• Sonuç bulunamadı

2. LASTĠK HAMURU VE VULKANĠZASYON

3.4. ĠĢleme Yağlarının Sağlık ve Çevre Etkileri

ĠĢleme yağlarının içerisinde bulunan poliaromatik hidrokarbonlar (PAH) insan sağlını ve çevreyi olumsuz yönde etkilemektedir. PAH ‟ların sudaki çözünürlükleri oldukça düĢük, yağ içerisindeki çözünürlükleri çok yüksektir. PAH‟lar suda yaĢayan mikro organizmaları zehirli özelliğinden dolayı zarar vermektedir. Ayrıca PAH‟lar ozon, azot oksit ve kükürt dioksitlerle tepkimeye girerek sırasıyla nitro-PAH, dinitro-PAH ve sulfonik asit gibi zararlı bileĢiklerin oluĢmasına neden olurlar.

PAH içeren aromatik yağların insanlar sağlığı üzerinde kısa ve uzun süreli etkileri vardır.Bu etkiler genellikle kimyasallara maruz kalma süresi ile orantılı olarak değiĢmektedir. ĠĢleme yağları canlı varlıklarda mutasyonlara, kansere ve sakat doğum oranlarının artmasına neden olabilmektedir [19,20].

Hayvanları üzerinde yapılan deneyler sonucunda PAH „ların deney hayvanlarında kansere neden olduğu bilinmektedir. Uluslararası Kanser AraĢtırma Ajansı (IARC) insanda kansere neden olabilecek PAH içerikli bileĢikleri ve karıĢımları sınıflandırmıĢtır. Bu sınıflandırma da kansere neden olan PAH‟lı bileĢikleri “Kategori 1”, kanser yapma riski taĢıyan PAH‟lı karıĢımları “Kategori 2A” olarak belirlemiĢtir. Yapılan araĢtırmalarda lastik piĢirme sahasında çalıĢan iĢçilerin yüksek oranda akciğer kanseri olduğu görülmüĢtür. Akciğer kanseri olasılığının iĢçilerin çalıĢma süresiyle doğru orantılı olarak arttığı tespit edilmiĢtir. Ayrıca, piĢirme sahalarındaki ortalama benzo[a]pyrene (BaP) deriĢimi 30mg/m3 düzeyinde olduğu ölçülmüĢtür

[21,25].

Ġsveç Ulusal Kimya Ajansı ve Almanya Federal Çevre Ajansı (Umweltbundesamt) tarafından hazırlanan raporda aĢınma sonucu lastiklerin sırt kısmından çevreye yayılan lastik parçalarının içerisinde bulunan PAH‟ların çevre kirlenmesine neden olduğu belirtilmiĢtir. Bu iki raporda ve Avrupa Birliği Lastik ve Kauçuk Üreticileri Birliği (ETRMA) yayınında bir lastik sırtında %28 iĢleme yağı içerdiği ve bu yağların içerisindeki PAH miktarları 17–357 mg/kg arasında değiĢtiği belirtilmiĢtir. Kauçuk parçacıklarının ayrılıp, kimyasal analizleri sonucunda BaP deriĢiminin 1-16 mg/kg arasında değiĢtiği görülmüĢtür. AĢınmadan dolayı bir otomobil lastiğinde 2 kg ‟a kadar, kamyon lastiğinde ise 12 kg ‟a kadar kayıp olmaktadır. AĢınan kısımların büyük bir çoğunluğu yol kenarlarında toprağa, topraktan çeĢitli yollarla suya kadar ulaĢmaktadır. Bu suların içindeki parçacıkların bir kısmı su arıtma tesislerinde tortu

42

olarak ayrılırken, diğer parçalar su yüzeylerinde, toprak üstünde ve çevrede kirlilik olarak kalmaktadır [21].

Lastik üretiminde çalıĢan iĢçiler üzerinde yapılan bir araĢtırmada, poliaromatik hidrokarbon (PAH) içerikli bileĢiklerin genler üzerinde risk oluĢturup oluĢturmadığı araĢtırılmıĢtır. Ġlk olarak deneye katılacak 116 iĢçinin DNA yapıları incelenmiĢ, DNA içerisinde bulunan periferik mononükleer kan hücreleri (PBMC) ve üretiyal hücrelerin (urothelial cells), poliaromatik hidrokarbonlardan ve diğer toksik bileĢiklerin bu hücrelerin nasıl etkilediği araĢtırılmıĢtır. Bir hafta boyunca hücrelerde meydana gelen 1-hidroksipren ve mutasyon seviyeleri ölçülmüĢtür. ĠĢçiler içerisinde toksik madde düzeyinin ve mutasyonun piĢirme, karıĢtırma ve kimyasal bileĢen hazırlama bölümlerinde en yüksek seviye olduğu görülmüĢtür. Bu alanlarda çalıĢan iĢçilerdeki etkilerinin yüksek çıkması dolayısıyla kanser olma riskinin artabileceği sonucuna varılmıĢtır [22,25,26].

Petrol bazlı yağlar ham petrolün çeĢitli damıtma iĢlemlerinden geçirilmesiyle üretilmektedir. Damıtma iĢlemlerinden artık kalan yağlarda birçok rafinasyon iĢlemlerinden geçmektedir. Baz yağlar, içerisinde istenmeyen ve zararlı poliaromatik bileĢikler içerdiğinden potansiyel kanserojen yağlardır. Modern baz yağların içerindeki poliaromatik bileĢikler miktarları çözücü ile ayırma, katalitik hidrojenleme ve hidrokraking yöntemleri kullanılarak azaltılmaktadır. Kötü rafine edilmiĢ baz yağlara maruz kalınması cilt kanserine neden olmaktadır. AMES testi, laboratuar fareleri üzerinde yapılan deneyler ile yağların kanserojen olup olmadığının anlaĢılmasını sağlar. Bu deneyin yapılıp yağın kanserojen olup olmadığı hakkında geri dönüĢ 78 hafta sonunda elde edilebilmektedir. Poliaromatik bileĢik miktarı rafinerilerde vakum iĢlemiyle azaltılabilmektedir. Rafinerilerde üretilen iĢleme yağlarının istenilen PAH miktarının istenilen aralıkta olup olmadığı ve kalitesini ölçülmesi gerekmektedir. IP 346 yöntemi kullanılarak iĢleme yağları içerisindeki kanserojen aktivite daha kısa sürede ölçülmesiyle deney fareleri kullanılarak yapılan AMES testine gerek kalmamıĢtır. IP 346 yöntemi yağlar içerisindeki potansiyel kanserojen maddeler dimetilsülfoksit çözeltisi kullanılarak ayrılmasıyla ölçülmektedir [23].

DeğiĢik PAH miktarı içeren 35 farklı iĢleme yağı IP 346 yöntemi ile ölçüldükten sonra fareler üzerindeki cilt kanseri oluĢturma geliĢimi ġekil 3.4 ‟te verilmiĢtir.

43

ġekil 3.4: ĠĢleme yağları içerindeki PAH miktarının fareler üzerinde cilt tümörü oluĢumuna etkisi [23]

ġekil 3.4 incelendiğinde IP 346 yöntemine göre poliaromatik bileĢik oranı % 3 „ün üzerine çıktığında fare cildi üzerindeki tümörler artmakta olduğu görülmüĢtür [23].

Volkswagen Ģirketinin yaptığı araĢtırma sonuçlarına göre, otomobillerin lastiklerinden aĢınma sonucu yayılan PAH‟ın sebep olduğu çevre kirliliği, egzoz dumanıyla yayılan PAH‟ın sebep olduğu çevre kirliliğin çok daha fazla olduğu anlaĢılmıĢtır. Dizel motorlu bir aracın egzozundan bir milde yaklaĢık 300μg PAH salınımı olmaktadır. Almanya‟da bir yıl içerinde dizel motorlu araçların yaklaĢık 530 milyon kilometre yol kat ettiği varsayıldığında, yıllık toplam PAH salınımı 14 tonu bulmaktadır. Egzoz dumanıyla salınan PAH miktarı Euro II tipi modern dizel yakıtları kullanılarak %95 oranında azaltılmıĢtır. Bu karĢılık otomobil lastiklerinde PAH oluĢumuna neden olan aromatik iĢleme yağları yerine daha modern MES ve TDAE gibi PAH oranı düĢürülmüĢ alternatif iĢleme yağları kullanılmaya baĢlanmıĢtır[24].

Avrupa Parlamentosunun ve Avrupa Kimyasal Ajansı kurulmasına yönelik olarak Kimyasalların tescil edilmesi, değerlendirilmesi, yetkilendirilmesi ve yasaklanması (REACH) ile ilgili 18 Aralık 2006 tarihli konseyin, 1907/2006 sayılı tüzüğünde; PAH ile ilgili bazı kısıtlamalar getirmiĢtir.

Tüzükte adı geçen PAH içerikli bileĢikler, 1. Benzo(a)piren (BaP) CAS No 50-32-8 2. Benzo(e)piren (BeP) CAS No 192-97-2

44 3. Benzo(a)antrasen (BaA) CAS No 56-55-3 4. Krisen (CHR) CAS No 218-01-9

5. Benzo(b)flöranten (BbFA) CAS No 205-99-2 6. Benzo(j)flöranten (BjFA) CAS No 205-82-3 7. Benzo(k)flöranten (BkFA) CAS No 207-08-9 8. Dibenzo(a, h)antrasen (DBAhA) CAS No 53-70-3

ĠĢleme yağlarının, 1 mg/kg‟dan daha fazla BaP, ya da tüm listelenen PAH‟lardan toplamda 10 mg/kg‟dan fazla içermesi durumunda piyasaya sürülemeyeceği ve lastik ya da lastik parçası üretiminde kullanılamayacağı belirtilmiĢtir.

ĠĢleme yağlarının içerdiği PAH miktarı IP346 yöntemine göre kütlece %3‟ün altında ise yukarıda belirtilen sınırları korunduğu kabul edilmektedir. Bu yüzden üretici ya da ithalatçı tarafından üründeki PAH miktarı içeriği listede belirtilen değerlerle ile tutarlığı her altı ayda bir ya da her büyük çalıĢmanın sonunda, hangisi daha önce geliyorsa, kontrol edileceği belirtilmiĢtir.

Bunun yanı sıra, lastik kaplama amaçlı olarak tasarlanan lastikler, eğer yukarıda belirtilen miktarları aĢan yağlardan içeriyorlarsa, 1 Ocak 2010 tarihinden sonra piyasaya sürülemeyeceği belirtilmektedir [3].

Benzer Belgeler