• Sonuç bulunamadı

Aileye Yönelik DeğiĢkenler Ġle Ailelerin Masallara Yönelik Tutum Ölçeği analizine geçmeden önce AMTÖ Ölçeği ile ilgili geçerlilik ve güvenirlik analizi

yapılmıĢ ve ölçeğin geçerliliği Tablo-56‟da Cronbah‟s Alpha katsayısı ile verilmiĢtir. Cronbah‟s Alpha Katsayısı Kontrol Grubu için 0,789; Deney A Grubu için 0,830; Deney B Grubu için 0,815 bulunmuĢtur. Cronbah‟s Alpha Katsayısı 0,70 değerinin üstünde olması istenir ve yüksek güvenilir ölçek denebilir. Bu durum göz önüne alındığında Ailelerin Masallara Yönelik Tutumları Ölçeğinin (AMTÖ) güvenilir olduğu söylenebilir.

. Kontrol, Deney B ve Deney A gruplarına ait AMTÖ toplam puan ortalamaları arasında fark yoktur hipotezini, Kontrol, Deney B ve Deney A gruplarına ait AMTÖ toplam puan ortalamaları arasında fark vardır hipotezine karĢı 0,05 anlam seviyesinde Anova Testi sonucu 0,000 olarak verilmiĢtir.

Tablo-58‟de yer alan Tukey ikili karĢılaĢtırma testi sonuçlarına göre, ortalama farklara bakıldığında en baĢarılı grup bir eğitim alan Deney B ve en baĢarısız grup ise eğitim almayan Kontrol grubu olduğu ortaya çıkmaktadır.

Kontrol Grubu, Kontrol grubunda Anne öğrenim durumu için AMTÖ toplam

puan ortalamaları arasında fark yoktur hipotezini Kontrol grubunda Anne öğrenim durumu için AMTÖ toplam puan ortalamaları arasında fark vardır hipotezine karĢı 0,05 anlam seviyesinde test etmek için Anova Testi kullanılmıĢtır. Tablo-59‟da yer alan sonuçlara göre ise; annelerin öğrenim durumlarına göre Ailelerin Masallara Yönelik Tutumlarına bakıldığında ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite mezunu anneleri masallara yönelik tutumlarının farklılık gösterdiği görülmüĢtür. Ortalama değerlere bakıldığında ise üniversite mezunu annelerin en iyi tutumu gösterdiği, ilköğretim mezunu annelerin ise en düĢük tutum puanına sahip olduğu söylenebilir (p=0,037<0,05)

Anne meslek durumu için AMTÖ toplam puan ortalamaları arasında fark yoktur hipotezini Kontrol grubunda Anne meslek durumu için AMTÖ toplam puan ortalamaları arasında fark vardır hipotezine karĢı 0,05 anlam seviyesinde test etmek için Anova Testi kullanılmıĢtır.Tablo-60‟da verilen sonuçlara göre: Annelerin mesleğine göre Ailelerin Masallara Yönelik Tutumlarının farklılık gösterdiği

görülmüĢtür. Ortalama değerlere bakıldığında ise iĢçi annelerin en iyi tutumu gösterdiği, çalıĢmayan annelerin ise en düĢük tutum puanına sahip olduğu söylenir (p=0,030<0,05).

Deney A grubunda ise yapılan ANOVA testi sonucuna göre, babaların

öğrenim durumlarına göre Ailelerin Masallara Yönelik Tutumlarının farklılık gösterdiği Tablo-61‟de görülmektedir. Ortalama değerlere bakıldığında ise üniversite mezunu babaların en kötü tutum puanına sahip olduğu, ilköğretim mezunu babaların ise en yüksek tutum puanına sahip olduğu görülmektedir (p<0,005).

Deney B gurubuna göre aileye yönelik değiĢkenlerin hiçbirinde ailelerin

masallara yönelik tutumlarına iliĢkin öntest-sontest sonuçları arasında bir farklılık görülmemiĢtir. DeğiĢkenler ailelerin masallara yönelik tutumlarını etkilememektedir.

Green (2005), çalıĢmasında imparatorluk Almanya‟sındaki 1870-1918 çocukluk mitini incelemiĢtir. Bu araĢtırmaya göre, temiz kalplerinden dolayı masum yaratıklar olan çocuklar, ebedi gerçekleri yetiĢkinlere göre, daha iyi anlamaktaydılar. Orta sınıf vatandaĢları, doğanın, iyi vatandaĢlık değerlerini vurgulayan değerler (azla yetinme, çalıĢkanlık) ve inançlar sistemini temsil ettiğine inanmakta idiler. Sosyalistler ise, kaçınılmaz olan bir devrimi doğa kanunlarının desteklediğine inanmaktadırlar. Bu nedenle çocukluk miti çok yaygındı ve sosyal sınıfı ne olursa olsun, tüm Almanlar tarafından kabul edilmekteydi. Bu çalıĢmada, imparatorluk döneminde orta ve iĢçi sınıfınının kullandığı mitolojik kavramların tarihi geliĢimlerini ele almıĢtır.

Peklaj (2010), aile ortamında okul öncesi eğitimin etkilerinin araĢtırıldığı çalıĢmada, çocukların hikaye anlatma becerilerini incelemiĢtir. Evdeki edebi ortam anketini kullandığı çalıĢmasının bulgularına göre; ana okulu ve anne eğitim düzeyinin çocuklarının hikaye anlatma becerileri üzerinde önemli bir etkiye sahip oldukları gözlemlenmektedir. Daha yüksek eğitim seviyesine sahip annenin çocukları, düĢük eğitim seviyesindeki annenin çocuklarına göre çok daha ileri seviyede hikaye anlatım becerileri göstermiĢlerdir. Anne eğitim düzeyine göre en

büyük farklılıkları gösteren çocuklar kreĢe gittiği ilk yılda daha belirgin ortaya çıkmaktadır.

Yorulmaz (2006), çocuğun eğitim ve öğretim evrelerinde ailenin rolü ve önemini vurguladığı araĢtırmasına göre, Anne ve baba, çocuğun barınma, beslenme, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karĢılayarak, ona bir güven ortamı yaratarak; sağlıklı büyümesini ve güvence altında yaĢamasını sağlamak zorundadır. Çocuğun yeteneklerinin geliĢmesine yardım ederek, yol göstererek, onun davranıĢlarına yön vermelidirAraĢtırmacı incelediği iki eserde çocuk motifi üzerinde durmuĢ ve çocuk- aile iliĢkisini incelemek istemiĢ ve farklı ırk, dil ve kültürden iki öykü ele alınmıĢ. Ġlk öyküde (Ingeborg BACHMANN‟ın “HerĢey” adlı öyküsü) çocuğun normal olan geliĢimi babanın olumsuz tavırları ile aksaklığa uğramıĢtır. Çocuk ise her durumda ilgiye ve sevgiye gereksinim duymaktadır. 2. Öyküde (Halit Ziya UġAKLIGĠL‟in “Bir BaĢlangıcın Sonu”) ise, Çocuk mutsuzluğundan ailesini sorumlu tuttuğu için ailesine karĢı düĢmanlık beslemektedir. Öykülerden iki farklı ekonomi, farklı eğitim düzeyine sahip iki aile ele alınmıĢtır. Kızın çevreye takındığı tavır ise tamamen ailesinin çevresindeki insanları durumlarından dolayı sorumlu tutmasından ve çevreyi kuĢkulu gözlerle bakmasından kaynaklanmaktadır. Yoksul ailelerdeki genel ruhsal durumlardan olan karamsarlık, güçsüzlük, dayanıksızlık ve kadercilik egemendir. AraĢtırmacının açıklamalarından yola çıkarak, bütün bu olay ve kahramanlar öykü de olsa, biraz gerçeklik payı olduğu gerçektir. Bu olay ve kahramanlarla günlük hayatımız süresince karĢılaĢılmaktadır. Ve çocuğun anne ve babasından esinlenmesi, onların tesiri altında olması gayet normaldir. Hayat tarzı, duygu ve düĢünce yapısı büyük bir benzerlik gösterir. Yorulmaz (2006)‟a göre, Türk aile ve eğitim sistemi incelendiğinde, genelde otoriter, kısıtlayıcı, aĢırı koruyucu ve kontrol edici bir anne baba tavrı ortaya çıkmaktadır. Özellikle erken çocuklukta aile, çocuğun temel belirleyici çevresini oluĢturur. Bu yüzden, aile içindeki iliĢkilerin temelini anne ve babanın birbirlerine karĢı olan tutumları, onların, sevgi ve anlayıĢ durumları ailenin genel havasını belirler. Sonuç olarak, denilenebilir ki, uyumlu ve sıcak iliĢkiler ana ve babadan çocuklara yayılır. Böyle bir ailede de her türlü etkileĢim mümkündür, ki çocukla geçirilen zaman daha fazladır, bu zaman etkinliklerinden biri de çocuğa anlatılan veya okunulan masal anı da olabilir. Gergin

ve sürtüĢmeli anne baba iliĢkisi çocukta güvensiz ve gergin bir ortama sebep olur. Bu ortamda ailede bir etkileĢim yani olumlu bir iliĢki görmek çok zordur. Aile çocuğun gereksinimleri ilgilenmez. GeliĢiminde faydası olan materyallerden çocuk edebi ürünlerini de kullanmaları beklenemez.

5.8.Çocuklara ait, değiĢkenlerin Ailelerin Masallara Yönelik Tutumları Üzerine