• Sonuç bulunamadı

1.2. TTK’DA SERMAYE ġĠRKETLERĠ

1.2.3. Sermaye ġirketleri

1.2.3.1. Anonim ġirketler

1.2.3.1.1. Anonim ġirketin Unsurları

A.ġ.’ye iliĢkin olarak TTK’da yapılan tanımdan, A.ġ.’nin belirleyici unsurlarını çıkarmak mümkündür. Bunlar, unvan, amaç ve konu, sermaye ve paylar, Ģirketin bütün malvarlığı ile sorumlu olması ve tüzel kiĢilik unsurlarıdır.

57

Sabri BEKTÖRE, Yılmaz BENLĠGĠRAY ve Davut AYDIN, ġirket Muhasebesi, 1.b., EskiĢehir: Birlik Ofset, 2002, s. 113.

58

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türkçe Sözlük, 1, A-J, Türk Dil Kurumu Yayınları:549, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988, s. 73.

33

1.2.3.1.1.1. Unvan

TTK’nın 269’uncu maddesinin ilk fıkrasında yer alan anonim Ģirket tanımında, “…bir unvana sahip…” ifadesi yer aldığından, unvan, anonim Ģirketin bir unsuru konumundadır. A.ġ.’nin unvanı, adıdır. A.ġ.’nin unvanı, adı olması vesilesiyle A.ġ.’nin sonuçta bir ada sahip olacağı ve bu adla anılacağı muhakkaktır.

1.2.3.1.1.2. Amaç ve Konu

TTK’nın 271’inci maddesinde;

“ġirket mukavelesinde, Ģirket mevzuunun sınırları açıkça gösterilmesi Ģartıyla kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi amaç ve konular için anonim Ģirket kurulabilir.”

Bu hükme dayanarak söyleyebiliriz ki, TTK’ya göre bir A.ġ., kural olarak her türlü amaç ve konuyu seçmekte serbesttir. Ġstisnası ise kanunlar tarafından yasaklanmıĢ olan konu ve amaçlar oluĢturmaktadır. Belirtmek gerekir ki, vergi hukuku açısından amaç ve konu unsurları bakımından vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiĢ bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz. (VUK md. 9/2).

Ayrıca, Ģirketin konusunun ana sözleĢmede açıkça belirtilmesi zorunludur.

1.2.3.1.1.3. Sermaye ve Paylar

TTK’nın 269’uncu maddesinin ilk fıkrasında yer alan anonim Ģirket tanımında, “…esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüĢ olan…”ifadesi yer aldığından, Ģirket sermayesinin belirli ve paylara bölünmüĢ olması gerekmektedir. Ve bu payların ortaklarca taahhüt edilmiĢ olması gerekir. Tam da bu noktada payın tanımını yapmak ta fayda olacaktır59.

Ortaklar (pay sahipleri); esas mukaveleyi tanzim ve imza eden ve sermaye olarak esas mukavelede muayyen parayı veyahut paradan baĢka bir Ģeyi koymayı taahhüt eden pay sahipleri kurucu sayılırlar. (TTK md. 278/1)

Tedrici kuruluĢta, esas mukaveleyi tanzim ve imza etmeksizin paradan baĢka

59

Reha POROY, Ünal TEKĠNALP, Ersin ÇAMAOĞLU, Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, Beta Basım Yayım Dağıtım A.ġ., Ġstanbul, 1995, s. 387

34

bir Ģeyi sermaye olarak koyan pay sahipleri de kurucu sayılırlar. (TTK md. 278/2) TTK’nın 385’inci maddesinin 2’inci fıkrasına göre pay sahiplerinin hakları aĢağıdaki gibidir;

Yönetim kuruluna üyelik hakkı, Oy kullanma hakkı,

Ġptal davası açma hakkı,

Tasfiye sonuçlarına katılma hakkı, Kâr payı alma hakkı.

Ayrıca TTK’nın 272’inci maddesinde; “Özel kanunlarda aksine hüküm olmadıkça esas sermaye miktarı ellimilyar (2009 için ellibin) Türk lirasından aĢağı olamaz. Bu miktar, Bakanlar Kurulunca on katına kadar artırılabilir.” denerek sermayenin asgari sınırı belirlenmiĢtir.

A.ġ.’de sermaye artırımına gidilmesi mümkündür; ancak bunun için ana sözleĢmenin ilgili maddesinde değiĢiklik yapılması gereklidir. 1982 yılından itibaren SPK, “Kayıtlı Sermaye Sistemi” ile ana sözleĢmede değiĢiklik yapmanın zorluklarını ortadan kaldırmak için sözleĢme değiĢikliği yapmaksızın esas sermayenin artırılmasına imkân tanımıĢtır. Pay senetlerini halka sunmak üzere kurulan ve hisse senetlerini sermaye artırmak yoluyla halka arz edecek olan, ortak sayısı 100’den fazla olan anonim Ģirketler, SPK’nın izin almak kaydıyla kayıtlı sermaye sistemine geçebilirler. (SPK md. 12)

Anonim Ģirketin kurulabilmesi için Ģirkette pay sahibi en az beĢ kurucunun bulunması gerekmektedir. (TTK md. 277)

1.2.3.1.1.4. ġirketin Bütün Malvarlığı ile Sorumlu Olması

TTK’nın 269’uncu maddesinin ilk fıkrasında yer alan anonim Ģirket tanımında, “…borçlarından dolayı yalnız mamelekiyle mesul bulunan…” ifadesi yer aldığından, anonim Ģirketin borçlarından dolayı sorumluluğunun sınırını mameleki (malvarlığı) oluĢturmaktadır.

ġirket malvarlığı değer itibariyle sermayeyi aĢıyorsa, alacaklılar sermayeyi aĢan kısımlara da baĢvurabilir; az ise açıkta kalan kısım için ortaklara baĢvurulmaz. Sorumluluğun sermaye ile değil, malvarlığıyla sınırlı olması bu noktada önem teĢkil eder60.

60

Eda ÖZDĠLER Sermaye ġirketlerinde Kanuni Temsilcinin Vergisel Sorumluluğu, (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi) Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2005, s. 74.

35

1.2.3.1.1.5. Ortakların Sınırlı Sorumlu Olması

TTK’nın 388’inci maddesi uyarınca, anonim Ģirkette ortakların sorumluluğu taahhüt edilen sermaye payının Ģirkete ödenmesi veya konmasıyla kesin olarak son bulur. BaĢka bir deyiĢle, A.ġ. ortağı sınırlı bir sorumluluğa sahiptir ve bu sınır da taahhüt ettiği sermaye payıdır. Oybirliği ile karar alınmadıkça bu sorumluluk artırılamaz.

ġirketin tabiiyetini değiĢtirmek veya pay sahiplerinin taahhütlerini artırmak hususundaki kararlar için, bütün pay sahiplerinin ittifakı Ģarttır.

Ancak bazı hallerde, sözleĢmede hüküm bulunması kaydıyla ortaklara dönemsel nitelikte, tali yükümlülükler yüklenebilir. Belirtmek gerekir ki, ödenmeyen sermaye taahhüdünden dolayı ortak, Ģirket alacaklılarına değil, Ģirkete karĢı sorumludur.

1.2.3.1.1.6. Tüzel KiĢilik

A.ġ., bir ticaret ortaklığı olması nedeniyle tüzel kiĢiliğe sahiptir. Medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin sınırı, dolayısıyla tüzel kiĢi olarak hukuksal varlığının sınırı ana sözleĢmesinde yazılı iĢletme konusudur. ġirket ticaret siciline tescil ile hükmi Ģahsiyet kazanır.

1.2.3.1.1.7. Ortak Olarak Yabancı Uyruklu Özel ve Tüzel KiĢilerin Durumu

Türkiye’de kurulacak olan Ģirketlere yabancı kiĢiler çeĢitli durumlarına göre ortak olabilirler.

1.2.3.1.1.8. Süre

A.ġ. bir müddet ile tahdit edilmiĢ ise bu süre yazılmalıdır. ġirketler süresiz olarak ta kurulabilir. ġirketin süresi kısa tutulursa Ģirket bu süre sonunda infisah etmiĢ olur. Süre uzatımı istendiği takdirde ana sözleĢme değiĢikliğine gitmek gerekmektedir61.

61

Ruknettin KUMKALE, ġirketlerin KuruluĢ ve ĠĢleyiĢ Rehberi, Seçkin Yayınları, Ankara, 2008, s.61.

36