• Sonuç bulunamadı

AKSIRIP HAMDEDEN KİMSE, KENDİSİNE “YERHAMUKELLAH” DİYENE NE

IV. GÜNÜMÜZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR

2.9. MEKRUHLUK (KERAHÂT) KİTABI

2.9.2. AKSIRIP HAMDEDEN KİMSE, KENDİSİNE “YERHAMUKELLAH” DİYENE NE

İncelediğimiz bu mesele doğrudan fıkhın konusu olmamakla birlikte Tahâvî’nin Şerhu meâni’l-âsâr’da Hanefî imamlara muhalif bir hüküm vererek bu meseleyi işlemesi bizim de bu konuya yer vermemizi gerektirmiştir.

Tahâvî bu bâbda526 aksıran kişinin kendisine mukabelede bulunana ne diyeceği bahsini ele almış ve bu konuda Hanefi imamlardan ayrıldığını ortaya koymuştur. Ebû Hanife, Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e göre bu durumda aksıran kişinin: مكل لله ارفغي (yağfirullahu lekum: Allah sizi bağışlasın) diye cevap vermesi gerekirken, Tahâvî bu kişinin: مكلبِ حلصيو الله مكيدهي (yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum: Allah size hidayet versin ve halinizi ıslah etsin) demesini daha uygun bulmuştur.

2.9.2.1. Konunun Eserde İşlenişi

Tahâvî bu bölümde öncelikle Ebû Hanife, Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’in de görüşü olan “yağfirullahu lekum” diyenlerin delillerini zikretmiştir. Buna göre Allah Rasûlü, aksıran kişinin hamdetmesini, yanındakilerin ona “yerhamukellah” demesini, aksıranın da “yağfirullahu lekum” diye karşılık vermesini buyurmuştur.527

Bunlara muhalefet eden diğer grub ise Resûlullah’ın (sav) aksırdığında لله ادحم“hamden lillah” dediği, kendisine الله كحمري “yerhamukellah” diye karşılık verildiği, O’nun da “yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum” diye mukabele ettiği şeklindeki Abdullah b. Cafer hadisi528 ve Hz. Aişe’den gelen, sahabeye de böyle yapılmasını buyurduğu yönündeki rivayeti529 esas almışlar ve aksıranın “yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum” demesinin gerektiğini söylemişlerdir.530

Tahâvî daha sonra birinci görüş sahiplerinin ikinci görüş sahiplerinin bu delillerine itirazını ortaya koymuştur. Bunlara göre Hz. Aişe’nin rivayet ettiği hadisteki “Allah size hidayet versin ve halinizi ıslah etsin” ifadesi Resûlullah’ın (sav) huzurunda Yahudilerin olmasından dolayıdır. Yine Ebû Musa’dan gelen: Yahudiler, “Allah size rahmet etsin” diye dua etsin ümidiyle Resûlullah’ın (sav) huzurunda aksırırlar ama Resûlullah (sav) onlara “yehdikumullahu ve yuslih bâlekum” derdi531 şeklindeki rivayeti de bu görüşlerine delil

gösterirler.532

Tahâvî bu görüş sahiplerinin delillerinde diğer görüş sahiplerine muhalif bir delil olmadığını, bu hadiste Resûlullah’ın (sav) aksıran Yahudiler’e bu ifadeyi kullanmasının iki grubun ihtilaf ettikleri şeyle ilgisinin olmadığını, aksıran kişiye ne deneceği konusunda iki tarafın da aynı kanaatte olduğu (yerhamukellah denmesi), ancak ihtilafın aksıranın buna ne ile mukabelede bulunacağı noktasında olduğunu ifade ederek bu hadislerin Hz. Aişe ve Abdullah b. Cafer’den gelen rivayetler ile çelişmediğini söylemiştir.533

Tahâvî bundan sonra ilk görüş sahiplerinin, İbrahim en-Nehâî’den nakledilen bir rivayeti daha görüşlerine delil olarak zikrettiklerini belirtmiştir. Bu rivayette aksıranın

527 Ebu Davud, “Edep”, 99; Tirmizî, “Edep”, 3; Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7021, 4/301. 528 Tirmizî, “Edep”, 3; Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7024, 4/301.

529 Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7025, 4/301. 530 Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, 4/301.

531 Tirmizî, “Edep”, 37; Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7026, 4/302. 532 Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, 4/302.

“yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum” demesini Haricilerin ortaya çıkardıkları ve onların insanlara mağfiret dilemedikleri nakledilmiştir.534 Tahâvî bunu “Resûlullah (sav) bu ifadeyi

kullanırken nasıl olur da bunu Hariciler çıkarır” diyerek reddetmiştir. Bu düşüncesini destekleyecek olan Ebû Eyyub el-Ensârî’den535 ve Ebû Hureyre’den536 gelen aksıran kişinin “yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum” demesi yönündeki rivayetleri zikrederek bâbı tamamlamış ve bu rivayetlerin daha güçlü olduğunu belirterek bu görüşü benimsediğini ifade etmiştir.537

İbn Battal’ın aktardığına göre Tahâvî, bu görüşün daha doğru olduğunu desteklemek için selamla ilgili bir ayet-i kerimeyi aksırmaya kıyas etmiştir. Zira ayet-i kerimede ٍةَّيِحَتِب ْمُتي۪ يُح اَذِاَو

ُّيَحَف

ابي ۪سَح ٍءْيَش ِ لُك ىىلَع َعاَك َى للّا َّعِا اَهوُّدُر ْوَا آَُهْ نِم َنَسْحَِبِ او “Size bir selâm verildiğinde ya daha güzeli ile veya

dengi ile cevap verin. Allah her şeyin hesabını eksiksiz bilmektedir”538 buyurulmaktadır.

Aksırmada da “rahmet”in karşılığı olarak “ma’firet” dilemek misliyle cevap vermektir. Ancak “rahmet” dilemenin karşılığı olarak “hidayet ve halin ıslah olması”nı dilemek daha güzeliyle, fazlasıyla cevap vermektir. Bu nedenle de “yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum” sözünü söylemek daha evlâdır.539

2.9.2.2. Hanefî İmamların Görüşleri

Doğrudan fıkhın konusu olmayan bu meseleyle ilgili olarak imamların görüşlerini Hanefî mezhebinin incelediğimiz muteber kaynaklarında bulamadık. Ancak hadis kaynaklarının bazılarının şerh ve izah kısımlarında Hanefîlerin bu konuda Tahâvî’den farklı düşündüklerini gördük.

Sahih-i Buhâri şârihi İbn Battal (449/1057), bu konuda görüş ayrılığı bulunduğunu ve

çoğunluğun görüşünün “yehdikumullahu ve yuslih bâlekum” doğrultusunda olduğunu, Kufe bilginlerinin ise “yağfirullahu lenâ ve lekum” denmesi gerektiği görüşünde olduklarını belirtmiştir. İbn Battal’ın belirttiğine göre Mâlik ve Şafiî, bu iki lafızdan istenilenin seçilebileceği görüşündedir.540

534 Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7029, 4/302. 535 Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7030, 4/302

536 Buhari, “Edep”, 126; Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, “Kerâhat”, 7031, 4/302. 537 Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, 4/303.

538 Nisa, 4/86.

539 Ebu’l-Hasan Ali Halef b. Abdülmelik İbn Battal el-Kurtubî, Şerhu Sahih-i Buhâri (Riyad: Mektebetu’r-Rüşd,

1420/2000), 9/369.

Nevevî (676/1277) ise Müslim şerhinde aksıran kimseye yerhamukellah ya da yerhamunellahu ve iyyakum: Allah bize de size de rahmet buyursun denildiğinde aksıranın ne cevap vereceği konusunda ihtilaf olduğunu belirtmiştir. Bir görüşe göre “yehdikumullahu ve yuslih bâlekum” denileceği, diğer görüşe göre ise “yağfirullahu lenâ ve lekum” diye karşılık verileceği söylenmiştir. Nevevî burada bu ihtilaftan söz etmekle birlikte Hanefîlerin tercihine yer vermemiş ancak Mâlik ve Şafiî’nin her ikisiyle de mukabele edilebileceği kanaatinde olduklarını ve doğru olanın da bu olduğunu ifade etmiştir. Çünkü buna dair hadisler sahih olarak gelmiştir.541

Fethu’l-bâri’de de Kûfe ulemasının “yağfirullahu lenâ ve lekum” doğrultusunda görüş

beyan ettiklerine yer verilmiştir.542 2.9.2.3. Değerlendirme

Tahâvî bu meselede muhalif görüş sahiplerinin delillerini yeterli bulmamaktadır. Resûlullah’ın (sav) “yehdîkumullahu ve yuslih bâlekum” ifadesini Yahudilere söylediği yönündeki rivayetleri kabul etmekle birlikte bunun konuyla ilgisinin olmadığını, ihtilafın aksırana “yerhamukelleh” dendikten sonra aksıranın ne diyeceği konusunda olduğunu söyleyerek muhaliflerinin bu delillerinin kendi görüşüne karşı delil olamayacağını belirtmiştir. Yine muhaliflerinin bu ifadeyi Hariciler çıkarmıştır yönündeki rivayetini de Resûlullah’ın (sav) zamanında kullanılan bir ifade nasıl Hariciler tarafından çıkarılabilir diyerek tutarsız bulmaktadır.

Sonuçta Ebû Hureyre ve Ebû Eyyub el-Ensârî’den gelen rivayetlerin, konunun başında zikredilen Ebû Hanife, İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’in de delili olarak gösterilen rivayetten daha kuvvetli olduğunu ifade ederek onlara muhalefet ettiğini ortaya koymaktadır.

Kanaatimizce dua maksatlı olarak söylenen bu ifadelerin her ikisinin de kullanılmasının bir sakıncası olmasa gerektir.

541 Ebû Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref b. Mûrî en-Nevevî, Sahihu Müslim bi şerhi’n-Nevevî, (Kahire: Dâru

Beyan li’t-Turas, 1407/1987), 18/120-121.

542 Ebu’l-Fazl Şihâbuddin Ahmed b. Ali b. Muhammed İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-bârî bi şerhi Sahih-i

Buhâri, thk. Abdulaziz b. Bâz & Muhammed Fuad Abdulbâki, (Beyrut: Dâru’l Kütübi’l-İlmiyye, 1410/1989), 10/743.