• Sonuç bulunamadı

AB ve Gümrük Birliği İle İlgili Yasal Düzenlemeler

2.2. Serbest Bölgelerle İlgili Yasal Düzenlemeler Ve Uluslar Arası

2.2.2. AB ve Gümrük Birliği İle İlgili Yasal Düzenlemeler

Türkiye ile AB arasında, Ankara Anlaşmasına dayanarak kurulan ortaklığın nihai amacı, Türkiye'nin AET' ye üye olmasıdır. Ankara Anlaşması, bu amaca ulaşmak için, taraflar arasında bir gümrük birliğinin kurulmasını, temel aşama olarak belirlemiştir. Buna göre, önce, sanayi ürünlerini konu alan bir gümrük birliği kurulacak, daha sonra, Ankara Anlaşması'nda öngörülen diğer ilkeler uygulamaya konulacaktır. Bu kapsamda, işçilerin karşılıklı olarak serbest dolaşımının sağlanması, tarım ürünlerinde giderek genişleyecek bir tercihli ticaret rejiminin uygulanması ve Ankara Anlaşması'nın yanı sıra imzalanan Katma Protokol'ün belirlediği alanlarda, Türkiye ile AET arasında mevzuat ve politikaların yaklaştırılması sürecinin başlatılması öngörülmüştür. Bu çerçevede, AET, bir kısım tekstil ve petrol ürünleri dışındaki sanayi ürünlerinde, Türkiye'ye karşı, gümrük vergilerini ve eş etkili vergi ve resimleri, Katma Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kaldırmıştır. Türkiye ise, Katma Protokol'de, 1985 ve 1995 olarak belirlenen takvimlere göre tespit edilen 12 ve 22 yıllık listelerde AET menşeli

sınai ürünlere gümrük sıfırlamasını ve üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesine uyumu, Katma Protokol'de öngörülen takvime uygun olarak gerçekleştirememiştir.

Türkiye-AET ortaklık ilişkilerinin Ankara Antlaşması’nda belirlendiği gibi gelişmemiş olması nedeniyle, Türkiye-AET Ortaklık Konseyinin, gümrük birliğinin en geç 1995'de tam olarak gerçekleşmesi amacıyla bir karar alması yönünde, gerekli çalışmalar başlatılmış; 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararıyla (OKK) da, Türkiye ile AET arasında, sanayi ürünlerini konu alan bir gümrük birliğinin, 31 Aralık 1995 tarihi itibarıyla tam olarak kurulması kararlaştırılmıştır.

Söz konusu kararla, taraflar arasında, sanayi ürünlerinin ithalatında ve ihracatında alınan her tür gümrük vergisi ve eş etkili vergiler ve miktar kısıtlamaları kaldırılmakta; gümrük birliğinin iyi işlemesi için, tarafların alacağı tedbirler ve bu tedbirlerin uygulanış modaliteleri düzenlenmektedir. Buna göre, gerek gümrük birliğinin kuruluşundan önce, gerek gümrük birliğinin kuruluşunu izleyen dönemde, hukuki uyum ile ilgili tedbirlerin hangi alanlarda, ne şekilde ve ne zaman alınacağı konusunda ayrıntılı hükümlere yer verilmiştir. Bu çerçevede, Türk Hukuku'nun AET Hukuk düzenine uyum sağlaması amacıyla, hem 1/95 sayılı OKK'da yükümlülük olarak yer alan konularda, hem de OKK'da düzenlenmemiş ve fakat gümrük birliğinin sağlıklı işlemesi ve gelişmesi açısından önem taşıyan konularda gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Bu bağlamda, rekabet hukuku, fikri ve sınai haklar, tüketicinin korunması ve dış ticaret ve gümrükler alanında yeni yasal düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

27.10.1999 tarihinde kabul edilen 4458 sayılı Gümrük Kanunu bu yasal düzenlemelerin en önemlisidir.Gümrük Kanunu’nun 152. maddesi ile serbest bölgeler şu şekilde tanımlanarak AB mevzuatına uyum sağlanmıştır.57

“Serbest bölgeler, Türkiye gümrük bölgesinin parçaları olmakla beraber ,serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmadan ve serbest dolaşıma sokulmadan,gümrük mevzuatında belirtilen durumlar dışında kullanılmamak veya tüketilmemek kaydıyla konulduğu ,ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye gümrük bölgesi dışında olduğu kabul edilen , serbest dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye

57 “Gümrük Birliği’nin Türk Ekonomisi Üzerindeki Etkilerini İzleme Projesi”, Devlet İstatistik Enstitüsü, http://www.die.gov.tr/PROJECTS/GUMRUK/gumruk.html,03.09.2006.

konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerdir.”

4458 sayılı Kanun’un 153. maddesinde ise, serbest bölgelerde bulunan eşya gümrük idaresinin denetimine tabidir. Ayrıca 157. maddeye göre, serbest bölgeye konulmuş serbest dolaşımda olmayan eşya serbest dolaşıma girebilir, dahilde işleme rejimine tabi tutulabilir, gümrük kontrolü altında işlenebilir. Bu madde ile Kanun, serbest bölgelerde yapılabilecek üretimi, AB’ de olduğu gibi Dahilde İşleme Belgesi ile izin verilen faaliyetler ile sınırlamıştır.

Söz konusu Kanun’la, serbest bölgelere mal giriş ve çıkışına ilişkin düzenlemeler de yapılmıştır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir.58

-Serbest bölgeye getirilen serbest dolaşımlı malların serbest bölgelerden Türkiye’ye veya AB üyesi ülkelere girişinde gümrük vergisi ödenmez. Ayrıca, üçüncü ülke menşeli malların serbest bölgeye girişinde de gümrük vergisi ödenmesi söz konusu değildir.

-Serbest bölgelerden yurt içine yönelik mal ticaretinde ise, malın bünyesinde üçüncü ülke menşeli ve kotaya tabi mal bulunması durumunda öncelikli olarak ticaret politikası önlemlerinin uygulanacağı ve malın ortak gümrük tarifesi üzerinden gümrük vergisi tahsil edileceği belirtilmiştir. Malın bünyesinde üçüncü ülke menşeli ancak kotaya tabi olan mal bulunmaması durumunda ise malın ortak gümrük tarifesi üzerinden gümrük vergisi tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, Türkiye serbest bölgelerinden AB’ye yönelik mal ticaretinde serbest bölgelerden Türkiye veya AB menşeli ürünler ile Türkiye’de serbest dolaşımda bulunan ürünler ATR Belgesi düzenlenerek Türkiye’ye gönderilebilir. Üçüncü ülke menşeli ürünler ise ortak gümrük tarifesinde belirtilen oran üzerinden gümrük vergisi ödenerek, serbest dolaşıma geçirildikten sonra ATR Belgesi düzenlenir ve AB’ye gönderilir.

Denetimle ilgili düzenlemeler incelendiğinde ise, 4458 sayılı Kanun da 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nda olduğu gibi serbest bölgelerin giriş ve çıkış noktaları ile sınırlarında gümrük denetimi öngörmektedir. Ancak, bölge içi denetimde 4458 sayılı Kanun ile serbest bölgelerin içi de denetim kapsamına alınmış olduğundan

58C.Erdem HEPAKTAN, Coşkun ÇILBANT “ Gümrük Birliği Sürecinde Serbest Bölgelerimizin Dış Ticaretimizdeki Yeri, Celal Bayar Üniversitesi, Yönetim ve Ekonomi Dergisi,sayı 6,2000,s.213-214.

bölge içi denetim stok kontrolleri ve bölgedeki malların üretimi ve tüketimi gibi konularda Gümrük Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı arasında serbest bölgelerdeki idarelerinde yetki sorunları yaşanmaktadır.