• Sonuç bulunamadı

B. Geçersizlik Yaptırımı

V. ĐDARĐ PARA CEZALARI

Rekabeti kısıtlayıcı faaliyetlerden arındırılmış bir piyasa düzeni oluşturulması hedefi her şeyden önce caydırıcı niteliği bulunan bir yaptırım sisteminin varlığını zaruri kılar. Bütünüyle yaptırım gücünden yoksun yahut caydırıcı niteliği bulunmayan bir sistem içerisinde rekabet ihlalleriyle başarılı bir şekilde mücadele edebilmek mümkün değildir587. Rekabet, hukuk sistemlerinin tümünde olduğu gibi, RKHK’da da, rekabet

yasalarına aykırı eylem ve işlemleri temel olarak idari yaptırımlara tabi kılmış ve bu yaptırımların etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere, geniş yetkilere sahip olan mali ve idari özerkliğe haiz Kurum’u münhasır olarak görevlendirmiştir588.

Piyasa ekonomisinin sürdürülebilirliği ve etkinliği, işleyebilir rekabet düzenine bağlıdır. Böyle bir ortamda, rekabet düzenini koruyan ve bu düzenin devamlılığını sağlayan rekabet otoritelerinin, tüketici tercihlerinin artmasına, kaynak dağılımında etkinliğin sağlanmasına ve toplumsal refahın çoklanmasına büyük katkıları bulunduğu kabul edilmektedir. Rekabet otoriteleri, firmaların rekabet kurallarına aykırı davranışlarını önlemek üzere farklı araçlara sahip olmakla birlikte, bunların en

586 SANLI, Haksız Fiil, s. 65.

587 TOPÇUOĞLU, s. 271. 588 SANLI, s. 385.

önemlilerinden biri para cezalarıdır. Uygulamada da, rekabet ihlallerine uygulanacak yaptırımlarla caydırıcılığın sağlanması, temel amaç olarak benimsenmektedir589.

RKHK’da öngörülen, idari yaptırımlar incelendiğinde, bunların iki farklı kategoriye ayrıldığı görülmektedir. Birbirleriyle eş zamanlı olarak tatbik edilmesi mümkün olan bu yaptırımlardan ilki, teşebbüslerin belli bir şekilde davranmalarını gerektiren kararlar, diğeri ise, idari nitelikli para cezalarıdır. Đlk kategori içerisindeki kararlar rekabetin yeniden tesis edilmesi ve ihlalden önceki durumun korunmasını sağlamak amacıyla, teşebbüslere belirli bir şekilde davranma yükümlülüğü yüklemektedir. Bu davranış yükümlülüğü, genellikle müspet olmakla birlikte, menfi yani kaçınma şeklinde de olabilir. Kanun, teşebbüslerin bu nevide bir karara aykırı davranması ya da kararın gereğini yerine getirmemesi halinde ise, kararın cebren icra edilmesine olanak sağlayan bir düzenlemeye yer vermemiş, buna karşılık teşebbüslerin bu kararlara uymalarını sağlamak üzere, Kurul’a “süreli para cezaları” tatbik etme olanağı tanımıştır (m. 17)590. Bu itibarla, RKHK’nu, yasak faaliyetler gerçekleştiren

teşebbüslere karşı “kapatma”, “faaliyetten men”, “fesih” gibi cezalar öngörmemiş, sadece “para cezası” ile yetinmiştir. Ayrıca, RKHK’da Kurul kararlarının yerine getirilmesine hizmet edecek adli ve inzibati tedbirlere de yer verilmemiştir591.

Kanun’da öngörülen bu idari para cezalarını, “konu” ve “nitelik” açısından iki farklı kategoride incelemek mümkündür. Konu açısından idari para cezaları, ihlal edilen kuralın mahiyetine göre, “usul” veya “esasa” ilişkin olarak ikiye ayrılabilir. Kanun sadece rekabet yasaklarının ihlalini değil, bildirimde bulunulmaması, yanlış ve yanıltıcı bildirim, bilgi isteme ve yerinde inceleme halinde eksik, yanlış ve yanıltıcı bilgi verilmesi gibi usul (düzen) kurallarına aykırı davranışları da idari para cezası yaptırımına tabi tutmuştur. Buna karşılık usuli nitelikteki para cezalarının koruduğu menfaatin niteliği dikkate alınarak, bu tür cezalar Kanun’da sabit ve nispeten düşük bir miktar olarak öngörülmüş ve bu hususta Kurul’a herhangi bir takdir hakkı tanınmamıştır. Ayrıca Kanun’un sistemi çerçevesinde, tüzel kişiliği haiz teşebbüsler açısından Kanun’da öngörülen usul yükümlülüklerinin yerine getirilmemiş olması, teşebbüslerin

589 AYGÜN, Esin, Rekabet Hukukunda Para Cezaları: Teori ve Uygulama, Rekabet Kurumu, Ankara

2008, s. 1-4.

590 SANLI, s. 385.

yanı sıra, bunların yönetim organlarında görev alan gerçek kişilerin de kişisel sorumluluğuna yol açmakta ve bunlara verilen cezanın %10’na kadar para cezası tatbik edilebilmektedir (RKHK.md.16/3). Bunun yanı sıra usuli para cezalarının zamanaşımı süresi, üç yıl olarak öngörülmüştür (RKHK.md.19.a)592.

Nitelik açısından ise, para cezalarını “süreli” ve “ani” olmak üzere ikiye ayırarak incelemek mümkündür. Ani para cezaları, esas amacı cezalandırma ve caydırma olan klasik anlamdaki idari cezalardır. Bunlar, belirli bir davranışın ortaya çıkması halinde uygulanır ve uygulanmakla sona erer. Kanun’da öngörülen idari para cezalarının büyük bir kısmı bu niteliği haizdir. Süreli para cezaları ise, Rekabet Kurulu’nun vermiş olduğu bir kararın, gerektiği gibi uygulanmasını sağlamak üzere, kararda belirtilen hususların yerine getirilmediği her gün için ayrı ayrı tatbik edilen para cezalarıdır. Kolaylıkla anlaşılabileceği üzere bu cezanın öngörülmesindeki asıl amaç, karara uymayan teşebbüslerin cezalandırılması değil, kararlara uyulmasının sağlanması, bir başka deyişle, kararın tazyik edilmesidir. Bunların dışında idari para cezalarının tümünde görülen ortak bir özellik, bu cezaların Kanun’a aykırı hareket eden tarafların her birine ayrı ayrı tatbik edilmesi, bir başka anlatımla, rekabete aykırı bir eylem veya işleme birden fazla teşebbüsün taraf olması halinde, bunların tümüne tek bir para cezası tatbik edilmemesi ve bu teşebbüslerin, Kurul’un takdiri çerçevesinde, birbirlerinden bağımsız olarak cezaya muhatap olmasıdır. Para cezaları Kanun’da Türk Lirası cinsinden belirtilmiş, bununla birlikte, Lira’nın zaman içinde değer kaybetmesi gerçeği karşısında, 765 s. Türk Ceza Kanun’a 1988 yılındaki değişiklikle eklenen ek 2.maddedeki usul çerçevesinde, bu para cezalarının, Kurul’un yayınlayacağı tebliğler vasıtasıyla uyarlanması esası getirilmiştir. Bu idari yaptırım kararlarının yargısal denetiminin Danıştay tarafından yerine getirileceği öngörülmüştür (RKHK.md.55). Rekabet yasaklarının çiğnenmesi halinde tatbik edilen esasa ilişkin para cezaları ise, muayyen bir miktar olarak belirtilmemiş ve bunun yerine, gayri safi geliri esas alan bir üst sınır ve usuli cezalardan daha yüksek bir alt sınır öngörülmüştür. Dolayısıyla Kurul, bu sınırları aşmamak koşuluyla idari para cezasını serbestçe takdir edecek; bununla birlikte, ihlale taraf olan teşebbüs veya teşebbüslerin kusuru, cezaya maruz kalan teşebbüslerin pazar içerisindeki ekonomik gücü ve rekabetin sınırlanmasından doğan

zararın ağırlığı gibi hususları dikkate alacaktır. Belirtmek gerekir ki, rekabete aykırı davranışlarda bulunan teşebbüslere verilecek cezada, kar değil, bir önceki mali yıldaki cironun esas alınabileceğini öngören bu sistem, oldukça ağır para cezalarının verilmesine yol açabilecektir. Esasa ilişkin para cezalarında zamanaşımı süresi ise, ihlalin gerçekleşmesinden itibaren beş yıl olarak öngörülmüştür593.