• Sonuç bulunamadı

Anayasa Madde 27, Bilim ve Sanat Özgürlüğü

Belgede BİLİM VE SANAT ÖZGÜRLÜĞÜ (sayfa 109-112)

2.4. TÜRK HUKUKU’NDA BİLİM VE SANAT ÖZGÜRLÜĞÜ

2.4.1. Bilim ve Sanat Özgürlüğünün Anayasal Boyutu

2.4.2.1. Anayasa Madde 27, Bilim ve Sanat Özgürlüğü

Bilim ve sanat özgürlüğü anayasamızda aynı maddede düzenlenmiş ve beraber ele alınmıştır501. 27’nci maddenin anayasada belirlenen içeriği, sanat özgürlüğünden ziyade daha çok bilim özgürlüğünün göz önüne alınarak düzenlendiği düşüncesini uyandırmaktadır502. Bunun temel nedeni maddenin sanatsal faaliyette bulunmayı garanti altına almayı düzenlemeden önce, sanat özgürlüğünün unsurlarından sanatı öğrenme ve sanatı öğretmeyi düzenlemesidir. Bununla birlikte sanatın açıklanması ve bu alanda her türlü araştırma hakkına sahip olunması sanat özgürlüğünden çok bilim özgürlüğünün kapsamına dahil olan unsurlardır.

Bunun temel nedeni sanatsal gelişmeler veya sanat eserleri konularında araştırma yapmanın başlı başına bir bilimsel faaliyet olmasındandır. Bu tarzda araştırmalar yapmak ve bu araştırmaların sonuçlarını diğer kişilerle paylaşmak ancak bilim özgürlüğünün sağladığı korumayla yapılabilecek sanat tarihi veya sanat felsefesi çalışmalarıdır503.

Maddenin birinci fıkrasına göre “herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir”, burada yer alan “herkes” kelimesi ile özgürlüğünün süjesi belirlenmiştir. Buna göre bilim ve sanat özgürlüğü; bilim insanı veya sanatçı olsun, olmasın; bilimsel veya sanatsal faaliyette bulunmak isteyen herkese tanınmış bir haktır. Ancak daha öncede değindiğimiz gibi her ne kadar bilim ve sanat özgürlüğü herkese tanınmış bir özgürlük olsa da herkes içinde bilim insanları, sanatçılar, akademisyenler gibi belli bir kesim ön plana çıkmaktadır. Yine fıkranın düzenlenme şekli ile insanı diğer varlıklardan ayıran “yaratıcı” özelliği koruma altına alınmaktadır504.

Birinci fıkrada, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme de güvence altına alınmıştır. Bilim ve sanat özgürlüğünün düzenlendiği bir fıkrada eğitim ve öğretim özgürlüğünden söz edilmesi bu özgürlüklerin daha spesifik bir karakterde olduğunu ve bilim

501 IX. Bilim ve Sanat Hürriyeti

Madde 27- “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. Yayma hakkı, Anayasanın 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddeleri hükümlerinin

değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz. Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.”

502 Atalay, 2004 (2), s.1

503 Atalay, 2004 (2), s.8.

504 Atalay, 2010, s.17.

99 insanı ve sanatçı gibi toplumun belli kesimlerinin özel koruma altına alındığını göstermektedir505. Öğretme hakkı; bilim insanının veya sanatçının kendisinin veya diğer bilim insanları ve sanatçıların yaptıkları bilimsel veya sanatsal faaliyetler neticesinde ortaya çıkan sonuçların “öğretme” faaliyeti ile diğer kişilere aktarımının sağlanmasıdır. Fıkrada bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme güvence altına alındıktan sonra bilim ve sanatı açıklama ve yayma güvence altına alınmıştır. Birinci fıkrada son olarak ise bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma haklarının yanında tüm bu alanlarda her türlü araştırma yapma hakkı da güvence altına alınmaktadır. Bu düzenlemeyle aynı zamanda bilimsel araştırma özgürlüğü ile birlikte değerlendirdiğimiz akademik özgürlükte güvence altına alınmış bulunmaktadır.

27’nci maddenin ikinci fıkrasına göre “yayma hakkı, Anayasanın 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz”, burada yer alan düzenleme ile bilim ve sanatı yayma hakkının, anayasanın ilk üç maddesini değiştirmek amacıyla kullanılamayacağı belirtilmiştir. Madde de bilim ve sanatı yayma hakkı mutlak bir hak olarak düzenlenmemiştir. Dolayısıyla bilim ve sanatı yayma hakkı devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri ve devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkentini değiştirmek amacıyla kullanılamaz. 1982 Anayasası bilim ve sanatı öğrenme, öğretme, açıklama ve araştırmaya herhangi bir sınırlama getirmemişken; yayma hakkını sınırlamıştır.

Burada anayasanın bilim ve sanatın eser alanı ile etki alanı arasında sınırlama rejimi bakımından bir ayrım gözettiğinden bahsedilebilir506. Bu ayrımdan çıkan sonuç ise eser alanında, bilim ve sanat özgürlüğünün etki alanına göre bir üstünlükten yararlanmasıdır. Daha açık bir ifade ile bilim ve sanat özgürlüğü eser alanı açısından yukarıda belirtildiği gibi sınırlama kaydı içermeyen mutlak bir hak olarak düzenlenmişken, etki alanı anayasaya sadakatle sınırlanmıştır507. Aslında bilim ve sanat özgürlüğünün etki alanı olarak yayma hakkının sınırlanması, teknik olarak bir sınırlama teşkil etmemektedir ve açıklayıcı bir anlama sahiptir508. Çünkü bu hüküm burada düzenlenmemiş olsaydı bile, anayasanın ilk üç maddesinin değiştirilmesi yasak olduğu zaten anayasada belirtildiği için anayasa da düzenlenen tüm özgürlüklerin sınırını teşkil etmektedir509. Ancak bu fıkranın yeterince açık olmamasından dolayı bu fıkra hükmüyle bilimsel ve sanatsal faaliyetler üzerinde önemli derecede sınırlamalar

505 Tanör, s. 91.

506 Kanadoğlu, s. 187.

507 a.g.e.

508 Bingöl, s. 126.

509 a.g.e.

100 getirildiği şeklinde görüşler de bulunmaktadır510. Yine bu fıkranın, sadakat kaydı içermesi sebebiyle doktrinde, sadakat kaydını ek bir sınırlama kaydı olarak görenlerin yanında aksini savunan yazarlarda bulunmaktadır511. Atalay’a göre ise burada özel bir sınırlama nedeninin ötesinde, bir anayasal yasak söz konusudur512.

27’nci maddenin 3’ncü fıkrasında ise “bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir” hükmü ile birlikte yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenebileceğini belirtilmiştir. 1961 Anayasası’nın bilim ve sanat özgürlüğünü düzenleyen 21’nci maddesinde yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımı ile ilgili özel bir düzenleme bulunmasa da AYM, 1963 tarihinde verdiği bir kararında yabancı ülkelerden basılı gazete, dergi, kitap ve benzeri eserlerin yurda sokulmasının yasaklanmasını düşünce, basın, bilim ve sanat özgürlüklerine aykırı bulmamıştır513. Maddeye göre bilim ve sanat özgürlüğü, vatandaş-yabancı ayrımı yapılmaksızın herkese tanınmış bir hak olsa da bu hakkın yararlanıcılarına, bu haktan yararlanma bakımından bir ayrım getirilmektedir514. Yani bu haktan yabancılarda vatandaşlar gibi özgürce yararlanabilecek, ancak yabancı yayın söz konusu olduğunda ise bu yayınların ülkeye giriş ve dağıtımında kanunla düzenleme yapmak mümkün olabilecektir515. Bir diğer önemli husus fıkrada kullanılan “düzenleme” kavramıdır. Düzenleme kavramı her durumda bir sınırlama anlamına gelmemektedir516. Yapılan düzenleme, özgürlüğün norm alanını küçültüyorsa bir sınırlama, özgürlüğü daha da genişletip daha elverişli bir şekilde kullanılmasına hizmet ediyorsa bir düzenleme olacaktır517. Gözler’e göre ise negatif statü hakkının düzenlenmesi o hakkın sınırlanması anlamına gelecekken, pozitif statü hakkının düzenlenmesi ilgili hakkı sınırlayabileceği gibi hakkı güçlendirebilecek düzenlemelerde içerebilir518. 1982 Anayasasında yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının yasa ile düzenlenmesinin gidilmesine gerekçe olarak, bakanlar kuruluna ve hatta belli durumlarda içişleri bakanına bu tarz yayınlar üzerinde yasaklama yetkisi veren eski Basın Kanunu’nun

510 Bingöl, s. 126.

511 Kanadoğlu, s. 187.

512 Atalay, 2010, s. 37.

513 Aliefendioğlu, Yılmaz, “Düşünsel Özgürlük İnsan Hakları Yıllığı, Dr. Muzaffer Sencer’e Armağan, TODAİE, 1995/17 , s. 23. (Anayasa Mahkemesinin1963/170 esas numaralı, 1963/178 karar numaralı ve 05 Temmuz 1963 karar tarihli kararı)

514 Şahbaz, s. 224.

515 a.g.e.

516 Bingöl, s. 128.

517 a.g.e.

518 Gözler, s. 210.

101 31’nci maddesinin anayasal güvence altına alınması olduğu belirtilmiştir519. Bilim ve sanatı öğrenme hakkını ortadan kaldırabilecek nitelikte olan bu hüküm, bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ışığında artık anlamını da yitirmiştir520. Özellikle çevrim içi kütüphane ve veri tabanları sayesinde, her türlü yabancı yayına erişim çok hızlı ve kolay olmaktadır.

Bilim ve sanat özgürlüğüne, 1982 Anayasasının 27’nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları dışında hiçbir özel sınırlama sebebi öngörülmemiştir. Bilim ve sanat özgürlüğünün ilk defa düzenlendiği 1961 Anayasası da bilim ve sanat özgürlüğünün sınırlandırılmasına ilişkin hiçbir sınırlama sebebi bulunmamaktadır521.

Belgede BİLİM VE SANAT ÖZGÜRLÜĞÜ (sayfa 109-112)