• Sonuç bulunamadı

ADNAN OKTAR’A GÖRE KADIN

Tarihsel süreç içerisinde farklı coğrafyalarda kadına verilen değer çeşitli şekillerde tezahür etmiştir. Kimi toplumlarda kadın bir meta olarak görülürken kimi toplumlarda ise bir yönetici olarak görülmüştür. İslam dininin doğduğu toplum kadına verilen değer noktasında oldukça kötü bir toplumdu. Öyle ki kadına bakış açıları bu denli kötü olan toplum günümüzde cahiliye toplumu olarak da anılmaktadır.227 İslam’ın gelmesiyle kadınını insani değeri toplumda hak ettiği yeri almaya başlamış ve kadına birey olarak hak ettiği değer verilmeye başlanmıştı. YDH’lerin mevcut toplumsal cinsiyet anlayışına yönelik değişmeleri destekleyerek kadına yeni roller biçmesi mevcut cinsiyet normlarına karşı muhalif tavır aldıklarını göstermektedir. Yukarıdaki açıklamalara paralel olarak Adnan Oktar Hareketi’nin de kadın ve cinsellik noktasında geleneksel din anlayışının ve Türk toplum yapısının karşısında yer alan bir inanca sahip olduğu gözlenmektedir. Buradan hareketle söz konusu hareketin bu konudaki uygulamaları, Adnan Oktar Hareketi’nin kadın ve cinsellik öğretisiyle benzer faaliyetler içerisinde bulunan YDH örnekleri üzerinden anlaşılmaya çalışılacaktır.

Adnan Oktar Hareketi’nde farklı rakamlar olmakla birlikte yaklaşık 125-150 civarında kadın mürit bulunmaktadır. Hareket içerisindeki kadınların yaş ortalaması 15-55 arasında oluşmakta ve hareket içerisinde reşit olmayan kız çocukları olduğu gibi müritlerin çocukları olarak harekette bulunan orada doğmuş olan kız ve erkek çocukları da bulunmaktadır. Harekete mensup kadınlar, hareketin hücre evlerinde tutuluyor. Kadınların burada bir kısmının gönüllü bir kısmının ise zorla tutulduğu düşünülmektedir.228 Harekete mensup kadınlar, hareket içerisindeki konumlarına göre hiyerarşik bir gruplanmaya tabi tutuluyor. Yani yönetici olan, hareketin beyin takımında olan bir kadının kullandığı kod isim farklı, harekete alt

227 Mustafa Fayda, “ Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi”, Cilt:7,1993, ss.17-19. 228 Kozluklu, a.g.e., s.181.

kademelerde hizmet eden kadının kullandığı kod ismi farklıydı. Bu bağlamda içeriğinin ne olduğunu sadece hareket üyelerinin bileceği mahrem kavramlar mevcuttur. Bu kavramlar: ‘bacı kardeş- cariye- kız kardeş –imam bacılar’ şeklinde devam etmektedir. Harekete bağlı kadın müritlerin hiyerarşik yapısını ifade eden bu kavramlar önceki bölümlerde detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Adnan Oktar Hareketi’ne bağlı kadınların hepsiyle Adnan Oktar’ın imam nikahı vardı. Ayrıca hareketteki kadınların harekete bağlı erkek müritlerle de resmi nikahları olmak zorundaydı ki Adnan Oktar bununla kadınları harekete kalıcı olarak bağlamayı hedeflemişti. Zira kadının hukuki anlamda ilk temsilcisi kocasıydı. Bu yöntemle olası bir kaçış girişimi ya da dışarıdan herhangi bir yardım almaya karşı resmi nikah kullanılarak o kişinin kocası olduğunu söyleyerek olabilecek tüm kaçış ya da ayrılmaların önüne geçmek isteniyordu.229

Hareket içerisindeki kadınlar, kontrol altında tutulmak ve itaat altına alınmak için bir takım psikolojik ve fiziksel şiddette tabi tutuluyorlardı. Harekete mensup kadınları psikolojik olarak sindirmeye yönelik yapılan uygulamalar şöyle sıralanabilir; ceza, şiddet, cinsel istismar, fikri ve fiziki sömürülme, aşağılama gibi insan onuruna ve haysiyetine aykırı uygulamalar yapılıyordu. Bu uygulamalar kadınların harekete fikri olarak bağlanmaları ve itaat altına alınmaları için bizzat Adnan Oktar tarafından yapılmaktaydı.230 Son yapılan operasyonla beraber harekete mensup olan A.P.’nin ve C.Ö.’nün itirafçı olmalarıyla edinilen bilgilere göre:“Adnan Oktar, kadınlara fiziksel şiddet, dayak, cinsel istismar, toplu tecavüz, şantaj, kadınların saçlarını biçimsizce kesme, onlara hayvan taklitleri yaptırma, kafasından aşağı yemek boşaltma, canlı yayınlarda zorla dans ettirme, sosyal medyada Oktar’ı ne kadar sevdiklerini anlatan paylaşımlarda bulunma, zorla resmi ve dini nikah kıydırma gibi insanın onurunu ve kişiliğini zedeleyen, onları psikolojik olarak sömürmeye çalışan uygulamalar yapılmaktaydı. Hareketteki kadınların Adnan Oktar’a aşık olduğu imajının verilmesi isteniyordu. Bunun için kadın müritlerin sosyal medya hesaplarında Adnan Oktar’la fotoğraf çekip paylaşmaları gerekiyordu. Şayet Adnan Oktar ile fotoğrafı olmayan kadın varsa eğer onların listesi yapılır ve

229 https://www.google.com/amp/s/m.sabah.com.tr/webtv/turkiye/ayca-pars-oktar-grubunun-bilinmeyenlerini-anlatti/amp (10.07.2020)

onlara: “Sen yarın gel Adnan Oktar’la fotoğraf çekin ve paylaş deniyordu”. Dolayısıyla herkesin Adnan Oktar’ı ne kadar sevdiğiyle ilgili paylaşım yapması zorunluydu. Bu şekilde paylaşım yapmayanlar ise çağırılır ve hesap sorulurdu. O kişiye, ‘mutlaka Adnan Oktar’la resim çektir ve paylaşım yap’ gibi emirler veriyorlardı. Şayet bunları yapmayacak olursanız ceza alırdınız.231

Adnan Oktar Hareketi’nin geleneksel Türk toplumunun ve İslam dinin temel değerleri ile çelişen, toplumun genel normlarına aykırı bir cinsellik ve kadın anlayışı vardır. Bilindiği üzere A9TV, Adnan Oktar Hareketi’nin öğretilerinin yayınlandığı ve üyelerinden bu yayınlar aracılığıyla para kazanıldığı bir tv kanalıdır. Oktar Hareketi’nin kamuoyunda gündeme gelmesindeki en büyük etkende yapılan bu yayınlar esnasında show yapan kadınların dış görünümleri ve sergiledikleri gayri islami ve gayri ahlaki müzikal dans ve show gösterileridir. Harekete mensup kadınlar genel olarak tek bir profilde ve benzer kıyafetler giyerek tek tipleştirilmektedir. Yayın esnasında kadınlar Oktar’a dönük dans etmekte ve ona olan aşklarını sevgilerini sesli bir şeklide dile getirip ona alan sadakatlerini göstermek zorundaydı.232 Kadın müritler hareket içerisindeki sadakatlerine göre hiyerarşik olarak konumlandırılmaktaydı. Bu konumlandırmada belirleyici etkenlerden birinin cinsellik olduğunu kadınlara yönelik hareket içerisinde kullanılan jargonlar ve manasını sadece harekete mensup olan kişiler tarafından bilinen kavramlarla hitap edilmesi gösterilebilir.

Colin Slee, dini oluşumları incelerken, geleneksel ve yaygın formlardan farklılıklarının belirleyici unsur olduğunu söylemektedir. Colin Slee’ye göre bu farklılıklar geleneğe aykırı bakış açılarına sahip olması ve yeni dini tecrübeler üzerine kurulmuş olmalarını kapsar. Colin Slee’ye göre yerleşik dinlerde ki katı, değişmez ve dogmatik yaklaşımlar, modern dünyanın getirdiği problemlere çözüm bulma konusunda bazı kesimleri yeteri kadar tatmin edememiştir. Bu donukluk karşısında yeni dini hareketlerin dine ve kutsal metinlere yaklaşımlarında sağladığı esnek ve liberal okuma biçimleri, bu tür dini hareketlerin ortaya çıkmasına katkı

231 https://www.google.com/amp/s/m.sabah.com.tr/webtv/turkiye/ayca-pars-oktar-grubunun-bilinmeyenlerini-anlatti/amp (13.07.2020)

sağlamıştır.233 Bu bağlamda yeni dini hareketlerin kamusal alanda ortaya çıkma nedenlerinden biri sosyal değişmeler karşısında daha esnek ve liberal olan bir din anlayışından beslenerek insanların modern hayattaki problemlerine karşı dini metinlerde meşruiyet bulma isteğine cevap veren bir bakış açısına sahip olmalarıdır.

Adnan Oktar Hareketi’nin kadın anlayışına yönelik yaklaşımlarının, sosyolojik olarak açıklanması ve anlaşılması noktasında Lorne L. Dawson’un tespitleri önem arz etmektedir. Lorne L. Dawson göre karizmatik liderler, müritlerinin duygusal bağlarını ve bağımlılıklarını güçlendirmek için onları birtakım sadakat testlerine tabi tutarlar. Örneğin David Koresh, Branch Davidian hareketinin yerleşkesindeki bütün kadın müritlerle evlilik hayatı yaşamıştır. Böylece Koresh, erkek müritlerin eşlerini, kızlarını ve sevgililerini gönüllü olarak kendisine teslim edip etmeyeceklerini test etmeye çalışmıştır.234 Bu durum Adnan Oktar Hareketi’nde uygulanan turnike sistemiyle, kadınların Adnan Oktar‘la dini nikahlı olmasıyla ve yine kadınlardan harekete katılmak istenen erkeklerle cinsel ilişki kurmalarını istemesiyle benzerlik göstermektedir. Bu ve benzeri uygulamalar yeni dini hareketlerin zamanla sapkın bir felsefeye evrilmelerine dolayısıyla ilk yıllarında ki olumlu prensiplerinden tavizler vererek birer suç örgütüne dönüşmelerine sebep olmaktadır.