• Sonuç bulunamadı

alanlarında, çocuğu yasam boyunca etkileyebilecek önemli ve kalıcı ilerlemeler bu dönemde gerçekleĢmektedir (Gülay, 2010).

2.5.1.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE SOSYALLEŞME SÜRECİ

Sağlıklı toplum, sağlıklı bireyler yetiĢirse ancak verimli bir Ģekilde oluĢabilir. Bir bireyin sağlıklı bir geliĢim gösterebilmesi için fizyolojik ihtiyaçlarının karĢılanmasının yanı sıra sosyal ihtiyaçlarının da karĢılanması gerekmektedir. Bu yüzden sosyal yönden geliĢimini tamamlamıĢ, kedini gerçekleĢtirebilmiĢ, etrafında olanların farkına olan ve bunlara uyum gösteren bireylerdir. Bireylerin sosyal geliĢimleri son yıllarda önemini daha da arttırarak insan geliĢiminin en önemli araĢtırma konularından biri olmaya devam etmektedir (BüyükıĢık,2009).

Çocuk geliĢiminde en önemli süreçlerden biri sosyalleĢmedir. Yalın bir anlatımla toplumsallaĢma, bireylerin, özellikle de çocukların belirli bir grubun öteki üyelerinin değerlerini, davranıĢlarını ve inançlarını kazandıkları süreçtir. (5;sf297)

Sürecin gerçekte doğumdan hemen sonra baĢlayıp bir insanın yaĢamı boyunca sürmesine karĢın, etkilediği davranıĢların çoğu ilk çocukluk döneminde özellikle belirgin hale gelir. Bunlar arasında; anne-baba-çocuk, çocuk-kardeĢler, çocuk- akranlar arası etkileĢimler vardır. Çocukların bağımlı davranıĢ gösterme derecesi, disipline gereksinim duyma derecesi, disiplinin türü ve çocukların buna tepkisi, hepsi toplumsallaĢma süreciyle yakından iliĢkilidir (Gander ve Gardiner,2001; 297).

SosyalleĢme açısından bakıldığında çocuk kendisini saran dünyayı kavrama yetisine sahip biri olarak değerlendirilmelidir. Çocuklar toplumdaki kuralları öteki bireylerin bilinçli ya da bilinçsiz rehberliği sayesinde öğrenir. Toplumdaki öteki bireyler çocuğa, sorumluluklarını duygusal etkinliklerini, toplumun geleneklerini, göreneklerini, normlarını farkında olarak ya da olmayarak sergiledikleri örnek davranıĢlarla çocuğa öğretir (Tel, 2009).

SosyalleĢme sürecinde rol oynayan kritik psikolojik nüvelerin özdeĢleĢme ve taklit olduğu kabul edilir. ÖzdeĢleĢme kavramını ilk ortaya atan Freud‟a göre

özdeĢleĢme iki Ģekilde görülebilir; ilki analitik özdeĢleĢme olarak nitelendirilmiĢtir. Bu kavram libidonun bir sevgi objesine karĢı yönelmesi olarak kullanılmaktadır. Analitik özdeĢleĢmenin temelinde ebeveyn sevgisini yitirmenin korkusu vardır. Ġkinci tür özdeĢleĢme ise savunucu özdeĢleĢmedir. Bunun temelinde ise güçlü ebeveynden korkma ve cezadan kaçınma söz konusudur. Bandura‟nın görüĢüne göre çocuklar kazandıkları muhtelif davranıĢları gözlem yaparak öğrenirler. Çocuk dikkate değer bulduğu kiĢileri gözlemleyerek ve taklit ederek kendi düĢüncelerini, duygularını ve davranıĢ biçimlerini kazanır. Böylece gözlem, taklit ve özdeĢleĢme çocuğun sosyal davranıĢları kazanmasında sorumlu tutulmaktadır (Orçan, 2004).

0-3 YaĢ arası akran iliĢkilerinin geliĢimi: Doğumdan hemen sonra gözleri iyi

seçemeyen, kulağı yalnızca gürültüleri algılayan bebek, kendi bedeninden gelen uyaranlara karĢı çok duyarlıdır. Bir baĢka ifade ile bebeğin antenleri çevreye değil, kendisine dönüktür. Bu nedenle bebeğin ilk aylardaki yaĢamı dıĢa değil içe dönüktür (Arı,2005; 38).

Bebeğin ilk sosyal davranıĢı 3. ayda gerçekleĢen gülümseme reaksiyonudur. 0- 2 yaĢ döneminde daha çok aile içindeki bireylerle iliĢki halindedir. Ancak kendi yaĢıtlarını 6 aylıkken fark etmeye baĢlar ve bu çağdan sonra, diğer çocuklarla ilgilenmesi gittikçe daha canlı bir hal alır. Bebeklik döneminde, yaklaĢık 3 aylık iken iki bebek karĢılaĢtıklarında birbirlerine herhangi bir yetiĢkine olduğundan daha uzun süre baktıkları ve daha fazla heyecanlandıkları bulunmuĢtur. 6-12 aylarda ise birbirlerine karĢılıklı olarak daha fazla dokundukları ve gülümsedikleri gözlenmiĢtir. Bir yaĢına basmadan önce çocukların pek çoğu baĢka çocukların ağlamasına aldırıĢ etmez. Bazıları da, yanlarında baĢka bir çocuk ağladığında, homurdanarak ya da ağlayan çocuğu çevresinden uzaklaĢtırarak dikkati kendi üstünde toplamaya çalıĢmaktadır (Bayhan ve Artan,2007; 247, Jersild,1979; 273).

2 yaĢ döneminde akranlarıyla daha çok ilgilenmeye baĢlar. Ancak iliĢkileri daha çok alma eğilimlidir ve oyunları paralel oyun Ģeklindedir. 2,5 yaĢ civarında baĢkaldırma ve isyan dönemini atlattıktan sonra çocuğun sosyal iliĢkileri 3 yaĢta daha olumlu ve dengeli bir döneme girer.

Yasamın ilk iki yılında, çocukların bir araya geldiklerinde daha çok ikili gruplar oluĢturdukları gözlemlenmiĢtir. Üç yastan itibaren de hem akran

gruplarındaki çocuk sayısında hem de bu grupların oluĢmasında farklılıklar görülebilmektedir. ikili gruplar halinde oymayı tercih etseler de, daha kalabalık gruplarla da ilgilenmeye baĢlarlar. Kendi cinsiyetlerinden olan akranlarıyla iliĢki kurma eğilimleri de giderek artmaktadır (Önder, 2005; Aktaran: Gülay,2008).

3-4 yaĢlarında grup halinde oynamaya, oynarken birbirleriyle konuĢmaya ve grup içinde oynamak istediklerini seçmeye baĢlarlar. En çok rastlanan ortak davranıĢlar birbirini seyretme ve konuĢmadır (Yavuzer, 2010; 107). Üç yaĢ ile birlikte aynı cinsiyetten akran grupları tercih edilmeye baĢlar.

- 4-6 yaĢ arası akran iliĢkilerinin geliĢimi: 4 yaĢ çocuğu 3 yaĢ çocuğuna

oranla daha uyumlu davranıĢlar sergiler ve akranlarıyla daha uzun süreli iletiĢim kurar. Sosyal çevre ile sürekli temasta bulunmak suretiyle devamlı olarak zihnini zenginleĢtirir. (Çakmaklı,1996; 149) Bu yaĢta zihninin geliĢmesi harekette bulunmasına bağlı olduğundan harekete ve çeĢitli oyunlara karĢı büyük ihtiyaç duyar. Sosyal çevre içinde keĢifler yapar (Çakmaklı,1991; 109).

Akran tercihlerinin ve popülerliğin temel karakteristiği 4-5 yastan itibaren Ģekillenmeye baĢlamaktadır. Olumlu davranıĢlar, popülerlikle, olumsuz davranıĢlar ise akran reddi ile iliĢkilidir. Popüler çocukların popüler olmayanlara göre daha çok arkadaĢı vardır. Akranları tarafından reddedilen çocuklar, kendilerini yalnız hissetmektedirler ve akranlarıyla olumlu iliĢkiler geliĢtirme fırsatlarından uzaklaĢmaktadırlar (Erwin, 1993; Aktaran: Gülay, 2008) arkadaĢlarını memnun etmek ister. Kelime dağarcığı arttıkça duygularını daha rahat ifade ettiği için öfkelerini sözel olarak belirtir ve saldırganlık azalır. Bu yaĢ döneminde arkadaĢlarını daha çok taklit etme eğilimi gösterir.

5 yaĢ döneminde ise akranlarıyla baĢladığı oyunu bir gün sonra devam ettirebilir. ArkadaĢlarını kendi seçer. Onların duygularını paylaĢır ve anlar, iĢbirliği yapar. Grup oyunlarını tercih eder (Cirhinlioğlu,2001; 142). Anne babadan bağımsızlaĢtığı için akran iliĢkileri daha fazla geliĢme gösterir. Akranlarıyla daha çok vakit geçirerek paylaĢmayı, sıra beklemeyi, sıra olmayı öğrenir.

6 yaĢ döneminde akran grupları ile kurallı karmaĢık oyunlar oynar. Sözel ifade becerisi daha da artmıĢtır. Daha çok arkadaĢlarla iliĢki kurar ve aile iliĢkileri zayıflar. Bireysel oyunun yerini grup oyunları almıĢtır. ArkadaĢlarını dinler ve konu hakkında görüĢlerini belirtir.

Toplumsal etkileĢim

ArkadaĢlık iliĢkisi BiliĢsel özellikler

0-12 ay YaĢıtın toplumsal bir eĢ olarak tanınması

Yeğlenen eĢ Oyuncaklarla oynama 13-24 ay Tamamlayıcı ve karĢılıklı oyun Kalıcı arkadaĢlıklar Sözcük ve “sanki” davranıĢlar dizisi 25-36 ay Anlamın iletiĢimi Esnek

arkadaĢlıklar

KonuĢma becerisi, imge kullanımı

3-5 yaĢ YaĢıt grubuna

iliĢkin bilgi ArkadaĢ ve arkadaĢ olmayanların ayrımı Olaylara baĢkasının açısından bakabilme

Akranlarla toplumsal yeterlilik: temel aĢamalar ve biliĢsel özellikler (Howes, 1987; Aktaran: Hortasçu, 2003)

2.6. AKRAN İLİŞKİLERİNİN GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN UNSURLAR