• Sonuç bulunamadı

ADLİ MUHASEBE MESLEĞİNİN KAPSAMI VE TÜRKİYE’DE ADLİ MUHASEBE MESLEĞİNİN GELİŞİMİ

3. ADLİ MUHASEBE UYGULAMALARI

3.1. ADLİ BELGE İNCELEMESİ

Belgeler, açık veya üstü kapalı biçimde alıcıya bildirim sağlayan yazılı araçlar olup adli muhasebe sürecinin en etkili kaynaklarını oluşturmaktadır. Ancak belgeler her zaman doğrudan güvenilebilecek kaynaklar değillerdir. Öncelikle gerçekliklerinin ve doğruluklarının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yapılan adli belge incelemesi de;

anlaşmazlıklara konu olan ve kanıt niteliği taşıyan belgeler ve söz konusu belgelerin

46 Patel, a.g.m., s.19

47 Forensic Accounting Report, March 3, 2009, www.argusleader.com/assets/pdf/DF12971234.PDF, (09.02.2011)

81 üzerinde yer alan yazı, imza, iz, işaret gibi unsurların incelenmesi, karşılaştırılması ve analiz edilmesi sürecidir. Her türlü yazı, kimlik kartı, ruhsat, pasaport, banknot, fotokopi – faks – yazıcı çıktıları, intihar – tehdit – şantaj mektupları, çek – senet – bono gibi kıymetli evraklar dahil pek çok farklı türde rastlanan belgelerin adli incelemeye konu olması için üzerlerinde ekleme, çıkarma ve değiştirme gibi tahrifatların yapılması veya tamamen ortadan kaldırılmaları gibi belgenin gerçekliğinin sorgulanmasına neden olan durumların söz konusu olması gerekmektedir. Bu gibi durumların varlığına ilişkin şüphe oluşturan belirtiler ise aşağıdaki gibidir:48

 Belgenin bulunduğu yerin çok gizli veya olağandışı olması

 Belgelerin tarihsel sıralamasının belirli bir düzende olmaması

 Belgelerin tarih girişlerinde tekrarlanan hatalar

 Çok sayfalı belgelerin sayfa kaliteleri veya düzenleri arasındaki farklılıklar

 Normalde kullanılan yazı türünden veya büyüklüğünden farklılıklar olması

 Çok sayfalı belgelerin farklı şekilde zımbalanması

 Belgede silme veya düzeltme yapıldığına dair izlere rastlanması

 Yumuşak uçlu kalem kullanılması özellikle birkaç günde kaybolacak özel mürekkeplerin kullanılması

 Aynı belge de farklı kalem kullanılması

 Aynı belge de el yazısı karakterlerinin değişmesi

 Küçük yazıların artması

 Belgelerin dosyalanmak amacıyla hiç delinmemiş olması

 Sayfaların yüzeylerinin pürüzlü ve donuk olması

 Belgede fotokopi izleri gibi dikine veya enine hafif çizgilere rastlanması

 Kimliği belirsiz notların varlığı

El yazı suçları ise başlı başına bir inceleme konusudur. Kişiye özel yazılar, imzalar, semboller veya noktalama işaretleri yine el ile taklit edilebileceği gibi özel makinler

48 Cendrowski– Martin–Petro, a.g.e., p.216-219

82 aracılığı ile de hazırlanabilmektedirler. Ancak uzmanlar temel kontrol alanları olan nokta, çengel, eğri ve düz çizgileri analiz edilerek sahte belgeleri ayırt edebilmektedirler. Çünkü iki farklı kişinin söz konusu dört öğenin hepsini birden aynı şekilde yazması mümkün değildir. Bunun dışında eğiklik, harflerin büyüklüğü, sözcüklerin aralığı, harflerin uzunluğu ve uyumu, satır aralığı, kişiye özel yazı figürleri ve yaratıcılıkları da adli belge inceleme uzmanının üzerinde durması gereken hususlardır. El yazısı incelemelerinde daha çok kalem hareketlerinin yavaşlığı, eldeki titreme, yazının yönünün tutarlılığı, imzanın yazı karakterinden farklılığı ve gerçek mürekkep kullanılıp kullanılmadığı analiz edilmektedir. 49

Belgelerin değiştirilmesi, sahtelerinin yapılması, kopyalanması, çoğaltılması, çalınması gibi adli belge suçları genellikle kalem, yazı silme sıvısı, karbon kağıdı, makas, renkli fotokopi makinesi, tarayıcı ve yazıcı gibi aslında günlük hayatlarımızda çok sık kullandığımız basit gereçlerle gerçekleştirilmekte ancak ustalıkla gizlenmektedir.50 Geçmişte hattat, öğretmen, polis, fizikçi, doktor gibi çeşitli meslek mensupları mahkemelerin belge inceleme konusundaki bilirkişi gereksinimlerini karşılarken teknolojinin hızla ilerlemesi nedeniyle zamanla yetersiz kalmışlar ve gelişmiş laboratuar cihazlarını kullanabilen ve belge inceleme konusunda uzmanlaşmış kişilere ve kuruluşlara ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Günümüzde ise adli belge incelemesi Adlî Tıp Kurumuna bağlı Fiziki İhtisas Dairesi bünyesinde Adlî Belge İnceleme Şubesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Adlî Tıp Kurumu’nun yanında Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren kriminal laboratuarlarda da aynı görevi üstlenmektedir. 51

Bir adli belge uzmanı genellikle analizlerinde; dava konusu belgelerin el yazısı ile yazılmış veya ıslak imzaya sahip orijinal belge mi yoksa bilgisayar çıktısı veya fotokopi gibi teknoloji destekli bir kopya mı olduğunu araştırmaktadır. Bunu yaparken de özel büyüteç, mikroskop gibi pek çok araçtan faydalanmaktadırlar. Bir adli belge inceleme uzmanının en önemli yardımcısı ultraviyole ışınlarıdır. Bu ışınları sağlayan lambalar ile belgeler arasındaki farklılıklar ve belgenin sayfaları arasındaki tutarsızlıklar daha kolay tespit edilebilmektedir. Mürekkep incelemeleri içinse kızıl ötesi analizlerden

49 Cendrowski– Martin–Petro, a.g.e., p.219-221

50 a.g.e., p.216

51 İsmail Birincioğlu, “Adlî Belge İncelemesinin Tarihçesi, Yazının Anatomisi - Nöro-Fizyolojisi” Adli Belge İncelemesi, Ed. Faruk Aşıçıoğlu, Beta Yay., İstanbul,. 2005, s.1-16

83 yararlanılmaktadır. Farklı türdeki yazıların girinti ve çıkıntılarının veya yazıcı vb.

cihazların vuruşlarının incelenmesi ise belgelerin gerçekliğini tespite yönelik önemli bir adımdır. Bu incelemeler daha çok Elektrostatik Tespit Araçlar (Electrostatic Detection Apparatus - ESDA) veya Girinti Somutlaştırıcı Elektrostatik Cihazlar (Indentation Materializer - IMED) gibi ileri teknolojileri gerektirmektedir. Daha da ayrıntılı analizlerin gerektiği durumlarda ise en sık başvurulan mürekkep analizleridir. Mürekkep tarihini belirlemek için yazıdan küçük örnekler alınarak kimyasal testlerle analizler yapılmaktadır.

Bu analizlerin en gelişmişi ve en maliyetlisi ise Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (National Aeronautics and Space Administration - NASA) tarafından geliştirilen yüksek etkenli atomik oksijen testleridir. Atomik oksijen ışınları yazının üzerinde yapılan tüm değişiklikleri yok ederek asıl yazıya ulaşılmasını sağlamaktadır. Ancak bu analizlerin hepsi yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus belgeye zarar verilmemesini sağlamaktır. Aksi takdirde tüm bulgular geçersiz sayılamaktadır. 52

Yukarıdaki süreçlerden de anlaşılacağı üzere gerçeklerin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması açısından hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçası olan adli belge inceleme süreci üst düzeyde teknik deneyim ve bilgi birikimi gerektirmektedir. Ancak gerek dünyada ve ülkemizde adli belge inceleme uzmanı olabilmek için belirlenmiş lisans düzeyinde herhangi bir eğitim mevcut değildir. Sadece bu konu ile ilgili pek çok üniversitede çalışma programları ve özel eğitimler mevcuttur. Bunun yanı sıra pek çok gelişmiş ülkede adli belge incelemesi ile ilgili kimya, matematik veya tıp gibi bir uzmanlık alanında, üniversite diplomasını aldıktan sonra stajyer olarak kıdemli bir belge inceleme uzmanının yönetimi altında veya personel olarak güvenilir bir laboratuarda çalışarak mesleğe giriş yapılabilmektedir. Ülkemizde ise bu eğitim polis örgütünün adli doküman incelemeleri laboratuarında gerçekleşmektedir. Staj süresi genellikle 2 veya 3 yıl arasında değişmektedir. 53

Bu eğitimlere ek olarak adli belge inceleme mesleğinin en doğru şekliyle icra edilmesi için Amerikan Belge İnceleme Uzmanları Odası (American Board of Forensic Document Examiners - ABFDE) adli belge inceleme alanında sertifika vermektedir.

Odanın amacı adli belge incelemecilerin taşıması gereken standartları belirlemek ve bu

52 Cendrowski– Martin–Petro, a.g.e., s.216

53 ABİDER, http://www.abider.org/index.php?option=com_content&task=view&id=9&Itemid=4, (02.06.2011)

84 standartları sağlayan kişilere sertifika vermektir. Bu sayede gerçekten gerekli niteliklere sahip kişilerin bu konuda çalışabilmesine imkan sağlanmaktadır. Bu kuruluşun belge inceleme uzmanı sertifikası vermek için aradığı koşullar şunlardır.54

 Konu ile ilgili ve odanın kabul ettiği bir üniversitede en az lisans seviyesinde teorik eğitim almış olmak.

 Teorik eğitimden sonra, en az iki yıl, ABFDE’nin kabul ettiği bir adli laboratuarda, tam gün uygulamalı eğitim görmüş olmak

 Sertifika başvuru tarihinde adli belge inceleme alanında çalışıyor olmak

 Daha önceden el yazısı inceleme, imza gerçekliği tespiti, belge tahrifatı inceleme gibi adli belge inceleme çalışmalarına ilişkin raporları sunmak

 Odanın yaptığı adli belge inceleme sınavından başarılı olmak

Ülkemizde ise henüz böyle bir sertifika uygulamasının bulunmaması gerek adli belge inceleme biliminin gerekse adli muhasebe biliminin gelişimi açısından önemli bir eksiklik olarak değerlendirilebilmektedir. Çünkü birbirine çok sıkı bir şekilde bağlı olan her iki uzmanlık alanı da hataları kaldıramamaktadır. Adli belgenin incelenmesi sırasında oluşacak en küçük yanlışlık alınacak kararları dolayısıyla da bütün bir davanın seyrini değiştirebilmektedir. Bu nedenle özellikle sürekli olarak adli belgeler üzerinden çalışmalarına ve kararlarına yön veren adli muhasebecilerin adli belge inceleme konusunda uzman ve sertifikalı olmaları veya ekiplerinde mutlaka sertifikalı bir adli belge inceleme uzmanını bulundurmaları gerekmektedir.