• Sonuç bulunamadı

C. BOSNA HERSEK’TE FAALİYET GÖSTEREN DİĞER NAKŞÎLER

1. Abdulvehhâb Jepçak (ö. 1821)

Bosna Hersek’te İlhamî Baba olarak bilinen, XVIII. ve XIX. yüzyılın en iyi şairlerinden biri olan Abdulvehhâb Jepçak’ın hayatı hakkındaki bilgiler kendi eserlerinden öğrenilmektedir. Tuhfetü’l-musallîn ve Zübdetü’l-hâşi’în adlı eserinde belirttiği üzere İlhamî Baba 1773 yılında Bosna’nın Jepçe şehrinde dünyaya gelmiştir. Söz konusu eserde şöyle denmektedir: “…vilâdetim bin yüz seksen yedi”. İlhamî Baba aynı eserde tam adını da vermektedir. Buna göre tam adı Abdulvehhâb bin Abdulvehhâb’tır. Kabir taşının üzerinde ise şunlar yazılıdır: “Seyyid el-Hacc Vehhâb, Dîvân’ında ise Şeyh el-Hâcc es-seyyid Abdulvehhab İlhamî Baba Bosnevî”. “Annem yok, babamı ise hatırlamıyorum” sözlerinden çok erken yaşlarda anne babasız kaldığı öğrenilmektedir. Eğitimi hakkında fazla bilgiye sahip olunmayan İlhamî Baba, Jepçe, Teşanj ve Foynica’da tahsilini yaptığı ve Jepçe’de Ahmet Efendi Karahoca484, Teşanj Medresesi’nde ise Abdullah Çankarı el-Ensarî’den ders gördüğü bilinmektedir. Kaynaklarda Abdulvehhâb İlhamî’nin tasavvufi terbiyesini Foynica’da Şeyh Hüseyin Zukiç veya Abdurrahman Sırrî’den aldığı ile ilgili farklı bilgiler var. İlhamî, Foynica’daki eğitimi sırasında 1799 yılında vefat eden Şeyh Zukiç ile tanışmış ve icazetnameyi de ondan almıştır. Şeyh Zukiç’ten sonra yerine geçen Şeyh Sırrî ile iyi ilişkiler içerisinde bulunduğu belirtilmektedir.485

Abdulvehhâb İlhamî eser yazan sufilerdendir. Bosna’daki tekkelerde okunan Bosnaca ilahilerinin yanısıra Türkçe olarak yazdığı ve 60 manzumeyi içeren Dîvân, çocuklara yönelik yazdığı İlmihal ve yine Türkçe yazdığı Tuhfetü’l-musallîn ve Zübdetü’l-hâşi’în eseri hayat, olaylar, plüralizm, etnik farlılıklar gibi konuları işlemektedir. İlhamî’nin eserleri yaşadığı dönemi çok iyi bir şekilde anlatmaktadır. Yaşadığı dönem Osmanlılar’ın derin krizde bulunduğu XVIII. ve XIX. yüzyıllardır. Bu dönem Avrupa’da önemli siyasi, kültürel ve eğitim değişikliklerinin yaşandığı, diğer taraftan da Osmanlı İmparatorluğu’nun hem yönetim hem de askeri reformlarla buna ayak uydurmaya çalıştığı bir zamandı. Bütün bu reformların Osmanlı ile Batı’yı ayıran sınırda bulunan Bosna Hersek’e olumsuz etkileri olmaktaydı.

       Mujo Demirović, Reis Džemaludin Čaušević – prosvjetitelj i reformator, Sarajevo, 2002; Enes Karić, Mehmed Džemaludin Čaušević, Dobra Knjiga, Sarajevo, 2008.

483 Ibranović, a.g.e., s. 34.

484 Ahmed Karahoca XVIII. yüzyılda yaşamış ve Jepçe Medresesinde hocalık yapmış bir âlimdir. Babası Hacı Abdullah Karahoca (ö. 1740/41) gibi kendisi de Bosnaca olarak şiir yazmıştır. Ahmed Karahoca’nın İlhamî’nin hocası olduğu düşünülmektedir. Bkz. Muhamed Hadžijamaković, Medžmu'a Abdul Vehaba Karahodže, Sarajevo, 1985.

485 Muhamed Ždralović, „Abd al-Wahâb 'ibn 'Abd al-Wahâb Žepčevi-Bosnevî (Ilhâmija)“,Anali Gazi Husrev-begove biblioteke, c. V-VI, Sarajevo, 1978, ss. 127-143.

Sürekli yapılan savaşlardan dolayı Bosna ekonomik açıdan zayıflamıştı ve diğer taraftan salgın hastalıklardan dolayı da insanlar mağdur durumdaydı. Siyasi açıdan da durum kötüydü.

Ayrıcalıklarını kaybeden ağa ve yeniçeriler reformlara karşı direnmekteydi. Merkezi yönetime olan karşı tutum sürekli ayaklanmalara da neden olmaktaydı. İşte böyle bir dönemde yaşayan İlhamî, şiirleriyle halkı aydınlatmaya, haksızlıkları dile getirmeye çalışmıştır. Bunu yaparken de hem Bosna’daki Osmanlı yetkililerini hem de sessiz kalan ulemayı hedef almıştır. Bütün bunlar çok kısa zamanda tepki görmesine neden olmuştur. 1820 yılında Bosna valisi olarak atanan Celaluddin Paşa (ö. 1822)’nın göreve gelmesi ve halkın sorunlarını görmezden gelmesi üzerine İlhamî meşhur “Tuhaf zaman gelmiştir” şiirini kaleme almıştır.

Çok kısa zamanda şiirin valinin kulağına gitmesi üzerine vali İlhamî’yi Travnik’e çağırmıştır.

Bir rivayete göre şiir yazmaktan vazgeçmesini isteyen valinin teklifini reddetmesi, diğer kaynaklara göre ise söz konusu şiirinden dolayı 1821 yılında idam edilmiştir.486

Söz konusu şiirin İlhamî’nin yazdığı son şiiri olduğu tahmin edilmektedir. İlhamî ilk olarak Travnik’te eski hastanenin yakınındaki türbeye defnedilmiştir. Çevre düzenlemesi için 1959 yılında türbe yıkılmış ve naaşı bugün bulunduğu yere, yani Potur Mahallesi’ne taşınmıştır. 1991 yılından itibaren İlhamî’nin hatırasını canlı tutmak amacıyla “Abdulvehhâb İlhamî Günleri” düzenlenmektedir. Söz konusu günler kapsamında ebediyat panelleri, kitap tanıtımı, şiir dinletisi, tiyatro gösterisi ve tasavvuf müzik konseri gibi birçok kültürel etkinlik gerçekleştirilmektedir.

1.2. Abdulvehhâb İlhamî’nin Eserleri

İlhamî, eserlerini Bosnaca, Türkçe ve az da olsa Arapça yazmıştır. Bosnaca yirmi kadar ilahi, kaside ve dini bilgileri içeren İlmihal’i kaleme almıştır. Türkçe olarak ise Tuhfetü’l-musallîn ve Zübdetü’l-hâşi’în isimli eserle bir de Dîvân yazmıştır.

1.2.1. Dîvân

Dîvân adlı eserin tek nüshası Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nde 3056 numaralı sırada bulunmaktadır. Söz konusu Dîvân’ın tam adı Dîvân-ı Şeyh el-Hâcc es-Seyyid Abdulvehhâb İlhamî Baba el-Bosnevî’dir. 18x12 cm boyutlarında olan Dîvân toplam 37 sayfadan       

486 Amir Brka, “Abdulvehab Ilhamija, nadahnuti rob Božji”, Islamska Misao, XIII/ 1991, ss. 153; Muhamed Ždralović, “Abdulvehab ibni Abdulvehab Žepčevi-Bosnevi (Ilhamija)/Ilhamija Abdulvehab ibn Abdulvehab Žepčevi Bosnevi”,Anali Gazi Husrev-begove biblioteke, c. 5-6, 1978, ss. 127-144; Kasim Dobrača,

“Tuhfetul-musallin ve haši’in od Abdulvehaba Žepčevije Ilhamije / Tuhfetul-musallin ve zubdetul-haši‘in by Abdulvehhab Žepčevija Ilhamija in Gazi Husrev-bey Library”, Anali Gazi Husrev-begove biblioteke, c. 1, 1972, ss. 41-69.

oluşmaktadır. Birkaç Bosnaca ve Arapça ilahi içeren Dîvân’daki çoğu ilahi Türkçe olarak yazılmıştır. Arapça dört, Bosnaca on bir ve Türkçe olarak otuz sekiz ilahi bulunmaktadır.487

1.2.2. Kitâb-ı Bosnevî İlmihâl

Kitâb-ı Bosnevî İlmihâl’in bir nüshası Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nde 2929 nolu sırada bulunmaktadır. Eserin 20a sayfasının sonunda yer alan ketebe kaydından nüshanın yazımının miladî takvimle 11 Ocak 1831 salı günü Mustafa İbn İbrahim Pederî adlı müstensih tarafından tamamlandığı anlaşılmaktadır. Abdülvehhâb Jepçevî’nin eserini hangi tarihte yazdığı ise bilinmemektedir. 21 yapraktan oluşan ilmihal, nesih yazı ile kaleme alınmış ve her bir sayfasında 11 satır yer almaktadır. İlmihal’de Allah’ın sıfatlarından, İslam’ın farzlarından, cennet, cehennem, peygamberler ve meleklerden bahsedilmektedir. Ayrıca kadın-erkek ilişkileri ve komşuluk gibi sosyal konulara da kısaca değinilmektedir.488

1.2.3. Tuhfetü’l-Musallîn ve Zübdetü’l-Hâşi’în489

Eser 1801 yılında yazılmıştır.490 Yaşadığı dönemde Bosna’da kullanılan Türkçe ile yazılan eser, namaz, İslam’ın temel prensipleri ve ahlak ilkeleri gibi konulardan bahsetmektedir. Giriş (mukaddime), üç bölüm (bâb), sonuç (hâtim), vasiyet (vesaya) ve öğütler (zeyli vesaya) kısımlarından oluşur. Toplam 54 sayfadır. Kitap, benzer eserlerden muhteva ve konuları ele alma biçimi açısından ayrılmaktadır. İşlenen konulara manevi boyut da eklenmiş, insan terbiyesini konu alırken ise insan doğası ve psikolojik faktörlerden hareket edilmiştir. Giriş kısmında anlatılmaya başlanan namaz ibadeti, anlamı, amacı ve özellikle manevi boyutu, daha sonraki bölümlerde de anlatılmaktadır. İlhamî’ye göre kısacası, namaz ibadetlerin annesidir (ummu’l-ibâdât). Kitabın ikinci bölümünde namazın faydaları, üçüncü bölümünde ise namazı terkin günah oluşu işlenmektedir. Sonuç bölümünde namaz kılmanın moral kazancı, ruhun esası, Kur’an okumanın adabı gibi konular ele alınmaktadır.

Abdulvehhâb İlhâmî, şiirlerinde manevî öğretilerinin derinliklerini bir çeşit psikanaliz yaparak basit bir dille aktarmaktadır. Şiirlerde, dualistik anlayışın yansıdığı monologlarda insan varlığının psikolojik üstünlükleri ortaya çıkmaktadır.

      

487 Kasim Dobrača, “Tuhfetul-musallin ve zubdetul-haši'in od Abdulvehhaba Žepčevije Ilhamije”, Anali Gazi Husrev Begove Biblioteke, c. 2-3, Sarajevo, 1974, s. 41.

488 Uğur Gürsü, “Kitâb-ı Bosnevî İlmihâl’de geçen Türkçe Kelime ve Ekler”, Türk Dünyası Araştırmaları, sy.

209, 2014, s. 132.

489 EK 25, Tuhfetu-l-musalin ve zubdetu-l-haşîn’in ilk sayfası.

490 Eserin orijinal vesikası Gazi Hüsrev Bey Kütüphenesinde 4509 numarada bulunmaktadır.