• Sonuç bulunamadı

AELBERT CUYP (1620–1691 Dordrecht) MEERDERVOORT YOLU

1650- 52 70 X 99 CM

AHŞAP ÜSTÜ YAĞLI BOYA

WALLACE KOLEKSİYONU, LONDRA

Aelbert Cuyp'ın "Meerdervoort Yolu" adlı eseri, ahşap üzeri yağlı boya olarak 1650 ile 1652 yılları arasında yapılmıştır. 70 x 99 cm ölçülerindedir. Cuyp'ın bu eseri Londra'da Wallace koleksiyonunda bulunur. Dünyanın en ünlü manzara resimlerinden biridir(N.Çemen:2006) Huis Te Meerdervoort'ta (The Haque) yaşayan Meerdervoortlu bir aile için yapıldığı düşünülmektedir(E.Kren&D.Marx:2007). İki yanı ağaçlarla çevrili yolun sol tarafında ve ön planda inekler görülmektedir. Arkada ise bir kilise yeşillerin içinde yükselir. Yol üzerinde iki at ve küçük bir köpeğiyle adam, arkasında atlı bir adam ve bir grup insan göze çarpar. Sağda yük gemileriyle nehir, ardında büyük bir kilise ile şehir görüntüsü, yel değirmenleri ve kıyıda balık tutan iki kişi kompozisyonun daha geride kalan öğelerini oluşturmaktadır.

Sembol Kullanımı

İnekler, kiliseler, at, atlılar, köpek, nehir, yel değirmenleri, gemiler, kıyıda balık tutanlar resmin sembolleridir.

Eserin konusu Meerdvoort'da Ağaçlı Yol'dur. Burası The Hague ve Scheveningen arasında bir bölgedir.

Grafik düzende tek kaçışlı perspektif ve simetri kullanılmıştır. İki tarafı ağaçlı köy yolu, kompozisyonun odak noktasıdır. Resmin tam ortasından izleyiciye doğru genişleyen iki tarafı ağaçlarla sıralanmış patika yol, izleyicinin bakışını içeriye doğru çeker. Sanatçı figür ve nesneleri belli bir uyum içinde resmetmiştir.

maviler ve bulutlarda beyazlar; at ve ineklerde toprağın kızıl kahvesini kullanmıştır. Yolun iki tarafını çeviren gür ağaçlarla, geriye doğru uzanan çayırların yeşili de yoğun olarak kullandığı renkler arasındadır. Resmin çok gerilerinden batan güneşin son ışıkları; sarı, beyaz ve yeşille karışarak izleyiciye ulaşır. Sanatçı ışık ve gölgeyi istediği gibi kullanmıştır. Doğal ışık söz konusudur. Batan güneşin son ışıkları, yeşil ağaçlara, beyaz bulutlara, durgun açık mavi denize yansımıştır. Ağaçların gölgesinde kalmış yolun belli yerleri ışıkta, diğer yerleri gölgededir. Aynı ışık gölge anlayışı figürler, atlar ve ineklerde de kullanılmıştır.

Kaçış noktasıyla izleyiciyi içine doğru çeken, iki tarafı ağaçlarla kaplı köy yolu yapıtın merkezini oluşturur.

Ressam burada açık kompozisyon kullanmıştır. Yolun ardında uzayıp giden yeşillerin nerede bittiğini kestirmek zordur. Aynı şekilde resmin sağında uzanan gemilerle dolu nehrin bittiği yer de belli değildir.

Kompozisyonda yatay ve dikeyler ustaca kullanılmış ve bunlar resme hareket katmıştır. Ortam sessiz ve durgun görünmektedir. Gökyüzü, nehir, hayvanlar, ağaçlar hepsi sakindir ve resimdeki hareketi bu yatay dikey kullanımı sağlamıştır. Ayrıca kompozisyonda simetride kullanılmıştır.

Cuyp, genellikle sabahın erken saatlerindeki günışığını ve ya akşam batan güneşin kızıl yansımalarını kullanmıştır. Mükemmel denecek şekilde yaptığı peyzajlar ile bilinen sanatçı bu özelliğiyle dikkat çekmiştir.

Sembollerin Anlamları

Hollanda manzaralarının en güzel örneklerinden biri olan eserde sanatçı, döneminin tipik özelliklerini yansıtan öğeler kullanmıştır. Bu tip resimlerde sembol kullanımı yaygındır ve Cuyp'ta eserlerinde semboller kullanmıştır. Örneğin buradaki ağaçlı yol, sığırlar, eski ve yeni kilise, atlılar, balık tutanlar, yelkenliler ve yel değirmenleri sembolik anlamlar taşımaktadır. Tek kaçışı ile bakışı kendine çeken ve izleyicide içindeymiş hissi uyandıran iki yanı ağaçlı yol, yaşamda alınan yol

hayvancılıktaki başarısı anlatılmıştır. Yel değirmenleri de Hollanda yaşamının karakteristik özelliklerindendir. Yelkenlilerse Hollanda'nın denizcilikteki başarısının sembolüdür. Dolaylı olarak Hıristiyan sevgisini ve akıp giden insan yaşamını sembolize ederler. Her şeyi kucaklayan kilise kavramına da gönderme yapan yelkenli ve gemiler cenneti arayan ruhlarında sembolüdür(K.Clark:1996, s.281). Eski kilise, Protestan kilisesinden önceki dönemi tasvir eder ve bu nedenle bina eski resmedilmiştir. Bu durum eski kilisenin yetkisinin olmadığı anlamına da gelir. Hemen önünde siyah renkteki sığır da semboliktir ve bu kiliseyle bağlantılı olarak eski kilise döneminin karanlığını, kötülüğünü açıklar(J.C.Cooper:1990,s.40). Atlılar ile balık tutanlar ruhsallık arayışındaki insanları sembolize eder. Balık tutanlar ruhların balıkçıları gibidirler. Yeni kilise ise Protestan kiliseyi açıklamaktadır. Yeni kiliseye doğru bakan sığırın rengi daha açık ve parlaktır. Bu da yeni kilisenin (Protestan kilisesinin) getirdiği bolluk ve bereketi anlatır.

Tüm bu sembolik anlatımlarıyla resim, yeni kilisenin getirdiği bolluk ve bereketiyle Hollanda'nın dönemsel gücünü bize aktarır.

Cuyp, Dordrecht'li Hollanda ressamlar ailesine verilen isimdir ve bu aileden üç kişi özellikle diğerlerinden ayrılmıştır.

Jacob G. Cuyp (1612–1652), Utrecht'ten Abraham Bloemaert'in bir öğrencisi ve cam boyacısının oğludur. Bugün öncelikle çok güzel yapılmış çocuk portreleriyle bir portre ressamı olarak düşünülen Cuyp, eski biyografilerde Dordrecht etrafındaki kır manzarası resimleri ile hatırlanmaktadır.

Benjamin Gerritsz Cuyp (1612–1652), Jacob'un üvey kardeşidir. Özellikle Rembrandt türü ışık ve gölge efektlerini kullandığı İncil'den sahnelerle, günlük yaşamdan kesitleri işlediği resimleriyle tanınmıştır.

Aelbert CUYP; ailenin en ünlü üyesidir ve diğer konuları da resmetmesine rağmen manzara ressamları arasında en çok beğenileni olmuştu. Jacob G. Cuyp'un oğlu ve aynı zamanda öğrencisiydi. İlk resimleri J.V. Goyen'in etkisini gösterirdi. Yaşamı boyunca Hollanda'nın doğusunda yer alan büyük nehirlere seyahat etmiş ve ayrıca Westphalia'dan da manzaralar resmetmiştir. Onun çalışmalarının kronolojisini

yapmak oldukça problemli olmuştur. Genellikle resimlerini imzalar ama tarih atmazdı. Bu nedenle tatmin edici bir kronoloji çıkartılamamıştır.

1658'de zengin bir dulla evlenen A. Cuyp, 1660'larda resim çalışmalarını büyük ölçüde bırakmıştır. Ölümünden iki kuşak sonra ve neredeyse unutulduğu sırada (18.yy'ın sonlarında) İngiliz koleksiyoncular tarafından yeteneği tekrar keşfedilmiştir. Şu anda bile İngiltere müzelerinde hem halk açık, hem özel koleksiyonlarda Hollanda müzelerindekinden daha iyi temsil edilmektedir. Sanatçı en ünlü resimlerinden biri olan bu çalışmasıyla, Hollanda'nın deniz ticaretindeki gücünü, yel değirmenleri ve hayvancılıktaki başarısını göze hoş gelen bir peyzajla sembollerden de yararlanarak anlatmıştır.

Dordrecht dışında çok az etkisi olmasına rağmen sanatçının bazı taklitçileri olduğu sanılmaktadır. Kendisi tarafından yapıldığı sanılan bazı eserlerin, aynı baş harflerini taşımasından dolayı Abraham Calraet tarafından yapıldığı da düşünülmektedir. En önemli eserlerinde genellikle nehir manzaraları ve sakinlik içinde resmedilmiş inekler görülür. Bu manzara resimleri büyük huzur vermekte ve ustaca kullanılmış ışık ile dikkat çekmektedir. Tarz olarak en çok hemşerilerinden Claude'e yakın çalışmıştır. Bu eser onun dünyaca ünlü ve en önemli çalışmalarındandır (J.Turner:2003,s.81–87).

4.15. SALOMON VAN RUYSDAEL (Salımın Fan Raysdal)