Mehmed Ali Paşa’nın akli melekelerini gitgide yitirmeye başlaması üzerine valilik görevini oğlu İbrahim’e üstlenmişti. Lakin İbrahim’in de kısa süre sonra hayatını kaybetmesi üzerine veraset usulü gereğince Mısır valiliğine 1848 tarihinde Mehmed Ali Paşa’nın torunu olarak Abbas Paşa geçti. Mehmed Ali Paşa ise bundan bir sene sonra vefat etti.210
Abbas Paşa döneminin en önemli karakteristiği reformist politikalar bakımından Mehmed Ali Paşa’nın iktidarındaki uygulamalarla taban tabana zıt olmasıdır.211
Bu karşıtlık Abbas Paşa dönemi Mısır’ının siyasi ve kültürel yaşamını temelinden etkilemiştir.
Lord Cromer tarafından “doğulu despot tipolojisinin en kötü örneklerinden
biri” olarak nitelendirilen ve “hakkındaki zulüm iddialarının bitmek tükenmek bilmeyecek kadar çok olduğu” söylenen Abbas Paşa212
Mısır modernleşmesinin öncüsü olan dedesi Mehmed Ali Paşa’nın aksine Batı dünyasına ve ona ait değerlere mesafeli duran bir kimseydi. Kişisel bir karşı duruş olarak tanımlanabilecek bu tavır sebebiyle213 dedesinden devraldığı modernleşme politikasını büyük ölçüde inkıtaa uğratmıştı.214
Mehmed Ali Paşa döneminden geriye kalan devlet adamları ile bürokratlara da bir hayli mesafeli yaklaşan hatta zaman zaman kötü muamelelerde bulunduğunda dair şikâyetlerin Babıâli’ye iletildiği215
Abbas Paşa’nın ilk icraatlarından birisi kendisinden önce göreve getirilen Batılı uzmanların işlerine son vermek oldu. Hâlbuki uzun yıllardır ülkede tıptan ziraata, sağlıktan askeri alana dek pek çok
210
Marsot, Mısır Tarihi, s. 66.
211
Hourani, A History of the Arab Peoples, Warner Books, New York, 1992, (Arab Peoples), s. 275.
212
Sir Evelyn Baring (Lord Cromer), Modern Egypt, Volume: I, Londra, 1916, (Egypt), ss. 19-20.
213
Cleveland, s. 106.
214
Cameron’a göre, Abbas Paşa’nın Batı’ya olan mesafeli duruşunun arkasında Mehmed Ali Paşa döneminde Avrupalı büyük güçlere karşı verilen mücadelenin de azımsanmayacak bir katkısı vardır. İbrahim Paşa orduları içerisinde Suriye seferine de iştirak etmiş olan Abbas Paşa bu süreçte özellikle Mısır kuvvetlerinin Batılılarca geri püskürtülmesi ve bu sayede Mehmed Ali Paşa’nın ulaşmak istediği amacın yerle bir edilmesi sonrasında Avrupa’ya karşı direnmenin imkânsızlığını idrak etmişti. Bu hiç şüphesiz bu dünyaya karşı duruşu da beraberinde getirmiş olmalıydı. Bkz. D.A.Cameron, Egypt in the Nineteenth Century-Mehemet Ali and His Successors until the British Occupation in 1882, Smith,Elder Co., London, 1898, s. 227.
215
“Mısır valisi Abbas Paşa pederinin emekdarlarına ve a’zay-i hanedanına bed muamele ede-
geldiğinden ümeray-ı Mısriyye takım takım Dersaadete gelip Abbas Paşa’dan şikâyet ettikçe…” Bkz.
47 noktada danışman olarak çalışmakta olan bu uzmanların Mısır modernleşmesinin erken dönemlerine ciddi katkıları olmuştu. Bu katkıları daha o dönemlerden itibaren gözlem altında tutan İngiliz diplomasisinin önemli isimlerinden birisi olan Sir John Bowring216 1840 tarihinde Lord Palmerston’a gönderdiği raporda Mısır’da görev yapan Batılı uzmanların çalışmalarından bu ülkenin fevkalade yarar sağladığını anlatıyordu.217
Abbas Paşa ileriki dönemde Batılı tarz eğitim veren kurumların bir bölümünün ve tercüme bürosunun kapatılması gibi kararların altına imzasını atmıştı.218
Bu bağlamda Mehmed Ali Paşa döneminde el üstünde tutulan isimlerden biri olup, eğitim reformunun öncü kadrosunda yer alan Rifa’a Rafi el-Tahtavi, Abbas Paşa döneminde adeta bir siyasi sürgüne tabi tutularak Sudan’ın başkenti Hartum’da kurulan öğretmen okuluna tayin edilmişti.219
Mehmed Ali Paşa döneminin şartları içinde bir şekilde açılıp, faaliyete geçirilmiş olan imalathanelerin, fabrikaların Abbas Paşa döneminde kapısına kilit vurulurken Nil Nehri üzerinde başlatılmış olan baraj inşası da sonlandırılmıştı.220
Abbas Paşa iktidarının yabancı uzmanların görevlerine son verdiği süreçteki en önemli istisna ziraat alanında kendini göstermişti. Zira sanayileşmeyi israf olarak kabul eden Abbas Paşa “tüm gücünü tarımdan olabildiğince gelir elde etmeye
yoğunlaştırmıştı”.221
Mısır tarımının gelişimi, hasatların verim ve kalitesinin yükseltilmesi noktasında yabancılardan yararlanılmaya devam edilmişti. Örneğin, bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nden Salters Elliot adlı bir pamuk uzmanı ülkeye davet edilmişti. Elliot’tan istenen, Mısır pamuğunun kalitesini arttırmanın yollarını ortaya koyması ve Amerika’nın güneyinde yer alan plantasyonlardan elde edilen yüksek verimin Nil Vadisi’nden de alınmasının sağlanmasıydı.222
216
Sir John Bowring (1792-1872) döneminin önde gelen dilbilimcilerinden birisi olmanın yanı sıra İngiliz hariciyesinde kritik görevlere atanmış seçkin diplomatlar arasında yer almaktaydı. Uzun yıllar Mısır’ın da içinde yer aldığı pek çok bölgeyi dolaşan ve Londra’ya raporlar hazırlayan Bowring’in en önemli görevi ise bir İngiliz sömürgesi olan Hong Kong’ta 1854-59 yılları arasında genel valilik yapması olmuştu. Bkz. John W. Cousin, A Short Biographical Dictionary of English Literature, J.M.Dent&Sons, Londra, 1910, s. 44.
217
Sir Evelyn Baring, Egypt, Vol: I, ss. 16-17.
218
Mansfield, Middle East, s.86; Mitchell, s. 140.
219
Zeynep Güler, s. 40.
220
Borisoviç, Arap Ülkelerinin Yakın Tarihi-16. Yüzyıldan 20. Yüzyıla, Yordam Kitap, 2011, s. 144.
221
Marsot, Mısır Tarihi, s. 66.
222
48 Pamuğun yanı sıra şeker kamışı üretiminde de Batılılardan katkı sağlamaları istenmişti. Bu isimlerden bir tanesi bir buçuk sene boyunca Abbas Paşa’nın hizmetinde şeker kamışı ekimi yapılan arazilerin sorumluluğunu üstlenmiş olan Henry Battcock idi.223
Abbas Paşa’nın Mehmed Ali Paşa’dan kendisine miras kalan siyasi yönelimlerde de ciddi manada değişikliğe gittiği gözlemlenmişti. Bağlı bulunduğu merkeze, Babıâli’ye isyan eden bir vali olarak tarihe geçen dedesi Mehmed Ali Paşa’nın aksine kendi döneminde Payitaht ile olan ilişkisini sıcak tutmaktan yana olan Abbas Paşa ikili ilişkisini merkezi idareye sadık bir vali kimliği üzerinden inşa etmişti.224
Buna en iyi örneklerden bir tanesi, Abbas Paşa döneminde Mısır ordusu ve donanmasının İstanbul’un isteği doğrultusunda eskisine oranla bir hayli küçültülmüş olmasıdır.225
Mehmed Ali Paşa döneminde oldukça büyüyen Mısır ordusu Abbas Paşa zamanında ise nicelik ve nitelik anlamında neredeyse yüzyıl başındaki haline geri dönmüş gibiydi.226
Abbas Paşa döneminde Mısır’da kayda değer tek büyük proje İskenderiye ile Süveyş arasında yapılması planlanan demiryolu olmuştu.227
İskenderiye limanını ülkenin iç kesimlerine bağlaması ve ticari anlamda Mısır hazinesine gelir getirmesi
223
The London Gazette, 4 Haziran 1858. Henry Battcock Abbas Paşa sonrası döndüğü İngiltere’de ticari faaliyetlerinde başarısız olmuş ve iflas etmişti.
224
Abbas Paşa döneminde Mısır ile Babıâli arasındaki ilişkilerin bir önceki döneme nazaran ılımlı bir görünüme bürünmesi çevreden (Mısır) merkeze (Babıâli) doğru bir ilginin oluşmasına da neden olmuştu. Maruzat adlı eserinde bu hususa değinen Ahmed Cevdet Paşa, Abbas Paşa döneminde pek çok Mısırlı paşa ve beyin İstanbul’a geldiğini, ikamet sahibi olduğunu ve israf düzeyinde harcadıkları paralar ile kentte safahat kapısını açtıklarından dert yanar. Cevdet Paşa’ya göre İstanbul’un yerlileri yine Paşa’nın ifadesiyle “bu Mısır döküntüleriyle” israf yarışına girmişti. Öyle ki Mısır’dan gelen bu zevat sayesinde İstanbul halkının ahlakı bozulmuş, devlet ve millet büyük zarar görmüştür. Bkz. Ahmed Cevdet Paşa, Sultan Abdülhamid’e Arzlar (Maruzat), Yay. Haz. Yusuf Halaçoğlu, Babıâli Kültür Yayıncılığı, İstanbul, 2010, (Maruzat), ss. 23-24.
225
Abbas Paşa’nın bu kararının ardında sadece Osmanlı İmparatorluğu ile sıcak ilişkiler içerisinde olabilme kaygısı yatmıyordu. Marsot’ya göre Paşa aynı zamanda tutumlu davranmak istiyor ve ordu ile donanma sahibi olmakla çok şey kazanmış olmayacağına inanıyordu. Bkz. Marsot, Mısır Tarihi, s. 66.
226
“Mısır ordusu Mehmet Ali’nin iktidarı döneminde gittikçe ulusal bir niteliğe bürünüyordu. Abbas
döneminde ise eski beylerin kontrolü altındaki gibi kişisel bir koruma ordusundan biraz daha büyük bir hale gelmişti”. Bkz. Lutskiy, s. 144.
227
Edward Dicey, The Story of the Khedivate, Rivingtons, London, 1902, ss. 20-22. Aslında modern Mısır tarihinde demiryolu inşası projesine ilk girişen Mehmed Ali Paşa idi. 1834’te Kahire ile Süveyş arasında yolcu ve hammadde transferini kolaylaştırması, ulaşım maliyetini düşürmesi umulan bir demiryolu inşa edilmesi gündeme gelmişti. Her ne kadar Galloway isimli bir İngiliz mühendis bu konuda görevlendirilmiş ve gerekli fizibilite çalışmalarını yapmışsa da İngiltere’den beklenen yardım sağlanamamıştı. Bunun üzerine gerek Fransa’nın bu projeye olan muhalefetini gerekse muhtemel maliyetin Mısır bütçesine ek borç yaratma ihtimalini göz önünde bulunduran Mehmed Ali Paşa tarafından proje rafa kaldırıldı. Bkz. The Economic History of the Middle East 1800-1914, s. 410- 411.
49 için planlanan ve İngiliz mühendis Robert Stephenson tarafından hazırlanan bu proje üzerinde Kahire ile İstanbul arasında finansman konusunda bir anlaşmazlık yaşanmışsa da nihayetinde projenin hattı değiştirilerek İskenderiye ile Kahire arasında yapılması üzerinde anlaşmaya varılmıştı.228
İngiltere Mısır sınırları içerisinde posta ve yolcu ulaşımı konusunda bu projenin hayata geçirilmesinden yana gözükmekle birlikte asıl hedefi Hindistan’a olan ulaşım süresini kısaltmak, haberleşme hızını artırmaktı.229
Buna delil teşkil etmesi bakımından Times Gazetesi’nin 23 Mart 1846 tarihli nüshasında yer alan Thomas Waghorn’un İngiltere-Hindistan yolunun kısaltılması için Mısır’da yaptığı çalışmaları konu alan haber önemlidir. Amaç söz konusu mesafeyi kat etmeyi bir aydan daha kısa bir süreye indirebilmektir.230
Bu bağlamda Kahire’deki dönemin İngiliz Konsolosu Sir Charles Murray’nin Abbas Paşa ile sağladığı yakınlaşma söz konusu projenin uygulamaya konmasında pay sahibiydi.231 Proje 1858’de tamamlanıp hayata geçirildiğinde Afrika’nın ilk büyük demiryolu olmuştu.232
210 km uzunluğundaki bu hat İsmail Paşa dönemine dek Mısır’da işlemekte olan yegâne demiryolu olarak kalacaktı.233
Demiryolunun inşaatını başlatan Abbas Paşa’nın ömrü projenin tamamlanmasını görmeye yetmemişti. Zira kendisinden sonra valilik görevine küçük amcası Said Paşa’nın yerine oğlu el-Hami’nin geçmesi için gayret ettiği bir dönemde emrinde çalışan iki hizmetkârının düzenlediği bir suikast sonucu 1854’te hayatını
228
Abbas Paşa’yı İngilizlerle demiryolu projesi üzerinden yakınlaşmaya iten başlıca sebep, Cevdet Paşa’ye göre, Abbas Paşa ile Sadrazam Reşid Paşa’nın arasının açık olması idi. Buna sebep olan ise Abbas Paşa’nın kendilerine dönük sert yaklaşımından ziyadesiyle rahatsız olan Mısır ümerasının Babıâli’ye şikâyetçi olarak taşınması ve Reşid Paşa’nın müştekilere sahip çıkması idi. Cevdet Paşa’ya göre, Sadrazam Reşid Paşa’nın İngiltere ile olan yakınlığının farkında olan Abbas Paşa, hiç olmazsa İngilizleri karşısına almamak adına böyle bir girişimde bulunmuştu: “Abbas Paşa vehham ve
müvesvis bir zat olduğundan kendisini Reşid Paşa’nın hamisi olan İngilizlere sahabet ettirmek üzere İngiliz politikasını iltizam etti ve İngilizleri celb için Mısır’dan Süveyş’e kadar bir demiryolu inşa ettirdi ve İngilizlerin Hind’e amed-ü şüdlerini teshil eyledi”. Bkz. Cevdet Paşa, Tezakir, 40-Tetimme,
ss. 58-59.
229
Lieut.Waghorn, R.N., The Acceleration of Mails between England and the West Indies, London, 1843, s. 19’dan akt. On Barak, Egyptian Times: Temporailty, Personhood and the Technopolitical Making of the Modern Egypt 1830-1930, Yayımlanmamış Doktora Tezi, New York State University,2009, s. 26.
230
The Times, 23 Mart 1846.
231
D.A.Cameron bu dönemde arka arkaya patlak veren ihtilallerle uğraşmakta olan Fransa’nın Mısır’daki etkinliğinin dönemsel olarak kesintiye uğradığını ve boşluğun İngiltere tarafından doldurulduğunu ifade etmektedir. Bkz. Cameron, s. 228.
232
Charles Isaawi, “Egypt since 1800: A Lop-Sided Development”, The Journal of Economic History, Vol:21, No:1, 1961, (Egypt since 1800), s. 10.
233
50 kaybetmişti. Altı yıl gibi kısa bir süre Mısır valiliğinde bulunan Abbas Paşa’nın ölümünün ardından ise göreve Mehmed Ali Paşa’nın dördüncü oğlu, Abbas Paşa’nın amcası Said Paşa 12 Temmuz 1854 tarihinde geçmişti.234
234
51