• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: SAFHA-Ġ TÂRÎH KĠTABININ ĠNCELENMESĠ

2.4. Edebi ve Kültürel Konular Hakkında Ali Kemâl‟in DüĢünceleri

2.4.2. Ġdeal Edebiyatçı Tipinin Özellikleri

Ali Kemâl, Bir Safha-i Târîh'te, Türk edebiyatındaki kimi isimler hakkında değerlendirmelerde bulunmuĢtur. Genel olarak Ahmet Mithat Efendi'yi bir edebiyatçı olarak ele aldığı bölümde, edebiyatçılar arasında karĢılaĢtırmalar yapmıĢtır.

Ali Kemâl'in ideal bir edebiyatçıda aradığı birtakım özellikler bu metin üzerinden okunabilir. Bunlar; düzenli çalıĢma, eserlerdeki konu çeĢitliliği, edebî anlamda batıyı dikkatle inceleme ve ondan haberdar olma, dil konusunda hassasiyet, sosyal ve siyasi konularda fikir yürütebilme kabiliyeti, yeterli tarihsel donanıma sahip olmak ve modern zamanın değiĢen dünyasına ayak uydurmak olarak sıralanabilir.

54

ġemsettin Sami, karĢılaĢtırma yapılan isimlerden en fazla dikkat çekenidir. Ali Kemâl, ġemsettin Sami'yi Ahmet Mithat'tan düzen, yazılarındaki konu çeĢitliliği ve kabiliyet açılarından daha üstün gördüğünü ifade eder. (Ali Kemâl, 1913, s. 19) Bu düĢünce bölümün çeĢitli yerlerinde tekrar edilir:

"Zaten (Kâ‟inat), (Mufassal) muharriri o devirde yazı yazanların üslupça değil bolluk vüs'at-ı ma'lûmat i'tibâriyla en mümtâzı idi, arz ettiğimiz gibi ġ. Sami Bey bir tarafa bırakılırsa mefkûdü‟l-emsâl idi." (Ali Kemâl, 1913, s. 22)

Ali Kemâl, böylece Ahmet Mithat Efendi'yi ele aldığı konuların çeĢitliliği açısından takdirle anmıĢ, edebiyata ve bilime hizmet etmiĢ olduğunun altını çizerek ona hakkını teslim etmiĢtir. (Ali Kemâl, 1913, s. 22)

Ali Kemâl'in Ahmet Mithat Efendi üzerinden eleĢtirdiği bir diğer durum ise batı edebiyatına gereken ilginin gösterilmeyiĢidir. Ona göre Ahmet Mithat da yüzeysel olarak bazı eserleri tercüme etmiĢ ama bu kültürlerin en önemli Ģairlerini, yazarlarını okumamıĢtır. Ali Kemâl, bunu büyük bir eksiklik olarak değerlendirir. (Ali Kemâl, 1913, s. 26)

Bunun yanı sıra Ali Kemâl'in önemsediği bir diğer konu dilin doğru kullanımı konusunda gösterilmesi gereken hassasiyettir. Bu açıdan Muallim Nâcî ile Ahmet Mithat'ı karĢılaĢtırılan Ali Kemâl, Muallim Nâcî'nin batıya dair fazla bilgiye sahip olmadığını, ancak onun da Türkçeyi düzgün konuĢmak ve onun inceliklerini bilmek açısından çok daha baĢarılı olduğunun altını çizer. (Ali Kemâl, 1913, s. 21) Bu konuda Muallim Nâcî'nin Ziya PaĢa'dan, Namık Kemâl'den ve ġinasi'den üstün olduğuna değinir. (Ali Kemâl, 1913, s. 22) Ona göre Türk tarihindeki en büyük edebiyatçıların eserlerinde bile Farsça ve Arapça kelimelerin kullanıldığı yerlerde hatalara tesadüf edilebilir. (Ali Kemâl, 1913, s. 22) Hatta Ahmet Mithat Efendi de Arapça gramer hatalarına çokça rastlanan edebiyatçılardan biridir. (Ali Kemâl, 1913, s. 28) Ancak Ömer Hulusi Efendi gibi, Mesud Harabati gibi, Muallim Nâcî gibi edebiyatçıların eserlerinde ise bu gibi hatalara tesadüf edilmez. (Ali Kemâl, 1913, s. 22) Ali Kemâl'e göre Muallim Nâcî, dile hâkimiyet özelliğini kullanarak yeni tarzlarda Ģiirler de söylemiĢtir. (Ali Kemâl, 1913, s. 21)

55

Burada dikkate değer bir diğer husus da Ali Kemâl'in bu noktada edebî metin-bilgi veren metin ayrımı yapmıyor oluĢu, değerlendirmelerini tarih metni, edebiyat metni ya da ilahiyat metni ayrımı olmadan yapmasıdır:

"Târîhten, hikâyeden, ilâhiyâta kadar bütün o mü'ellefât, evet o mü'ellefât-ı sathıye nazar-ı im'âna alınsın, bu derece ibzâl-i mesâ'îye, o vüs'ate insan yine hayrân olmaktan zabt-ı nefs edemez." (Ali Kemâl, 1913, s. 23)

Ali Kemâl, Ahmet Mithat'ın bilgi yönünden zengin olduğunu düĢündüğü telif eserlerini de değerlendirmiĢ, yazarın yalnızca edebi tarafı hakkında yorum yapmamıĢtır. Bu yaklaĢım edebiyatın faydacı kullanımını benimsemiĢ olan Ali Kemâl'in edebiyat konusundaki tutumunun tutarlı olduğunu gösterir.

Ali Kemâl'in Ahmet Mithat Efendi üzerinden eleĢtirdiği bir diğer husus da siyasi ve sosyal açıdan zayıf olmaktır. O, Ahmet Mithat Efendi'nin özellikle siyasetle ilgili yazmıĢ olduğu eserlere bakarak onun siyaseten "bir hiç" olduğunu ifade ederek ağır eleĢtirilerde bulunur. Ahmet Mithat Efendi'nin siyasî konulardaki noksanlıklarını "her devrin adamı" olmuĢ olması ve bu sırada kendini ilmen geliĢtirememiĢ, dolayısıyla kafasında bu konuda hiçbir endiĢe yaratmamıĢ olması ile açıklar. (Ali Kemâl, 1913, s. 29)

Ali Kemâl, Muallim Nâcî ve Ahmet Mithat Efendi anlaĢmazlığının büyümesi üzerine Ahmet Mithat Efendi'nin Muallim Nâcî ve taraftarlarını Tercümân-ı Hakîkat'ten olaylı bir Ģekilde kovuĢuna değinmiĢ ve o olaydan sonra Ahmet Mithat Efendi'nin gitgide bir sönüĢ yaĢadığını ifade etmiĢtir. (Ali Kemâl, 1913, s. 24) Ali Kemâl'e göre devir ve onunla birlikte düĢünceler, yaklaĢımlar değiĢmektedir. Ona göre Ahmet Mithat Efendi'nin yavaĢ yavaĢ düĢüĢe geçmesi de bu değiĢimi yakalayamamıĢ, fikrî açıdan yerinde saymıĢ, edebiyatta, siyasette yetersiz kalmıĢ olmasının bir sonucudur. (Ali Kemâl, 1913, s. 25)

Ali Kemâl, tarih bilgisi konusunda Ahmet Mithat Efendi'yi eleĢtirirken aslında dönemin ileri gelen edebiyatçılarını da tenkit etmiĢtir. Dönemin büyük ediplerinin, tarih konusunda donanımını aĢan, geniĢ konular iĢleyen eserler verme giriĢimlerinde bulunan Ahmet Mithat Efendi'den çok daha geri olduğunu düĢünür. Hatta kimilerinin çok bilinen bazı tarihi kiĢileri dahi karıĢtırmak gibi hayati hatalar yaptığını, Ahmet Mithat Efendi'nin o kadar da kötü olmadığını ifade eder. (Ali Kemâl, 1913, s. 27) Bu açıdan

56

edebiyatçılar hakkında yorumlar yaparken onları yalnızca bireysel tarihleri içerisinde değil, dönemlerinin ileri gelenleri içerisinde bir yere koymaya çalıĢtığını da söylemek mümkündür.

Ali Kemâl, Ahmet Mithat Efendi'yi her ne kadar çeĢitli açılardan eleĢtirmiĢ olursa olsun, onun ilk dönem eserlerinin genç nesil için eğitici ve öğretici olduğunu teslim etmiĢ, değerlendirmelerini saygı çerçevesi içerisinde yapmıĢ ve ona Ģükranlarını sunmuĢtur. (Ali Kemâl, 1913, s. 30) Bu durumda Ali Kemâl'in edebiyatçının halkı aydınlatma, eğitme ve bilgilendirme misyonunu oldukça önemsediği sonucuna varılabilir.