• Sonuç bulunamadı

2.3. BELİRSİZLİK VE RİSK KAVRAMLARI ARASINDAKİ

2.4.2 Klasik İktisatta Belirsizlik Kavramı

2.4.2.1 Adam Smith ve Belirsizlik Kavramı

Faydacı felsefe ve doğal düzen düşüncesinin temel alınması ile iktisadi tespitlerde bulunan klasik iktisatçılar soyutlayıcı, akılcı ve tümdengelimci yöntemler yoluyla teorilerini oluşturmaktadırlar. İktisadın kurucu olan Adam Smith de bilimsel keşif amaçlı yaptığı çalışmalarında felsefeden yola çıkarak düşüncelerini doğal yasalar yoluyla iktisat alanına uygulayarak ekonomik düzene yönelik analizler yapmaktadır. Adam Smith 1759 yılında yayınlanan ve ilk kitabı olan “ The Theory of Moral Sentiments” ile insanların duygu, davranış ve yaklaşımları ile ilgili detaylı açıklamalarda bulunmuştur (Ruben ve Dumlubağ, 2015: 33).

“Theory of Moral Sentiments” adlı çalışmasında ekonomik hayatta bireyin duygu ve davranışlarını inceleyen Smith eylemlerin ya da tercihlerin diğer insanlar üzerinde yarattığı etkileri sempati olgusu ile açıklamaktadır. Karar birimleri diğer insanların acı, üzüntü, mutluluk, sevinç gibi duygularına ortak olurken aynı davranışı

57

kendileri içinde isteme eğilimi içerisindedirler. Sosyal bir varlık olarak kabul edilen birey kendini sevme, beğenme ve beğenilme önyargısı ile hareket etmekte ve çevresinde bulunan insanların düşüncelerine fazlaca önem vermektedir (Buğra, 2011: 97). Temel ihtiyaçlarından daha fazlasını elde etmek için çaba gösteren, servetini artırmak için sürekli çalışan birey davranışlarının incelendiği çalışmada zenginlikleri ile övünen, gururlanan; yoksulluklarını gizlemeye çalışan karar birimlerinin acıdan ziyade sevinçlere sempati duyulduğunu düşünmeleri yer almaktadır (Ruben ve Dumlubağ, 2015: 34). İktisadi birimler karar alma sürecinde korku, kaygı, endişe, açlık, cinsellik, acı, üzüntü, mutluluk, sevinç gibi istek, arzu ve ihtiyaçların yer aldığı içsel faktörlerin etkisiyle hareket etmektedirler. İçerisinde bulunulan çevre tarafından tarafsız olarak izlendiğini düşünen birey davranışlarını sınırlandırma yoluna gitmektedir. Duygu, istek ve ihtiyacın şiddetine göre baskı unsuru olan izleyicinin düşünceleri karar alma davranışlarında etkili olmaktadır. Kişisel tercihlerde belirleyici olan tutku faktörü kayıptan kaçınma, aşırı güven gibi olgulara temel oluşturduğu varsayılmaktadır. Smith zarardan kaçınma önyargısını acının, üzüntünün sevinçten ve mutluluktan daha fazla hissedildiğini ve tutkuların gelecekle ilgili kararlarda hatalı davranışlara yol açtığını ifade etmektedir (Hatipoğlu, 2012: 23).

Adam Smith’in 1795 yılında yayınlanan “The History of Astronomy” çalışmasında iktisadi yaşam ve kurumların belirsizlik olgusundan nasıl etkilendikleri incelenmektedir. Smith belirsizlik, risk ve yanılma kavramlarını şok, sürpriz şeklinde ele alarak farklı bir açıdan değerlendirmiştir. Smith bu çalışmasında zihinsel muhakemenin mantığına odaklanarak zihinsel denge olarak ele alınan huzur, sükûn ortamının dağılması ve tekrar düzenin kurulmasına yani bireyin zihninde yer alan belli bir zamana dair denge durumunun sağlanmasını açıklamaktadır. Ekonomide denge, düzen, güven, istikrar durumlarının sağlanabilmesi için huzur ve sükûn ortamının bozulmaması gerekmektedir. Bu durumda bireylerde bilgi ekonomisinden kaynaklı uyanacak merak duygusu ekonomik yaşamda yeniliklerin ve gelişmelerin yaşanmasında etkili olacaktır (Alada, 2000: 19).

Karar alma birimlerinin davranışlarını etkileyen ve yönlendiren belirsizlik veya yanılma unsuru, bireyin zihninde daha önceden beklenmedik ya da

58

öngörülmeyen bir biçimde şok, sürpriz şeklinde ortaya çıkarak zihinsel dengeyi bozmakta ve korku, endişe gibi duygulara neden olmaktadır. Endişe, korku gibi negatif duygular bireylerin şimdiki ve gelecekteki kararlarında bir süreliğine (geçici) de olsa akılcı kararlar almaktan alıkoymaktadır. Beklenmedik olay karşısında şaşkınlık yaşayan bireyler karar alma süreçlerinde yanılgıya düşebilmekte ve kararlarını erteleme, vazgeçme ya da hiçbir şey yapmama davranışı göstermektedirler (Alada, 2000: 26-83). Zihinsel huzur ve sükûn ortamına tekrar dönülmesi ile dengenin sağlanmaya çalışılması sonucu bireyde oluşan hayranlık duygusu ile Adam Smith bireylerin davranışsal çerçevesini analiz etmektedir. Ekonomik yeniliklerin ve gelişmelerin belirsizlikle ilişkili olduğunu açıklayan Smith, bireyin zihninde şekillenen olayların gerçekle yüzleşmesi sonucu ortaya çıkan zihinsel karmaşanın giderilmeye çalışılması ile sağlanacak denge durumunda iktisadi değişimlerin yaşanacağını öne sürmektedir (Smith, 1795: 32).

Karar alıcıların zihninde var olan denge, beklenmeyen sürpriz bir olay karşısında şaşkınlık ve şok duygularına maruz kalarak yani geleceğin bilinemezlik yönü ile yüzleşmekte ve anlıkta olsa zihinsel karmaşa yaşanarak bozguna uğramaktadır. Belirsizliğin yarattığı şokla bireyler zihinlerinde bilgisizliğin ya da eksik bilginin farkına varması ile uyanan merak duygusunu tatmin etmek için akıl yürütme yoluna gitmektedirler. Belirsizlik olgusu ile beraber endişe, korku, kaygıya kapılan karar birimleri oluşan zihinsel dengesizliği ortadan kaldırmak için probleme yönelik tutarlı ve kabul görebilen cevapların bulunması hayranlık duygusunu yaratmaktadır. Sürpriz-şok, merak ve hayranlık duygusunun zaman boyutu karıştırılmadan ardışık bir biçimde ele alınarak bireylerin dengeyi yeniden sağlamak adına çözümler üretme yönünde daha fazla güdülenerek yenilik, gelişim ve bilimsel keşfe ulaşmaları söz konusu olmaktadır (Smith, 1982: 56-57). Smith oluşturduğu davranışsal çerçevede bilgiden ziyade bireyin zihninde olağan dışı olaylar olarak nitelendirdiği öngörülemeyen ve daha önce zihinlerde yer almayan beklenmedik biçimde gelişen olaylar dizisinin sürpriz-şok etkisi yaratarak olay sonrası bilgisizliğin merakı uyandırdığı belirtilmektedir (Alada, 2000: 17-23).

59

Adam Smith “Wealth of Naitons” eserinde iktisadi hayatta bireylerin kendi çıkarlarına uygun hareket ederek servetlerini artırıcı ve yaşam koşullarını iyileştirici eylemlere yöneldiklerini ancak davranışlarının sonuçlarını öngöremediklerini belirmektedir. Bireyler karar alma sonrasında yaptıkları eylem ve tercihlerinin doğru olup olmadığını sağlayacakları kazanç ya da kayıplarla öğrenebilmektedirler. Smith belirsizlik ya da yanılma unsurunu, karar birimlerinin zihinsel yargılama sürecinin değişken olduğunu ve deneme yanılma yöntemi kullanılarak zihinsel dengenin tekrar sağlanması ile iktisadi hayattaki şartların daha iyi hale getirilmesi çerçevesinde incelemektedir (Alada, 2000: 26-28).

Bireylerin belirsizlik ya da yanılma durumunda zihinsel dengenin tekrar sağlanması sürecine yönelik çalışmalarında görünmez el kavramının önemine değinen Smith, iktisadi hayatta kendi çıkarlarına, kazançlarına yönelik bencil davranan bireylerin farkında olmadan görünmez el tarafından kamu yararına olacak eylemlerde bulunduklarını öne sürmektedir. Rekabet ortamında rakiplerin davranışlarını göz önünde bulunduran bireylerin kişisel tercih ve eylemleri toplum yararı ile ilişkilendirilmektedir. Karar birimlerinin davranışları ile ekonomik dengenin uyum gösterme düzeyleri elde edilmesi amaçlanan faydayı artma ya da azalma biçiminde belirlemektedir. (Alada, 2000: 28).