• Sonuç bulunamadı

C. HALUK NURBAKİ’NİN ESERLERİ

15. Ahlak-ı Muhammedî

Sözlükte “huy, seciye, tabiat, mizaç, karakter” anlamına gelen hulk kelimesinin çoğulu olan ahlak “huylar, beşeri davranışlar” anlamına gelmektedir. Tasavvuf

570 Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri, s. 495.

571 Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 358.

572 Nurbaki, Sonsuz Nur, s.188.

ıstılahında insanın manevi seciyesini temyiz eden özelliklerdir ki, bu sayede fiiller kolaylıkla meydana gelir.573

Mutasavvıflar ahlakı, ahlak-ı hamîde (övülen, güzel davranışlar) ve ahlak-ı zemîme (yerilen, kötü davranışlar) olmak üzere ikiye ayırırlar. Tasavvufun ana gayesi kötü huylardan uzaklaşıp (tahalli), iyi huylarla bezenmektir (tehalli). Tasavvufun kendisi ahlaktır.574

Peygamber Efendimiz (sav.) “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”575 şeklindeki ifadesiyle ahlaka dikkat çekmiştir. Hz. Ayşe annemize Efendimiz’in (sav.) ahlakı sorulduğunda “Onun ahlakı Kur’an’dı.” buyurmuştur.576 Peygamber Efendimiz (sav.) İslam’ı tanımlarken; “İslam güzel ahlaktır.”577 şeklinde ifade etmiştir. İslam’da ahlakın esası Kur’an’dır, Hz. Ayşe annemizin ifade ettiği gibi de Kur’an’ı yaşayarak ahlakına aksettiren üsve-i hasene578 olan Efendimiz (sav.)’dir.

Nurbaki ahlakı sadece toplumsal bir vakıa olarak değil; bununla birlikte biyolojik bir zaruret olarak görür. Allah’ın insan vücuduna koyduğu kan ve sinir sistemi gibi bir zorunluluk olarak açıklar. Öyle bir vakıa ki, kökleriyle hücrenin en ince derinliklerine giderken, dal ve çiçekleriyle de ruhun en ileri maverasında çiçek açmaktadır. Bu örneği verdikten sonra fen bilimlerinin ilerde ahlaksız insanın yaşayamayacağını ispat edeceğini söylemektedir.579

Nurbaki ahlakı beş kısıma ayırır. Bunlar hükmî, ilmî, amelî, nefsî ve manevî ahlaktır. Hükmî ahlak, haram ve helaller ile ilgilidir. İlmî ahlak, vicdan ve fazilet ile

573 Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri, s. 35; Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 30; Komisyon, Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 13.

574 Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 30.

575 Malik b. Enes, Muvatta, Dâru İhyâi’l Kütübi’l-Arabiyye, Kahire 1918, Husnü'l Halk, 8, s. 904.

576 Müslim, Müsâfirin, 139.

577 Ali el-Muttaki b. Hüsameddin el-Hindi, Kenzü’l-Ümmâl, Müessese-i Risâle, Beyrut 1979, c. 3, s. 17, no: 5225.

578 Ahzab, 33/21: “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”

579 Nurbaki, Sonsuz Nur, s.16-17.

ilgilidir. Amelî ahlak, ibadetlerle ilgilidir. Nefs mücahedesi, ruh ve nefsin tanzimi ile ilgilidir. Manevî ahlak ise ruh ve nefsin kemali ile ilgilidir.580

Nurbaki, Ahlak-ı Muhammedî kavramını sırat-ı müstakimi temsil eden gönlün arınması, mutlak ahlakın kendisi olan Efendimiz’in (sav.) yaşam biçimi olarak tanımlamaktadır.581 Ahlak-ı Muhammedî kavramını biyoloji ilmindeki hücrelerden misal vererek açıklar. Ona göre Ahlak-ı Muhammedî, “20 tane hücreyi bir araya getirseniz asla bir doku oluşturamazlar. Çünkü dokunun oluşabilmesi için iki unsura ihtiyacı vardır. Birincisi hücreleri bir arada tutacak idare şartı, ikincisi ise her hücrenin yanındaki hücreyle bir arada yaşayabilmesi için uyum kabiliyeti yani koordinasyon.”582

Bu örneği bir de insan üzerinden inceleyip değerlendirmiştir.

“Yirmi insanın yan yana gelmesiyle asla bir toplum ortaya çıkmaz. Bu topluluğun, bir arada yaşadıklarını iddia edebilmeleri için aralarında bir takım uyum kurallarına göre yaşamaları gerekir. En basit uyum kuralları ise her toplumda bulunan sıradan ahlak kurallarına benzetilebilir. Bu uyum en mükemmel şekilde düzenlenmesi ve uygulanması ise ahlak-ı Muhammedi’yi gözler önüne serer. İnsanların huzur ve saadet içerisinde yaşama metodunun uygulayıcısı ve muallimi Hz. Muhammed (sav.) Efendimizdir.”583

Ahlak-ı Muhammedî’nin öyle bir metodu vardır ki daha önceki ahlak felsefelerinde bulunan ahlaktan farklıdır. Çünkü affın yanında cezayı, tevazuun yanında vakarı, sükûnun yanında mücadeleyi, yani sevgiyle, merhametle birlikte kuvvete dayanılmasını, uyulması zorunlu bir düsturdan öte inanarak ve Rabbine karşı kulluk

580 Nurbaki, Sonsuz Nur, s.18.

581 Nurbaki, Sonsuz Nur, s.8; Nurbaki, Namazın Sırları, s. 59.

582 Nurbaki, Sonsuz Nur, s. 8.

583 Nurbaki, Sonsuz Nur, s.9.

borcunu ödemenin huzurunu verir.584 Nurbaki, Ahlak-ı Muhammedî’yi kısaca sonsuz nur olarak tanımlar.585

Ahlak-ı Muhammedî’nin ve sırat-ı müstakimin temel yapısı üzerinde de durmuştur. Bu yapıyı maddeler halinde şu şekilde ifade etmektedir.

a) Ahlak-ı Muhammedî mutlak kulluktur. Mutlak kulluk ise; kainattaki tüm güzelliklerin, yüce mimarı Allah’ın kuvvet ve kudretini idrak ederek gurur gibi yanılgılardan uzaklaşmaktır. Bu yüzden Efendimiz kutsi bir hadisinde “el fakru fahri”

(yokluğumla övünürüm)586 buyurmuştur.

b) Bütün yaratılmışlara karşı içten ve samimi bir şekilde saygı ve sevgi duymak.

Bunun en güzel örneğini de yine Efendimiz’in (sav.) Hz. Zeyd ile birlikte tebliğ için gittiği Taif’ten taşlanarak, hakarete uğrayarak çıkarıldığı esnada yaptığı duasında görmekteyiz. İnsanlık tarihine en büyük ahlak dersini verdiği duasında Efendimiz şöyle buyuruyor: “Aman Ya Rabbi onlar gerçeği bilmiyorlar, onları affet, sakın azabınla kahretme”587 diye kendisine hakaret eden, taşlayan Taiflilere dua ediyor.

Peygamberimiz (sav.) her zaman merhamet ve şefkat ile ümmetinin üzerine titremiş ve kendisine zulmedenlerin bile bağışlanıp affedilmesi için dua etmiştir.588

c) Gayret ve teslimiyeti bir arada yaşamak. İnsanın imkanlarının sonuna kadar çaba sarfetmesi; imkanlarının bittiği yerde de teslimiyetin verdiği huzura kavuşması gerekir. Yine Efendimiz’in hayatında bilhassa hicret esnasında yaşadıkları gayretinin ve teslimiyetinin muhteşem bir örneğidir.

584 Nurbaki, Sonsuz Nur, s. 9.

585 Nurbaki, Sonsuz Nur, s. 9.

586 Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, c. 3, s. 194 (hadis no: 1835).

587 Muslim, Cihâd, 37; İbn Mâce, Fiten, 23.

588 Erdoğan Köycü, “Hz. Muhammed’in (sav.) Eğitim Metotlarından Emsâl (Örnekler) ile Eğitim Metodu”, International Journal of Cultural and Social Studies (IntJCSS), 2018, sayı: 4, ss. 15-36.

d) Zıt gibi görünen hasletlerin bir arada bulunmasıdır. Mü’min hem cesur hem de merhametlidir; gariplere ve kimsesizlere karşı merhametli, zalimlere karşı da cesurdur.

e) Kadere rıza göstermektir. “sırat-ı müstakimde yeşermeyi amaçlayan bir insan; dünya hayatındaki görüntülerden hiçbirisinin, Cenab-ı Hakk’ın hikmetli saltanatının dışında olduğunu düşünemez.”

f) Kainatı hamd ile seyretmek. Her şeyin yaratıcıdan gelen bir ihsan olduğunu bilerek daima hamd etmek.

g) Efendimiz’e (sav.) karşı en az mecazi aşktan daha fazla bir sevgi duymak. Bu sevgi duyulmadığı müddetçe diğer maddelerdeki özelliklere ulaşmak mümkün değildir.589

Sonuç olarak müellifimiz Ahlak-ı Muhammedî’nin insan vücudunun sağlıklı kalabilmesi için kan ve sinir sistemi gibi hayati önem taşıdığını belirtir. Ahlak-ı Muhammedî hayatın her alanında Efendimiz’i örnek alarak yaşamaktır. Ancak bu şekilde nefsin kötü hasletlerinden arınıp sırat-ı müstakime ulaşılabilir.