• Sonuç bulunamadı

Đkinci Balkan Savaşı

Bulgaristan’ın Birinci Balkan Savaşı sonunda en büyük payı alması özellikle Makedonya üzerindeki anlaşmazlıklar ve Ege Denizi’ne kadar genişlemesini Yunanistan’ın uygun görmeyişi Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle meydana gelen otorite boşluğu Yunanistan’ın çalışmaları sonucunda Sırbistan, Karadağ ve

524 Abdülmecid Nureddin, a.g.e., s. 52. 525 Oral Sander, a.g.e., s. 324.

144

Romanya Bulgaristan’a karşı birleşmiştir.527Balkan devletlerinin Makedonya anlaşmazlığı nedeniyle ikinci Balkan Savaşı ortaya çıktı. Sırp ve Yunan orduları Makedonya’yı işgal etti. Avusturya ise bağımsız bir Arnavutluk’un kurulmasını istiyordu; bu, Sırbistan’ın bazı topraklarının kaybı demekti. Yunanistan, Sırnistan Romanya ve Osmanlı Devleti ile Balkan Savaşı’nın sonucundaki paylaşımda en büyük payı alan Bulgaristan’a karşı bir cephe oluşturdu. Savaşın sonucunda Bulgaristan, güney Dobruca’yı Romanya’ya bıraktı; bağımsız bir Arnavutluk devleti kuruldu. Bununla Avusturya Macaristan imparatorluğu, Sırbistan’ın denize girişini engellemek istedi.528 Fakat Sırbistan Arnavutluğu işgal etmeye devam etti.

Osmanlı Devletinin iç çekişmeleri ve ordunun politikaya karışması yüzünden beklenmedik bir şekilde yenilerek Balkanlardan çekilmesi bölgede büyük bir boşluk meydana getirdi. Bu boşluğu Balkan ittifaknının üç temel üyesi olan Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan kendi çıkarları doğrultusunda doldurmak istediler. Daha doğrusu Osmanlı’dan kopardıkları topraklardan en büyük payı almak için kavgaya tutuştular. Yunanistan, Bulgarların işgal ettiği Batı Trakya’dan pay istiyor, Sırplar da Makedonya’da savaş öncesi öngörülen paydan daha fazlasını ele geçirdiği için bunu Bulgaristan’ın iade etmesini istiyordu. Oysa hatırlanacağı gibi ihtilaf halinde Rus Çarı’nın hakemliğine başvurulacaktı. Bulgar Başbakanı Guechoff da bu başvuruyu yapmak istedi ise de, Sırbistan’a haddini bildirmek isteyen Kral ve askerler karşı geldiğinden Londra Barışı’nın imza edildiği gün 30 Mayıs 1913’de istifa etmek zorunda kaldı.529Edirne şehri Mart 1913’te Bulgar ordusu tarafından ele geçirildi. Osmanlı ordusu ancak Çatalca’da tutunabildi. Londra’da 1913 Mayıs ayı sonunda barış antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Osmanlı hükümeti hem hemen tüm Avrupa topraklarından vazgeçiyordu.

Balkan ittifakı devletlerinin Makedonya’nın paylaşılmasındaki uyuşmazlıkları Yunanistan ile Sırbistan arasında bir ittifaka yol açtı ve 10 Ağustos 1913’te Bükreş Barış Antlaşması’yla sonuçlandırılan ikinci Balkan Savaşı 3 Temmuz’da başladı. Đkinci Balkan Savaşın’da Bulgaristan hemen her komşusunun saldırısına uğradı. Yunanistan

527

www.destegi.com/2-balkan-savasi-antlaşmalar-ve-sonuclari/html. (1 Haziran 2009).

528 Kezban Acar, a.g.e., s. 283.

145

ve Sırbistan Makedonya’nın en büyük kısmını kendi aralarında paylaştılar. Sırbistan Vardar Makedonya’sını Yunanistan Ege Makedonya’sını elde etti. Romanya Dobruca’nın güney kesimini aldı. Đttihatçı hükümet bu fırsattan yararlandı ve Osmanlı ordusu Enver Bey’in önderliğinde Edirne şehrini geri aldı. Bunun üzerine bu kent Bükreş Antlaşması’na göre Osmanlı devletine bırakıldı.530

Birinci Balkan Savaşı sonucunda tüm devletler toprak kazanmalarına karşın, toprak dağılımları hiçbirisini memnun etmemiştir. 1912 Aralığından 1913 Ocağına kadar geçen dönem, Balkan ligi üyeleri için hayal kırıklığı dönemidir. Hiçbirisi tam olarak hedeflerine ulaşamamıştır. Bulgaristan, Balkan yarımadasının ortasında bulunan devlettir, dolayısıyla coğrafya bakımından bu yarımadayı eğer bir devlet kendi egemenliği altında birleştirecekse bunun Bulgaristan olması Bulgarlara uygun ve hatta doğal görünmektedir. Ayastefanos Antlaşması Bulgaristan’a bu yolu göstermiş ve ona bu yolda kısa bir ilk adım attırmıştır. Bulgarlar bir türlü bunu unutamamaktadırlar ve biteviye bu amacı elde etmeye çalışmaktadırlar.531

Bu dönemde aynı zamanda Bulgaristan’ın izolasyonu söz konusudur. Bulgaristan; Yunanistan ve Sırbistan’la Makedonya konusunda anlaşmazlığa düşmüştür.532 Makedonya’nın büyük kısmının Bulgaristan’da kalmasına, Sırbistan ve Yunanistan itiraz etmiştir. Özellikle Bulgaristan ile Yunanistan arasındaki durum gergindir.533Birinci Balkan Savaşı’nda istediği toprakları alamadığına inanan Bulgaristan, 29 Haziran 1913’te Yunanistan ve Sırbistan’a saldırmıştır. Böylece II. Balkan Savaşı başlamıştır. 534

Đkinci Balkan Savaşına Romanya’da katılmıştır. Osmanlı devleti de fırsat bu fırsattır diyerek eski başkenti Edirne’yi ele geçirmiştir. Đkinci Balkan Savaşı Bulgaristan’ın yenilgisi ve Ağustos 1913 tarihli Bükreş Barışı ile bitti. Bükreş Antlaşması, Trotski’ye göre savaşın taçlandırılması idi, ama onun sonu değildi. Bununla daha sonra çıkacak olan savaşın zemini oluşturuldu. Çünkü tüm Makedonya’yı kendi

530 Mehmet Hacısalihoğlu, a.g.e. s. 416. 531

Yusuf Hikmet Bayur, Đkinci Balkan Savaşı, Cumhuriyet Yayınları, 1999, s. 119. 532 Richard C. Hall, a.g.e., s. 79.

533 Halil Akman, a.g.e., s. 90.

146

devlet toprağı sayan Bulgaristan, bu sonucu kabullenemedi. Sırbistan’a ve Yunanistan’a karşı Bulgar mücadelesi Makedonya’da yeniden başladı. Edirne’nin geri alınmasına rağmen Balkan Savaşları’nın en büyük mağlubu Osmanlı hükümetiydi. Bu savaşla

Đmparatorluğun önemli bir kesimi kaybedildi ve bu bölgenin Türk ve diğer Müslüman ahalisi Balkan devletlerinin ordularına terk edildi. Türk düşmanlığına dayanan tarih efsanelerinin etkisindeki bu ordular yüzyıllarca Türk boyundurluğu altındaki eziyetin intikamını aldılar. Müslüman halkın kaderi bu savaşta ölüm ve kaçış olarak

şekillendi.535Bu antlaşma ile Bulgaristan Dobruca’yı Romanya’ya, Kavala’yı Yunanistan’a veriyor, Makedonya’dan ufak bir toprak parçası alıyordu. Bu antlaşmayı izleyerek Osmanlı devleti de Bulgaristan ile Đstanbul, Yunanistan ile Atina, Sırbistan ile

Đstanbul barışlarını yapacak, Bulgaristan Edirne’yi geri verecektir.536

Bulgaristan, Balkan savaşları öncesinde nüfus bakımından en güçlüsü idi. Fakat savaştan sonra Sırbistan, Yunanistan, Romanya da önemli oranda büyümüştür. Bu devletler Bulgaristan’dan çok yer almışlardır. Savaştan sonra da tek tek yakalanmamak için bağdaşıklarını devam ettirmek, tetikte beklemek durumdaydılar. Bulgaristan ise kendisini çembere alan bu üç devletin baskısı altında yaşayacaktır. Diğer Balkan devletleri de rakip bloğa kaymaktaydı. Bloklar arasında da kırgınlıklar olmuş, Sırbistan’ın fazla büyümesine müdahale etmeyen Almanya’ya, Avusturya kırılmıştır.537Bulgar kuvvetleri Yunanistan, Romanya ve Sırbistan askerleri karşısında yenilgiye uğramıştır. Osmanlı Devleti de bu fırsatı değerlendirip, Mustafa Kemal’in kurmay başkanı olduğu Bolayır Kolordusu, Bulgaristan’a taaruz ederek 15 Temmuz 1913’te Keşan’ı, 17 Temmuz’da Enez ve Đpsala’yı, 18 Temmuz’da Uzunköprü’yü, 21 Temmuz günü de, Karaağaç ve Dimetoka’yı alarak Edirne’ye girmiştir. 29 Eylül 1913’te Đstanbul Antlaşması imzalanarak Edirne Osmanlı Devleti’ne geri verilmiştir. Dimetoka Osmanlılarda kalmak üzere Meriç nehri Türk-Bulgar sınırı olmuştur. Savaş esnasında Türkler’e karşı bir etnik temizlik uygulanmış, eğitim ve kültür politikalarıyla her biri bu insanları zorla asimile etme çabasına girişmiştir.538

535

Mehmet Hacısalihoğlu, a.g.e. s. 416. 536 Oral Sander, a.g.e., s. 325.

537 Halil Akman, a.g.e., s. 91

147

Makedonya üzerine bir kaybedilmiş vatan politikası bu dönemde göze çarpmıyor; çünkü artık Đttihatçıların ana sorununu Đmparatorluk’un geri kalan bölgelerinde varlığını korumaktı. Bu duruma rağmen ĐTC Makedonya Sorunu’na karşı tamamen kayıtsız kalmadı. ĐMDÖ merkez komitesi 1913 yılı Eylül ayında Đstanbul’a bir temsilci gönderdi ve ĐTC’ye Makedonya’nın özerkliği için müşterek eylem yapmaya yönelik bir işbirliği önerdi. ĐTC tarafının olumlu yanıtı üzerine müzakereler başladı. Türk ve Bulgar komitelerinin Makedonya’nın özerklik kazanması için işbirliği kazandırılmaları kararlaştırıldı. Bu protokol üç Bulgar temsilcisi ile Türk temsilcisi Bekir Bey ve Mehmed Ali tarafından imzalandı. Protokolde Đstanbul’da Makedonya komitelerinin bir yurtdışı temsilciliğinin kurulması ve bu temsilcilikte iki Türk’ün, iki Bulgarın ve bir Arnavutun bulunması gerektiği kararlaştırıldı. Bu delegasyon, Arnavut ve Ulah komitelerini işbirliğine kazandırmaya çalışacaktı. Bu birlik için Arnavut ve bir Ulah temsilcisi daha alınacaktı. Ayrıca ilgili komitelerin yurtdışı ve yurtiçi merkezleri ve faaliyet alanları belirlendi. Araç olarak değişik yasal ve yasadışı vasıtaların kullanılması kararlaştırıldı. Özerkliğin şekli milliyetler ilkesine ve orantılı temsilcilik sistemine göre belirlenecekti ve Makedonya’daki her din tam bir özgürlüğe sahip olacaktı. Bunun üzerine Makedonya’da silahlı ve propagandaya yönelik bir mücadelenin başlatılması için hazırlıklara başlandı. Đki tarafın Makedonya komiteleri tarafından 6 Kasım 1913’te onayladı bir Makedonya Özerklikçi Devrimci Komiteleri yurtdışı temsilciliği kuruldu.539