• Sonuç bulunamadı

2.5. OPSİYON ALIM-SATIM STRATEJİLERİ

2.5.3. Alım – Satım Kombinasyonları

Alım ve satım opsiyonlarının aynı anda alınıp ya da satılmasıyla oluşturulan stratejilerdir. Temelde pergel ve çanak olmak üzere iki ana stratejiden oluşmaktadır. Bu iki strateji arasındaki fark ise pergel stratejisinde işlem fiyatları aynı olan opsiyonlar kullanılırken çanak stratejisinde işlem fiyatları farklı opsiyonlar kullanılmaktadır.

Şekil 11: Alım-Satım Kombinasyonu Stratejisi Kar Zarar Grafiği Kaynak: Demirel, 2011: 93

X1 X2 X3

Zarar Kâr Zarar

Kâr/Zarar

51

2.5.3.1. Pergel Stratejisi

Vade tarihleri ve işlem fiyatları aynı olan bir alım birde satım opsiyonun alınmasıyla oluşturulan stratejilerdir. Yatırımcının uzun pozisyonlu pergel stratejisi uygularken beklentisi dayanak varlık fiyatının aşağı ya da yukarı doğru büyük değişim göstereceği yönündedir. Yatırımcının opsiyonlara ödediği prim bu dalgalanmalar neticesinde elde edilen gelirden küçük ise yatırımcı kâr elde eder. Kısa pozisyonlu pergel stratejisi ise yatırımcının dayanak varlık fiyatında hareket beklemediği durumlarda uygulanır. Yatırımcının kârı net opsiyon primi ile sınırlı iken karşı kaşıya kalabileceği zarar sınırsızdır (Tekbacak, 2010: 35)

Şekil 12 : Uzun Pozisyonlu Pergel Stratejisi Kaynak: Demirel, 2011: 93

Şekil 13: Kısa Pozisyonlu Pergel Stratejisi

Kaynak: Demirel, 2011: 94 Kâr/Zarar Varlık Fiyatı Satım Opsiyonu Satımı Alım Opsiyonu Alımı Zarar Zarar Kar Kâr

Başabaş Noktası Başabaş Noktası Kâr/Zarar

Varlık Fiyatı Satım Opsiyonu Alımı Alım Opsiyonu Alımı

Kâr

Zarar

Başabaş Noktası Başabaş

52

2.5.3.2. Çanak Stratejisi

Pergel stratejisinde olduğu gibi bir alım ve bir satım opsiyonuyla oluşturulan çanak stratejisinde, alım ve satım opsiyonlarının vadeleri aynı ancak işlem fiyatları farklı olmaktadır (Demirel, 2011: 95).

Uzun pozisyonlu çanak stratejisinde yatırımcı vadeleri aynı işlem fiyatları farklı bir alım ve bir satım opsiyonu alımı yaparken; beklentisi, yönü fark etmeksizin fiyatlarda önemli ölçüde değişiklik olması yönündedir. Kısa pozisyonlu çanak stratejisi ise vadeleri aynı işlem fiyatları farklı bir alım ve bir satım opsiyonunun satımı ile gerçekleştirilir. Yatırımcı, fiyat dalgalanmalarının büyük değişiklikler göstermeyeceğini tahmin ediyorsa kısa pozisyonlu çanak stratejisini uygulayacaktır. Yatırımcının kâr elde edebilmesi; işlem fiyatları arasındaki farkın ne ölçüde olduğuna bağlıdır (Chambers, 2009: 85).

Şekil 14: Uzun Pozisyonlu Çanak Stratejisi Kaynak: Demirel, 2011: 96

Şekil 15: Kısa Pozisyonlu Çanak Stratejisi Kaynak: Demirel, 2011: 97 Kâr/Zarar Varlık Fiyatı Satım Opsiyonu Alımı Alım Opsiyonu Alımı Kâr Kâr Zarar Kâr Kâr/Zarar Varlık Fiyatı Satım Opsiyonu Satımı

Alım Opsiyonu Satımı Zarar Zarar Başabaş Noktası Başabaş Noktası Başabaş Noktası Başabaş Noktası

53

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

MERKEZ BANKALARININ TÜREV ARAÇLARI

KULLANARAK DÖVİZ PİYASASINA MÜDAHALELERİ

3.1. DÖVİZ PİYASALARI VE MERKEZ BANKASI MÜDAHALELERİ

Ülkelerin para birimlerinin diğer ülke para birimlerine göre değeri anlamına gelen döviz kuru, uluslararası fiyatların belirlenmesinde, dış ticaret yapısının ortaya konmasında ve finansal akımların seyrinin bilinmesinde önemli bir rol üstlenir. Enflasyon hedeflemesi politikasına sahip olan ülkeler için karşı karşıya kalınabilecek maliyetlerden biri de döviz kurundaki dalgalanmaların gerek finans piyasalarında gerekse reel piyasalarda kırılganlığı ortaya çıkarmasıdır (Suslu, 2012: 264).

Kısa vadeli sermaye hareketlerinde gözlenen artış, para otoritelerini bu sermaye hareketlerinden kaynaklanan maliyetleri azaltmak için bir takım önlemler almaya mecbur bırakmıştır. Bu sermaye hareketlerinin belirsizliğinden doğan maliyetleri en aza indirmek için ulusal merkez bankaları daha çok rezerv tutmak zorunda kalmıştır.

Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 2001 yılında yapılan bir araştırmaya göre gelişmekte olan ülkelerin birçoğu finansal akımlar, dış ticaret, üretim ve tüketim üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için döviz kurlarına aktif bir şekilde müdahale etmektedir (IMF Annual Report, 2002: 99).

Bretton Woods anlaşmasının kaldırılmasıyla birlikte, döviz kurları makroekonomik değişmelere paralel olarak piyasada arz ve talep koşullarına göre belirlenmektedir. Ancak, literatürde yapılan çalışmalar döviz kurlarındaki değişmeleri temel makroekonomik etkenlerle genel itibariyle açıklayamamıştır (Ağcaer, 2003: 2).

Döviz kurlarının değerini etkilemek için devletin resmi kurumları tarafından yapılan işlem ya da duyurulara döviz piyasası müdahalesi denilmektedir. Ülkeden ülkeye farklılık gösterse de bu işlemler genel itibariyle para otoritesi diye adlandırabileceğimiz merkez bankaları, maliye bakanlıkları ve hazineden sorumlu kurumlar tarafından yürütülmektedir (Dominguez, 1998: 164).

Merkez bankaları için döviz kuru oynaklığının nedenlerinin belirlenmesi; hem döviz kuru hareketlerinin yönünün tahmin edilmesini kolaylaştıracak hem de piyasaların

54

risk algısını düşürerek olası ekonomik kayıpları asgari düzeye indirebilecektir (Sarı, 2009: 25). Döviz kurlarındaki sapmalar özellikle dış ticarette maliyeti artırıp, ticaret hacminde daralmaya yol açmaktadır. Piyasaların sığ olduğu gelişmekte olan ülkelerde döviz kurlarındaki ani ve beklenmedik değişiklikler fiyatlar üzerinde baskı yaratmakta ve enflasyonist bir ortamın doğmasına neden olmaktadır (Ayhan, 2006: 65). Bundan dolayı, amacı fiyat istikrarı olan merkez bankaları enflasyonist bir ortam karşısında döviz piyasasına müdahale etmektedir. Merkez bankaları, döviz piyasasına müdahale tanımında geçen amaçların yanında birçok nedenden ötürü bu piyasaya müdahale etmektedir. Bunlar (Baillie ve Osterberg, 1997: 911):

 Rezerv Biriktirmek: Merkez bankaları borç servisini gerçekleştirmek, para politikasını desteklemek ve olası dış şoklara karşı gerekli döviz likiditesini bulundurmak amacıyla döviz rezervlerini artırmak istemektedir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere merkez bankaları döviz piyasasında uzun dönemli dengeyi bozmadan kur düzeyine müdahalede bulunabilmektedirler.

 Piyasaları Düzenlemek: Döviz kurları seviyesindeki ani hareketlenmeler piyasanın dengesini bozarak, likidite sıkıntısını ortaya çıkarabilmektedir. Likiditenin azalması piyasada yer alan oyuncuların yükümlülüklerini yerine getirmesi sorununu doğuracaktır. Merkez bankaları likidite sıkışıklığını ortadan kaldırmak amacıyla piyasaya müdahalede bulunabilmektedirler.

 Sinyal Vermek: Merkez bankaları hükümetin uyguladığı politikalardan sonra döviz kurundaki ani hareketlenmelerle birlikte piyasalarda oluşan olumsuz havayı ortadan kaldırmak ve tekrardan güven sağlamak için; yani bir başka açıdan piyasadaki oyunculara, gelecekteki beklentilerine yönelik olumlu sinyal vermek amacıyla döviz kurlarına müdahalede bulunabilmektedirler.

Son yıllarda merkez bankalarının döviz piyasasına yaptığı müdahaleler ve bu müdahalelerin etkinliği önemli araştırma konularından biri haline gelmiştir. Bu bağlamda birçok ampirik çalışma olmasına rağmen bu çalışmaların bir çoğu gelişmiş ülke deneyimleri üzerine yapılmıştır. Çalışmaların büyük bir bölümü müdahalelerin döviz kuru düzeyine etkisi, döviz kuru oynaklığına etkisi ve müdahale bileşenlerinin belirlenmesi olmak üzere üç ana başlık altında yapılmıştır. Merkez bankalarının türev ürünleri kullanarak döviz kuru ve oynaklığına müdahale etmesi hakkında literatür geniş

55

olmamasına rağmen özellikle döviz opsiyon sözleşmelerine dayalı çalışmaları ile Bruer, Mandeng, Carstens ve Werner, Blejer ve Schumacher, Uribe ve Wiseman tarafından yapılan araştırmalar ve örnek ülke deneyimleri yol gösterici olmaktadır.

Çalışmanın bu bölümünde ilk olarak döviz kuru belirlenmesi ile döviz kuru müdahalelerine ilişkin tanımlar ve müdahale kanalları açıklanacak; ardından türev ürünlerin merkez bankaları tarafından kullanımı ve örnek ülke deneyimlerinden bahsedilecektir.