• Sonuç bulunamadı

Şeytanın Kışkırtması

BÖLÜM 2: VESVESENİN KUR’ÂN’DAKİ ANLAM ÇERÇEVESİ

2.2. Kur’ân’da Vesvese Anlamındaki İfadeler

2.2.2. Şeytanın Kışkırtması

ميِل ع ٌعيِم س ُه نِإ ِ هللّاِب ذِع ت سا ف ٌغ ز ن ِنا ط ي شلا نِم ك ن غ زن ي ا مِإ و

‘‘Eğer şeytandan bir kışkırtma (vesvese) seni dürterse, hemen Allah’a sığın…’’202

Kur’ân-ı Kerim’de vesvese ile ilişkili kelimelerden biri de nezğ (غ ز ن)’dir. Halil b. Ahmed nezğ kelimesinin hayvanı dürtmek, itelemek anlamında kullanıldığını; mecâzî olarak ise insanların arasını bozup birbirine düşürmek anlamına geldiğini söylemektedir.203 İbn Manzûr, bu kelimenin, birinin arkasından kötü konuşmak, çekiştirmek, bir kimseyi çirkin bir şekilde anmak gibi başka mecâzî manalarından bahsetmektedir. Kelimenin bu mecâzî anlamları ihtivâ etmesinin sebebi; insanların,

199 Fahreddin Râzî, XIV, s.53.

200 Taberî, III, s.422.

201 Nisâ, 4/118.

202 A‘raf, 7/200.

37

âdeta hayvanın dürtülüp harekete geçirilmesi gibi hoşnut olmayacakları şeylerle (arkadan konuşma, çekiştirme vs.) harekete geçirilmek istenmesidir. Nezğ kelimesi yine mecâzen, şeytan kelimesiyle birlikte kullanıldığında (nezğü’ş şeytan) şeytanın vesvese vermesi anlamına da gelmektedir.204 Şeytanın dürtmesi, kışkırtması şeklinde ifade edebileceğimiz bu tabir onun, insanı isyana düşürmek için dürtmesi, vesvese vermesi; arkadaşlarıyla arasını bozacak şeyi kalbine atması, kötülüğe sevk ederek yönlendirmesi; söylediği bir sözle insanın içine işlemesi ve sokulması anlamında kullanılmaktadır.205

Zebîdi, nezğ kelimesinin incitmek, rahatsız etmek anlamını da içerdiğini söylemektedir.206 Bu anlama işaret eden Fahreddin Râzî’ye göre şeytan, insanı incitip rahatsızlık verebilmek için öfke ve kızgınlık hallerinde harekete geçmekte, 207

vesveseleriyle kışkırtarak insanların kalplerinde günah işleme isteği oluşturmaktadır. Reşid Rızâ ve Muhammed Abduh şeytanın insanı dürtmesini, çubukla dürter gibi insanı Allah’a isyana götürecek şeylere sürüklemek şeklinde izah etmektedir.208 Bu anlamda rahatsız edici bir hareket ile insanın günah olan şeylere sevk edilmesi söz konusudur. Âyette Hz. Peygamber (sas) şeytanın vesveselerine karşı uyarılmaktadır. Hz. Peygamber’in (sas) bu anlamda bir hitaba muhatap olması Kurtubî (ö.671/1273) tarafından şöyle açıklanmaktadır. Bir önceki âyette Cenâb-ı Allah, Hz. Peygamber’e (sas); tebliğ vazifesini yerine getirirken eğer cahil kimseler onu üzecek bir şey yapar ya da söylerse "Kolaylığı seç, iyi olanı emret ve cahillere aldırma"209 diye emir

buyurmuştur. Bunun üzerine, Hz, Peygamber’in (sas): "Nasıl olur Rabbim ya gazap (kızgınlık)" diye sorması üzerine; bu âyet nâzil olmuştur.210

Hz. Peygamber (sas), tebliğ vazifesini yerine getirirken insanlar arasında hiçbir ayırım gözetmiyordu. İnsanlar da kendi sosyal ve psikolojik özelliklerine göre onun davetini kabul veya reddediyorlardı. Bazı kimseler ise reddetmekle kalmayıp cahilce tavırlarıyla Peygamber Efendimizde rahatsızlık meydana getiriyordu. Âyet-i kerimede böyle bir durumla karşılaşsa dahi Hz. Peygamber’e (sas) sükûnetini koruyarak onların seviyesine

204 İbn Manzûr, XIV, s.108; Zebîdi, XXII, s. 580-581

205 Maraşlı, II, s.556.

206 Zebîdi, XXII, s.580.

207 Fahreddin Râzî, XV, s.99.

208 Reşid Rızâ ve Muhammed Abduh, XI, s.12.

209 A‘raf, 7/199.

210 Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr Kurtubî, el-Câmi' li-Ahkâmi'l-Kur'ân, thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî, Beyrut: Müessesetü’r-Risale, 2006, IX, s.423-424.

38

inmemesi emredilmektedir. Çünkü cahil kimsenin akılsızca hareketleri insanı kin ve öfkeye sevk eder. Eğer şeytan onların bu cahilâne tavırlarını kullanarak sana vesvese verirse; öfkene yenik düşmen için seni kışkırtmaya çalışırsa hemen Allah’a sığın. Bu durumda Allah’a sığınmak şeytanın kışkırtıcı fısıltılarını insandan uzaklaştırır, anlamındadır.211 Hz. Peygamber’in (sas) şahsında tüm müminlere şeytanın öfke halinde helâl olmayan bir şeyi yaptırmak için vesveseleriyle kışkırtmaya çalışması durumunda hemen Allah’a sığınması ve bu durumdan kurtulmayı sadece Allah'tan talep etmesi öğütlenmektedir.212

Kur’ân-ı Kerim’de başka âyetlerde de şeytanın kışkırtıcı vesveselerinden Allah’a sığınılması emredilir.

ُميِل ع لا ُعيِم سلا وُه ُه نِإ ِ للّاِب ذِع ت سا ف ٌغ ز ن ِنا ط ي شلا نِم ك ن غ زن ي ا مِإ و

‘‘Eğer şeytandan Sana bir fitleme gelirse, hemen Allah’a sığın. O, işitendir, bilendir.’’213

Âyet-i kerimede hitap, Hz. Peygamber’in (sas) şahsında tüm mü’minlere yöneliktir. Şeytan tarafından insana bir vesvese, kötülüğe kötülükle karşılık vermesi veya şeytanın kötülükle ilgili çağrısına uyması hususunda bir fısıltı gelirse hemen Allah’a sığınması emredilmektedir. Bu durumda yardımın yalnız Allah’tan beklenmesi ve şeytanın çağrılarına uymaktan sakınılması gerekmektedir.214 Çünkü Allah, şeytan vesveseleriyle musallat olduğunda insanın içine düştüğü sıkıntılı durumu en iyi bilen ve onun yardım çağrısını işiten olarak, insanı bu durumdan kurtarmaya da muktedirdir.215 Şeytandan gelen bir kışkırtma anında Allah’ı hatırlayan, O’na sığınan, vesvesenin kötü tesirinin kalbini doldurarak kendisini etkilemesinin önüne geçebilmektedir.

Şeytanın kışkırtması bazen insanların arasını bozacak şekilde gerçekleşmektedir.

اًنيِب ُّم اًهوُد ع ِنا س نِلإِل نا ك نا ط ي شلا نِإ مُه ن ي ب ُغ زن ي نا ط ي شلا نِإ ُن س ح أ يِه يِت لا اوُلوُق ي يِدا بِعِّل لُق و

211 Taberî, III, s.543; Zemahşerî, Keşşâf, II, s. 190; Fahreddin Râzî, XV, s.99-100.

212 Kurtubî, IX, s.423-424.

213 Fussilet,41/36.

214 Taberî, VI,467.

39

‘‘Kullarıma söyle (inanmayanlara karşı) sözün en güzelini söylesinler, çünkü şeytan (vesvese verip) aralarını bozar.’’216

Âyet-i kerimede geçen nezğ kelimesi, mecâzî olarak insanların arasını bozan söz anlamında kullanılmaktadır.217 Bu kelime şeytana izafe edildiğinde ise şeytanın, insanın kalbinde günahları güzel gösterecek teşviklerde bulunması, öfkede aşırılığa kaçmak gibi kötülükleri vesvese vermesi; insanların arasını, kin ve düşmanlık sokarak bozması demektir.218 Taberî nezğ kelimesinin insanların arasını fitne sokarak bozmak, onları birbirine düşürmek anlamı ifade ettiğini söylemiştir. Ona göre şeytan vesveselerini, din ve imandan uzaklaştırmak; günah ve isyanı teşvik etmek gibi işlevlerinin yanında toplum içinde huzuru kaçırmak amacıyla da kullanmaktadır. Özellikle insanlar birbirine kaba bir tarzda hitap edip, saygı ve nezaketi gözetmedikleri durumlarda onları kışkırtıp aralarını bozabilmektedir.219 Bu sebeple Cenâb-ı Allah kullarına birbirlerine hitap ve muamelelerinde yumuşak bir üslup kullanmalarını tavsiye etmektedir.

Şeytanın arabozuculuğu Kur’ân-ı Kerim’de kıssası zikredilen Hz. Yûsuf’un (as) hayatını da etkilemiştir. Âyet-i kerimede şeytanın arabozucu etkisi Hz. Yûsuf’un (as) dilinden ‘‘Şeytan, (vesvese vererek) benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra’’220 şeklinde ifade edilmiştir. Fahreddin Râzî ve Kurtubî, şeytanın ara bozmasını; verdiği vesveselerle kıskançlık duygularını harekete geçirerek kardeşlik ilişkilerini bozmak şeklinde izah etmektedir.221 Bu âyet, şeytanın fitleyip vesvese vermesi ve kışkırtmasıyla insanların en yakınlarıyla dahi arasını açabileceğine işaret etmektedir. Çünkü şeytan insanların zaaflarını bilmekte; başkalarına karşı hissettiği kıskançlık, haset gibi duyguları kullanarak onları kötü bir fiil işlemeye yönlendirebilmektedir. Kur’ân-ı Kerim’de şeytanın bu işlevine vurgu yapılarak Hz. Yûsuf (as) ve kardeşlerinin arasının açılması hadisesi şeytana izafe edilmektedir.222

216 İsrâ,17/53.

217 Halil b. Ahmed, III, s.1780; İbn Manzûr, XIV, s.108; Zebîdi, XXII, s.580.

218 İbn Manzûr, XIV, s.108; Seyyid Abdullah Hanefî, İblis fî’t- Tasavvuri’l- İslâmî beyne’l- Hakika ve’l-

Vehm (Eserin içinde Ahmed b. Hadi ile’l- Hakk Yahyâ b. Hüseyin Nasır Lidinillah’ın er-Red ala

mesaili’l- mücbire an vesveseti iblis vesairi’ş- şeyatin adlı eserinin Hanefî Seyyid Abdullah tarafından yapılmış tahkiki de bulunmaktadır), Kahire: Dârü’l-Âfâki’l-Arabîyye, 2001, s.27.

219 Taberî, III, s.543; V, s.39.

220 Yûsuf, 12/100.

221 Fahreddin, XVIII, s.215; Kurtubî, XI, s.460.

40