• Sonuç bulunamadı

Afetlere ĠliĢkin Yardım TeĢkilatı ve Planlama Esasına Dair Yönetmelik

1.4. Doğal Afet YönetiĢimi ve Doğal Afet YönetiĢimi Unsurları

2.1.3.3. Afetlere ĠliĢkin Yardım TeĢkilatı ve Planlama Esasına Dair Yönetmelik

Türkiye‘de doğal afet tarihçesinin üçüncü periyodunun önemli özelliklerinden birini de, 1988 yılında 88/12777 sayılı11

Afetlere ĠliĢkin Yardım TeĢkilatı ve Planlama Esaslarında Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi oluĢturmaktadır. Söz konusu Yönetmeliğin birinci maddesinde belirtildiği üzere, asıl amaç devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlaması ve afetin meydana gelmesi halinde devlet güçlerinin bölgeye en etkin Ģekilde ulaĢmasını sağlayacak adımların atılması Ģeklinde belirtilmiĢtir.

Söz konusu Yönetmelik uyarınca, 7269 sayılı Afetler Kanununda belirtilen duruma paralel olarak afet anlarında hizmetlerin yürütülmesinde birinci derecede valiler ve kaymakamlar sorumlu tutulmaktadır. Yine 7269 sayılı Kanunda belirtilen durumlara paralel olarak yönetmeliğin onuncu ve on birinci maddelerinde genel hatlarıyla olası bir afetten sonra yapılması gereken düzenlemeler belirtilmiĢtir. Özellikle afet bölgelerinde önceden yaĢanan sorunların dikkate alınarak yapılması planlanan acil yardım planlamasının gerektiği gibi iĢlemediğini görmek çok zor olmamaktadır. 1988 yılından sonra yaĢanan doğal afetlerde yaĢanan can ve mal kayıpları bu durumu doğrulamaktadır. Bu anlamda planlama ve uygulama arasındaki kopukluğum (YavaĢ, 2005: 130) temel sorun olduğu varsayılabilir. Ayrıca buYönetmelik doğal afetlerin önlenemeyeceği kabulünden yola çıkarak, afet tanımlarından hareketle, afetlerin muhakkak yaĢanacağı varsayımına dayanılarak hazırlanmıĢ bir yönetmelik olma özelliği taĢımaktadır.

2.1.3.4. 1992 Erzincan Depremi ile 3838 ve 4213 sayılı Kanunlar

1990‘lı yılların Türkiye açısından en büyük felaketlerinden birisi de Erzincan‘da yaĢanmıĢtır. Birçok can ve mal kaybına yol açan bu afet sonrasında, deprem olaylarının sadece fiziksel kayıplara yol açmadığı ve bunun yanında göç, iĢsizlik, üretim kaybı gibi sorunlara da neden olduğunun anlaĢıldığı iddia edilmektedir (YavaĢ, 2005: 130). 3838 sayılı Erzincan, GümüĢhane ve Tunceli Ġllerinde Vuku Bulan Deprem Afeti Ġle ġırnak ve Çukurca‘da Meydana Gelen Hasar ve Tahribata ĠliĢkin Hizmetlerin Yürütülmesi Hakkında Kanun, Erzincan Depremi‘nden etkilenen bölgeler için yaraların sarılması adına bazı düzenlemeleri içermektedir. Söz konusu Kanun sınırları itibariyle sadece

11

Erzincan Depremi‘nden etkilenen bölgeleri kapsamaktaydı (YavaĢ,2005: 130). Bu bağlamda afetlerden etkilenen diğer yörelerde de afet yaralarının sarılması adına 4123 sayılı Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen Hasar ve Tahribata iliĢkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanun yürürlüğe konmuĢtur.12

1958–1999 döneminin önemli yasal düzenlemelerinden bir tanesi de 1997 tarihli Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik olmuĢtur.13

Afet yönetim döngüsünün dört aĢamasından biri olan ve önemi ısrarla vurgulanan sakınım (mitigation) faaliyetine örnek olması açısından önemli bir yasal düzenleme olma özelliği taĢımaktadır. Fakat söz konusu yönetmeliğin pratik anlamda uygulanmasında gerekli Ģartlar yerine getirilememiĢtir.

2.1.3.5. 1999 Yılına Kadar Anayasalarda Yer Alan Düzenlemeler

Doğal afetlerle ilgili düzenlemeler anayasada da yer almıĢtır. 1961 Anayasasının 123. ve 124. maddelerinde bulunan olağanüstü yönetim usulleri kapsamında vatandaĢların sorumluluk ve yükümlülükleri belirlenmiĢtir. 1982 Anayasası 119. ve 122.maddeleri uyarınca da anayasada belirlenen temel hak ve özgürlüklerin olağanüstü durum ve sıkıyönetim durumlarında hangi koĢullarda kısıtlanabileceği belirlenmiĢtir (YavaĢ, 2005: 127). Söz konusu maddeler uyarınca doğal afetler seferberlik hallerinin alınabileceği durumlardan biri olarak nitelendirilmiĢtir.

2.1.4. 1999 Marmara Depremi Sonrası Yapılan Yasal Düzenlemeler

1999 Marmara Depremi yarattığı yıkımlar neticesinde afet döneminde yeni bir periyodun incelenmesi gerekliliğini ortaya koymuĢtur. Her ne kadar söz konusu depremden sonra yapılan yasal ve kurumsal düzenlemeler yeni bir dönemin baĢlangıcı olarak iddia edilse de, depremin neden olduğu can ve mal kayıpları da 1999 yılının bir milat olarak nitelendirilmesine neden olmuĢtur.

BaĢbakanlık Kriz Yönetim Merkezinin ve Meclis AraĢtırmaları Komisyonu Raporu‘nun verileri doğrultusunda hazırlanan tabloda 1999 Marmara Depremi‘nin yol açtığı kayıplar Ģu Ģekilde belirtilmiĢtir (Yılmaz, 2005: 83):

12 25.07.1995 kabul tarihi ve 22354 sayılı Resmi Gazete 13

Tablo2: 1999 Marmara Depremi‘nin Yol Açtığı Kayıplar Ġli Ölü Sayısı Yaralı Sayısı Yıkık-Ağır

Hasarlı Bina Orta Hasarlı Bina Az Hasarlı Bina Bolu 271 1165 3744 5195 3785 Bursa 268 2947 68 453 1008 EskiĢehir 86 647 99 104 336 Ġstanbul 981 8109 3605 15338 13694 Kocaeli 9135 9816 36526 32963 36096 Adapazarı 3881 5180 23111 14163 20387 Yalova 2502 4505 10189 8953 14566 Zonguldak 3 26 2 - 49 Tekirdağ - 35 - - 2 Toplam 17127 32430 77344 77169 89872

2.1.4.1. 1999 Yılında Yürürlüğe Konan 7659 Sayılı Kanun

1999 Marmara Depremi sonrasında ortaya çıkan zararın büyüklüğü nedeniyle Doğal Afetlere KarĢı Alınacak Önlemler ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi için Yapılacak Düzenlemeler Hakkında Yetki Kanunu14

çıkarılmıĢtır. Altı maddeden oluĢan Kanunun amacı ilk maddesinde ayrıntılı olarak belirtilmiĢtir:

―Doğal afetlere karĢı alınacak önlemlerin belirlenmesi, bu afetler nedeniyle doğan zararların giderilmesi, yeni yerleĢim alanlarının kurulması, imar, ihale, müteahhitlik, müĢavirlik hizmetleri ile kültür ve tabiat varlıklarını koruma, sivil savunma, mevcut fonların iĢleyiĢi ve gerektiğinde ilave fon kurulması, her türlü bağıĢ ve yardımların etkin kullanımı, ekonomik konularda düzenleme, doğal afetler sonucunda doğacak zararların karĢılanmasına yönelik bir sigorta sisteminin oluĢturulması‖.

Birinci maddeye 02.12.1999 tarihinde getirilen ek bir düzenleme ile afet bölgesinde yeni belediyelerin kurulmasının önü de açılmıĢ bulunmaktadır. Ayrıca Zorunlu Deprem Sigortası ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu‘nun kurulmasını sağlayacak öncül düzenleme bu Kanun maddesi dâhilinde belirlenmiĢ olmaktadır. Bu bağlamda, söz konusu yetki Kanunu 1999 Marmara Depreminin yarattığı yıkıcı etkileri ivedilikle ortadan kaldırmayı hedefleyen bir Kanun olma özelliği taĢımaktadır.