• Sonuç bulunamadı

2B Öncesi - Sonrası

ARAZİ YÖNETİMİ VE GEREKSİNİMİ

Prof. Dr. Hüseyin Erkan - S. Gökşin Seylam - Prof. Dr. Ahmet Yaşayan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Kadastro Komisyonu

Anahtar terimler: araziyönetimi,nüfusartışı, kentleşme, doğalvekıtkaynak, doğakoruma, hari-tacılıkmesleği

1. GİRİŞ

Arazi yönetimi, çok geniş kapsamlı, ekonomik ve toplumsal alanda çok işlevli, çok aktörlü bir kavramdır. Arazi yönetimi genel olarak, kentsel ya da kırsal arazi kaynaklarının, sürdürülebilir bi-çimde, gelecek kuşakların gereksinimlerini de göz önünde tutan bir yaklaşımla kullanımı ve geliş-tirilmesi ile ilgili bütünleşik yönetme sürecini tanımlamaktadır.

Arazi, insan faaliyetlerinin temel mekânıdır. Bu nedenle, insanlar var oldukları günden başla-yarak araziyle hep ilişki içinde olmuştur. Küresel yönlendiricilerin etkisiyle dinamik bir yapıya sahip olan bu ilişki, tarihin farklı dönemlerinde farklı şekillerde sürmüştür

Bütün canlıların ve insanların yaşamının temel alt yapısı olan doğal kaynaklar toprak, su ve ha-vadır. Sağlıklı yaşam, bu kaynakların ve bu kaynaklardan elde edilen ürünlerin doğru kullanımına bağlıdır.

2. ARAZİ

Arazi ya da toprak, bütün dünyada miktarı artırılamayan bir doğal kıt kaynaktır. Arazi, bitki örtüsü ve diğer biyolojik öğeleri içeren, ekolojik – hidrolojik süreçlerin geliştiği sistemi tanımlayan canlı bir ortamdır. Ayrıca, arazi bir yüzey değil yer kürenin merkezinden uzay doğru açılan (koni ya da prizma biçiminde) bir mekandır (Şekil. 1).

Arazi özellikle toprak, bir doğal – kıt kaynaktır,insan ve tüm canlılar için, gıda üretiminin teme-lidir ve miktarı sınırlıdır, artırılması olanaklı değildir. Oysa günümüzde 7,3 milyar dolayındaki dün-ya nüfusu, uzmanların tahminlerine göre, 2035 yılında 10 mildün-yarı geçecektir. Bu günkü gelişme içinde, 2035 yılında Türkiye nüfusunun da 100 milyonu bulağı tahmin edilmektedir. Bu gelişmeler yanında, günümüzde dünyada yaklaşık 1/2 oranında olan kentsel nüfus da, 2035 yılında 2/3 oranı-na yükselecek ve mevcut kentli nüfusa, en az 7 milyar dolayında bir insan kitlesi, kentsel alanlarda yaşayacaktır. Kentsel alanların, sanayi ve ulaşım vb. alan gereksinimleri tarım topraklarından karşı-lanmaktadır. Günümüzde bile, dünyada açlık sorunu vardır ve dolayısıyla toprakları özellikle tarım üretimi açısından çok akılcı koruma ve kullanma zorunluluğu vardır.

Şekil 1: Arazi mekanının krokisi

Arazi, yüzeyinde, üzerinde ya da altında birçok hakların ya da kısıtlamaların olduğu bir üç bo-yutlu varlıktır (Şekil 2).

Şekil 2: Arazi kapsamı içinde yer alan haklar.

3. ARAZİYE BAKIŞLAR, DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMLARI Araziye,her disiplin kendi özel gözlüğü ile bakmaktadır.

3.1. Coğrafyacılar, araziyi jeolojik ve jeomorfolojik sürecin bir ürünü olarak görürler.

3.2. Klasik ekonomide, arazi dayanıklı ve doğanın karşılıksız hediyesidir ve ekonomik üretim ve gelişmeler için işlenen ve korunan, anamal ve emek üreten bir kaynaktır. Bazen anamalın temi-natı olarak kabul edilir.

3.3. Çevreciler, araziyi onun doğal durumunda, gerçek değer olarak görürler.

Arazi bir kaynaktır.

as a means of supportorprovisionmeans of support, source of wealthandrevenueassociatedwit-hearth’ssurface, beneathandabove, includes mineral deposits, forests, water, fish, sunlight, rainfall, temperaturechangesalsoincludeshumanimprovementsattachedtotheearth

3.4. Hukukçulara göre, dünyanın merkezinden gökyüzünde sonsuzluğa kadar uzanan meka-nın hacmi ve bu hacim içerisinde çok çeşitli kullanım, yararlanma hakları olan kavramdır.

3.5. Pek çok bilim adamına göre arazi, su ile çevrili alanlar da dahil olmak üzere dünyanın yüzeyini saran yaşam alanı olarak ifade edilmektedir.

4. ARAZİ YÖNETİMİNE ULUSLARASI YAKLAŞIMLAR

Özellikle ikinci dünya savaşı sonrası doğal kaynakları giderek yok edecek; plansız ve insan sağ-lığını dikkate almayan bir yapılaşma ve sanayileşme gelişmiştir. Bu olumsuz gelişmeler ile 1970’li yıllara gelindiğinde, yetersiz gıda üretimi ve kaynak kıtlığı belirginleşmiş, böylece özellikle kırsal arazi kullanımının da etkin yönetilmesi ciddi bir gereksinim durumuna gelmiştir. Sonuçta arazi;

kıt bir kaynak olarak görülmeye ve bu kaynağın etkin yönetilmesi ihtiyacı da uluslararası alanda yaygın bir şekilde dile getirilmeye başlanmıştır.

Konu, 1972 yılında Stockholm Çevre Konferansı‘nda ele alınmış ve:

ti4àSEàSàMFCƌMƌSLBML‘ONBwLBWSBN‘ ƌMLPMBSBLVMVTMBSBSBT‘MƌUFSBUàSFHFÎNƌǵUƌS

t,BZOBLLVMMBO‘N‘OEB LVǵBLMBSBSBT‘IBLLBOƌZFUƌOHÚ[FUƌMNFTƌÚOHÚSàMNàǵUàS

t&LPOPNƌLWFUPQMVNTBMHFMƌǵNFOƌOÎFWSFƌMFƌMƌǵLƌTƌOƌLVSBOCƌSHFMƌǵNFZBLMBǵ‘N‘CFOƌNTFO-miştir.

1992’de yapılan Rio de Janerio Yeryüzü Zirvesi’nde ise, sürdürülebilir kalkınma, insanlığın 21.

yüzyıldaki ortak hedefi olarak benimsenmiştir. Sürdürülebilir kalkınma:

“bugünün gereksinim ve beklentilerini, gelecek kuşakların gereksinim ve beklentilerini karşı-lama olanaklarını tehlikeye atmaksızın karşıkarşı-lama”

olarak tanımlanmaktadır.

Kurallar geliştirme ve uygulama açısından, arazi yönetimi çok aktörlü, çok boyutlu, çok ilişkili bir alandır ve temelinde haritacıların olması gereklidir. Bu durumu BM de böyle görmüş 1995 BO-GOR ve 1999 BATHURST deklarasyonundan itibaren, arazi yönetiminin geliştirilmesi konusunda FIG ile ortak ve koordineli çalışmalar yürütülmüştür.

2000 yılında, BM Milenyum bildirgesinde 2015 yılına kadar ulaşılması öngörülen 8 hedeften biri de “doğasal sürdürülebilirliğin sağlanması”dır.

Birleşmiş Milletler - Avrupa Ekonomi Komisyonu (UNECE)’da 1993 yılında, Avrupa’daki arazi yö-netimi sistemlerinin güçlendirilmesi amacıyla girişim başlatmış ve her yıl farklı iki ülkede, kadast-ro örgütleri ile yardımlaşılarak arazi yönetimi sorunları gündeme getirilmeye, katılan uzmanların görüş ve önerilerini değerlendirmeye başlamıştır. Bu çalışmalardan biri de 2010 yılı 28-30 Ekim 2010 günleri arasında, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün organizasyonunda Antalya’da ger-çekleştirilmiştir.

5. ARAZİ YÖNETİMİ

1972 Stockholm Çevre Konferansında ilk kez, ”Sürdürülebilir kalkınma” kavramı, uluslar arası literatüre geçmiştir.

1992 Rio de Jenerio Yeryüzü Zirvesi’nde ise, “Sürdürülebilir Kalkınma”, İnsanlığın 21. yüzyıl da ortak hedefi olarak benimsenmiştir.

Gündem 21, “İnsanlık, bir tarihsel dönüm noktasındadır” sözü ile başlamaktadır.

Arazi Yönetimi:

1) Kentsel ya da kırsal arazi kaynaklarının, sürdürülebilir bir biçimde kullanımı ve geliştirilmesi ile ilgili bütünleşik yönetme süreci.

2) Araziye ilişkin bilgiler, kurumlar, politikalar ve hukuki düzenlemeler, olarak tanımlanabilir.

6. ARAZİ YÖNETİMİ ile İLGİLİ SORUNLAR 6.1. Dünya Nüfusu

Arazi, tarımsal üretim aracı olarak toprak, insan beslenmesi açısından vazgeçilemezüretim akynağı, günümüzde artık kıt kaynaktır. İnsanlığın geleceği açısından yeterli gıda gereksinimi ba-kımından çok önemli olan dünya nüfusundaki gelişmeler aşağıdaki tabloda görülmektedir:

1500: 461.000.000

1800: 954.000.000

1900: 1.634.000.000 1950: 2.530.000.000 2000: 6.168.000.000 2012: 7.268.000.000

Şekil 3. Dünya nüfus atışı grafiği

Günümüzde 7,3 milyar dolayındaki dünya nüfusu 2035 yılında 10 milyarı geçeceği. tahmin edilmektedir.

Günümüzde bile, dünyada açlık sorunu vardır ve dolayısıyla toprakları özellikle tarım üretimi açısından çok akılcı koruma ve kullanma zorunluluğu vardır.

6.2. Kentleşme sorunu

Günümüzde dünyada kentleşme oranının, yaklaşık

½’nin üzerinde ve. Kentsel nüfusun, 2035 yılında 2/3 ora-nına yükseleceği tahmin edilmektedir.Bu durumda, gü-nümüz kentli kentli nüfusuna, 2035 yılında, en az 7 milyar dolayında bir insan kitlesinin ekleneceği öngörülmektedir.

Şekil 4. Dünya’da kentleşme

Kentsel alanların, sanayi, ulaşım vb. alan gereksinimlerinin de, genellikle günümüzde sürekli tarım topraklarından karşılanmakta olduğu gözlenmektedir. Bu açıdan da, tarım üretimine uygun toprakların, özellikle tarım üretimi için çok akılcı korunması ve kullanılması zorunluluğu açıktır.

7. ARAZİ İLİ İLGİLİ ÇALIŞMA YAPAN KURULUŞLAR

Türkiye’de, arazi kaynaklarının kullanılması ve geliştirilmesi amacıyla çeşitli Kuruluşlarca, Etüt, Plan ve Projelendirme ve uygulama çalışmaları yapmaktadır:

tÃMLFNƌ[EFBSB[ƌZMFƌMHƌMƌ:BTB ,),WF5à[àLCVMVONBLUBE‘S%PMBZM‘IàLàNMFSƌOCVMVOEV-ğu düzenlemeler de dahil edildiğinde bu rakam 300’e ulaşmaktadır.,Başbakanlık ve 9 bakanlığa bağlı 55 kurum arazi ile ilgili faaliyet yapmaktadır.

t#VLVSVNMBSEBOIFSCƌSƌTBZ‘MBS‘oBSBT‘OEBEFǘƌǵFOGBSLM‘BSB[ƌGBBMƌZFUMFSƌOƌHFSÎFLMFǵUƌS-me yetkisine sahiptir.

t5BS‘NBMBOMBS‘O‘OBNBÎE‘ǵ‘LVMMBO‘NMBS‘BSUNBLUBE‘S

t"ǵ‘S‘TVMBNBUBCBOTVZVOVZàLTFMUNFLUFUV[MBONBWFÎPSBLMBǵNBMBSBZPMBÎNBLUBE‘S

tÜlkemizde işlenebilir 24.5 milyon ha alanın % 48’inde orta, % 10’un da şiddetli erozyon vardır.

tÃMLFHFOFMƌOEFƌTFUPQMBNBMBO‘O

- % 14’ünde hafif, - % 20’sinde orta ve

- % 63’ünde şiddetli erozyon tehlikesi vardır.

tÃMLFZà[FZƌOEFOFSP[ZPOMBZ‘MM‘LNƌMZBSUPOUPQSBǘ‘OLBZCFEƌMEƌǘƌIFTBQMBONBLUBE‘S

8. SONUÇ ve ÖNERİLER

Arazi, insan faaliyetlerinin temel mekânıdır. İnsanın sağlıklı yaşamasının temel alt yapısı olan doğal kaynaklar toprak, su ve havadır. Yaşam, bu kaynaklardan elde edilen ürünlerin kullanımına bağlıdır.

Ekonomik kalkınma ile arazi iyeliği, arazi değerleri, arazi kullanımı ve arazi geliştirme gibi et-kinlikler arasındaki ilişkiyi gösteren yukardaki grafik, aslında Harita kadastro disiplinine düşen göre FIG’in hemen hemen temel yaklaşımı olmuştur. Bu yaklaşımın Birleşmiş Milletlerce de be-nimsendiği, Avrupa Birliği’nce de benimsendiği söylenebilir.

Arazi yönetimi, çok geniş kapsamlı, ekonomik ve toplumsal alanda, çok işlevli, çok geniş ta-banlı ve aktörlü bir süreçtir. BM’in de benimsediği gibi, bu çalışmalarda örgütleyici, yönlendirici, uygulamaları doğru değerlendirecek ve uygun çözüm önerileri geliştirebilecek uzmanlık Harita ve Kadastro disiplinidir.

Oturum Yürütücüsü - Tabi konuyu süzmekte çok önemli gerçekten. Bununla ilgili çok kısa bir anekdot size anlatmak istiyorum. Biri arkadaşına bir mektup yazmak istemiş, mektubu tamamla-dığında 100 sayfa olduğunu görmüş ve son cümlesini de şöyle tamamlamış. Kusura bakma daha kısa mektup yazacak zamanım yoktu. Ben hocalarımıza çok teşekkür ediyorum konuyu bu şekil-de güzel süzgeçledikleri için. Şimdi sıra oturumumuzun ikinci konuşmacısı aynı zamanda da son konuşmacısı olan sayın Prof. Dr. Yusuf Güneş Bey’de. Kendisi aynı zamanda Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin görüşlerini de ifade edecek. Hocamızın da yaptığım ön görüşmelerden oldukça keyifli bir sunum yapacağını öğrendim. Dolayısıyla heyecanla bende bekliyorum. Buyrun hocam.

Outline

Benzer Belgeler