• Sonuç bulunamadı

Yoksulluk anlayışı ve yoksulluğun bo-yutları Dünya’nın değişik bölgelerinde göreceli olarak değişse de hemen he-men her kıtada ve her ülkede yoksulluk problemiyle karşılaşılmaktadır. Yoksulluk probleminin çözümüne yönelik çalış-maları ülkeler kadar küresel organizas-yonlar da yürütmektedir. Nitekim Birleş-miş Milletler çatısı altında belirlenen, Bin-yıl Kalkınma Hedeflerinin de en başında milyonlarca insanı yoksulluktan kurtar-ma hedefi yer alkurtar-maktadır. Eylül 2010’da Binyıl Kalkınma Hedefleri Zirvesi’nde, dünya liderleri tarafından ortaya konu-lan eylem pkonu-lanında da yoksullukla mü-cadele en önemli başlıklardan biri ol-muştur. Bu eylem planı, son tarih olarak belirlenen 2015 yılına kadar hedeflere ulaşmak için yapılması gerekenleri ana hatlarıyla belirleyen bir yol haritasıdır. Yoksullukla mücadelede kullanılan en önemli araç; yoksul kimselerin asgari yaşam düzeylerini temin etmek ama-cıyla yapılan ayni ve nakdi yardımlar-dır. Bu ayni ve nakdi yardımların bü-tününe sosyal yardım denilmektedir. Yoksul kişilere sağlanan sosyal yardım-lar yoksulluğun bu kişiler üzerindeki yıkı-cı etkilerini ortadan kaldırmayı amaç-lamaktadır.

Sosyal yardımlar yoksulların hayatını idame ettirebilmesi için çok gerekli ve faydalıdır ancak bir yoksula yapılabi-lecek belki de en önemli iyilik, onu bir başka insanın yardımına muhtaç ol-maktan kurtarabilmektir.

Özellikle gelişmiş ülkelerde sosyal yar-dımlar yoksulların ihtiyaçlarını karşılama-sını sağlarken diğer yandan da önemli makroekonomik hedefler arasında yer alan gelirin daha adil bölüşülmesine önemli katkılar sağlamaktadır.

Yoksullukla ve yoksulluğun etkileriy-le mücadeetkileriy-lede sosyal yardımlar çok önemli bir yer teşkil etmekle birlikte, tek başına yoksulluk olgusunu bütünüyle ortadan kaldıramamakta ve yoksullu-ğa karşı sadece geçici bir çözüm ola-bilmektedir.

Yoksulluğun uzun vadede çözümü veya asgari düzeye indirilmesi; ancak üretken ve kendine yetebilir duruma

geçme potansiyeline sahip yoksul nüfusa gerekli gelir elde etme imkânlarının sağlanması ile mümkün olabilecektir. Bu imkânların başında çalışabilir durumda-ki yoksul nüfusa yatırım yapılması, bu durumdadurumda-ki durumda-kişilerin eğitilmesi, yoksulların iş kurabilmesini sağlamaya yönelik sermaye desteğinin sağlanması, çeşitli istihdam imkânlarının oluşturulması ve bu kapsamdaki hedef kitlenin istihdam piyasasında rekabet edebilirliklerinin artırılması gelmektedir.

Yoksul kesimler, düzenli gelir elde etme fırsatına sahip olmadığı sürece, sosyal yardım sisteminde kalmaktadır. Düzenli gelir elde etmenin en sürdürülebilir yolu ise bu kişilerin düzenli işlerde istihdam edilmeleridir. Aksi takdirde, sosyal yardım alan kişilere yapılan yardımlar, bu kişilerin işgücü piyasasına girmesini önleyici bir etki oluşturabilecek, bunun neticesinde de sosyal yardımlara bağımlılık durumu gelişebilecektir. Bu durumun bir diğer olumsuz etkisi de toplumun sosyal yardım al-mayan kesimleri üzerinde gerçekleşecektir. Zor şartlarda da olsa, kendi emeğinin getirisi ile geçinen ve sosyal yardım almayan kişilerde, gerek sosyal yardımlara, gerekse kamu otoritesine karşı olumsuz bir algı ve güvensizlik oluşması riski yadsı-namaz bir gerçektir.

Gelişmiş ülkelerde, sosyal yardımlara bağımlılığın azaltılması amacıyla, aktif sosyal yardım politikaları geliştirilmiştir. Sosyal yardım sisteminde aktif politikalar, bireylerin toplum içinde kendi kendilerine yeterli olan bağımsız kişiler haline gelebilmeleri için insana yatırım konusuna ağırlık vermekte ve yararlanıcı konumdaki kişilerin istihdamının artırılmasını teşvik edici harcamaları kapsamaktadır.

Sosyal yardımlar açısından ülkemizde son yıllarda yardıma muhtaç vatandaşlara yönelik olarak yapılan sosyal yardımların daha etkili hale geldiğini görmekteyiz. Ülkemizdeki sosyal yardım hizmetlerinin büyük bölümü, 1986 yılına kadar üç önemli kuruluş tarafından yürütülmüştür. Bunlar; Türkiye Kızılay Derneği, Darülace-ze Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’dur.

Sosyal yardımlaşma konusuna kaynak ayrılarak kalıcı çözümler getirmek ama-cıyla 29.05.1986 tarih ve 3294 sayılı Yasa ile yoksul durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde Türkiye’ye kabul edilmiş veya gelmiş olanlara yardım etmek, sos-yal adaleti pekiştirici önlemler alarak gelir dağılımında adaleti sağlamak, sossos-yal yardımlaşma ve dayanışmayı güçlendirmek için, Sosyal Yardımlaşma ve Daya-nışmayı Teşvik Fonu kurulmuştur. 1986 yılından beri Fon Genel Sekreterliği vasıta-sıyla yürütülen hizmetler 2004 yılında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla Başbakanlığa bağlı bir Ge-nel Müdürlük olarak teşkilatlandırılmış, böylece Fon idaresi bu tarihte kurumsal bir yapıya kavuşmuştur. Yeni yapılandırma ile mevcut sosyal yardım programlarının ekonomik ve sosyal yoksunluk içerisinde bulunan vatandaşlara daha etkin ve hızlı bir şekilde ulaştırılması amaçlanmıştır.

2011 yılından itibaren ise Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politika-lar Bakanlığı’na bağlı oPolitika-larak faaliyetlerini sürdürmektedir. 633 Sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararna-me uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu Primsiz ÖdeKararna-meler Genel Müdürlüğü Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte kapatılmış, iş ve işlemler ile 2022 kapsamında yapılan ödemeler Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’ne aktarılmıştır. Yine 3294 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince, 4721 sayılı Türk Medeni Kanu-nu’nuna göre faaliyette bunmak üzere her il ve ilçede Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları kurulmuştur. Sosyal yardım faaliyetleri, fondan bu vakıflara kaynak aktarılmak suretiyle yürütülmektedir.

Sosyal yardım sistemi kapsamında; ödeme gücünden yoksun kişilerin sağlık hiz-metleri karşılanmakta, muhtaç durumda olan çocuk, öğrenci, yaşlı ve engellilere yönelik ayni ve nakdi yardımlar yapılmaktadır.

Herhangi bir ayrım gözetmeksizin muhtaç kesimleri kapsayan ayni ve nakdi yar-dım programları da yürütülmektedir. Yapılan yaryar-dımlar eğitim, sağlık, barınma, yakacak, işsizlere, yaşlılara ve engellilere yapılan yardımları içerdiği gibi giyim, ev eşyası yardımları şeklinde de gerçekleştirilmektedir. Bu programlar çerçevesinde yardım yapılan kişi sayısı ve programlara aktarılan kaynak miktarları, sosyal yar-dımlara olan ihtiyaç doğrultusunda yıllar itibariyle artış göstermiştir.

2002 yılında Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya oranı % 0,5 olan sosyal yardımların düzeyi, 2010 yılında 1,17’ye, 2011 yılında 1,42’ye, 2012 yılında (SGK tarafından yapılan ve tazminat niteliği taşıyan ödemeler de dahil olmak üzere) %1,43’e yükselmiştir. Aynı zamanda, 2002 yılında 1.376 milyon TL olan sosyal harcamaların miktarı 2011 yılında 18.216 milyon TL civarında gerçekleşmiştir.

2012 yılında ise toplam Sosyal Yardım ve Hizmet Harcaması Tutarı yaklaşık olarak 19.595 milyon TL’dir. (İlgili kurumların önceki yıllardaki harcamaları baz alınarak yapılan projeksiyon ile tespit edilmiştir.)

Artan sosyal yardımların ekonomiye olan olumsuz etkilerinin azaltılması amacıyla ül-kemizde de çalışabilir, üretebilir durumdaki yoksul ve işsiz vatandaşlarımızın toplum hayatına aktif ve üretken olarak katılımının desteklenmesi amacıyla sosyal yardım programlarıyla istihdam hizmetleri arasında bağlantı kurulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu açıdan çalışabilecek durumdaki sosyal yardım faydalanıcısı kesimin işgücü piyasası ile bağlantılarının kurulması/sürdürülmesi, kendi kendilerine yeter-li hale getirilebilmesi ve sosyal yardımlara bağımlılığın azaltılması büyük önem arz etmektedir.

Grafik 1. 2011 Yılında Sosyal Yardım Veren Kurumlar Tarafından Aktarılan Kaynaklar

Grafik 2. 2011 Yılında Sosyal Yardım Veren Kurumlar Tarafından Aktarılan Kaynaklar

Kaynakça

1. T.C. Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, 2012 Sosyal Yardım İstatistikleri Bülteni 2. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Ge-nel Müdürlüğü Stratejik Plan 2009-2013 3. ODABAŞI, Ferhat, Sosyal Yardım Uz-manlık Tezi 2009, Yoksullukla Mücadelede İstihdamın Rolü,

4. KARAGÖL, Erdal Tanas, SETA 2013, Ak Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi

5. HACIMAHMUTOĞLU Hande, 2009, DPT Uzmanlık Tezi, Türkiye’deki Sosyal Yardım Sisteminin Değerlendirilmesi,

GENİŞ AÇI

* Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı- Aile ve Sosyal Politikalar Uzmanı