• Sonuç bulunamadı

Adtemptata Pudicitia’ya İlişkin Beyanname

Belgede ROMA HUKUKU NDA INIURIA (sayfa 71-79)

B. Praetor Beyannameleri

3. Adtemptata Pudicitia’ya İlişkin Beyanname

a. Genel Olarak

Adtemptata pudicitia159’ya ilişkin beyanname ile kişilerin namuslarına karşı gerçekleştirilen birtakım özellikli tecavüzler düzenleme altına alınmıştır160.

158 Tahiroğlu, s. 120; Pólay, s. 105, 115; Birks, Obligation, s. 226;

Descheemaeker/Scott, s. 5; Mayer-Mali, Theo, “The boni mores in historical perspective”, Tydskrif vir Hegendaagse Romeins-Hollandse Reg, S.: 50, C.: 1, Y.: 1987, ss.

60-77, s. 65-66.

159 Adtemptata pudicitia, Latincede “taarruz etmek, tecavüz etmek” anlamlarına gelen adtemptare fiili ile “namus”, “iffet” anlamlarına gelen pudicitia isminin birleşimi sonucunda ortaya çıkarılan ve “namusa karşı gerçekleştirilen tecavüz” olarak ifade edilebilen söz öbeğidir. Birks, Obligation, s. 227; Pólay, s. 113.

160 Tahiroğlu, Iniuria, s. 149.

69 D. 47. 10. 10: “Adtemptari pudicitia dicitur, cum id agitur, ut ex pudico impudicus fiat.”

D. 47. 10. 10: “Namuslu bir kişiyi namussuz kılmaya yönelik hareketler yapıldığı takdirde namusa karşı tecavüz gerçekleştiği söylenebilir.”

Beyannamede özel olarak, kişilere söz atma şeklinde işlenen fiiller (appellare), namusa karşı gerçekleştirilen tecavüz kapsamında düzenlenmiş ve iniuria olarak kabul edilmek suretiyle yaptırıma tabi tutulmuştur161.

D. 47. 10. 15. 20: “Appellare est blanda oratione alterius pudicitiam adtemptare: hoc enim non est convicium, sed adversus bonos mores adtemptare.”

D. 47. 10. 15. 20: “Söz atma, baştan çıkarıcı sözlerle kişinin namusuna karşı gerçekleştirilen başka bir tecavüzdür. Bu bir convicium değil, bununla birlikte iyi ahlaka aykırı bir tecavüzdür.”

Söz atmanın yanı sıra, kişileri takip etme fiili (adsectari) de namusa karşı gerçekleştirilen bir tecavüz olarak düşünülmüş ve iniuria kabul edilmiştir162.

D. 47. 10. 15. 22: “Aliud est appellare, aliud adsectari: appellat enim, qui sermone pudicitiam adtemptat, adsectatur, qui tacitus frequenter sequitur: adsiduo enim frequentia quasi praebet nonnullam infamiam.”

D. 47. 10. 15. 22: “Söz atma başka şey, takip etme başka şeydir. Söz atma, sözlü olarak bir kişinin namusuna tecavüz etmek; takip etme, bir kişinin arkasından sessizce gitmektir.

Israrlı bir biçimde arkasından gitmek ise bir nevi şerefsizlik göstergesidir.”

161 Tahiroğlu, Iniuria, s. 149; Pólay, s. 113, 159; Zimmermann, s. 1055; Birks, Obligation, s. 228.

162 Tahiroğlu, Iniuria, s. 149; Marshall, s. 240; Birks, Obligation, s. 228.

70 Söz atma ve takip etme fiillerine ek olarak, kişilerin refakatçilerinden ayrı düşürülmesi fiili (comitem abducere) de iniuria kabul edilmiştir163.

D. 47. 10. 15. 15: “…et quis eam appellavit vel ei comitem abduxit, iniuriarum tenetur.”

D. 47. 10. 15. 15: “…bir kimse ona söz atar yahut da refakatçisini yanından uzaklaştırırsa, iniuria’dan sorumludur.”

Beyanname kapsamında düzenlenen fiillerin kadınlara ya da erkeklere; özgür kişilere ya da azatlılara karşı işlenmesi mümkündür164.

D. 47. 10. 9. 4: “…Si quis tam feminam quam masculum, sive ingenuos sive libertinos, impudicos facere adtemptavit, iniuriarum tenebitur…”

D. 47. 10. 9. 4: “…Eğer bir kimse, bir kadının ya da bir erkeğin veya özgür kişinin ya da azatlının namusuna karşı bir tecavüz gerçekleştirirse, iniuria’dan sorumludur.”

Beyannamenin çıkarılmasında, kişilerin özel menfaatlerini korumanın yanı sıra, Roma’nın toplumunda baş gösteren ahlaki bozukluklar neticesinde ortaya çıkan fiilleri önleme ve bu şekilde kamu düzeni ve güvenliğini tesis etme amacı da güdülmüştür.

Nitekim beyannamenin çıkarılması, namusa karşı tecavüzlerin sıklıkla gerçekleştiği, Romalıların bu tür tecavüzler ile fazlasıyla rahatsız edildiği bir döneme rastlamaktadır.

Praetor bu beyanname ile vatandaşların, özellikle kadınların ve gençlerin, Roma sokaklarında rahatça yürümesine vesile olmak istemiştir165.

163 Tahiroğlu, Iniuria, s. 150; Marshall, s. 240.

164 Tahiroğlu, Iniuria, s. 149; Marshall, s. 240.

165 Tahiroğlu, Iniuria, s. 151-152.

71 b. Adtemptata Pudicitia’nın Şartları

Adtemptata pudicitia’ya ilişkin beyannamede namusa tecavüze ilişkin farklı fiillerin tanımlanmış oluşu, şartların da ayrı ayrı incelenmesini gerektirmektedir.

i. Söz Atmaya ve Takip Etmeye İlişkin Şartlar

Söz atmanın gerçekleşebilmesi için fail tarafından baştan çıkarıcı, davetkâr, kışkırtıcı (blanda oratio) ve bu neviden başka sözlerin söylenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, söylenen sözler kaba, küfürlü, açık saçık ve müstehcen ise, işlenen fiil söz atma olarak nitelendirilmemektedir; buna karşın fail, iniuria’dan sorumlu tutulmaktadır166. D. 47. 10. 15. 21: “Qui turpibus verbis utitur, non temptat pudicitiam, sed iniuriarum tenetur.”

D. 47. 10. 15. 21: “Bir kimse kaba kelimeler söylemişse namusa tecavüz etmemiştir, ancak iniuria’dan sorumlu tutulur.”

Söz atma ve takip etme, iyi ahlaka aykırı olmalıdır. İyi ahlak ölçütünün ne olduğu belirtilmiş olmasa da convicium’da olduğu üzere bunun yine toplumun iyi ahlakına göre tespit edilmesi muhtemeldir167.

D. 47. 10. 15. 23: “Meminisse autem oportebit non omnem, qui adsectatus est, nec omnem, qui appellavit, hoc edicto conveniri posse (neque enim si quis colludendi, si quis officii honeste faciendi gratia id facit, statim in edictum incidit), sed qui contra bonos mores hoc facit.”

166 Marshall, s. 241; Descheemaeker/Scott, s. 6.

167 Pólay, s. 113, 159; Zimmermann, s. 1055; Birks, Obligation, s. 228; Mayer-Mali, s. 65.

72 D. 47. 10. 15. 23: “Öte yandan, her takip eden veya her söz atan (yahut bu tür fiilleri birlikte eğlenmek amacıyla veya görev icabı gerçekleştiren) kimseler hakkında bu beyanname kapsamında işlem yapılamayacağı, yalnızca iyi ahlaka aykırı hareket edenler hakkında işlem yapılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.”

Öte yandan, iyi ahlaka aykırı bir biçimde işlenmiş olsa dahi, söz atma fiili sonucunda namusuna karşı bir tecavüzün gerçekleştiği genç kızın giymiş olduğu giysiler, suçun ağırlığına ve dolayısıyla hukuki sonuca etki etmektedir168.

D. 47. 10. 15. 15: “Si quis virgines appellasset, si tamen ancillari veste vestitas, minus peccare videtur: multo minus, si meretricia veste feminae, non matrum familiarum vestitae...”

D. 47. 10. 15. 15: “Eğer bir kimse, halayık giysileri giymiş genç kızlara söz atarsa hafif bir suç işlemiştir. Eğer genç kızlar, saygın kadınlar gibi değil de fahişeler gibi giyinmişse suç daha da hafiftir…”

Beyannamede korunmaya layık görülen kişi “genç kız (virgo)” olarak ifade edilmiştir. Roma’da bu kavram, toplumdaki saygınlıklarına toz kondurulamayan genç ve bekâr kadınları ifade etmek üzere kullanılmıştır169. Öte yandan, aleyhine söz atma fiili işlenen genç kızın, “halayık (ancula)” veya “fahişe (meretrix)” giysileri giymiş olması hâlinde, ortaya çıkacak hukuki sonucun; fiilin, Roma toplumunun beklentileri

168 Tahiroğlu, Iniuria, s. 151; Pólay, s. 113, 159; Zimmermann, s. 1055-1056.

169 McGinn, Thomas A. J., Prostitution, Sexuality, and the Law in Ancient Rome, Oxford University Press, Oxford 1998, s. 332.

73 doğrultusunda giyinmiş genç kıza karşı işlenmesi hâlinde, ortaya çıkacak hukuki sonuçtan çok daha hafif olacağı belirtilmektedir170.

Roma’da köleler ve fahişeler, toplumun en alt tabakasını oluşturmaktaydı. Öyle ki Roma’da, fahişelerin şereften ve namustan yoksun olduğu kabul edilmekteydi; köleler ise insan (persona) sayılmakla birlikte, ius kaideleri icabı hakkın süjesi değil, ama konusu olarak mal statüsündeydi171. Fahişelerin düşük toplumsal statüleri ve kölelerin mevcut olmayan toplumsal statüleri, bir yandan da giyimlerine yansımaktaydı. Nitekim fahişelerin, fahişe olduklarını vurgulayan birtakım giysiler (meretricia vestis) giymesi172; kölelerin ise, özel bir giyim biçimleri olmamakla birlikte, alt tabakaya mensubiyetlerini vurgulayan giysiler giymesi beklenirdi173.

Metinde fiilin suçun ağırlığının belirlenmesi bakımından ele alınacak ölçüt, esasen kişinin giyim tarzı olarak ortaya konulmuştur. Roma toplumunda fahişelerin ve kölelerin namustan yoksun olduklarının kabul edildiği ve de beyannamenin namusu koruma amacını güttüğü göz önünde bulundurulacak olursa; bu kişilerin her hâlükârda beyanname korumasından yararlanamadıkları, yani söz atma fiilinin kendilerine karşı herhangi bir şekilde işlenebilir olmadığı muhakkaktır. Suçun hafifleyeceğine ilişkin kuralın ise, fahişe

170 Tahiroğlu, Iniuria, s. 150; Marshall, s. 240.

171 Tahiroğlu, Iniuria, s. 152; Karadeniz Çelebican, s. 131; Zimmermann, s. 1055;

McGinn, s. 332.

172 Roma’da fahişelerin, saygıdeğer kadınların giydiği stola’yı giymesine izin verilmezdi. Nitekim fahişeler genelde ipekten yapılma, alacalı yahut da kısa ve vücutlarını sergileyen tunica giymek zorunda bırakılmıştır. Zimmermann, s. 1055.

173 McGinn, s. 322.

74 ya da köle olmayıp da onların giysilerini giyen ve bu sebeple Roma toplumunun anlayışına göre “korunmaya daha az layık” olan genç kızların, yine toplumun anlayışına göre korunmaya layık olmaya teşvik edilmeleri güdüsüyle düzenlenmiş olması muhtemeldir.

Öte yandan, köle veya fahişe giysileri giymiş bir genç kıza işlenecek fiil, söz atma olarak kabul edilmese dahi iniuria teşkil etmektedir.

D. 47. 10. 15. 15: “…si igitur non matronali habitu femina fuerit et quis eam appellavit (…), iniuriarum tenetur.”

D. 47. 10. 15. 15: “…Kadının saygın bir kadın gibi giyinmemesi durumunda dahi bir kimse ona söz atarsa (…), bu kimse iniuria’dan sorumludur.” 174

ii. Refakatçiden Ayrı Düşürmeye İlişkin Şartlar

Refakatçiden ayrı düşürme fiilinde önemli olan husus, kişinin kendisinin değil, kişiyi kollamak ve kişiye eşlik etmekle yükümlü olan refakatçisinin çeşitli yollarla uzaklaştırılması veya kaçırılmasıdır.

Roma’da, özellikle toplumun üst tabakasında yer alan kadınlara, genç kızlara ve genç erkeklere, evlerinin dışına çıktıkları takdirde hizmetkârların refakat etmesi âdettendi.

Bu kişilerin, yanlarında hizmetkârları olmaksızın dışarıya çıkması ise toplumda hoş

174 Metindeki bu cümlenin, metnin halayık veya fahişe giysilerinin giyilmesine ilişkin bölümle tezat oluşturduğu ve metne sonradan eklendiği ve bu sebeple de beyannamenin özgün hâlini yansıtma hususunda güvenilir olmadığına dair düşünceler vardır.

Zimmermann, s. 1056.

75 karşılanmaz ve utanılması gereken bir durum olarak addedilir; bu sebeple kişilerin refakatçisiz olması, toplum nezdinde küçük düşmelerine yol açardı175.

Refakatçiden ayrı düşürme fiilinin failinin kim olabileceği belirtilmiş olmamakla birlikte, mağdurunun daha ziyade kadın ve genç kız oluşu, failin yetişkin erkek olduğuna işaret etmektedir176. Refakatçinin tanımı ise Labeo tarafından yapılmıştır177.

D. 47. 10. 15. 16: “Comitem accipere debemus eum, qui comitetur et sequatur et (ut ait Labeo) sive liberum sive servum sive masculum sive feminam: et ita comitem Labeo definit

‘qui frequentandi cuiusque causa ut sequeretur destinatus in publico privatove abductus fuerit’…”

D. 47. 10. 15. 16: “(Labeo der ki) refakatçi denildiğinde, özgür veya köle, erkek veya kadın olup da kollayıp eşlik eden kişi aklımıza gelir. Nitekim Labeo refakatçiyi, ‘bir kişiyi kollamak amacıyla, ona kamusal veya özel alanda eşlik eden ve uzaklaştırılan kimse’

olarak tanımlamaktadır...”

Refakatçiden ayrı düşürmenin gerçekleşmesi için uzaklaştırma fiilinin tamamlanması, yani refakatçinin, kolladığı ve eşlik ettiği kişinin yanından tamamen uzaklaştırılması gerekmektedir178.

D. 47. 10. 15. 17: “Abduxisse videtur, ut Labeo ait, non qui abducere comitem coepit, sed qui perfecit, ut comes cum eo non esset.”

175 Tahiroğlu, Iniuria, s. 150; Pólay, s. 113; Birks, Obligation, s. 227-228.

176 Birks, Obligation, s. 227.

177 Tahiroğlu, Iniuria, s. 150-151.

178 Tahiroğlu, Iniuria, s. 151.

76 D. 47. 10. 15. 17: “Labeo’ya göre, refakatçiyi uzaklaştıran kimse, uzaklaştırma hareketine başlayan değil, refakatçiyi refakat edilenin yanından ayırmayı başaran kimsedir.”

Refakatçinin uzaklaştırılması cebren olabileceği gibi ikna yoluyla da sağlanabilmektedir179.

D. 47. 10. 15. 18: “Abduxisse autem non tantum is videtur, qui per vim abduxit, verum is quoque, qui persuasit comiti, ut eam desereret.”

D. 47. 10. 15. 18: “Refakatçiyi uzaklaştırandan, bu fiili yalnızca cebir ve şiddet yoluyla gerçekleştiren kimse değil, aynı zamanda refakatçiyi refakat edilenin yanından ayrılmaya ikna eden kimse de anlaşılır.”

Belgede ROMA HUKUKU NDA INIURIA (sayfa 71-79)