• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2. KURAMSAL ÇERÇEVE

2.5. Okumayı Etkileyen Faktörler

2.5.3. Çevresel Faktörler

2.5.3.1. Aile

Çocuk, doğduğu andan başlayarak kendisini bir sosyalleşme ortamında bulur.

Toplumun kültürel kalıplarını, değer yargılarını, alışkanlıklarını öncelikle ailede edinir. Buna bağlı olarak da okumaya verilen değer konusunda ilk izlenimlerini aldığı yer de ailesidir (Bircan ve Tekin, 1989: 400).

Temel okuryazarlıktan sonra gelen aşama olarak kabul edilen okuma alışkanlığı, kişinin bir gereksinim olarak algılaması sonucu okuma eylemini, yaşam boyu sürekli ve düzenli bir biçimde gerçekleştirmesi anlamına gelmektedir. Okuma alışkanlığının yaşam boyu sürmesi gerektiği saptaması, bu alışkanlığın yaşamın her döneminde kazanılıp geliştirilebileceği gerçeğini dile getirmektedir. Toplumsal, ekonomik, kültürel, ruhsal vb. birçok boyuta sahip okuma alışkanlığının kazanılması için en uygun zaman, kuşkusuz çocukluk ve gençlik dönemidir. Kişilik oluşumunun ve hayata ilişkin ilk deneyimlerin yaşanmaya başlandığı, algılama ve etkilenmenin en yoğun olduğu çocukluk dönemi ile bedensel ve ruhsal gelişmenin hızlandığı ve yaşama hazırlık diye nitelenen gençlik dönemi, okuma alışkanlığının yaratılması yönünden birbirinin devamı olmasına karşın ailenin etkisi yönünden bazı farklılıklar

25 taşımaktadır. Çocukluk döneminde en belirleyici etki ve rol aileden gelmektedir (Yılmaz, 1990: 9).

Okuma eğitiminde çocuğun içinde yaşadığı aile ortamının ve aile fertlerinin tutumlarının etkisi bilinmektedir. Aile içindeki bireylerin eğitim düzeyleri, onların özel olarak okuma faaliyetlerini çocuğun yanında yapmaları, evde bir kitaplığın bulunması, kitaplarla ilgili seviyeli tartışmaların olması, problem çözümünde kitaplardan yararlanılması, çocuğun okumasını etkileyen unsurlar arasındadır (Özbay, 2006: 165).

Çocuğun büyüdüğü aile ortamı, kitap okumayı etkileyen, dolayısıyla okuma alışkanlığının kazanılmasında rol oynayan faktörlerin başındadır (Mete, 2012: 46).

Çünkü çocuk yetişirken anne-babasının hareketlerini, davranışlarını, yaptıklarını gözlemler ve onlardan etkilenir. Çocukların öğrenmesinde model alma oldukça etkili olduğundan çocukların uzun süre birlikte kaldıkları ailelerini model aldıkları görülmüştür. Ailesinde kitap okuyarak kendisine model olabilecek bireyleri göremeyen çocuğun okuma alışkanlığı kazanması da oldukça zorlaşacaktır (Arıcan, 2010: 17). Çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasında özellikle aile içinden okuma alışkanlığına sahip bir örneğe gereksinim vardır. Diğer bir deyişle, okuyan bir örnek, çocuğun ve gencin okuma alışkanlığı kazanmasında çok önemli rol oynamaktadır (Mete, 2012: 46). Anne ve baba, çocuğun okuma alışkanlığını kazanması ve bunu bir zevk hatta yaşam biçimi hâline dönüştürmesinde öncü ve rehber olmalıdır. Kitabın, yaşamın en önemli değerleri arasında bulunduğunu bizzat kitap okuyarak göstermek durumunda olan ebeveynin evde önemli sorumlulukları vardır (Tanju, 2010: 31).

Evde okuma materyalleri (kitap, dergi, gazete vb.) bulundurmalı ve bu materyallerden aile bireyleri yararlanmalıdır. Çocuk, ailesinin kitap okuduğunu, kitapları bilgilenmek amacıyla kullandığını gördükçe kendisi de kitap okumayı seçer ve kitapların yararlı kaynaklar olduğunu düşünür (Temizkan, 2009: 65). Ailede verilecek kitap ve okuma bilinci bireyin başta eğitim hayatı olmak üzere bütün hayatını etkiler. Küçük yaşlarda yapılacak yönlendirmeler okumanın bir alışkanlık olarak kazanılmasını da sağlayacaktır (Balcı, 2009: 52).

26 Birey, içinde yaşadığı toplumun özelliklerini yansıtır. Aile, arkadaş çevresi, yaşanan muhit çocuğun sosyal gelişimine yön verir. Ailenin eğitim durumu çocuğun sosyal eğilimini son derece etkilemektedir (Arıcı, 2009b: 24). Okuma alışkanlığının belirleyicilerinden biri de sosyoekonomik yapıdır. Bireylerin hayatında ailenin ekonomik yaşamının büyük etkileri bulunmaktadır. Bireylerin tümü belirli bir sosyal sınıfta doğar ve o sınıfın değerlerini benimseyerek yetişir. Bireyin kitap okuma alışkanlığı da bulunduğu sosyal çevreden önemli oranda etkilenmektedir. Bu nedenle bireyin sosyal geçmişi, kısacası ailesinin sosyoekonomik durumu bu alışkanlığı etkileyen temel faktörlerdendir. Okuma ile sosyoekonomik durum arasında çocuk, genç, yetişkin olmak üzere her düzeyde açık bir ilişki olduğuna dair araştırmalar vardır. Genel olarak sosyoekonomik durum düştükçe okumada güçlükler başlamakta;

sosyoekonomik durum yükseldikçe okuma yeteneği gelişmektedir (Arıcan, 2010:

20). Topluma bakıldığında genellikle sosyoekonomik olarak üst düzeyde yer alan ailelerin çocuklarının (diğerlerine göre) okumaya ve eğitime daha yatkın oldukları görülmektedir (Arıcı, 2009b: 24). Yapılan araştırmalar, sosyoekonomik olarak avantajlı ailelerden gelen öğrencilerin dezavantajlı ailelerden gelen öğrencilere göre;

kelime anlamada, metni anlama ve yorumlamada, okuduklarını hatırlamada, resim yorumlamada ve sesli okuma düzeyinde daha başarılı olduklarını göstermektedir. Bu bağlamda sosyoekonomik olarak avantajlı ailelerin çocukları okuma alışkanlıkları bakımından daha iyi seviyede olacaktır (Özbay, 2011: 45).

Görüldüğü üzere çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında ailenin önemi büyüktür. Çocuğuna karşı ilgisiz davranan, onun kitapla tanışmasını geciktiren ve kitap okumasını teşvik etmeyen aileler, okuma alışkanlığını edinemeyen çocukların bir numaralı sorumlusudur. Bu bağlamda ebeveynlerin çocuklarının okuma alışkanlığını kazanmasında yerine getirmesi gereken sorumlulukları ve görevleri vardır. Ebeveynlerin okuma alışkanlığı konusunda yapması gerekenler ve göstermeleri beklenen duyarlılıklar şu noktalarda toplanabilir:

- Bir evde okuma ortamını yaratan kitaplardır, diğer bir deyişle, böyle bir ortamın doğal parçası kitaplıktır. Çocukların, doğdukları andan itibaren sürekli görebilecekleri ve kullanabilecekleri bir kitaplık, çocuk için okuma alışkanlığının

27 ruhsal ve davranışsal etkenlerinden birisi anlamına gelmektedir. Bu nedenle ebeveynlerin evlerinde bir kitaplık oluşturma sorumluluğu vardır.

- Okul öncesi dönemde, okuma anlamında çocuk ile kitap ilişkisini ebeveyn sağlamalıdır. Bu çerçevede, ebeveyn çocuğuna, düzeyine uygun kitaplar okumalı ve kitaplar hakkında onunla konuşmalıdır. Çocuk kitap ile ne kadar erken dönemde tanıştırılır ise bu onun okuma alışkanlığı açısından önemli bir avantaj olmaktadır.

Alpay (1991a; 1991b’den aktaran Yılmaz, 2004: 117) okuma alışkanlığında çocukların ebeveynler tarafından kitap ile tanıştırılmasının önemine dikkat çekmektedir.

- Çocuğun okuma alışkanlığı kazanması ve geliştirmesinde ebeveyn duyarlılığının önemli boyutlarından birisi çocuğa kitap hediye etmektir. Çocuğun kitabı ve okumayı olumlu ve değerli bir eylem olarak algılanmasında ona ebeveyni tarafından kitap hediye edilmesi küçümsenmemesi gereken bir davranıştır. Çocuğun evde belirli ölçüde hissettiği okuma ortamı, onu kitabevi, kitap fuarı ve kütüphane gibi yoğun okuma atmosferlerine sokarak desteklenmelidir. Bu nedenle ebeveyn okuma alışkanlığını kazanması açısından çocuğunu zaman zaman bu tür yerlere götürmelidir.

- Okuma alışkanlığına ilişkin olarak çocuğun ebeveynden en çok beklediği duyarlılık noktalarından birisi okuyacağı kitabı seçme konusunda ebeveyninin ona yardım etmesidir (Lohann, 1991’den aktaran Yılmaz, 2004: 118). Çocuğunun ilgi ve beğenilerini en yakından bilen kişiler olarak ebeveynlerin bu konuda ciddi sorumlulukları vardır.

- Özellikle eleştirel okuma becerisini kazanmasında okuduğu kitaplar hakkında çocukları ile konuşmaları ebeveynlerin bu alışkanlığa ilişkin önemli duyarlılık alanlarından birisidir.

- Ebeveyn, önemli ve farklı bir eylem/araç olduğunu hissettirmek için çocuğuna kitap alması için para verme konusunda duyarlı davranmalıdır.

- Çocuklarının kitap okumalarına ve kütüphaneye gitmelerine ebeveynler mutlaka olumlu tepki vermelidirler. Bu konuda onları desteklemeli, övmeli ve

28 gerekirse çeşitli biçimlerde ödüllendirmelidirler. Tepkisiz kalmak ya da olumsuz tepki göstermek, çocukların okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıkları açısından son derece tehlikeli olabilir.

- Ebeveynler çocukları için güçlü modellerdir. Çocuklar doğal olarak ebeveynlerini genelde taklit etmektedirler. Bu nedenle, ebeveynler kitap okuyarak ve kütüphaneye giderek çocuklarına bu konuda da olumlu modellik yapmalıdırlar.

- Kuşkusuz buraya kadar sıralanan ve çocukların sözü edilen alışkanlıkları kazanmalarında ve geliştirmelerinde ebeveynlerin göstermeleri gereken duyarlılığın temeli, onların öncelikle bu konuda önemli bir sorumluluğa sahip olduklarını bilmeleridir. Diğer bir deyişle, ebeveynler bu konuda öncelikle sorumluluk bilincine sahip olmalıdırlar (Yılmaz, 2004: 117-118).

Çocuğun ileride kazanacağı okuma alışkanlıkları, okuma zevki ve okuma becerisi üzerinde ailenin yaklaşımı çok önemlidir. Evde farklı bir dil ve ağızla konuşulması, ailenin sosyokültürel düzeyinin düşük olması, çocuğun sık sık okul değiştirmesi, anne ve babanın çocuğa iyi örnek olmamaları çocuğun okuma becerisi ve alışkanlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

Ailede verilecek kitap ve okuma bilinci bireyin başta eğitim hayatı olmak üzere bütün hayatını etkiler. Küçük yaşlarda yapılacak yönlendirmeler okumanın bir alışkanlık olarak kazanılmasını sağlar (Mete, 2012: 47).

Benzer Belgeler