• Sonuç bulunamadı

Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığı

Bağımlılık, bir ilişki türüdür80. Bağımlılık, bireyin nesne ile arasında bireyin seçimiyle başlayan aynilik ve süreklilik özelliği taşıyan boyutlu bir ilişki türü olarak tanımlanabilir. Bağımlılıkta dışarıdan alınan kimyasal maddelere ruhsal, fiziksel yada hem ruhsal hem fiziksel olarak düşkünlüktür. Temelinde insanların yetersizliklerini gidermek, içerisinde bulundukları duygusal boşluğu doldurmak, bunları aldıkları maddelerle giderme vardır. Bu da bize bağımlılığın kişilerdeki zayıflık halinden kaynaklandığını göstermektedir. Başta kişinin iradesi varken bağımlılıktan sonra irade ortadan kalkmıştır.

Davranış kişinin iç aleminden kaynaklanabileceği gibi, dış alemden de kaynaklanabilir. İçten gelen nedenler, kişiliğin değişik katmanlarından kaynaklanan ve bağımlılığa neden olan farklı etkenlerdir. Dıştan gelen nedenlerse, bağımlılığa yol açan değişik ekonomik, toplumsal, kültürel nedenler olabilir. Bağımlılık şeklindeki hareket, alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde, kişi ve toplum üçgeninde oluşur. Bu üçgenin en önemli köşesinde kişilik yer alır81.

Alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddelere bağımlılığı oluşturan birçok ortak bedensel, ruhsal ve toplumsal neden olduğu gibi, bağımlılık belirtileri ve bunların tedavisinde de benzerlikler vardır82. Dünya Sağlık Örgütü’nün Alkol, Uyuşturucu ve Uyarıcı Maddelerden Koruma ve Bağımlılığın Tedavisi adlı kuruluşu bağımlılığın önlenmesi ve tedavisi için ortak yaklaşım önermiştir. Kuruluşun önerdiği ortak yaklaşım, bağımlılık sorununa ilişkin araştırma, denetim, eğitim, önlem ve tedavi alanlarında kısa zamanda olumlu çözümler getirmiştir.

Alkol bağımlılık yapan bir maddedir ve alkol alışkanlığı, ilk bakışta belki fazla zararlı bir davranış olarak görülmeyebilir83. Ama alışkanlık zamanla hastalık haline gelebilir ve kendilerine ve çevresinde bulunanlara zararlı olmaya başlayabilirler.

Alkol alışkanlığının başlıca etkisi iradenin zayıflamasıdır84. Alkol bağımlısı, kendini buna o derece kaptırmıştır ki, içki içmekten vazgeçmek, bu kötü alışkanlığı terk etmek, elinde değildir. Alkol bağımlısı insanlara bakıldığında, onların normal insanlardan farklı oldukları, bu farklılıklarının, saldırganlık ve sorumsuzluk olduğudur. Alkolün etkisiyle zayıflayan irade, yavaş

80Levent Tuncer, Cumhuriyet Döneminden Bugüne Madde Bağımlılığı ile Mücadele iç Güvenlik ve Milli Ahlak Faktörlerinin Yeri ve Önemi Üzerine Bir

Deneme- Elazığ Örneği, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Elazığ 2007, s. 11; Şahin, (Bağımlılık), 24

81 Köknel, 35 82

Köknel, 565; Tuncer, 20

83 Esat Şener, Velayet Hakkı Üzerine Düşünceler, TNBHD, Y. 1993, (Düşünceler), s. 32 84 Erem, 145; Tuncer, 114

yavaş silinir. Geçim kaygıları kaybolur. Kişi arzusunu derhal tatmin etmek ister. İrade kontrolü zayıflayınca kişide gizli kalan tatmin edilmemiş hisler uyanır. Bu sebeple alkol, sarkıntılık ve ırza tecavüz suçlarının başlıca sebepleri arasında yer alır. Aynı şekilde, kokain gibi uyuşturucu maddelerde de aynı durum söz konusudur. Alkol, beynin yeterli şekilde çalışmasına engel olur.

Bir vesayet altına alınma sebebi olan alkol bağımlılığı, aynı zamanda koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması sebebidir. Eski Medeni Kanun’umuzun 356. maddesinde bahsi geçen ayyaşlık kavramı, yeni Medeni Kanun’umuza alkol bağımlılığı olarak girmiştir. Alkol bağımlılığı, kişinin aşırı bir alkol tüketimini alışkanlık haline getirmiş olması şeklinde tanımlanabilir. Ayyaşlık85, vazgeçilmez sarhoşluğun bir alışkanlık halini almasına ilişkin bir irade zayıflığıdır ve marazi bir haldir. Ayyaşlık, alkollü içki isteğinin esiri olmak ve bundan vazgeçememektir. Bu sebeple ayyaşlık, alkolik halinin devamını gerektirir. Sarhoşlukta ise, bu devamlılık unsuru yoktur.

Alkol bağımlılığı halinde, kişi aşırı bir alkol ihtiyacı içerisindedir ya da aldığı alkol ile irade gücünü tüketmiştir86. Kişinin alkol yüzünden çevresi ve yakınları ile olan kişisel ilişkileri tamamen kesilmiş ise, özgürlük kısıtlaması bir zorunluluk taşır. Bağımlılığın psikolojik veya bedensel olması bir önem taşımaz. Alkol bağımlılığının getirdiği diğer psikolojik rahatsızlıklarda, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasında göz önüne alınır. Kişinin alkole bağlı aldığı aşırı kiloların getirdiği engel ve kişisel zayıflıklar da alkol bağımlılığı kapsamında değerlendirilmelidir.

Ayyaşlık zaafına tutulanlar, devamlı içkili olduklarından, adeta kendilerinde değildirler, hatta sürekli içkinin etkisi ile elleri titrer ve imzalarını dahi atamazlar87. Bu hal içerisinde bulunan kişiler işlerini göremedikleri gibi, kendilerini ve ailelerini de sıkıntıya düşürürler ve devamlı yardıma ve ihtimama muhtaç olurlar. Kendisine ve çevresindekilere bu şekilde zararlı olan kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması gerektiği bir zorunluluk olmalıdır.

Alkol ve doğurduğu neticeler, hukuku ve hukuka yardımcı olan adli tıpı ilgilendirmektedir88. Adli tıp açısından, alkol bağımlılığı, kişinin alkolün etkisine tolerans geliştirdiği, yoksunluk belirtileri gözlendiği ve alkolsüz kalma süresinin azaldığı durumdur. Alınan alkolün cinsi, miktarı ve zamanı değişmiştir.

85 Çavuşoğlu Işıtan, 300; İmre, 383 86

Gümüş, 197; Dural/Öğüz/Gümüş, 687

87 İmre, 384; Tuncer, 4

Sarhoşluk, temyiz kudretini ortadan kaldıran suni bir etkendir89. Sarhoşluk, alkollü bir içki tesiriyle bir kimsenin idrak ve irade kabiliyetinin geçici olarak ortadan kalkması, kişinin bilincinde karışıklık meydana gelmiş olması halidir. İçki neticesi bir kimsenin, neşeli olması hali, sarhoşluk kavramına girmez. Bir kimsenin sarhoşluk nedeniyle temyiz kudretini kaybedip kaybetmediğini tespitte, kural olarak psikiyatri raporuna ihtiyaç yoktur. Sarhoşlar ne vesayet ne de velayet altında olan kimselerdir. Sarhoşluk, kimi zaman idari bir yaptırımı gerektirebildiği gibi kimi zamanda cezai müeyyide nedeni olabilmektedir.

Sarhoşluğun, bir kimsenin makul surette davranabilme iktidarını ortadan kaldırabilecek nitelikte olup olmadığına verilecek sorunun yanıtı, kişinin bünyesi, tükettiği alkolün miktarı ve özellikle de gerçekleştirdiği eylemin yapısına bağlı olarak değişebilecektir90.

Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması bakımından hastanın tedavi edilip edilmeyeceği, hangi noktadan sonra tedavi edileceğinden çok, nasıl en iyi şekilde tedavi edilebileceğine yanıt bulunmalıdır. Ancak hangi tedavicinin, hangi tedavi yöntemi ile diğerlerinden daha başarılı sonuçlar elde edeceği konusunda kesin deliller yoktur. Ortak gözlemlere göre, başarılı bir sonucun şansı hasta tedavi uyumuna bağlıdır. Değişik hastalar, değişik tedavi şekillerine tepki gösterebilirler91. Alkol tedavisi olan bir bağımlılıktır. Netice olarak, alkol bağımlılığı olan kişilerin bir an önce tedavi olmaları gerekmektedir. Kişilerin rızaları ile tedaviyi kabul etmemeleri halinde tedavi için zorunlu olarak koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına kararı verilmelidir.

Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması nedenlerinden diğer bir bağımlılık türü ise, uyuşturucu madde bağımlılığıdır. Uyuşturucu madde bağımlılığı eroin, kokain esrar vb. keyif verici uyuşturucu maddeleri kullanmayı bir tutku haline getirmek ve bundan vazgeçememek demektir92. Uyuşturucu maddelerin, insan ruh ve beden sağlığı üzerinde yaptığı kötü ve olumsuz etkiler, eski çağlardan beri bilinmekle birlikte özellikle son 20-30 yıldır kullanılmalarının gittikçe yaygınlaşması üzerine bütün ülkeler bu konuda etkin tedbirler alınması yoluna gitmişlerdir93. Bütün dünyada bu arada ülkemizde de uyuşturucu maddelerin imal edilmesi, nakledilmesi, satılması, satın alınması, bulundurulması, ithal ve ihracı cezalandırılan bir fiil

89 Öztan,Hakiki Şahıslar, 74 vd.

90 İlhan Helvacı, Temyiz Kudretinden Yoksun Şahısların Hukuki Sorumluluğu, Prof. Dr. Orhan Münir Çağıl’a Armağan, İstanbul 1997, s. 147 91 İlkay Kasatura, Alkol ve Arkadaşları, 2. Basım, İstanbul 1998, s.110; Tuncer, 14

92

Kocaağa, 37; Tuncer, 12; Şahin, (Bağımlılık), 5; Mehmet Acar, Madde Bağımlılığı ve Gençlik, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kırıkkale 2006, s. 36

sayılmıştır. Bir an önce kesin ve etkili önlemlerin alınması da gerekmektedir. Bugün uyuşturucu bağımlılığının önlenebilmesi için, tedavi tedbirleri öngörüldüğü gibi ağır yaptırımlara da bağlanabilmektedir.

Uyuşturucu madde bağımlılığı, kişinin keyif verici uyuşturucu maddeleri kullanmayı bir tutku haline getirmesi ve bundan vazgeçememesi olarak tanımlanabilir94. Uyuşturucu madde bağımlılığından bahsederken; İMK’nun 397A/1 maddesi daha kapsayıcı bir kavram olarak “diğer bağımlılık rahatsızlıkları”ndan bahsetmektedir95. Türk hukukunda da, “uyuşturucu bağımlılığı” ifadesinin İsviçre hukukundaki gibi geniş kapsamlı olarak, özellikle uyuşturucu dışındaki diğer madde bağımlılığı hallerini de içerecek biçimde yorumlanması yerinde olur. Bu ise sonuçta her türlü hap, yapıştırıcı madde vs. bağımlılıkları hallerinde de, kişinin özgürlüğünün koruma amaçlı sınırlanmasına olanak sağlar. Günümüzde yapıştırıcılar bile kullanılmak suretiyle bağımlılık yapan madde haline getirilmiştir.

Uyuşturucu maddelerle mücadele için dünya devletleri tarafından birçok sözleşme yapılmıştır. Ancak 1961 tarihli “Uyuşturucu Maddeler Hakkında Tek Sözleşme” adını taşıyan bir sözleşme kabul edilmiştir. Bu sözleşmede, uyuşturucu maddelerin sadece tıbbi açıdan kullanılması gerektiği, bunun dışındaki kullanımının yasaklanması kabul edilmiştir. Uyuşturucu maddelerin kişinin beden ve ruh sağlığını bozduğu, toplumsal ve ekonomik zararlara sebep olduğu kabul edilerek, sorunun çözümü için ellerinden geleni yapmayı kabul etmişlerdir96. Uyuşturucu dünyada bütün ülkeleri ilgilendiren bir sorundur. Zira, artık uyuşturucu kaçakçıları sınır tanımamakta, hatta ülkeler arası koalisyonlar kurarak etki alanlarını iyice genişletmektedirler. Bu şekilde organize suç örgütlerine karşı ancak uluslararası dayanışma ile başarılı olunabilir.

Madde kullanımı, madde kullanan kişilerde çeşitli sosyal sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Bu sorunlar aile ilişkilerinde, çalışma yaşamında olabildiği gibi madde temin edebilmek için ve diğer nedenlerle yaşanan yasal sorunları da kapsamaktadır. Madde kullanımı sonucu çeşitli sorunların ortaya çıkması ve bunların fark edilmesi, madde kullanımının boyutlarına ilişkin bazı ipucları da vermektedir. Madde kullanan kişinin yaşadığı sosyal sorunlar, özellikle yasa dışı eylemlerden kaynaklanan sorunlar yalnızca madde kullanan bireyi değil, toplumu etkileyen sorunlardır. Özellikle madde satışı, toplumsal sorunlara önemli bir örnek

94

Çavuşoğlu Işıtan, 300; Tuncer, 13; Acar, 37

95 Gümüş, 198; Dural/Öğüz/Gümüş, 686

oluşturmaktadır97. İnsanların toplumsal bir varlık olduğunun kabulü karşısında bir uyuşturucu müptelasının çevresini etkilememesinin söz konusu olamayacağı kabul edilen bir gerçektir.

Madde bağımlıları madde temin edebilmek için hırsızlık, yasa dışı ve ahlaka aykırı eylemlerde bulunabilmektedirler98. Madde kullananlar, çeşitli nedenlerle sağlık kurumlarına başvurmaktadırlar. Madde kullanımı nedeniyle sağlık sorunları ortaya çıktığı gibi, madde etkisindeyken yaşanan çeşitli kazalar, yaralanmalar da sağlık kurumlarına başvuru için neden oluşturmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girmeden önce, uyuşturucu madde bağımlılığı bir kısıtlama sebebi değildi99. Ancak, yeni yasanın yürürlüğe girmesinden sonra hem bir kısıtlama sebebi hem de koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması sebebi olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.

Alkol bağımlılığında olduğu gibi, uyuşturucu madde bağımlılığının da kişide kişisel korunmasını gerektirecek kadar zayıflığa yol açması gerekir. Uyuşturucu madde bağımlılığı nedeniyle kişinin özgürlüğünün kısıtlanabilmesi için, kişinin söz konusu bağımlılığından tek başına, kendi çabasıyla kurtulması için hiçbir umudunun kalmaması gibi bir şart yerinde değildir. Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması nedenlerinden birisinin de tehlikeliliğin önlenmesi olduğu kabul edildiğine göre, tedavi etmenin yanında tehlikeliliğin önlenmesi de koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması için bir nedendir. Kişi kendi çabasıyla kurtulabilecektir, ancak tehlikeliliği söz konusu olduğundan kısıtlanması en doğru yol olacaktır.

Alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddelere bağımlılık sorunu, değişik zamanlarda farklı farklı yorumlanmıştır. Önceleri karakter ve kişilik bozukluğu, yozlaşması olarak ele alınan sorun, zamanla ruh hastalığı, psikopati, mizaç değişmesi, psiko-nevroz, olumsuz savunma düzenlemesi olarak değerlendirilmiştir. Davranış100, belirli çevre koşulları altında canlının uyarımlara karşı verdiği karşılıktır. Davranış bir harekettir, aktif olabileceği gibi pasif bir harekette olabilir. Bağımlılık sorunu bir davranış biçimi olarak ele alındığında, bu davranışı oluşturan çevre koşullarının, içten ve dıştan gelen uyarımların ve insanın kişilik özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir.

97 Kültegin Ögel, Türkiye’de Madde Bağımlılığı, İstanbul 2001, s.176; Tuncer, 11; Acar, 129 98

Ögel, 177; Tuncer, 12; Şahin, (Bağımlılık), 27; Acar, 102

99 Özmen, Bağımlılık, 410

Alkolle ilgili değerlendirme yapılırken Yargıtay 2. HD’nin, 13/01/1959 tarih ve 6354/236 sayılı kararını da göz önünde bulundurmakta fayda vardır. Çünkü Yargıtay kararında; “üzenli olarak içki içmenin, vesayet altına alınma nedeni olmadığı” şeklinde karar vermiştir101. Alkolle ilgili bir değerlendirme yapılmalı ve alkol bağımlılığının aynı zamanda kendisi ve toplum için tehlike oluşturup oluşturmadığı hususunda bir sonuca varılarak karar verilmelidir.

Bağımlılık sorununun ortak olarak ele alınışı sonunda uyuşturucu ve uyarıcı maddelere bağımlı olanların yasal açıdan değerlendirilmesinde süregelen anlayış değişmiş, bunlara, suçlu olarak değil, alkol bağımlıları gibi tedavisi gerekli insanlar olarak yaklaşılmasının gerekli olduğu ortaya çıkmıştır102.

Bağımlı olan her insan birbirinden farklı bedensel, ruhsal, toplumsal nitelikleri nedeniyle söz konusu maddeleri değişik amaçlarla, değişik süreler içinde ve değişik miktarlarda kullanır. Buna bağlı olarak da farklı bedensel, ruhsal belirti gösterirler ve şikayetleri de farklıdır. Kanunda zikredilmemekle birlikte, toplumda yaygın olarak kullanılan ve toplum için önemli bir sorun teşkil eden uçucu madde kullanımı vardır. Uçucu madde kullanımı ve bağımlılığı dünya için yeni olmamakla birlikte üzerinde çok fazla yayın ve araştırma yapılmamış bir alandır103. Uçucu maddelerin alınıp satılması yasak değildir. Bugün bütün öğrencilerin çantasında yapıştırıcı bulunmaktadır. Bu nedenle çevre daha doğrusu kötü örnekler de devreye girdiği zaman, bağımlılığa ilk adım atılmakta ve sonrası gelebilmektedir.

Uçucu madde kullanıcılarında saldırganlık görülme sıklığı oldukça fazla bulunmuştur. Saldırganlık, kullanılan maddenin miktarıyla ve kullanım süresiyle doğru orantılıdır. Bu nedenle uçucu madde kullanıcıları arasında madde kullanıcılarında saldırganlığın sorgulanması ve araştırılması önemlidir. Uçucu madde kullanıcıları arasında madde kullanımına bağlı suç, evden kaçma ve kendine zarar verme davranışları diğer maddeleri kullanan ergenlere göre daha yaygındır104. Gün geçmeden bir tinercinin yağma suçunu işlediği, bir kişiye saldırdığı ya da başkaca bir saldırganca harekette bulunduğu haberi bulunmasın. Sokakta yaşayan ve başka bir çıkış yolu bulamamış kişiler özellikle de çocuklar, uçucu maddelere sığınmakta sonunda bağımlılık olmakta ve sonuç ise suçlu saldırgan bir kişilik ortaya çıkmaktadır.

101 Uyar,Aile, 3783

102 Köknel, 566, Tuncer, 6; Şahin, (Bağımlılık), 58; Acar, 129 103

Ögel/Aksoy/Topuz/Liman/Çoşkun, Ergenlerde Uçucu Madde Kullanımı Şiddetini Değerlendirme Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Güvenilirlik Çalışması, Türk Psikiyatri Dergisi, 2005;16(3), s. 260; Tuncer, 17; Acar, 70

Ergenlerin bir işte çalışmadıkları, eğitimlerini sürdürdükleri ancak uçucu madde kullanan ergenlerin ise madde kullanımına bağlı olarak okul devamının düşük olması, uçucu madde kullanımının sorgulanması sırasında farklı soruların sorulmasını gerekli kılmaktadır105. Bu da madde bağımlılığının, kişiliği değiştirdiği topluma uyum sağlama ve sorumlulukları yerine getirme de etkili olduğunu göstermektedir. Böyle örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Madde kullananların % 65’inin yasalarla sorunu olduğu gözlenmiştir106. Maddelerinde farklı etkileri olmakta, bir eroin kullanan ile balici farklı özellikler taşıyabilmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nda izlenen suç politikası gereği çok radikal bir adım atılarak, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmak değil, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ve bulundurmak fiillerini suç olarak tanımlamıştır107. Uyuşturucu madde kullananlar için tedavi öngörülürken, kullanmak için uyuşturucu madde satın alanlar hakkında hapis cezası getirilmiştir. Kullanan kişilere önce denetimli serbestlik kararı verilmekte, kişi bu karara uymazsa, hapis cezası öngörülmektedir. Bu düzenleme madde bağımlılığını hastalık olarak kabul eden anlayışa uygundur. Çünkü kişi bağımlılık göstermekle bir hastalık hali sergilemektedir.