• Sonuç bulunamadı

A. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

5. Şapka Hakkında Genel Bilgiler

Şapka, her türlü doğa koşullarından korunmak ve ihtiyaçları karşılamak için başa giyilen bir giysi tamamlayıcısıdır (Ünsal 2, 1975:2).

5.1. Kadın Şapkalarının Tarihsel Gelişimi 5.1.1. İlk Çağ:

İlk şapka örneklerine eski Mısır ve Yunanlılar zamanında Teb şehrinde bulunan mezarlarda rastlanmıştır. MÖ 3200 yılında Mısırda yaşayanların başlarına bir çeşit bez (klaft) taktıkları bilinmektedir (şekil 1) (www.memostar.azbuz.com internet sayfası, mart 2009)

Şekil 1: Klaft

Daha yüksek tabakadan olanlar bu kumaşı üzeri kabuklarla örtülü metal bir taca tutturmuşlardır. Bazen kumaşı tutturdukları kısımda metal yerine yılan başı veya lotus çiçeği kullanmışlardır (şekil 2) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:5).

Şekil 2: Yılan başlı klaft

Kral ailesi tüylerden ve balık pullarından yapılmış daha süslü KLAFT’lar kullanmışlardır (şekil:3).

Şekil 3: Tüylerden ve balık pullarından yapılmış klaft

Dini kitaplardan edinilen bilgiye göre Yahudi kadınları, Yakup peygamber zamanında başlarına yaşmak örterlermiş (şekil:4) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:5).

Şekil 4: Yaşmak

Asurlu kadınlar koyundan elde edilmiş olan fötr şapkalar giymişlerdir. “FEZ” adı verilen bu şapkalar kenarsızdır ve arkaya doğru düşen altın kordonlarla süslenmiştir (şekil:5) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:6).

Şekil 5: Fez

Birçok tarihçinin söylediğine göre Eski Yunanistan’da kullanılan ilk şapkalar, saçı at kuyruk!u gibi tutan üstü işlemeli bir nevi tüldür (şekil:6).

Şekil 6: Üstü işlemeli tül

Daha sonraları İlah Hermes’in giydiği gibi “PETASUS” adı verilen geniş kenarlı, küçük tepeli ve tepenin üstünde bir düğme olan şapkayı kullanmışlardır (şekil:7) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:6). Eski Yunanistan’da ise bu şapkayı hep yoksulların giydiği söylenmektedir (memostar.azbuz.com).

Şekil 7: Petasus

Nihayet M.Ö. IV. ve II. asırlarda, “TANAGRAK” denilen ve zamanımızda Avrupa’daki birçok müzede bulunan pişirilmiş tuğla şekillerinde görülen “THEUTRUM” isimli şapkaları kullanmışlardır (şekil:8) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:6).

Şekil8: Theutrum

İranlı kadınlar deriden yapılmış küçük “TAMBUR” lar giyerler ve bu tambura tutturulan bir tülle yüzlerini örterlermiş(şekil:9) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:6).

Şekil 9: Tambur

Frikya’da serbest bırakılan esir kadınlar bir ucu eğik koni şeklinde bereler giymişlerdir (şekil:10). Fötrden yapılan bu bereler daha sonra Fransız İhtilali sıralarında hürriyet sembolü olarak kullanılmıştır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:7).

Şekil 10: Koni şeklinde bere

Roma İmparatorluğunun ilk zamanlarında kadınlar “PILEO” denilen ve Frikya kadınlarının giydikleri bereye benzeyen fakat o kadar yüksek olmayan bereler giymişlerdir (şekil:11). Daha sonra “CALIENDRUM” denilen yüksek tepeli hasır şapkalar kullanmışlardır (şekil:12) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:7).

Şekil 11: Pileo Şekil 12: Calıendrum

Hıristiyanlığın başlarında avamdan olan kadınlar başlarını küçük şal, büyük şal veya yaşmaklarla örtmüşlerdir. Aynı devirlerde Roma ve Bizans İmparatorluğunun

asil sınıfından olan kadınlar alın üzerinde bir banda veya taca tutturulmuş olan tülleri kullanmışlardır (şekil:13,14) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:8).

Şekil 13: Taca tutturulmuş Şekil 14: Bir banda tutturulmuş olan tüller olan tüller

5.1.2. Orta Çağ

Orta çağda şapka modasında büyük değişmeler olmuştur. Örgü saçların arkada topuz yapılması, tepesi düz bir takke olan ve çene altından keten kumaşla tutturulan “BARBETTE” modasını ortaya çıkarmıştır (şekil:15) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:10).

Şekil 15: Barbette

Bu moda, değişik memleket veya bölgelerde değişik şekiller göstermiştir. Aşağıdaki değişiklikler gibi: İtalyan şekil:16, Fransız şekil:17, İngiliz şekil:18, Alman şekil:19 (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:10-11).

Şekil 16: İtalyan barbette Şekil 17: Fransız barbette

Şekil 18: İngiliz barbette Şekil 19: Alman barbette

Zamanla bu şapkalar yüze daha yakın giyilen ilginç takkeler ve büyük kukleler haline gelmiştir. Bunların bazıları hala rahibeler tarafından kullanılmaktadır. Bu şapkaları giyebilmek için saçlar file ile tutturulurdu (şekil:20). Kulak üzerinde örgü saç kullanma modasının çıkması şapka modellerinin değişmesinde etkili olmuştur. Fransa’da Catherine de Valois 21 numaralı şekillerde görülen şapka modellerini, İngiltere’de Mary of Anjou 22 numaralı şekilde görülen şapka modelini ortaya çıkarmıştır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:11).

Şekil 20: Saçın file ile Şekil 21: Catherine de Valois modelleri tutturulması

Şekil 22: Mary of Anjou Modeli

Menşei Arap olan “HENNIN” (Hanina), 1385 yılında VI. Charles ile evlenen Elizabeth of Baviera tarafından Fransa da kullanılmaya başlanmıştır. Cezayirli Yahudi kadınların giydikleri “TANTURE”lerin tesirinde olan bu şapkalar üzerleri süslenmiş kolalı kumaşlardan yapılmış yüksek koni biçiminde olup üzerinde ince ve yuvarlak bir tül örtülüdür (şekil:23). ilk zamanlarda çok abartılı olduğundan herkes tarafından beğenilmiş fakat kilise buna karşı savaşmıştır. Bununla birlikte kısa zamanda herkes tarafından kullanılmaya başlanmıştır. 24 numaralı şekilde gösterildiği gibi ölçüsü, şekli değişmiş tülün ebatları genişlemiş ve tül ön kısmından kıymetli bir taşla tutturulmaya başlanmıştır. Henninin yüksekliğine göre bu şapkayı giyen kadının asaleti anlaşılırdı (şekil:25) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:11-12).

Şekil 23: İnce ve yuvarlak tül Şekil 24: Kıymetli taşa tutturulmuş hennin örtülü hennin

Şekil 25: Yüksek Hennin

1450 senesinde tül yerine kolalanmış keten örtülmüş ve bu keten koninin üzerine köşeli olarak katlanmıştır (şekil:26). Daha sonraları “HENIN” i etrafına kadife geçirilmiş beyaz takkeler üzerinde kullanmaya başlamışlardır. “HENIN” modası 3 asırdan fazla devamla yerini koruyan tek modadır. İngiltere’de dahi III. Richard zamanında Arap menşeine daha yakın ve daha küçük bir şekilde kullanılmıştır (şekil:27) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:12-13).

Şekil 26: Ketenin üzerine köşeli katlanmış Hennin

5.1.3. Yeni Çağ

XV. asırda İstanbul’un fethiyle orta çağ sona ermiş, modada şarkın tesiri uzun zaman devam etmiştir (şekil: 28). Türbanlar Almanya Felemenk’te hafif değişimler göstermiştir (şekil 29) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:15).

Şekil 28: Şarkın tesirindeki başlık

Şekil 29: Almanya Felemenk’te kullanılan türbanlar

Yine XV. asırda TUDOR KUKULETESİ olarak isimlendirilen siyah kukuletalar meydana çıkmıştır. İngiltere’de Elizabeth of York ve Margaret Tudor; İspanya’da Joan of Castile ve Catherine of Aragon; Savoy düşesi Margaret. XII. Luois’in karısı ve Britanya düşesi Anne bu yeni modada isimleri geçen kadınlardandır. Bu kukuletaların değişik şekilleri vardır. Örneğin; dalgalı olanı şekil 30, eğik olanı şekil 31, piramit şeklinde olanı şekil 32, yuvarlak olanı şekil 33, katlı ve iki katlı olanı şekil 34 de gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:15-16).

Şekil 30: Dalgalı Şekil 31: Eğik Tudor Şekil 32: Piramit şeklinde Tudor Kukuletası Kukuletası Tudor Kukuletası

Şekil 33 Şekil 34

Yuvarlak Tudor Kukuletası Katlı ve iki katlı Tudor Kukuletası Beyaz keten üretiminin artması, bilhassa Almanya ve Hollanda’da beyaz kukuletaların çok kullanılmasına sebep olmuştur (şekil 35).

Şekil 35: Beyaz kukuletalar

XVI. asırda orijinal modeller görülmüştür. İtalya’da çıkan “OSCILLANT CAPUCHE” un kuyruğu o kadar nispetsiz uzun olurdu ki bazen bu kuyruk boyuna bile sarılabilirdi (şekil 36) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:17).

Şekil 36: Oscıllant Capuche

Daha sonraları organtinden yapılan ve üzeri altın, gümüş ipliklerle ve kıymetli taşlarla süslenen bereler ortaya çıkmıştır (şekil 37). Bu modaya “A LA FERRONIERE” adı verilmiştir. Çünkü bu bere ilk defa I. Francis’in güzel dostu “LA BELLE FERRONİERE” tarafından kullanılmıştır. Bu bere alın üzerinden geçen ince bir zincir ve ufak iğnelerle başa tutturulmuştur (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:17).

Şekil 37: A La Ferronıere

İtalya’da XVI. asrın sonunda JULİET KEPİ denilen ve herkes tarafından giyilen üzeri işlemeli siyah kadife şapkalar kullanılmaya başlanmıştır (şekil 38) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:18).

Avrupa da tüylerin ortaya çıkmasıyla XVI. asırda yüksek tepeli dar kenarlı ve üzeri tüylerle süslü siyah fötr şapkalar (şekil 39) veya üzerinde ponponlar bulunan küçük siyah kepler (şekil 40) kullanılmıştır.

Şekil 39: Siyah fötr şapka Şekil 40: Küçük siyah kep Daha sonra MARY STUART KEPİ denilen kalp biçiminde ve kanarları dantelle

çevrili küçük kepler (şekil 41), ondan sonra da yine kalp biçiminde ancak kenarları yukarıya doğru kalkık ve incilerle süslü olan MEDİCİ KEPİ (şekil 42) kullanılmıştır. Bu dört moda (şekil 39-40-41-42). XVII. asrın ortalarına kadar devam etmiş ve bütün Avrupa’ya yayılmıştır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:18).

Şekil 41: Mary Stuart kepi Şekil 42: Medici kepi

Sonraları İspanya’da “MUSKETEER HAT” şövalye şapkası adını taşıyan geniş kenarlı ve üzeri deve kuşu tüyü ile süslü şapkalar moda olmuştur (şekil 43).

Cromwel zamanında mutaassıp Püriten mezhebi, sadece basit bir kordonla süslenmiş olan siyah fötr şapkanın kullanılmasına izin vermiştir(şekil 44).

Şekil 44: Basit bir kordonla süslenmiş olan siyah fötr şapka

XIV. Louis’in rejimi sırasında, yine XVII. asrın ortalarında peruk modası başlamıştır (1655). Bu perukların üzerine şapka giyilemediğinden kolalanmış dantellerden pili yapılarak saçlar süslenmiştir. İşte buda dantel ve kurdelelerden oluşan gösterişli şapkaların moda olmasına neden olmuştur (şekil 45) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:19).

Şekil 45: Dantel ve kurdelelerden oluşan gösterişli şapkalar

Bir süre için peruklar küçüldüğü zaman “Fontange Şapkaları” kolalanmış takkeler üzerine yerleştirilmiştir (şekil 46).

Şekil 46: Fontange şapkaları

XVIII. asrın başlarında XV. Louis’in zamanında peruk modası kalkmış ve onun yerine orijinal saça pudra konmaya başlanmıştır. Şapkalar şekil 47’de gösterildiği gibi yapma çiçek, yaşmak ve dantellerden yapılmıştır. Daha sonraları “Palisades” adı verilen boneler kullanılmıştır (şekil 48) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:19).

Şekil 47: Yapma çiçek ve dantellerden yapılmış şapka

Şekil 48: Palisades Boneleri

Bir zaman sonra saç şekilleri ve buna etki olarak şapka şekilleri değişmiş ve “DORMEUSES” (gecelik takkesi) adı verilen büyük boneler kullanılmaya başlanmıştır (şekil 49) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:20).

Şekil 49: Dormeuses (gecelik takkesi) adı verilen şapkalar

Sonra Fransa’da “THERESE” diye anılan tül, yumuşak ipek veya siyah taftadan yapılmış üzeri işlemeli kukuletalar kullanılmaya başlanmıştır (şekil 50). Bu kukuletalar öyle bir şekilde yapılmıştır ki araba tentesi gibi açılıp kapanması mümkün olmuştur (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:20).

Şekil 50: Therese

O zamanlarda, diğer bütün memleketlerdeki moda Fransa tarafından ortaya çıkarıldı. Bir İngiliz generalin ismini taşıyan “Cadogan” saç şekli başın taşıya bileceği en ağır saç şekli olup (şekil 51) üzerine sadece tüy, inci veya çiçekler konulmuştur (şekil 52). Saçlar o kadar abartılıydı ki tanınmış bir İngiliz karikatüristi yaptığı bir karikatürde Londra’nın zarif hanımlarından bazılarının “Cadogan” saç biçiminin ve üzerindeki süslerin dışarı çıkmasından dolayı üzeri kaldırılmış tahtırevanlarda gezdiklerini söylemiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:20-21).

Şekil 51: Cadogan saç şekli Şekil 52: Üzerine tüy, inci veya çiçekler olan Cadogan saçı

Fransız ihtilalinden önce saç biçimleri biraz basitleşmiş ve devekuşu tüyleriyle süslenmiş büyük siyah fötr şapkalar kullanılmıştır (şekil 53). Bu moda Malborough düşesini model olarak kullanan “Gaınsborough” un tabloları ile meşhur olmuştur. O zaman moda olan başka bir şapkada tepesi düz, yukarı doğru kalkık kenarlı ve çiçek veya kurdelelerle süslü hasır İtalyan şapkasıdır (şekil 54) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:21).

Şekil 53: Devekuşu tüyleriyle süslenmiş Şekil 54: Hasır İtalyan şapkası büyük siyah fötr şapka

5.1.4. Yakın Çağ

XVIII. asrın sonunda Fransa’da başlayan siyasi ve sosyal olaylar bir çok saraylardaki lükse son vermiş ve şapkalar çok basitleşmiştir. “Ala Charllotte Corday” veya “Corday kepi” olarak tanınan kepler Fransız İhtilalinde sembol olarak kullanılan Frikya berelerinden ilham alınarak yapılmıştır. Corday kepi yumuşak bir keptir. Kurdele ile büzülüp tutturulmuştur. Etrafındaki volanlar yüzü çevreler ve arkada daha uzundur (şekil 55).

Şekil 55: Corday Kepi

Bu basit kep modasından sonra yüksek ve sert tepeli çan şeklinde kenarları çene altından kurdelelerle bağlanan boneler moda olmuştur (şekil 56) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:24).

Şekil 56: Yüksek ve sert tepeli çan şeklinde kenarlı çene altından kurdelelerle bağlanan boneler

Napolyon zamanında moda olan Yunan başı ile taç biçiminde ve bir tarafından tül sarkan şapkalar kullanılmıştır (şekil 57) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:25).

Şekil 57: Yunan başı ile taç biçiminde ve bir tarafından tül sarkan şapka Daha sonraları da “Ala Titus” (Romalı) saçı ile üzeri bir sorguçla süslenmiş türbanlar moda olmuştur (şekil 68) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:25).

Şekil 58: Ala Titus

XIX. asrın ortalarında moda olan bukleli Viyana başları (şekil 59), büyük bonelerin kullanılmasını sağlamıştır (şekil 60) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:26).

Şekil 59: Bukleli Viyana başı Şekil 60: Bukleli Viyana başına giydirilen bone

Bundan sonra tül siyah kadife kurdele ve çiçeklerle süslenen bahar ve yaz mevsimleri için çok kullanışlı olan “Florentine hasır şapkaları” moda olmuştur (şekil 61). Sonbahar ve kış aylarında sol kenarı veya her iki kenarı yukarıya doğru kalkık deve kuşu tüyleriyle süslenmiş küçük fötr veya kadife şapkalar kullanılmıştır. Sağa doğru eğik giyilen ve “Eugene şapkası” olarak tanınan bu şapka III. Napolyon’un eşi Eugene de Montijo’nun adını taşımaktadır (şekil 62) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:26).

Şekil 61: Florentine hasır şapkaları Şekil 62:Eugene şapkası 1870 senesinde Fransız türbanı modası (şekil 63) ortaya çıkmıştır ve İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in büyük annesinin giydiği tipik bir şapkadır.

Şekil 63: Fransız türbanı

XIX. asrın sonlarında, elbisenin arka eteğine tel veya yastık koymak modayken kış ve sonbahar için siyah fötr veya kadifeden yapılmış silindir biçimde şapkalar (resim 64), yaz ve ilkbahar içinde hasırdan yapılmış ve tülle süslenmiş küçük kanotiye şapkalar (şekil 65) kullanılmıştır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:27).

Şekil 64: Sonbahar için kadifeden şapka Şekil 65: İlkbahar için hasırdan şapka XX. asrın başlarında müzik salonlarında görülen neşeli moda, kadın dünyasını ele geçirmiştir. Böylece Strauss ve Lehar’ın “Şen Dul Şapkası” kısa sürede Avrupa ve Amerika’da kullanılmaya başlanmıştır. Bu şapka hasırdan yapılmış, üzeri birden fazla çiçek, kuş, meyve ve kelebeklerle süslü büyük bir katoniyedir. Büyük iğneler ve tüller baş üzerine oturtulur. Bazen bu çok abartılı olan şapkaların çapı 60 cm den fazla olmuştur (şekil 66) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:27-28).

Şekil 66: Şen Dul Şapkası

I. Dünya savaşı sırasında (1914-1918) kadınların sivil ve askeri hizmetlerde çalışmaları istenmiştir. İşte o zaman moda tamamıyla değişmiş ve “Overseas Kepi” adı verilen ve genellikle hava yollarında çalışan hosteslerin giydikleri askeri kepler kullanılmaya başlanmıştır(şekil 67) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:28).

Şekil 67: Overseas Kepi

Modadaki zevksizlik I. Dünya savaşından hemen sonra görülmüştür. 1920 yılında saçların “A la garçonne” kesilmesiyle moda olan yandan püsküllü “İskoç kepleri” ve “Tam” şapkaları (şekil 68), abartılı kloş şapkalar (şekil 69) ve “Deep pot” (şekil 70) ismi verilen şapkalar giyilmiştir. Bu şapkalar yüze yakışmayan en zevksiz şapkalardır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:28).

1926 yılında Bedevi Türbanlarından stilize edilmiş şapkalar (şekil 71) ve 1938 de avcı şapkalarından stilize edilmiş şapkalar (şekil 72) moda olmuştur. Saçların kısa kesilmesi ile tepede giyilen ve “Fantezi kep” adı verilen küçük şapkalar (şekil 73) ve aynı zamanda Rus kepi veya büyük “fesler” (şekil 74) kullanılmıştır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:29).

Şekil 71: Bedevi Türbanı Şekil 72: Avcı şapkası

Şekil 73: Fantezi kepi Şekil 74: Rus kepi

Daha sonraları ise Yahudi fesi (şekil 75), bahriyeli şapkası (şekil 76), dağcı şapkası (şekil 77), kalpak biçiminde şapka (şekil 78), içeri doğru dönük küçük kenarlı şapka (şekil 79),

Şekil 78:Kalpak biçiminde şapka Şekil 79: İçeri doğru dönük küçük

kenarlı şapka Fantezi kep (şekil 80), mantar şapka (şekil 81), bebe şapka (şekil 82), profil şapka

(şekil 83),

Şekil 80: Fantezi kep Şekil 81: Mantar şapka

Şekil 82: Bebe şapka Şekil 83: Profil şapka 1940 yılında Hollanda kepinin stilize şekli (şekil 84), abartılı türbanlar (şekil 85) kullanılmıştır (Becker, 1982:24) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:29-30).

Şekil 84: Hollanda kepinin stilize şekli Şekil 85: Mübalağalı türbanlar

5.1.5. VII. ve XIX. Asır Türk Kadın Başlıkları

Anadolu’da gelişmiş yazmalı bürünçekler görülmüştür. Bu bürünçekler adından da anlaşılabileceği gibi bürünmek anlamına gelmektedir. Anadolulu kadınlar başlarına bu bürünçekleri çeşitli şekillerde bağlayarak kullanmışlardır (Ögel, 1991:237)

Şekil 86: Yazmalı Bürünçekler

Eski Türklerdeki ‘Kutuz’ geleneğinin Osmanlılarda devamı olarak hotoz giyilmiştir (Şekil 87) (Ögel, 1991:221). Şekil 88’de gösterilen baştaki hotoz XVIII. asır İstanbul kadınlarının giydiği serpuşlara benzediği gibi, son devirlerin Avrupa şapkalarına da benzer (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:34-35).

Börk tepesi sivri olmayan bir çeşit külahtır. Beyaz çuhadan ve keçeden yapılır. Büyüklük ve şekilleri bakımından çeşitlilik gösterirler. Yüksek olanlara ‘Sukarlaç Börk’ denir (Şekil 89). Bazı börkler ise önden ve arkadan kanatlı veya tüylü olurdu ve buna ‘kuturma’ denir (şekil 90) (Süslü, 1989:152).

Şekil 89: Sukarlaç Börk

Şekil 90: Kuturma

Bu başlığın yanlarında iki düğme ya da arkasından uçuşan tüyler görülür. Şekil 91’de görüldüğü gibi başlığın üzerinde kuşkanatları görülür ve sağ tarafından bir demet tüy sarkar (Şekil 91) (Süslü, 1989: 155).

Şekil 91: Börk

Fatih albümündeki Türkistan’ın X. asır kıyafetlerinden alınan resim şekil 92’de, Budizm’in son, İslamlığın ilk günlerinde olması tahmin edilen Fatih albümünden alınan resim şekil 93’de, Nakkaş şeyhinin bir başka resmi ise şekil 94’de gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:36).

Şekil 93: İslamiyet’in ilk günlerinde Şekil 94: Nakkaş şeyhinin

kullanılan başlık kullandığı başlık

VII. ve IX. asırda Anadolu Selçukluları zamanındaki bir kadın hotozu şekil 95 de, Selçuklu sultanlarından kadın başlarının tasviri şekil 96 da gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:37).

Şekil 95: VII. ve IX. asırda kadın hotozu

Şekil 96: Selçuklu sultanlarından kadın başlarının tasviri

Kubadabat çinileri arasında bulunan bu başlığın biçimi zamanımızda kullanılan naylon yağmurluklar kadar şeffaftır (şekil 97). Bir başka Selçuklu kadın başlıkları şekil 98 de gösterilmiştir.

Şekil 97: Şeffaf başlık

Şekil 98: Selçuklu kadın başlıkları

Şekil 99’ da Alaaddin Sarayı kadınlarının giydikleri başlık gösterilmiştir. Çinilerden alınan bu resimlerde XII. ve XIII. asır Türk Hotozları şekil 100’de gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:37).

Şekil 100: XII. ve XIII. asır Türk Hotozları

XVI. asır sanatkarı Nakkaş Osman’ın “Hünername” sinde Selçuklu devrini anlatan bir minyatürden alınan resim şekil 101’de, X. ve XIII. asır Türk kadın başları resimleri şekil 102’de gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:38).

Şekil 101: XVI. asır kadın başlıkları Şekil 102: X. ve XIII. asır Türk kadın başlıkları

Baş örtüsü ve göz siperi. Göz siperi peçe olarak da kullanılmaktadır (şekil 103).

Şekil 103: Baş örtüsü ve göz siperleri

Gelinlerin giydiği külah şekil 104’te, XV. asır kadın hotozu şekil 105’te gösterilmiştir. 1300 tarihinden beri erkek başlıklarına ‘Börk’, kadın başlıklarına da ‘Hotoz’, denilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:39).

Şekil 104: Gelinlerin giydiği külah Şekil 105: XV. asır kadın hotozu Hürrem Sultan’a ait hotoz şekil 106’da, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Raziye Sultan’ın giydiği başlık şekil 107’da gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:40-41).

Şekil 106: Hürrem Sultan’a ait hotoz Şekil 107: Raziye Sultan’ın giydiği başlık Kanuni Sultan Süleyman zamanında giyilen sokak kıyafeti şekil 108’de gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:41).

XVI. asırda Türk kadınlarının ev içinde kullandıkları tepelikler şekil 109 da gösterilmiştir.

Şekil 109: XVI. asırda Türk kadınlarının ev içinde kullandıkları tepelik

İlk yaşmak 1680’de Türk kadınları tarafından kullanılmıştır. Başa yüksek hotoz giyilip, üzeri ince ve şeffaf bir kumaşla örtülmektedir(şekil 110) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:42).

Şekil110: Hotozlu yaşmak

Bir ev kıyafetini tamamlayan baş şeklidir. Sırma işlemeli bir çeşit yemeni başa sarılmıştır (şekil 111).

Hamam kıyafetini tamamlayan bu başlık hamam ortamlarına verilen önemi göstermektedir. Baş sırmalı havlu ile süslenmiş ve bir mücevherle tutturulmuştur (şekil 112). IV Mehmet’in hasekisi Gülnüs sultanın bu başlığı bir İtalyan ressamının EVMİNE ismi ile adlandırdığı bir tablodan alınmıştır (şekil 113). Başındaki hotozun üstündeki mücevherler asrın sonlarına kadar modası geçmeyen bir baş tuvaleti tarzıdır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:42).

Şekil 112:Hamam kıyafetini tamamlayan başlık Şekil 113: IV Mehmet’in hasekisi Gülnüs sultanın başlığı XVII. asır kadın başlıkları şekil 114’de gösterilmiştir. Oldukça yüksek bir hotozun üzerine sarılmış bir tülbenttir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:43).

Şekil 114: XVII. asır kadın başlıkları

Sokak kıyafeti için hotoz şekil 115’te, XVIII. asır sazendesinin başını gösteren resim şekil 116 da, yine aynı asır rakkasesinin baş tuvaleti şekil 117’de gösterilmiştir (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:44).

Şekil 115: Sokak kıyafeti için hotoz Şekil 116: XVIII. asır sazendesinin başı

Şekil 117: XVIII. asır rakkasesinin baş tuvaleti

Bu başlık bir nevi kavuk şekline girmiş hotozdur. Halk tabakasından olan kadınların taşıdığı baş şeklidir (şekil 118) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:45).

Şekil 118: Kavuk şekline girmiş hotoz

Şekil 119’da görülen hotozlar Bahari’dendir. Renkli sarık yani çeşitli türbanlardır (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:45).

Şekil 119: Renkli sarıklar

Sultan Mecit’in 80 kişilik kadın bandosunun baş tuvaletidir. Saçlar kesiktir. Kırmızı fes mavi püskül ile süslenmiştir (şekil 120) (Becker, Sapmaz ve Polat, 1964:46).

Şekil 120:Sultan Mecit’in kadın bandosunun baş tuvaleti 1892 yaşmağının son seneleri(şekil 121).

Şekil 121: 1892 yaşmağının son seneleri

İlk çarşafı gösteren bu resimde (şekil 122), saç tepeye topuz yapılmış ve çarşafın başa örtülen kısmı ile örtülmüştür. Peçe gayet ince bir kumaştan olup yüzü örttüğü

Benzer Belgeler