• Sonuç bulunamadı

6.1.

Adı ve Nüshaları

Eser, Edirne Selimiye Yazma Eserler Kütüphanesinde 22 Sel 2130 arşiv numarasında 1b-27a varakları arasında kayıtlıdır. Eserin ismi ve müellifi ve başlıkları

kırmızı yazılmıştır. Eser 26 varak, her varak 11 satırdır. Eser, ta’lik yazı türüyle yazılmıştır. Eser, toplamda 435 beyittir.

Eserin ikinci nüshası, Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi Laleli Bölümünde 1980-005 numarada 22b-30a yaprakları arasında 17 satır olarak kayıtlıdır.

Yapılan araştırma neticesinde eserin 30a varağından sonra 2 varağı boştur. Kalan

varak sayfa numarası olarak 39a’dan başlayıp 54b’ye kadardır. Bu varaklar arasında

da fıkıhla ilgili bilinmeyen bir manzûmenin olduğu görülmüştür. Yapılan tetkikler neticesinde manzûmenin Devletoğlu Yusuf’un “Manzûm Vikâye Tercümesi’nin namaz ve zekât ile ilgili bölümlerini ihtiva ettiği tespit edilmiştir. Bu eser, kaydedildiği gibi 17 satırdır. Ancak Şemsi Paşa’nın manzûmesi 17 satır değil 19 satırdır.

Eserde Selimiye nüshasında mevcut olan Şemsî Paşa’nın silsilesinin ve Kanuni Sultan Süleyman ile Yavuz Selim’e medh bölümlerinin arada eksik olduğu tespit edilmiştir. Sonu eksik olan bu nüshanın, Selimiye nüshasına göre bir Hadis-i Şerif bölümü daha fazladır. Eserin başlığı “Terceme-i Şurût-i Salât Merhûm Şemsî Paşa” olması hasebiyle eserin müstensih tarafından yazıldığı barizdir. Fakat eserin sonu eksik olduğu için müstensihinin kim olduğu tespit edilememiştir.

Eserin üçüncü nüshası Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesinde 42 Kon 3553/1 arşiv numarasında kayıtlıdır. 1b-20a yaprakları arasındaki eser 15 satırdır.

Eser, nesih yazıyla yazılmıştır. Söz başları ve cetveller kırmızı, vişne rengi tam meşin, şemseli zencirekli cilttir. Eser, “Vikâyetü’r-Rivâye’nin” manzûm tercümesidir. Şair, Vikâye’nin yedi bölümünü seçmiştir.

Līkī ṭutdum Viḳāye’den yaña yüz Ḫalḳa maḳbūl olan Hidāye’dürür Baña muḫtār olan Viḳāye’dürür Hic metin olmaya Viḳāye gibi

Nitekim şerḥ yoḳ Hidāye gibi (22 Sel 2130, 3b)

Şair, Sebeb-i Telif bölümünde Bidâye’yi okuduğunu, Hidâye’nin halka makbul ve çok iyi bir şerh kitabı olduğunu ancak Vikâye’nin çok sağlam bir metin olduğunu ve bu eseri manzûm olarak seçip yazdığını söylemektedir.

Ḳuṭb-ı Ekber İmām-ı Ġazzālī Ol yüce pāye menzili ʿālī Kimyā-yı Saʿādetinde dimiş

Çok maʿārif şekerlerini yimiş (22 Sel 2130, 23a)

Orucun anlatıldığı bölümde şair, Gazâlî’nin yüksek mertebede ve dönemin Kutb-ı Ekber’i olduğunu yine eseri olan Kimyâ-i Sa’âdeti’nin birçok marifet ehli tarafından okunup istifade edildiğini söylemektedir. Şemsî Paşa, manzûmesinin dokuz beyitinde, oruçla ilgili bazı konularda Gazâlî’nin görüşlerine başvurmuştur.

6.2.

Müellifi

Müellif, eserinde 16. yüzyılda yaşamış olduğu anlaşılan Şemsî Ahmed Paşa’dır. Eserin 4a ila 6a varakları arasında şairin silsilesini ve hayatını anlattığı 40

beyitlik bir kısım yer almaktadır. Şairin ismi Ahmed’dir: Adum Aḥmed’dürür benüm ammā

Şemsi47 Paşa daḫi dinürse n’ola (22 Sel 2130, 5a)

Soyu Halid bin Velid’e dayanmaktadır. Yine Bayezid-i Veli de ceddindendir:

Şemsi48 olsam n’ola cihānda ferīd

Cedd-i iʾlam Ḫālid bin Velīd (22 Sel 2130, 4a)

Ṣoñra Yaʾḳūbuñ oġlı oldı ʿAlī

Andan olmış idi Bāyezid-i Velī (22 Sel 2130, 4b)

Eserde, şairin silsilesi şu şekildedir: Halid bin Velid, Nureddin, Şemseddin, Yakub, Ali, Bayezid-i Veli, İsfendiyar, İbrahim, Kızıl Ahmed, Muhammed Mirza, Şemsî Ahmed Paşa. (22 Sel 2130, 4a-5a)

Annesi Osmanlı ailesindendir: Ḫālid’e çıḳdı silsileyle peder

Āl-i ʿOs̱mān’a müntesib māder (22 Sel 2130, 5a)

Şair, ceddinin Sultan Mehmed Han’dan beri Osmanlı Devleti’ne hizmet ettiğini söylemektedir. (22 Sel 2130, 5a) Yine kendisinin de Sultan Süleyman’dan

çokça himmet gördüğünü ve 2. Selim zamanında Osmanlı Devleti’ne hizmet ettiğini söylemektedir. Anadolu, Rumeli beylerbeyliği yapmış, Rumeli Beylerbeyi iken Zigetvar seferine komutanlık ederek Zigetvar’ı fethetmiştir. (22 Sel 2130, 5b-6a)

Erhan Afyoncu, İslam Ansiklopedisi’ndeki Şemsi Ahmed Paşa maddesinde,49 şairin Türkçe divanının, “Cevâhirü’l-kelimât” isimli Arapça-Türkçe ve

manzûm yazılmış “Tuhfe” isimli Farsça-Türkçe iki lügatının, 2398 beyitlik “Şehnâme-i Sultan Murâd” isimli bir eserinin olduğu bilgisini vermiştir. Erhan Afyoncu, Şemsî Ahmed Paşa’nın 1580’de vefat ettiğini bildirmektedir.

Bunların yanında Şemsî Ahmed Paşa’nın “Murgiye”50 ve “Gülşen-i Esrâr”51

isimli eserleri de tespit edilmiştir.

48 Şemsi→ “Şemsī” kelimesi “Şemsi” şeklinde okunarak vezin düzeltilmiştir.

49 Erhan Afyoncu, “Şemsi Ahmed Paşa”, TDV Yayınları, Ankara 2010, cilt 38, s. 529. 50 06 Hk 1239, www.yazmalar.gov.tr/eser/murgiye/71451, (24.07.2018).

6.3.

Yazılış Tarihi ve Sebebi

Eserin yazılış tarihi tam olarak belli değildir. Ancak Şemsî Paşa’nın, 2. Selim döneminde görev yaptığını eserinde belirtmesi hasebiyle, Vikâye’yi 16. yüzyılın sonlarına doğru nazmen tercüme ettiği söylenebilir.

Şair, nice yıllar şeriata hizmet ettiğini ve şeriata bağlı kaldığını, şeriat ehlinin sözlerine uyduğunu, bazen bedi, bazen beyân bazen halka kelam okuduğunu söylemektedir. Bidâye’den de çokça okuduğunu halka makbul olan her ne kadar Hidâye ise de kendisinin Vikâye’yi seçtiğini söylemektedir.

Vikâye’deki meseleleri Türkçe nazm etmesinin sebebi, her yaştan insanın kolayca okuyup anlaması içindir. Maksadının belagat olmadığını sadece okuyanlardan dua almak ve bu vesilesiye Allah’ın rahmetine vasıl olmak olduğunu söylemektedir:

Gāh oḳur idim Bidāye’den nice ḫaber Yeni ṭutdum Viḳāye’den yaña yüz Ḫalḳa maḳbūl olan Hidāye’dürür Baña muḫtār olan Viḳāye’dürür Hic metin olmaya Viḳāye gibi Nitekim şerḥ yoḳ Hidāye gibi Baġladum boynuma ḥamāyilini Türkī naẓm eyledüm mesāʾilini

Ḫalḳ arasında tā ola āsān Oḳuya anı cümle pīr ü civan Ṣanma maḳṣūd olan belāġatdür

6.4.

Şekil Özellikleri

Eser, mesnevi nazım şekli ve aruzun cedid bahrinin “Fe’ilâtün Mefâ’ilün Fe’ilün” kalıbıyla yazılmıştır. Eserde Yavuz Sultan Selim’in medh edildiği bölüm remel bahrinin “Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün” kalıbı ve kaside nazım şekliyle yazılmıştır. (22 Sel 2130, 7b-8a)

6.5.

Muhtevası

Şair, Allah’a hamd ve yalvarış, Hz. Peygamber’e övgü, dört halifeye övgü, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e övgü, Ehl-i Beyt’e salat ve selam, ashabına selam, dört mezhep imâmına dua ve sena ve son olarak da İmâm Muhammed ve İmâm Ebû Yusuf’a rahmet dilekleriyle eserine giriş yapmaktadır. Sonra eser, sebeb-i telif ve silsilesini anlattığı bölüm ile Kanuni Sultan Süleyman ve Yavuz Selim Selim’e medh ile devam eder. Daha sonra Hz. Peygamberin hadislerinden dört52 tanesini manzûm

olarak anlatır. Buraya kadarki kısım 9 varaktır. Buradan sonra Vikâye’nin taharet, namaz, zekât, hac, oruç, sayd ve zebh olan yedi bölümü manzûm olarak tercüme edilmiştir. Bu bölümler 9b-27a varakları arasındadır. 27a varakta eser, hatime kısmıyla

sona ermektedir.

6.6.

İlk ve Son Beyitler

Eserin ilk beyiti Besmele’nin faziletini ve tesirini anlatır. Sonrasında Allahu Te’ala’nın isminin bereketinden ve Allah’ın insanoğluna merhametinden bahseder:

Besmeleyle olur ʿināyet-i Ḥaḳ Ḥamd ile bulur suḫan revnaḳ Bir kişinüñ dilinde olsa İlāh Aña çoḳ dürlü luṭf ider Allāh İmdi ṣıdḳ ile diyelüm Allāh

Ḳalmaya ẕerre deñlü bizde günāh (22 Sel 2130, 1b)

52 Eserin Edirne Selimiye Yazma Eserler Kütüphanesi 22 Sel 2130 numaralı nüshasında üç

Müellif, medh ve Hadis-i Şeriflerin anlatıldığı bölümlerden sonra asıl konuya giriş yapar:

Farżını diñle evvel ābdestüñ Pāk ṣuyıla yu yüzün destüñ Münbit-i mūdan esfel-i ẕeḳan

Ta ḳulaḳdan ḳulaġa ıṣlana (22 Sel 2130, 9b)

Şair, eserin sonunda Allah’tan af dilemekte ve yazdığı eserin aybını fazilet sahibi kişilerin görmeyip kendisine dua etmelerini istemektedir:

Ḳuluñ işi ḫaṭā ʿaṭā şāhuñ Biz günāhkāra raḥmet Allāh’uñ ʿAybına nāẓır olmayub fuẓalā

İdeler ṣāḥibine ḫayr u duʿā (22 Sel 2130, 27a)