• Sonuç bulunamadı

Đman Bakımından Müşriklerin Çoğu

2. BÖLÜM: KUR’AN’DA ĐNSAN TOPLULUKLARININ ÇOĞUNLUĞUNUN

2.1. Đnkarcı Çoğunluğun Özellikleri

2.1.1. Đman Bakımından Müşriklerin Çoğu

2.1.1.1. Mekke Müşriklerinin, Birçok Ayet Olmasına Rağmen Đman Etmemeleri: “Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler”191.

Yukarıdaki ayet, Şuarâ suresinde çeşitli konularla ilgili sekiz yerde geçmektedir. Bu konular ve ayetin ifade ettiği mana kısaca şöyledir:

‘Yeryüzünde her güzel çiftin bitmesinde192, Hz. Musa ve beraberindekilerinin kurtarılıp Firavun ve adamlarının boğulmasında193, Hz. Đbrahim’in surede geçen sözünde194, Hz. Nuh ve beraberindekilerinin kurtarılıp geride kalanların boğulmasında195, Âd kavminin

190

Heyet, age., IV/265

191 Şuarâ, 26/8,67,103,121,139,158,174,190 192 Şuarâ, 26/8 193 Şuarâ, 26/67 194 Şuarâ, 26/103 195 Şuarâ, 26/121

Hz. Hûd’u yalanlayıp helak edilmesinde196, Hz. Salih’e mucize olarak verilen dişi devede197, Hz. Lut ve beraberindekilerinin kurtarılıp geride kalanların helak edilmesinde198, Eyke halkının Şuayb’ı (a.s.) yalanlayıp gölge gününün azabının kendilerini çarpıvermesinde199 ayetler vardır. Fakat Mekkeli müşriklerin çoğu inanmazlar200.

Şuarâ suresinde sekiz yerde geçen ‘Onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler’ ifadesinde imansızlık onların çoğuna nispet edilmiştir. Çünkü onlardan, o gün, iman etmiş olan az sayıda bir topluluk vardı. Veya daha sonra, iman edecek kimseler onlardan çıkacaktır201.

2.1.1.2. Müşriklerin Çoğunun, Allah’a Ortak Koşmadan Đnanmamaları:

“Göklerde ve yerde Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini gösteren nice deliller vardır ki, insanlar yanından geçip gittikleri halde yüzlerini çevirdiklerinden farkına varmazlar. Onların ekserisi, şirk koşmaksızın Allah’a iman etmezler”202. ‘Onların ekserisi, şirk koşmaksızın Allah’a iman etmezler’ ifadesinin manasıyla ilgili Râzî şunları söylemektedir: “Mekke müşrikleri Allah’ın varlığını kabul ediyorlardı. Bunun delili şu ayettir: ‘Yemin olsun ki eğer gökleri ve yeri kim yarattı diye sorarsan elbette ‘Allah’ derler’203. Ancak onlar kullukta Allah’a ortak koşuyorlardı.

Đbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre onlar, Allah’ı mahlukata benzeten kimselerdir. Yine Đbn Abbas’ın şöyle dediği de rivayet edilmiştir: Bu ayet, Arap müşriklerinin hac telbiyeleriyle alakalı olarak nazil olmuştur. Çünkü onlar ‘Allah’ım! Emrindeyiz. Senin ortağın yoktur. Ancak, senin kendisine sahip olup, kendisinin sana sahip olmadığı bir ortağın vardır’ şeklinde söylüyorlardı. Yine Đbn Abbas’tan rivayet edildiğine göre Mekkeliler şöyle derlerdi: ‘Allah, bir ve ortağı olmayan Rabbimizdir. Fakat melekler 196 Şuarâ, 26/139 197 Şuarâ, 26/158 198 Şuarâ, 26/174 199 Şuarâ, 26/190 200 Đbn Âşûr, age., XVIV/102,136,156,164,173,182,187 201 Đbn Âşûr, age., XVIV/102 202 Yusuf, 12/105-106 203 Ankebût, 29/61

onun kızlarıdır’. Böylece Allah’ı birlemez, bilakis şirk koşarlardı. Putperestler: ‘Rabbimiz bir olan Allah’tır. Fakat putlar onun katında bizim şefaatçilerimizdir’ ; Yahudiler: ‘Rabbimiz bir olan Allah’tır, Üzeyr de Allah’ın oğludur’ ; Hıristiyanlar: ‘Rabbimiz tek olan ve ortağı olmayan Allah’tır. Mesih de onun oğludur’ ; Güneş ve aya tapanlar: ‘Rabbimiz, bir olan Allah’tır, fakat ay ve güneş de bizim rabbimizdir’ derler. Muhacir ve Ensar ise ‘Rabbimiz bir olup şeriki olmayan Allah’tır’ derler”204.

Elmalılı ise ayeti şöyle izah eder: ‘Çoğu Allah’a iman etmez, ancak müşrik olarak ederler. Allah’ın varlığını büsbütün inkar etmeseler de açık veya gizli bir şirk karıştırmadan Allah’a da inanmazlar. Halis tevhid ile iman etmezler, Allah’tan başkasına ilah payesi verirler, kutsallıklar uydururlar veya dünya nimetlerine de taparcasına düşkünlük gösterirler’205.

Tabatabâî’ye göre ‘onların ekserisi’ ibaresindeki zamir, imanları itibariyle insanlara râcidir. Yani insanların çoğu, sen onlardan bir ücret istemesen ve semadaki ve yerdeki çok ayetler üzerinden geçip gitseler de inanmış değillerdir. Onlardan iman edenler azdır. Onların çoğu, Allah’a şirkle karışık bir şekilde iman ederler, manasına gelir206. Görüldüğü gibi Tabatabâî, ayetin öncesiyle de irtibatlandırarak ‘onların ekserisi’ ifadesini ‘insanların çoğu’ şeklinde anlamaktadır. Fakat Đbn Âşûr da diğer müfessirler gibi bu ifadeyle Araplardan şirk koşanların kastedildiği kanaatindedir207.

2.1.1.3. Müşriklerin Cinlere Tapması ve Çoğunun Onlara Đnanması:

“Gün gelecek, hepsini mahşerde toplayacak, sonra da melaikeye: ‘Şunlar size mi tapıyorlardı?’ diye soracaktır. Onlar: ‘Müşriklerin iddialarından Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar değil, sadece Sensin! Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı.’ diye cevap verirler”208. 204 Râzî, age., XVIII/224 205 Elmalılı, age., V/103 206

Tabatabâî, age., XI/275-276

207

Đbn Âşûr, age., XIII/63

208

Bir kıyamet sahnesinin sunulduğu bu ayetlerden müşriklerin, melek veya meleklerden bir grup sandıkları cinlere taptıkları anlaşılıyor.

Cinler, gözden gizli kalan ruhsal varlıklardır. Gözle görülmeyen melekler de bu genel tabir içine girer. Çünkü cinn, gözden gizli anlamına gelir. Melekler de, cinler de gözle görülmeyen ruhsal varlıklardır fakat melekler yüce ruhlardır. Onlarda kötü düşünce yoktur. Cinlerin kötüleri olan şeytanlar, insanın içine attıkları kötü düşüncelerle onu yoldan saptırmaya çalışırlar. Đşte müşriklerin Allah’a ortak yaptıkları cinler, kendilerine böyle kötü düşünceler atan habis ruhlardı, melek değillerdi. Fakat müşrikler onları melek sanarak onların telkinlerine kapılmış, onlara tapmışlardı. Melekler: ‘Onların çoğu cinlere inanıyorlardı’ diyorlar. Bu sözden, müşriklerin içinde az da olsa cinlere inanmayan bazı insanların da bulunduğu anlaşılıyor. Demek ki onların içinde cinlere değil, ya meleklere yahut sadece Allah’a inanan insanlar da vardı. Bunlar Hanîfler olabilir209.

‘Onların çoğu cinlere inanıyorlardı’ ifadesinde onların hepsi şeytana uydukları halde onların çoğunun cinlere inandıkları söyleniyor. Bundan dolayı bu ifade, onların bir kısmının, iman etmeyip onlara itaat etmediğine işaret eder gibidir. Râzî, bu ifadenin anlamının iki şekilde izah edilebileceğini söyler:

1. Melekler, onların tamamını kapsadığı iddiasından sakınmışlar. Çünkü onlar, kendilerinin görüp halleri hakkında bilgi sahibi oldukları kimselerin, cinlere ibadet ettiklerini ve onlara iman ettiklerini söylemişlerdir. Çünkü Allah’ın, meleklere, o kafirler içinde, onların hallerine muttali kılmadığı kimselerin olması ihtimal dahilindedir.

2. Đbadet, zahirî bir amel, iman ise batınî bir ameldir. Đşte melekler, onların amelleri hakkında bilgi sahibi olmadıkları için ‘bilakis onlar cinlere tapıyorlardı’ demişler; kalbin ameli söz konusu olduğunda kalplerinde olan şeylere muttali olduklarını iddia etmemek için ‘çoğu onlara inanıyorlardı’ demişlerdir. Çünkü kalbe ancak Yüce Allah muttali olabilir. Nitekim Allah Teâla ‘O kalplerde olanı bilir’210 buyurmuştur211.

209

Ateş, Süleyman, age., VII/260-261

210

Âl-i Đmrân, 3/119

211

2.1.2. Bilme Bakımından Müşriklerin Çoğu: Kur’an’da müşrik ve inkarcı