• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2.3. AkıĢ Deneyiminin Boyutları

Ruiz, 2007: 38). Wu ve Chang‟a (2005: 945) göre ise web sitesindeki etkileşim yapısı tüketicinin akış deneyimi yaşamasını sağlamakta ve web sitesinden işlem yapma niyetini olumlu yönde etkilemektedir. Tüketicilere sunulan web sitesinin özellikleri akış deneyimi yaşatmakta ve tüketicilerin yeniden ziyaret etme ve yeniden satın alma niyetlerini olumlu yönde etkilemektedir (Hausman ve Siekpe, 2009: 11). Hausman ve Siekpe‟ye (2009: 6) göre tüketicilerin web sitesini daha eğlenceli, bilgilendirici ve yararlı algılaması sağlanarak akış deneyimi yaşaması kolaylaştırılabilir. Böylece tüketicilerin web sitesinde gezinmesi, alışveriş yapması ve bunları tekrarlaması olumlu yönde etkilenebilir (Smith ve Sivakumar, 2004: 1200).

Turizm alanında da akış deneyiminin yaşanması mümkün olmaktadır. Jones, Hollenhorst, Perna ve Selin‟e (2000: 257) göre macera etkinlikleri turistlerin akış deneyimi yaşamasını sağlamakta bir diğer deyişle akış deneyimi turistlerin bu tür etkinliklere yönelmesinde güdüleyici bir unsur olmaktadır. Wu ve Liang‟a (2011: 323) göre rafting etkinliğine katılan turistler akış deneyimi yaşamakta ve bu durum onların işletmeye bağlılığını artırmaktadır. Fave, Bassi ve Massimini‟ye (2003: 95) göre kaya tırmanıcıları zorluk ve beceri düzeyleri dengede olduğu takdirde akış deneyimi yaşamakta ve risk alma konusunda güdülenmektedir. Pomfret (2006: 121) ise dağ tırmanışı gerçekleştiren turistlerin akış deneyimi yaşadıklarını ve bunu içsel bir ödül olarak benimsediklerini ifade etmektedir. Tsaur vd. (2013: 370) dağcılık etkinliğinin akış deneyimi yoluyla turistleri mutluluğa eriştirdiğini belirtmektedir. Fave vd.‟ye (2003: 82) göre (özellikle macera turizmi alanında) açık hava etkinlikleri turistlerin akış deneyimi yaşamasında ve dolayısıyla kişisel gelişimini sağlamada önemli fırsatlar sunmaktadır.

Günlük yaşamın çeşitli zamanlarında akış halini deneyimlemek mümkün olabilmektedir. Akış deneyimi ile yaşam kalitesini artıran birey, bu deneyimi yaşamasını kolaylaştıracak etkinlikleri daha fazla tercih etmektedir. Bir sonraki başlıkta incelenen akış deneyiminin boyutları bu deneyimin yaşanmasını sağlayan özellikleri içermektedir.

2.2.3. AkıĢ Deneyiminin Boyutları

Csikszentmihalyi‟ye (1997) göre akış deneyimi dokuz alt boyuttan oluşmaktadır. Bunlar (1) açık hedefler, (2) anında geribildirim, (3) zorluk ve

29 beceri dengesi, (4) yoğunlaşma, (5) kontrol hissi, (6) öz bilinç kaybı, (7) zamanın dönüşümü, (8) ototelik deneyim ve (9) eylem ve farkındalığın birleşmesidir.

Açık hedefler, bireyin etkinlik için gerekli hareketleri ve hedefleri ve buna

bağlı olarak etkinliğin bir sonraki adımında yapılması gerekenleri açıkça bildiğini hissetmesi anlamına gelmektedir (Aşçı, Çağlar, Eklund, Altıntaş ve Jackson, 2007: 188; Kawabata, Mallett ve Jackson, 2008: 466;). Açık hedefler bireyin hedeflere ulaşmaya yönelik davranışlarında dikkati ve yoğunlaşmayı artırarak akış durumuna girmesini kolaylaştırmaktadır (Çetinkalp, 2011: 5). Örneğin bir müzik aleti çalan müzisyenin bir sonraki notayı ya da bir tenis oyuncusunun attığı topun nereye düşeceğini bilmesi bireyin açık hedeflerinin bir göstergesidir (Csikszentmihalyi, 2005: 66). Açık hedefler yoluyla birey etkinlikte tam olarak ne yapacağını bilmektedir.

Anında geribildirim ile birey açık hedeflerinin ve bu hedefleri

doğrultusundaki performansının karşılanıp karşılanmadığını değerlendirmektedir (Jones vd., 2003: 18; Aşçı vd., 2007: 188). Etkinlikten elde edilen anında geribildirim bireyin etkinliği ne kadar iyi yapıp yapmadığını değerlendirmesine yardımcı olmaktadır. Böylece birey bir sonraki adımda ne yapılması gerektiğini bilmektedir. Akış hali yüksek düzeyde zorluk sonucunda meydana geldiğinden yapılan etkinlikten elde edilen geribildirimin olumsuz performanslar da içermesi kaçınılmazdır. Bununla birlikte olumsuz geribildirimlerin etkinliğin yerine getirilmesinde zararsız olduğunu söylemek mümkündür. Gerçekte de birey olumsuz geribildirimlerden elde etmiş olduğu ilgi ve davranışları düzeltme eğilimindedir (Csikszentmihalyi, Abuhamdeh ve Nakamura, 2005: 602).

Zorluk ve beceri dengesinin, uyumu beraberinde akış deneyimini

getirmektedir. Bir diğer deyişle bireyin gerçekleştirdiği etkinlikteki zorluk düzeyi ile kendi becerilerinin dengede olması akış halini ortaya çıkarmaktadır (Csikszentmihalyi, 1990: 3; Eccles ve Wigfield, 2002: 113; Moneta, 2004: 115; Aşçı vd., 2007: 188; Teng ve Huang, 2012: 1; Novak, Hoffman ve Yung, 2000: 23). Bununla birlikte zorluk ve beceri dengesi çok kırılgan bir yapıya sahiptir (Csikszentmihalyi, Abuhamdeh ve Nakamura, 2005: 601). Bu nedenle kolay kazanılan bir durum ya da hayal kırıklığı ile sonuçlanan bir yenilginin akış deneyiminin yaşanmasını zorlaştırabileceği söylenebilir.

30

YoğunlaĢma ile birey yapmış olduğu etkinliğe dakika dakika ve yoğun bir

şekilde odaklanmaktadır (Jones vd., 2003: 18; Csikszentmihalyi, Abuhamdeh ve Nakamura, 2005: 600). Etkinlik bireyin tek düşündüğü, ruhen bütünleştiği durum olmaktadır. Birey etkinliğe öyle dahil olmuştur ki zamanı, yorgunluğu hatta etkinlik haricindeki her şeyi unutmakta, hiçbir şey ona sorun gibi görünmemektedir. Birey ekonomik koşullar, ulaşım, aile, eş gibi sorunlara; kalabalıktan gelen sesler, rakiplerinin tepkileri gibi dikkat dağıtıcı şeylere zihnini kapatmakta ve birey yalnızca yapmış olduğu etkinliği düşünmektedir (Çetinkalp, 2011: 6).

Kontrol hissi, bireyde yaptığı etkinlik üzerinde bir kontrolü olduğunu

hissettirmekte, yaptıklarına karşı cevap aldığına ve başarılı olduğuna dair bir algı oluşturmakta ve doyumu artırmaktadır (Aşçı vd., 2007: 188). Ancak burada önemli olan kontrolü elde tutmak değil bireyin kontrolün kendisinde olduğunu hissetmesi ve güvende olduğunu algılamasıdır. Örneğin bir kaya tırmanıcısı zorlu bir kaya tırmanışını yoğun bir caddede karşıdan karşıya geçmekten daha güvenli bulmaktadır. Çünkü kaya yüzeyi her bir olasılığı önceden görmeyi sağlarken trafikte bu olanak bulunmamaktadır (Csikszentmihalyi, Abuhamdeh ve Nakamura, 2005: 601; Csikszentmihalyi, 2005: 73).

Öz bilinç kaybı, bireyin etkinlikle ilgili olarak başkalarının

değerlendirmelerine önem vermemesi anlamına gelmektedir (Jones vd., 2003: 18; Aşçı vd., 2007: 188). Günlük yaşamda zihin boş kaldıkça genellikle kendisi ile ilgili olumsuz durumları düşünme ve dolayısıyla olumsuz duygular üreterek ruh halini kötüleştirme eğilimindedir. Başkaları kendisi hakkında ne düşünmektedir? Yeterince şık mıdır? Güzel giyinmekte ve görünmekte midir? Bireyin zihni bu tür endişe verici sorularla kaplanmaktadır. Akış deneyimi ile bu ego refleksleri ortadan kaybolmakta birey yalnızca etkinliğe odaklanarak başkalarının kendisi ile ilgili düşünceleriyle ilgilenmemektedir. Bununla birlikte öz bilinç kaybı bireyin tamamen kendini kaybetmesi anlamına da gelmemektedir. Birey yalnızca benlik bilincini kaybederek kendisini aşmakta ve varlık sınırlarının genişlediğini hissetmektedir (Csikszentmihalyi, 2005: 77). Sanchez‟e (2009: 16) göre öz bilinç kaybı ile akış durumunda bilinç tamamıyla etkin durumda olmakta ancak birey bunu fark etmemektedir.

Zamanın dönüĢümü, bireyin etkinliğe tamamen dahil olarak kendisini

31 (Aşçı vd., 2007: 188). Akış deneyiminde birey etkinliğin getirdiği ritme kapılmakta ve zaman algısı değişmektedir. Bazı bireyler zamanın yavaş geçtiğini algılarken bazıları için zaman çok hızlı bir şekilde ilerlemektedir (Jones vd., 2003: 18).

Ototelik deneyim ile birey için etkinlik amacın ta kendisidir. Başlangıçta

başka nedenlerle girişilmiş olsa bile akış deneyiminin getirdiği keyif duygusu, etkinliğin kendisini içsel bir güdüye dönüştürmektedir (Özşahin, 2003: 23). Örneğin bir dansçı için dans etmenin kendisi, beraberinde getirdiği keyif duygusu sayesinde güdüleyici bir unsur olmaktadır (Çetinkalp, 2011: 4).

Eylem ve farkındalığın birleĢmesi, etkinlik ve birey arasındaki uyumu

temsil etmektedir (Sanchez, 2009: 16). Akış deneyimi ile birlikte birey etkinliğe tamamen dahil olmakta etkinlik otomatik bir hal almakta ve sanki kendiliğinden gerçekleşiyormuş gibi görünmektedir (Kawabata, Mallett ve Jackson, 2008: 466; Aşçı vd., 2007: 188; Csikszentmihalyi, 2005: 65). Birey böylece kendisini yaptığı etkinlikten ayrı bir şekilde fark edemez hale gelmektedir (Csikszentmihalyi, 2005: 65). Bir diğer deyişle bilincin hiçbir müdahalesi olmadan sıradaki hareketi nasıl yapacağına dair ayrıntıları düşünmeden bir eylem diğer eylemi takip etmektedir. Böylelikle birey endişe ve sıkıntılardan kurtulmakta bütün dikkatini etkinliğe vermektedir (Jones vd., 2003: 18).