• Sonuç bulunamadı

davranışlarından etkilenen çocukların davranışlarını da etkileyen etmenlerin olduğu söylenebir. Grusec (2002: 147), anne baba tutumlarının çocuk davranışı üzerinde farklılıklar göstermesine neden olan bazı özel etmenlerden bahsetmiştir. Bu etmenler çocukların davranışları, çocuğun yaşı ve cinsiyeti, ebeveynin cinsiyeti, çocuğun mizacı, kültür ve sosyal statü olarak sıralamak mümkündür (Akt. Dursun, 2010).

2.5.1.Çocuğun davranışları açısından bakıldığında anne babanın çocuğa karşı benimsediği tutumlarının değişebileceği söz konusudur. Parke (1974), çocukların yaramazlık yaptıktan sonra özür dilemelerinin annenin daha az ceza vermesine sebep

olduğunu ifade etmiştir. Zahn- Waxler ve Chapman (1982), annelerin disiplin yöntemlerinin çocuğun kötü davranışının sebebine göre bile değiştiğini keşfetmişlerdir. Eğer çocuk bir amaç doğrultusunda ya da kendini korumak için kötü davranışı seçtiyse annenin çocuğa karşı nedenini açıklama, üzücü durumdan kurtulma yolları gibi psikolojik disiplin yöntemleri tercih ettikleri; eğer çocuk sadece saldırgan olmak için kötü davranışlarda bulunduysa annenin daha çok fiziksel ceza ya da sevgisini daha az gösterme gibi yollar kullanma eğiliminde olduklarını keşfetmiştir (Hale, 2008:25).

2.5.2.Çocuğun cinsiyeti de ebeveyn tutumunu etkileyen bir faktör olarak ifade edilmektedir. Maccoby ve Martin (1983), erkek çocukların kızlara çocuklara göre stresli bir durum yaşadıklarında genetik yatkınlık olarak daha tepkili ve sinirli davrandıklarını ifade etmiştir. Bu davranışları anne babaları tarafından sürekli hoş karşılanmayan bir durum olarak görülmesine sebep olabilir. Sonuç olarak anneye dair stres değerlendirililmesi yapıldığında daha yüksek düzeyde erkek annelerinde bu sonucun gözlendiği görülmektedir. Baumrind (1966) ise çocukların cinsiyetlerine göre ebeveyn tutumlarının birbirinden farklılaşmadığını çok benzediğini belirtmiştirken, cinsiyet ile anne baba tutumları arasındaki bağlatının çok zayıf olduğunu böyle bir bağlantının güçlü olması için birçok değişkenin göz önünde bulundurularak bu durumu etkilemesi gerektiğini düşünmektedir. Ama aynı anne baba tutumunun erkek ve kız çocuklar üzerindeki etkisinin olduğunu ifade etmiştir. Sonuç olarak bakıldığında Baumrind (1966) ebeveynlerin hem otoriter hem de aşırı hoşgörülü bir tutum sergilemelerinin çocukların cinsiyetlerinin ne olduğu önemli olmadan sosyal anlamda doğru ilişkilerin nasıl kurulması gerektiğini öğrenmelerine izin vermediğini belirtmiştir (Akt. Dursun, 2010).

2.5.3.Ebeveyn cinsiyeti çocuğa karşı olan tutumu etkileyebilmektedir. Yapılan çalışmalar incelendiğinde demokratik tutumun babalara oranla daha çok annelerde olduğu kanıtlanmıştır. Babaların daha agresif bir yapıları olduğu bu sebeple de daha otoriter görüldüğü annelerin ise çocuklarına daha yapıcı bir yaklaşım sergiledikleri kabul edilmektedir (Akt. Dursun, 2010).

2.5.4.Sosyoekonomik düzey anne baba tutumlarını ve davranışlarını birçok değişik yönden etkilemektedir. Aynı sosyoekonomik düzeydeki annelerin çocuklarına karşı benzer tutumlar sergiledikleri araştırmalarla görülmüştür. Anne baba- çocuk arasındaki ilişki, orta sosyoekonomik düzeydeki ailelerde çocuk merkezli, kabul edilen ve eşitlikçidir. Yüksek sosyoekonomik düzeydeki aileler çocuklarına karşı sıcak davranırken bir yandan da çocukların hayatlarına dahil olan ailelerdir. Alt sosyoekonomik düzeydeki aileler ise ebeveyn merkezli bir anlayış hakim olan, kontrol, baskı, emir ve itaat odaklıdır (Akt. Dursun, 2010).

2.5.5.Annenin çalışması durumu da çocuk yetiştirme tutumlarını etkileyebilmektedir. Yavuzer (2006)’ in de ifade ettiği gibi ebeveynler arasında en az doyumlu olarak açıklanabilen ve en büyük ruhsal çöküntü içinde olanların çoğunlukla küçük yaşlarda çocuklara sahip olan ve çalışmayan anneler gurubunda olduğu görülmektedir. Bu doyumsuzluğun büyük ölçüde bakıcılık rolünün annelere getirmiş olduğu görev ve sorumlulukların ağırlığından, ve bu sebeple anne yaşam ve davranışlarını kısıtlamasından kaynaklanabileceğini vurgulamaktadır (Yavuzer, 2006:122).

Psikolog Hoffman’a göre, ‘tam zamanlı ev hanımlığı’ yapan anneler ‘tam zamanlı çalışan’ annelere oranla hem otoriter, hem de serbest bırakan bir tutumu benimsemektedirler. Bu tip anneler çocuk üzerinde otorite kurma ve gücünü gösterme davranışlarını daha çok sergiliyorlar. Oysa çalışan anneler çocuklarını ‘bağımsız olmaya’ daha çok teşvik ediyorlar (Yeşilyaprak, 2003).

2.5.6.Anne babanın eğitim düzeyi ebeveynin çocuk yetiştirme stillerini etkileyen bir diğer faktördür. Ebeveynlerden daha yüksek düzeyde eğitim almış olanların daha demokratik bir yapıya sahip olduğu ve daha demokratik bir tutum sergiledikleri ifade edilebilmektedir. Farklı öğrenim durumuna sahip annelerin tutumları incelendiğinde düşük eğitim düzeyinde olanların çocukları üzerinde disiplin sağlayabilmek için daha çok fiziksel ceza uyguladıkları; yüksek düzeyde eğitim almış annelerin ise daha çok destekleyici ve çocuk merkezli bir tutum sergilediklerini söylemek mümkündür (Akt. Dursun, 2010).

Ayrıca, ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı, beslenme özellikleri, yaşanılan bölgenin iklim yapısı, akranlarla ilişkiler, televizyon vb. diğer araçlar, öğretmenler, okul ve okuldaki diğer kişiler, kısaca çocuğun etkileşimde bulunduğu tüm çevre çocuğun gelişimini hızlandırabilir ya da sınırlandırabilir (Senemoğlu, 2015).

Sonuç olarak büyüme aşamasında başarılı olan çocukların genellikle sağlıklı aile ilişkileri içinde yetişmiş çocuklar olduğu araştırmalarla da desteklenmektedir. Aile içinde gerçekleşen başarılı ilişkilerin çocuğun tüm yaşamı boyunca mutlu, sosyal, stresten ve huzursuzluktan uzak ve yapıcı kişiler haline gelmesini olanaklı kılar. Tersine davranış problemleri sergileyen ve bu problemleri yaşamları süresince beraberlerinde getiren çocuklara bakıldığında genellikle mutsuz anne baba çocuk ilişkisi içinde büyüyen çocuklar oldukları görülmektedir (Yavuzer, 2008 :126).

2.6. Anne Babaların Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Tarihsel Gelişimi