacak genişlikte Opsikon themasında iskânlarını gerçekleştirildi. Takip eden yıl içerisinde gerek doğuda gerekse batıda bulunan tüm cemaatlerin benzer şekilde nakledilmeleri doğrultusunda emirler yayınladı. İmparator

II.Iustinianus beş altı yıllık bir süreçte Küçük Asya332 topraklarında kesin olmamakla

birlikte iki yüz elli bin kişinin iskanını gerçekleştirmiş oldu. Uygulanan politika Anadolu coğrafyasının nüfusunda ve demografik yapısında meydana gelen gerilemeleri ve

değişimleri çözmeye yönelik iskânın siyasetinin sonuçlarıydı333. Asparuh Han’ın son

dönemlerinde yaşanan bu siyasi gelişmelerden sonra Bulgarların başına 702’den itibaren

Tervel’in hükümdar olduğu dönem başladı334.

332 Antik çağdan itibaren Anadolu yarım adası Asia veya Küçük Asia olarak anılmaktaydı. Strabon Asia

yarım adasının güneyde Tarsus denizi Kuzeyde Amisos (Samsun) arasında kalan bölge olarak tarihlendirmiştir. Küçük Asia yerine çoğu kez Anadolu sözcüğü kullanılmıştır. Bu terim ise Küçük Asianın yanı sıra Suriye Mezopotamya ve Mısır’ında dâhil olduğu alanı ifade etmektedir. Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, TTK Yay. Ankara-2007.s.2.

333 Norwich, s.268.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. BİZANS İMPARATORLUĞUNUN DOĞUSUNDAN GELEN İSTİLALAR VE İSKÂN POLİTİKASI