• Sonuç bulunamadı

2. YAPAY ZEKÂNIN ASKERİ SAHADAKİ YANSIMALARI

2.1. Askeri Alanda Yapay Zekâ Kullanımına Tarihsel Bir Bakış

Giderek artan dijitalleşme eğilimi kapsamında dijital teknolojilerin kullanım alanları da artış gösterirken yapay zekâ teknolojisi; bir yandan gündelik hayatın bir parçası haline gelerek kolaylaştırıcı etkiler gösterirken diğer yandan askeri alandaki dönüşüme entegre edilerek güvenlik alanındaki faydaları ve riskleri de beraberinde getirmektedir. Savaş alanında yapay zekâ teknolojisinin insan unsuru ile birlikte ve insan unsurunun yerine kullanımı, yapay zekâyı ulusal ve uluslararası güvenlikte dönüşüm potansiyelini haiz bir değişken haline getirmiştir. Yapay zekâ teknolojisinin güvenlik sistemlerinde kullanımı, son 10 yılda giderek artış gösterse de yapay zekâ çalışmalarının başladığı günden itibaren güvenlik, ön plana çıkan bir uygulama alanı teşkil etmiştir.

31

Askeri alanda robotik çalışmalar İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana devam etmekte ve savaş alanında robotik çalışmalardan faydalanılmaktadır. Yapay zekâ çalışmalarının bilimsel bir disiplin olarak henüz başladığı 1950’lerin ikinci yarısında ve 1960’ların ilk yarısı boyunca bu konudaki çalışmalara finansman desteğini sağlayan başlıca iki kurum, ABD Savunma Bakanlığı kuruluşları olan Donanma Araştırmaları Dairesi (ONR) ve İleri Araştırma Projeleri Kurumu (ARPA) olmuştur. Bu dönemde, örüntü tanımaya yönelik istatiksel yöntemler üzerine gerçekleştirilen çalışmalar, ABD Savunma Bakanlığı ile sözleşmeleri dolayısıyla büyük Ar-Ge bütçelerine sahip birçok havacılık ve hava elektroniği şirketinin ilgisini çekmiştir. Şirketler, havadan çekilmiş fotoğraflarda ve karada hedeflerin konumunun belirlenmesi ve kimliğinin saptanmasında yapay zekâ kullanımına büyük ilgi duymuştur.64 ONR’nin Bilgi Sistemleri Dalı, yapay zekâ teknolojisinin ABD donanmasına faydalı olacağı beklentisiyle çeşitli kurumlarda yapay zekâ araştırmalarını desteklemenin yanı sıra bu alanda konferanslar ve çalıştaylar düzenlenmesine de katkı sağlamıştır.65

ARPA’nın Bilgi İşleme Teknikleri Ofisi’nin 1962 yılındaki kuruluşu kendi yönetiminde gerçekleşen J. C. R. (Lick) Licklider, 1960 yılında yayımlanan “İnsan-Bilgisayar Ortak Yaşamı” (Man-Computer Symbiosis) başlıklı makalesinde insanlarla bilgisayarların karmaşık durumların denetlenmesinde ve karar alma süreçlerinde işbirliği yapması gerektiğini öne sürmüştür. Licklider, makalede öne sürdüğü görüşlerini ARPA faaliyetlerine de yansıtmış, bilgisayarların savunmada son derece önemli bir rol sahibi olacağından hareketle ileride Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zekâ Laboratuvarına evrilecek olan ve 1963 yılında başlayan MAC Projesinin oluşturulması için MIT’ye finansman desteği sağlamıştır. 66

64 Nilsson, op.cit., s. 109.

65 Ibid., s.164.

66 Ibid., s.164.

32

Yapay zekâ, 1968 yılı itibariyle ARPA bütçelerinde ayrı bir kalem olarak yer almaya başlamıştır. 1972 yılında ARPA’nın DARPA’ya dönüşmesinden sonra araştırmaların ölçeği ve sağlanan finansman ONR’ye göre daha fazla artış göstermiş ve DARPA araştırma desteklerinin sonuçları günümüzün bilgisayar tabanlı altyapısının önemli bir kısmını oluşturmuştur.67 Bu dönemde, özellikle ABD’de Kongre’nin Vietnam Savaşı’nın da etkisiyle Savunma Bakanlığı tarafından desteklenen projelerin askeri işlerle ilişkili olması talebi kapsamında, 19 Kasım 1969 tarihinde 1970 Savunma Satın Alımı Yetkisi Akti İçin Mansfield Ek Yasası ile ABD Savunma Bakanlığı tarafından yapay zekâ projelerine verilen destek belirli bir askeri işlevle doğrudan ilişkisi olan projeler ve çalışmalar ile kısıtlanmıştır.68 Bu durum, yapay zekâya dair akademik ve ticari çalışmaların devlet desteklerinden faydalanabilmek amacıyla askeri alana odaklandığı bir dönemi beraberinde getirmiştir.

1970 yılında ARPA tarafından konuşma anlama ve işleme çalışmalarına ilişkin çok paydaşlı çalışmalara odaklanılmıştır. Bu kapsamda, 1971 yılında, özel sektör ve akademi ile işbirliği içerisinde yıllık bütçesi yaklaşık 3 milyon dolar olan beş yıllık bir Konuşma Anlama Araştırma (SUR) programı başlatılmıştır. Program kapsamında; Ar-Ge alanında faaliyet gösteren bir şirket olan BBN tarafından Speechlis ve HWIM, Carnegie Mellon Üniversitesi tarafından ise Dragon, Harpy, Hearsay-I, Hearsay II olmak üzere farklı sistemler geliştirilmiştir. Yalnızca Harpy’nin hedefleri karşıladığı öne sürülmekle birlikte hiçbir sistemin yeterli olmadığı fikri daha ağır basmış ve teklif edilen devam projesini desteklememe kararı alınmıştır.69

1970’lerin ortasında DARPA Bilgi İşleme Teknikleri Ofisi’ne, geçmiş başarıları özetleyerek mevcut teknolojinin askeri sorunlar bağlamında hangi alanlara uygulanabileceğine işaret eden ve önümüzdeki süreç için aşamalar belirleyen bir yapay

67 Ibid., s.166.

68 National Science Foundation, The Mansfield Amendment, https://www.nsf.gov/nsb/

documents/2000/nsb00215 /nsb50 /1970/mansfield.html (erişim tarihi: 05.02.2021).

69 Nilsson, op. cit., s. 287.

33

zekâ araştırma programı yol haritası hazırlama görevi verilmiştir. Bu süreçte özellikle, Mors alfabesiyle yazılan kodları çözümleyen bilgisayarlar, Savunma Bakanlığı’nın yazılım probleminin çözülmesi, bir konuşmadaki kilit sözcükleri tanıyıp tespit edebilen bilgisayarlar, komuta ve idareye katkı sağlanması ve sonar radarlarını destekleyici çalışmalar Ofis’ten Savunma Bakanlığı için gerçekleştirilmesi beklenen temel hedefleri oluşturmuştur. 70

Yapay zekânın bu dönemde kullanılmaya başlandığı bir diğer önemli alan, havadan çekilmiş fotoğraflarda askeri önem taşıyan hedeflerin belirlenmesi için bilgisayarla görme araştırmaları olmuştur. Nitekim DARPA 1976 yılında, Görüntü Anlama Programını başlatmıştır.71 Savunma Bakanlığı tarafından anılan programın temel hedefi, akıllı sensörlerle algılanan görüntüler sonucu alınan taslak görüntünün yorumlanarak özelliklerin ve doğal dilde özetinin çıkarılması olarak belirlenmiştir.72 Başlangıçta beş yıllık olarak tasarlanan ancak daha sonra yirmi yılı aşkın bir süre devam eden Görüntü Anlama Programı için DARPA tarafından henüz 8 yıl içinde 4 milyon dolar harcama yapılmıştır.73

ABD’nin teçhizat konusunda nicel üstünlüğe daha az bağımlı bir askeri zafer anlayışı, 1970’li yıllarda benimsenen “dengeleme stratejisinin” (offset strategy) de önemli bir bileşenini oluşturmuş ve Varşova Paktı’nın Avrupa’daki güçlerine üstünlük sağlamak için sayısal üstünlükten ziyade Amerikan silahlarının savaş alanındaki etkinliğini artıracak bir iyileştirme fikri ön plana çıkmıştır. Sovyetler Birliği’nde ABD’deki bu stratejik düşüncenin bir karşılığı olarak 1970’li yılların sonunda ev 1980’li yılların başında Sovyet Mareşali Nikolai V. Ogarkov tarafından “askeri alanda devrim”

(revolution in military affairs – RMA) kavramı dile getirilerek askeri donanımdan ziyade

70 Ibid, s. 317.

71 Ibid, s. 318.

72 Ibid, s. 345.

73 Ibid, s. 346.

34

teknolojik ilerlemelerin geleneksel savaş alanında dönüştürücü bir niteliğe sahip olacağı ifade edilmiştir.74

1980’lerin ilk yarısında, görüntü ve konuşma anlama ile doğal dil işleme alanında umut vaat eden yapay zekâ teknolojileri ve bilgisayar bellek ve işleme teknolojilerindeki çarpıcı işlemeler uluslararası alanda Japonya’nın Beşinci Nesil Bilgisayar Sistemleri Projesi’nin beraberinde getirdiği rekabet ortamı ile birleşince DARPA, ABD’nin bu alandaki öncü konumunu korumak adına büyük bir Ar-Ge programının yerinde olacağı düşüncesiyle Stratejik Hesaplama Programı’nı başlatmıştır.75 “Ulusal güvenliği ve iktisadi gücü artırmak amacıyla geniş tabanlı bir makine zekâsı geliştirmek” ana hedefi doğrultusunda altyapı, mikroelektronik, donanım ve yazılım sistem mimarisi, zeki işlevsel kabiliyetler ve askeri uygulamalar alanlarında Ar-Ge faaliyetlerini destekleyen ABD’nin üstlendiği en büyük bilgisayar Ar-Ge programı olma özelliği taşıyan Stratejik Hesaplama Programı’nın bütçesi konusunda ABD Kongresi’ni ikna etmenin en önemli boyutunu programın askeriyeye özgü uygulamalarını vurgulamak oluşturmuştur.

Program ödeneklerinin 50 milyon dolar düzeyinde olması kararlaştırılmış, 1983-1993 yıllarında DARPA tarafından 1 milyar doları aşkın harcama yapılmıştır.76

1984 yılında DARPA, programın bir parçası olarak konuşma tanıma çalışmalarını yeniden desteklemeye başlamış, Programın bileşenlerinden bir diğerini ise Görüntü Anlama Programı kapsamında potansiyel başvurulardan biri olan robot denetimli askeri taşıtlar için bilgisayarla görme oluşturmuştur.77 Program kapsamında; Deniz Kuvvetleri için Çarpışma İdare Sistemi, Hava Kuvvetleri için Pilot Yardımcısı ve Kara Kuvvetleri için Özerk Kara Taşıtı olmak üzere üç temel program belirlenmiştir.78 1984 yılında, Deniz

74 John Arquilla ve David Ronfeldt (ed.), In Athena’s Camp: Preparing for Conflict in the Information Age, Birinci Basım, RAND Corporation, 1997, s. 84.

75 Chris Hables Gray, “The Strategic Computing Program at Four Years: Implications and Intimations”, AI Society, C. II No. 2 (1988), s. 3.

76 Nilsson, op. cit., s. 366.

77 Ibid, s. 346.

78 Ibid, s. 367.

35

Kuvvetleri için Büyük Okyanus ve Hint Okyanusu bölgesindeki yaklaşık 300 geminin idaresini planlayıp gözlemlemede yardım edecek bir sistem oluşturmayı hedefleyen Filo Karargâhı Savaş Yönetimi Programına ödenek sağlanmaya başlanmıştır. 1986 yılında Hava Kuvvetleri için başlanan Pilot Yardımcısı programı ile ise pilotun sağlayacağı girdilerin yanı sıra seyir sistemi ve sensörler aracılığıyla bilgi alarak görev planlarını hazırlayan ve gözden geçirebilen, pilota hedefler hakkında tavsiyeler verebilen, tehditleri değerlendirebilen etkileşimli bir bilgisayar sistemi geliştirilmesi hedeflenmiştir. Projede başarı sağlanmasına rağmen Savunma Bakanlığı bu teknolojiyi avcı uçaklarına doğrudan yerleştirmemiş ancak Kara Kuvvetleri helikopterlerinde kullanım için geliştirilen Pervaneli Araç Pilotu Yardımcısı sistemi bu projenin miraslarından biri olmuştur.79 1984 yılında Kara Kuvvetleri için başlatılan Özerk Kara Taşıtı projesi ile ordunun lojistik ve malzeme sevkinde, arama-kurtarma görevlerinde, hatta çarpışmada özerk taşıtlar kullanması hedeflenmiştir.80

DARPA, programın görme sistemindeki performans eksikliği nedeniyle bu programı 1988 yılında iptal etse de özerk araçlar, Savunma Bakanlığının ve devlet kurumlarının öncelikleri arasında yer almayı sürdürmüştür. Nitekim 1990’larda Savunma Bakanlığı tarafından uzaktan yönetilen taşıtlar için I ve özerk araçlar için DEMO-II programları desteklenmiştir.81 Stratejik Hesaplama Programı, 1993 yılında tamamen sonlandırılarak Yüksek Performanslı Hesaplama da dahil olmak üzere başka programlara yer verilmeye başlanmıştır.82

DARPA, özellikle Savunma Bakanlığı kapsamında geliştirilen projelerde başarı sağlanması için yapay zekâ teknolojilerinde ilerleme kaydedilmesi ihtiyacını fark ederek bilgisayarla görme, robotik, uzman sistemler, konuşma tanıma ve doğal dil işleme

79 Ibid, s. 369.

80 Ibid, s. 372.

81 Ibid, s. 374.

82 Christian Bischof ve Horst D. Simon, “The Implementation of the U.S. High Performance Computing and Communications Program”, Supercomputer'92, 1992, s. 2.

36

teknolojileri üzerinde çalışmalar gerçekleştirmiştir.83 Bu teknolojiler üzerindeki çalışmalar Stratejik Hesaplama Programı’nın çıktıları üzerinde doğrudan etkili olmasa da bir yandan yapay zekâ çalışmalarında büyük bir hızlanma sağlayarak laboratuvarlarda ve üniversitelerde gerçekleştirilen çalışmaları hızlandırmış diğer yandan askeri sistemlerde yapay zekâ kullanımını teşvik edici bir rol oynamıştır. 1991 yılında DARPA tarafından finansmanı sağlanan “Dinamik Analiz ve Yeniden Planlama Aracı” (Dynamic Analysis and Replanning Tool – DART) aracılığı ile lojistik sorunlarına yapay zekâ temelli bir çözüm getirilmiştir. Merkezi olarak konumlandırılmış sistemlerden aldığı destekle karar alma sürecini sağlayan DART, ABD’ye askeri alanda maliyet verimliliği sağlamıştır. 84

1990’lı yıllarda ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (Central Intelligence Agency – CIA) tarafından MQB-1 Predator insansız hava aracının kullanılması ile istihbarat konusunda karşılaşılabilecek herhangi bir eksikliğin uydu aracılığıyla kontrol edilen insansız hava araçları ile kapatılabileceği düşünülmüştür. Bu dönemde belirli amaçlar için robotik çalışmalardan faydalanılsa da yapay zekâ sistemlerinin entegrasyonu henüz sınırlı olduğundan öngörülmeyen durumlarda eylemde bulunma esnekliğinin sağlanamaması önemli bir eksik olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlayış günümüzde azalmakla ve yapay zekâ sistemlerinin entegrasyonu ile daha geniş hedefler belirlenmekle birlikte tam otonom sistemlere geçiş yönündeki çalışmalar halen gelişmekte olan bir süreç olduğu için savaş alanında tam bir hakimiyetten ziyade görev veya hedef bazlı robotik kullanımları beraberinde getirmiştir. 85

ABD’nin 2001 Mali Yılı Ulusal Savunma Yetki Yasası’nda (H.R. 4205) Silahlı Kuvvetlerin insansız, uzaktan kontrol edilen teknolojiye erişmesi ve bu kapsamda 2010 yılına kadar operasyonel derin saldırı hava araçları filosunun üçte birinin, 2015 yılına

83 Nilsson, op. cit., s. 375.

84 Military Embedded Systems, Artificial Intelligence Timeline, 24 Ocak 2019, https://militaryembedded .com/ai/machine-learning/artificial-intelligence-timeline (erişim tarihi: 07.02.2021).

85 Abhinav Kumar ve Feras A. Batarseh, “The use of robots and artificial intelligence in war”, LSE Blogs, 17 Şubat 2020, https://blogs.lse.ac.uk/businessreview/2020/02/17/the-use-of-robots-and-artificial-intelligence-in-war/ (erişim tarihi: 10.02.2021).

37

kadar ise operasyonel kara muharebe araçlarının üçte birinin insansız hale getirilmesi hedeflenmiştir.86 Bu hedef doğrultusunda, 2002 yılında DARPA tarafından sadece ABD kökenli ekiplerin katılabildiği, 2004 yılında Kaliforniya’nın Barstow kentinden yola çıkıp Nevada’nın Primm kentine, çöl yolları ve arazide otonom olarak ilerleyerek en hızlı tamamlayan ekibin kazanacağı “Büyük İddia” (Grand Challenge) yarışması duyurulmuştur. Yarışma sonucunda hiçbir araç rotayı tamamlayamadığı için somut bir başarı elde edilememiş olsa da Büyük İddia, bu konudaki yarışmaların öncüsü olmuştur.

DARPA tarafından 2005 yılında düzenlenen ikinci Otomatik Robotik Kara Taşıtları Büyük İddia yarışmasındaki rotayı beş, 2007 yılında düzenlenen Kent Yarışı adlı otomatik sürüş yarışındaki rotayı ise altı araç tamamlamıştır.87 Yapılan yarışlar ile yapay zekâ sistemlerinin algılama ve planlama kabiliyetlerindeki mevcut ilerleme tespit edilmekle birlikte ne yönde bir gelişime ihtiyaç duyulduğu da ortaya çıkmış ve bu durum, sürüş teknolojilerine yönelik çalışmalara duyulan ilginin artmasını da beraberinde getirmiştir.

Aynı dönemde, ABD Savunma Bakanlığı tarafından ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerinde çok sayıda hava ve kara robotu konuşlandırılarak bu yolla daha çevik hamlelerde bulunabileceği gözlemlenmiş ve bu yöndeki askeri harcamalar artırılmıştır.

Özellikle, ABD’nin 2003 yılında gerçekleştirdiği Irak işgali sürecinde ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin 1990 yılında başlayan Körfez Savaşı’nı kast ederek

“ABD’nin 10 yıl önceki durumundan çok daha iyi durumda olduğunu, 1991 yılında ABD öncülüğündeki koalisyonun Körfez Savaşı kapsamında Irak’a düzenlediği Çöl Fırtınası Operasyonu’nda havadan yere jetlerin %20’si lazer güdümlü bombaları hedefe yönlendirebilirken Irak işgalinde tüm jetlerin bu kapasiteye sahip olduğunu ve Çöl

86 H.R.4205-Floyd D. Spence National Defense Authorization Act for Fiscal Year 2001, https://www.congress.gov/bill/106th-congress/house-bill/4205/text (erişim tarihi: 29.04.2021).

87 Grant Turnbull, “DARPA’s Grand Challenge at 15: how far have autonomous military vehicles come?”, Army Technology, 14 Ekim 2019, https://www.army-technology.com/features/darpas-grand-challenge-at-15-how-far-have-autonomous-military-vehicles-come/ (erişim tarihi: 11.02.2021).

38

Fırtınası Operasyonu’nda hedefin fotoğrafının planlayıcılara ulaşması, koordinatların belirlenmesi, görevin planlanması ve bomba ekibine ulaştırılması iki gün alırken Irak işgalinde hedeflerin, fotoğrafların ve koordinatlarının gerçek zamanlı bir şekilde belirlenerek e-posta ile uçuş halinde olan askeri personele anında ulaştırılabildiğini belirten ifadeleri, askeri alanda devrimin görünür hale geldiği bir duruma işaret etmektedir.88 ABD’nin 1990’larda yıllık 300 milyon dolar civarında olan insansız hava aracı harcamaları, 11 Eylül sonrasında 2005 yılı itibariyle altı kat artarak 2 milyar doların üzerine çıkmıştır.89 2005 yılında ABD Savunma Bakanlığı tarafından konuya verilen önemi gösterir şekilde ileri dönemdeki insansız sistemler için yol haritaları yayınlanmaya başlanmıştır. 2005 yılında hava araçlarına yoğunlaşan ancak 2007, 2009, 2011 ve 2013 yıllarında kara ve deniz araçlarını da içeren yol haritalarında hâkim tema, otonomi olmuştur.

Daha önce Vietnam’da da kullanılan insansız hava araçları artık kısıtlı şekilde kullanılmak yerine askeri gücün temel bileşenlerinden biri haline getirilecek çalışmalara konu olmaya başlamıştır. Bu hızlanmadaki temel nedenler arasında, küçük ve sessiz çalışabilen insansız hava araçlarının asimetrik savaşlarda daha elverişli şekilde kullanılabilmeleri ve kesintisiz şekilde keşif imkânı sağlamaları yer almıştır. 2011 yılı itibariyle insansız hava araçlarına yapılan yıllık harcama 6 milyar doların üzerine çıkmış, ABD Savunma Bakanlığı’nın filosunda 7 binin üzerinde insansız hava aracı yer almıştır.

İnsansız hava araçlarının tek başlarına kullanımlarına ek olarak araçların bir arada yönlendirebileceği “sürü” (swarm) çalışmaları bu alandaki çalışmaları ileri bir boyuta taşımıştır. Kolektif bir organizma gibi hareket edebilen, aralarında iletişim kurarak bir görev dağılımı çerçevesinde sürü halinde uçan araçlar aracılığı ile “sürü harbi” için geçerli taktiklere yönelik çalışmalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır. 2016 yılında ABD

88 Edward Halphin, Philippa Trevorrow, David Webb, Steve Wright (ed.), Cyberwar, Netwar and the Revolution in Military Affairs, 1. Baskı, New York, Palgrave Macmillan, 2006, s. 123.

89 Paul Scharre, İnsansız Ordular: Katil Robotlar, Otonom Silahlar ve Makine Savaşları (Çev. Kutsi Aybars Çetinalp), 1. Baskı, İstanbul, Kronik Kitap, Kasım 2020, s. 40.

39

tarafından sürü halinde uçan 103 insansız hava aracının tanıtımını birkaç ay sonra Çin tarafından 119 insansız hava aracının tanıtımının gerçekleştirilmesi takip etmiştir. 90

2010’dan günümüze, ABD’nin çalışmaların başlangıcında görece daha az önem verdiği yapay zekâ sistemlerinin savaş alanında kullanılmasına yönelik çalışmalarında lider olma hedefi çerçevesinde çalışmalara hız vermesi, Çin’in yapay zekâ alanında son derece güçlü ve lider olarak nitelendirilebilecek bir aktör olarak sahneye çıkışı ve 2017 yılından başlayarak birçok devlet tarafından yapay zekâya yönelik ulusal stratejik hedeflerin benimsenmesi ile yapay zekânın askeri alanda kullanımına yönelik çalışmalar uluslararası alanda büyük bir artış gözlemlenmeye başlamıştır. Çin’in 2017 yılında yayımlanan “Gelecek Nesil Yapay Zekâ Kalkınma Planı”nın temel hedefleri arasında 2030 yılına kadar yapay zekâ alanında dünya hakimiyeti yer almış, aynı yıl Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından gelecekte savaşların insansız hava araçları aracılığıyla gerçekleştirileceği ve “yapay zekâ geliştirme çalışmalarında kim bir dönüm noktasına ulaşırsa dünyaya hâkim olacağı” ifade edilerek Rus “silahlı robot ordusu” tanıtılmıştır. 91

ABD Savunma Bakanlığı tarafından 2017 yılında başlatılan ve “Algoritmik Savaş Çapraz Fonksiyon Ekibi” (Algorithmic Warfare Cross-Function Team) olarak da bilinen

“Maven Projesi” (Project Maven) askeri alanda yapay zekâ sistemlerinin kullanımı ve bu konudaki uluslararası tartışmalara dair gelinen noktayı özetler niteliktedir. Maven Projesi ile 2018 yılından itibaren savaş bölgelerinde kullanılmak üzere insansız hava araçları tarafından sağlanan olabildiğince fazla miktarda videolarda ve hareketsiz görüntülerde ilgili nesnelerin otonom olarak tespit edilebilmesi için nöral ağlar aracılığıyla derin öğrenme kullanılmaktadır.92 Pentagon tarafından projenin, “isyan ve terörle mücadelede”

askeri ve sivil analistlere yardımcı olacak görsel algoritmaların geliştirilmesi ve

90 Ibid, s. 49.

91 Military Embedded Systems, Artificial Intelligence Timeline, 24 Ocak 2019, https://militaryembedded .com/ai/machine-learning/artificial-intelligence-timeline (erişim tarihi: 18.02.2021).

92 Kelsey D. Atherton, “Targeting the future of the DoD’s controversial Project Maven initiative”, C4ISRNET, 27 Temmuz 2018, https://www.c4isrnet.com/it-networks/2018/07/27/targeting-the-future-of-the-dods-controversial-project-maven-initiative/ (erişim tarihi: 18.02.2021).

40

entegrasyonu ile sivil ve askeri analistlere destek sağlaması hedefiyle gerçekleştirildiği ifade edilmektedir. Veri temelli istihbarat ve öngörü sağlamaya yönelik proje için Savunma Bakanlığı’nın Silikon Vadisi ile gerçekleştirdiği işbirliği, etik kaygılar nedeniyle uluslararası alanda olduğu kadar bizzat projede yer alan şirketlerin çalışanları tarafından da tepkiyle karşılanmıştır. Proje kapsamında Savunma Bakanlığı ile işbirliği gerçekleştiren temel paydaşlardan olan Google, çalışanlarının savaş alanında kullanılacak yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesinde yer almama yönündeki imza kampanyaları ve protestoları ile uluslararası gündemde yer almış, şirket daha sonra Maven Projesi’ndeki sözleşmesini yenilemeyerek projeden çekildiyse de93 orduyla farklı alanlarda işbirliğine devam etmiştir.

Askeri alanda yapay zekâ sistemlerinin kullanımındaki artış, konuya ilişkin kavramsal ve uygulamalı çalışmaları beraberinde getirmiş, uluslararası aktörler tarafından bu sistemlerin kullanımının faydaları ve zararlarına yönelik kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilmeye başlanmış ve insanın karar alma döngüsündeki rolü tartışmaların temelini oluşturmuştur. Özellikle otonom silahların kullanımı ve insanın karar alma döngüsünün tamamen dışında bırakılması devletler arasında bir tartışma konusu olmakla birlikte, bazı devletlerin uluslararası kuruluşlar nezdinde tamamen yasaklama çağrısında bulunurken diğer devletlerin ise ulusal alanda askeri alanda yapay zekâ kullanımına yönelik Ar-Ge çalışmalarına devam ettikleri gözlemlenmektedir.