• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın Amacı ve Önem

Bu araştırmanın amacı başarılı öğrencilerin fen derslerindeki özdüzenleme davranışlarını tespit ederek, özdüzenleme, özyeterlilik, başarı ilişkisini ortaya koyarak ve öğrencilerin özdüzenleme becerilerini geliştirici bir programın etkililiğini araştırarak; eğitimcileri, program geliştirme uzmanlarını, öğrencilerin öğrenme süreçlerine katılan, kendilerine güvenen bireyler olarak yetişmeleri için, uygun yaklaşımlar ve programlar geliştirmelerine yöneltecek bulgular sunmaktır.

Günümüzde bilişselciliğin ve yapılandırmacılığın etkileri ile aktif öğrenme anlayışının benimsenmesi ve uygulanması, öğrenenin öğrenmesinin sorumluluğunu almasını, öğrenme süreçleri üzerinde kontrole sahip olmasını ve bunlarla ilişkili olarak kendini daha yeterli olarak görmesini sağlamakta ise de hangi yöntem ve tekniklerin özdüzenleme becerileri ve özyeterliliği daha fazla artırdığının tespit edilmesi hazırlanacak programların etkililiği açısından önemli gözükmektedir. Bu amaçla bir kısım eğitimci ayrı programlar (Shmitz ve Wiese, 2005) hazırlarken bir kısmı da öğrencilerin özdüzenleme becerilerini ve özyeterliliğini belirli bir konu alanında ve ders saatleri içinde kazandıracak programlar (Fushs ve diğ.,2005; Graham ve Harris, 1994) geliştirmişlerdir. Bu araştırmada da fen bilgisi dersinde özdüzenlemeyi geliştirmek için bir program hazırlanmış ve bu programın özdüzenleme, özyeterlilik ve başarı üzerinde etkileri incelenmiştir.

Bir diğer önemli husus ta özdüzenleme, özyeterlilik ve başarı arasındaki ilişkilerin saptanmasıdır. “Başarılı öğrencilerin özdüzenleme ve özyeterlilik düzeyleri nasıldır?”, “Başarısız öğrenciler düşük özdüzenleme becerilerine mi sahiptirler?”, “Öğrencilerin özdüzenleme düzeyleri ile belirli bir konudaki özyeterlilik düzeyleri arasında ilişki var mıdır?” veya “Özyeterliliği düşük öğrenciler başarısız mı olmaktadırlar?” gibi soruların yanıtlanması eğitim programlarını hazırlayan ve uygulayan kişilere eğitim ve öğretimin mükemmelleşmesi için önemli ipuçları sağlayabilir. Bu araştırmanın ikinci amacı da yukarıda sayılan sorulara yanıtlar bulmaktır.

Bilgi ve teknolojinin sürekli olarak yenilenmekte ve gelişmekte olduğu günümüzde, bilgiye sahip olmak kadar, ona ulaşabilmenin, onu kullanabilmenin ve geliştirebilmenin önemi artmıştır. Bilgi veya teknoloji çağı da denilen çağımıza ayak uydurabilmek için bireyler, öğrenmeyi öğrenmek, kendi öğrenme süreçleri üzerinde kontrol sahibi olmak durumundadırlar. Özdüzenlemeyi geliştirmeye yönelik programlar hem bireyin öğrenmesini kolaylaştırarak onun özyeterliliğini ve başarısını artırabilir, hem de özerk bireylerden oluşan bir toplum yapısının oluşmasına katkıda bulunabilir.

Fen derslerinin ağırlıklı olarak mekanik matematiksel zeka ve doğacı zekayla ilişkili olması ve öğrencilerin bu derslerde başarı olabilmeleri için; analitik düşünebilmek, problem çözebilmek, akıl yürütebilmek, öğrendiklerini transfer edebilmek ve doğaya duyarlı olabilmek gibi özelliklere sahip olmaları gerekliliği bu dersin önemini artırmaktadır. Öğrencilerin yukarıda sayılan bu becerileri edinmelerinde ve uygulamalarında özdüzenleme ile özyeterliliğin etkilerinin ve bunların birbirleriyle ilişkilerinin araştırılması; bilişsel, duyuşsal ve psiko-motor alanların mekanizmalarının daha iyi anlaşılmasına ve bunların birbirleriyle ilişkilerinin ortaya konmasına da büyük bir katkıda bulunacaktır.

Son zamanlarda yurtdışında özdüzenleme ve özyeterlilik konularına ilgi oldukça fazladır. Bu bağlamda araştırmacıların bir kısmı özdüzenleme niteliklerini, özdüzenleme süreçlerini, özyeterlilik inanç ve algılarını araştırarak bunların güdü, amaç yönelimi, başarı, denetim odağı gibi çeşitli değişkenlerle ilişkilerini bulmaya çalışmışlar, bir kısmı da özdüzenlemeyi geliştirici programlar geliştirerek bunların etkililiğini araştırmışlardır.

Yurtdışında özdüzenleme ve özyeterliliğe ilişkin binlerce araştırma yapılmasına karşın bu kavramlar ülkemizde yeni yeni anlaşılmaya başlanmış ve bu konulardaki çalışmalar son yıllarda hız kazanmıştır.

Özyeterlilik büyük ölçüde duyuşsal alanla ilgilidir. Öğrencilerin sadece akademik başarılarına önem veren, onları sadece çoktan seçmeli testlerle sınayan bir

sistemde özyeterliliğin çok fazla önemi olamaz. Duyuşsal alanın en az bilişsel alan kadar önemli olduğunun idrak edilmesi ve duyuşsal hedeflerin sadece programlarda değil, uygulamalarda da kendini göstermesi ile birlikte ülkemizde bu konuda yapılacak araştırmalarda da artış olması beklenebilir.

Ülkemizde 2007 yılının Haziran ayına kadar özyeterliliğe ilişkin yapılan tez çalışmalarının sadece üç tanesi (Savran, 2002; Karagöz, 2005; Özenoğlu Kiremit, 2006) fen bilgisi özyeterliliğine ilişkindir. Bu çalışmalarda da öğretmen adaylarının özyeterlilik inançları araştırılmıştır. İlköğretim ve lise öğrencilerinin fen bilgisi özyeterliliklerinin de tespit etmeye yönelik araştırmalara ihtiyacın olması bu araştırmanın gerekçelerinden birini oluşturmaktadır.

Özdüzenlemenin, özyeterlilikten daha yeni bir kavram olması ve öneminin ülkemizde yeni yeni fark edilmeye başlanması, bu konuda çok az tez çalışması yapılmasının en önemli nedenlerindendir Ülkemizde, 2007 yılının Haziran ayına kadar yapılmış olan tezlerin sadece dördünün (Alıcı, 2007; Altun, 2005; Canca, 2005; Türkmen, 2004) konusu özdüzenlemedir. Bu çalışmaların da hiçbiri özdüzenleme eğitimiyle ve fen alanıyla ilişkili değildir. Dolayısıyla özdüzenleme eğitimine ilişkin araştırmalara gereksinim vardır. Öğrencilerin özdüzenleme becerileri konusunda eksikliklerini gidermeyi amaçlayan bir özdüzenleme eğitimi programının gerekliliği, bu araştırmanın bir diğer gerekçesini oluşturmaktadır.

Ülkemizde özdüzenleme konusunda çok fazla araştırma yapılmaması aktif öğrenmenin henüz yaygınlaşmaması ile de ilişkilidir. Çoğunlukla geleneksel yöntemle yetiştirilen öğrencilerin öğrenme süreçleri üzerindeki kontrolleri son derece azdır. Öğrencinin kendi öğrenme sorumluluğunu alması ve bu süreçle ilgili kararları kendisinin vermesi, ancak aktif öğrenme süreçlerinde gerçekleşebilir. Açıkgöz’e (2003) göre aktif öğrenme, öğrenenlerin özdüzenleme becerilerini öğrenmek için gereksinim duydukları fırsatları sağlayabilir. Aktif öğrenme anlayışının ülkemizde benimsenmesi ve uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte özdüzenleme konusunda yapılacak araştırma sayısında da önemli bir artış yaşanabilir.

Bu araştırmada elde edilecek bulguların, fen derslerinde özdüzenleme becerilerini geliştirmeye yönelik bir öğretimin yapılandırılmasına ve dolayısıyla, öğrencilerin akademik başarısı ile özyeterlilik algılarını geliştirmeye yönelik yeni yaklaşım, yöntem ve tekniklerin kazandırılmasına yol açması umulmaktadır.