• Sonuç bulunamadı

Bu araştırmada, motivasyon ve akademik başarı olguları, öz belirleme kuramı çerçevesinde ele alınmaktadır. İçe yönelik motivasyon ve özerk olarak düzenlenmiş davranışlar üzerinde odaklanan kuram ve dolayısıyla bu çalışma, öğrencilerin "ilgi duyma"ları ve "akademik başarı"larına alternatif bakış açıları sunmaktadır.

Eğitim öğretim sistemimizde 2005 yılından itibaren uygulamaya konan öğretim programlarının tamamında yapılandırmacı yaklaşımın etkileri görülmektedir. Yapılandırmacı yaklaşım, öğrenme sürecini kontrol eden hatta yönetenin, öğrencinin kendisi olması gerektiğini ve öğrenme hedefleri ile öğrenci kazanımlarının bizzat öğrenciler tarafından ya da öğretmenle işbirliği içinde belirlenmesi gerektiğini savunur.

Benzer şekilde varoluşçuluk felsefi akımı da bireyin biricikliği ve özgürlüğünü ön plana çıkarır. Varoluşçu felsefeye göre tüm insanların varolma ve kendilerini tanımlama sorumluluğu vardır. Kadın ya da erkek tüm bireyler kendi hedeflerini belirleme sorumluluğuna sahiptirler. Varoluşçu bir yaşamın ve eğitimin amacı, bireyi özgürleştirmek, özgürlüklerinin farkına vardırmak ve tercihte bulunmanın değerli bir eylem olduğuna ilişkin bilinçlendirmektir. İnsan özgür bir varlıktır ve bu özgürlük ona

kendini belirleme ya da tanımlama sorumluluğu yükler. Varoluşçu felsefe, bireyi kendi kimliğini belirleme konusunda teşvik eder (Gutek, 2001). Bu çalışmanın temel aldığı öz belirleme teorisi de benzer görüşleri desteklemektedir.

Öz-belirleme kuramının ileri sürdüğü temel kavram ve süreçler, psikoloji alanında birçok çalışmaya kuramsal bir alt yapı oluşturmaktadır. Kurama göre bireyin sosyal etkileşim sürecinde karşılaştığı ve gözlemlediği değer, tutum ya da davranışları benimsemesi ve içselleştirmesi, motivasyon mekanizmaları aracılığıyla gerçekleşmektedir. Kaynağı, etki alanı ve etki derecesi konusunda çeşitli tartışmalar yürütülürken, özerk motivasyonun öğrenmede önemli bir yere sahip olduğu, hatta öğrenme sürecindeki bazı sorunların kaynağının burada yattığı, başarı ve başarısızlıkların sebebinin motivasyonla açıklanabileceği, eğitim araştırmacılarının üzerinde hemfikir olduğu görüşlerdir. Araştırmalar, özerk akademik motivasyonun, öğrenme ve akademik başarıda oldukça sürükleyici bir etkiye sahip olduğu sonucunu ortaya çıkmaktadır (Wentzel, 1991; Anderman ve Anderman, 1999; Wong, Wiest ve Cusick, 2002; Wößmann, Schütz, Lüdemann ve West, 2007; Cho, Weinstein ve Wicker, 2011).

Öz belirleme kuramının temel ilkelerinden faydalanarak öğrenmede ortaya çıkan psikolojik engellerin ve dolayısıyla akademik başarısızlığın üstesinden gelmenin mümkün olabileceği ileri sürülmektedir. Bunun için, öz belirleme kuramı, bireylerin gelişmesini sağlayan şartları tanımlayıp her bakımdan iyi olmada etkin olan faktörleri belirlemeyi amaçlar.

Öz belirleme kuramındaki kilit kavramlardan biri olan özerklik, birinin kendi davranışı ile ilgili inisiyatif alması ve kendi davranışını onaylamasıyla eşleştirilir. Özerklik, gerek aile ortamında gerek akran ilişkilerinde gerekse öğretme-öğrenme ortamında karşılanması gereken bir ihtiyaçtır. Kuram, öğretmen, aile, arkadaşlar gibi sosyal çevre elemanlarından alınan özerklik desteğinin, özerk davranış sergileme, işe kendini verme ve öğrenmenin kalitesini nasıl artırabileceğine dair bir gerekçe sunmaktadır. Öz belirleme kuramına göre, çocuğun özerk davranabilmesi ve bu yolla kendi davranışının sorumluluğunu üstlenmesi için destek sağlandığında sağlıklı bir psikososyal ve bilişsel gelişim gerçekleşecek ve bu durum başarıyı da beraberinde getirecektir.

Bireyin bir yandan çevreye uyum sağlarken öte yandan ihtiyaçları doğrultusunda hedeflerini belirleyip kendi seçimlerini yapabilmesi ve bu seçimlerin sonuçlarını kontrol

etmesi, öncelikli olarak desteklenmesi gereken konular arasında olmalıdır. Çünkü birey bu şekilde kendi yaşamının sorumluluğunu da üstlenmiş olmaktadır.

Benzer şekilde akademik ortamda kendi kendini düzenleyen, kendi seçimlerini yapan ve kendi davranışının sorumluluğunu üstlenen öğrenciler, hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli olan davranışsal düzenlemeyi de belirlemiş demektir. Hedeflerini ortaya koyup, etkili biçimde planlama yapan öğrenciler, akademik açıdan, bu etkinlikleri yapmayan diğer öğrencilerden daha yüksek başarı göstermektedir.

Akademik başarı, kişinin tüm yaşantısını etkileyebilecek önemli bir kavramdır. Kişinin akademik başarı ya da başarısızlığı, kendisi, ailesi ve içinde yasadığı toplum açısından oldukça önem taşımaktadır.

Birçok araştırma, motivasyon ve akademik başarı arasındaki ilişkiyi incelemiş olmasına rağmen bu araştırmadaki çoklu değişkenler arasındaki ilişkinin akademik başarıya etkisini ilköğretim beşinci sınıf düzeyinde inceleyen bir araştırma bulunmamaktadır. Akademik başarı düzeyini etkileyen değişkenlerin ortaya konulması, öğrencilerin başarı düzeylerinin artırılması için önemli bilgiler sağlayacaktır.

Bu çalışmadan elde edilecek bulguların, özerklik desteğinin, başarıya etkisi noktasındaki değerlendirmelere kaynak oluşturacağı ve bu yönde yapılacak girişimlere ışık tutacağı düşünülmektedir. Özellikle akranlar ya da arkadaşlar, bireyin tüm yaşamı boyunca kuracağı ilişkilerin yapıtaşını oluşturma noktasında önemli bir rol üstlenmiştir. Akran ilişkileri çocukların sosyal gelişiminin yanı sıra psikolojik, duygusal ve bilişsel gelişimi açısından da oldukça önemlidir.

Yakın arkadaşların özerklik destekleyiciliğine ilişkin çalışmalar, daha çok özerklik desteğinin ihtiyaç doyumu, iyi olma, yeterlik gibi değişkenlere etkisine odaklanmış, arkadaşlar arasındaki özerklik desteğinin akademik başarıya etkisiyle ilgili çok fazla çalışma yürütülmemiştir. Bu çalışmanın alandaki bu boşluğu doldurabileceği umut edilmektedir.

Bu araştırmanın sonuçlarının sınıf öğretmenleri, okul yöneticileri ve ailelere öğrencilerin özerk akademik motivasyonları ve akademik başarılarını artırmak için önemli kaynak sağlayacağı, ayrıca akademislerde de özerk motivasyon, özerklik, çevre özerklik desteği, yeterlik gibi konularda farkındalık oluşturacağı düşünülmektedir.