• Sonuç bulunamadı

Ýyiliðe Meyilli Varlýklar mýyýz?

Yaþamýn Yapraklarý

Çeviren ve Derleyen: Nelda Bayraktar

Çoðumuz hayatýmýzda bazý olumsuz þeylerin daha kötüye deðil de iyiye doðru gitmesini bekleriz. Ýnsanlarýn büyük bir yüzdesi, boþanmalarý, iþlerini kaybetmeleri, kendilerine kanser teþhisi konulmasý, çocuklarýnýn olaðanüstü derecede yetenekli ve yaþýtlarýnýn üstünde baþarýlý olmalarý konularýnda eksik tahminler yapmakta, kendilerine biçtikleri ömrün süresini ise genellikle fazla hesap etmektedirler. Örneðin "Sigara içmek öldürür" mesajý insan-larýn sigaradan dolayý kansere yakalanacaklarýna fazla ihtimal ver-mediklerinden dolayý yerine varma-makta, buna benzer þekilde boþanma oranýnýn % 50 olduðu istatistiklerle kanýtlandýðý halde hiç kimse ken-disinin boþanacaðýna ihtimal ver-memektedir.

O halde insan neden iþin hep parlak tarafýna bakmaya programlanmýþtýr? Beynimiz neden hep: "Merak etme, her þey güzel olacak" der?

Çaðýmýzýn önemli nörobilim-cilerinden birisi olan Tali Sharot: "Geleceðin geçmiþten ve þim-diden daha iyi ola-caðýna dair duyu-lan inanca, iyim-serliðe meyilli olmak denilir" diyor. Bu her ýrk, din ve sosyo-ekonomik baðlam

için geçerli bir durumdur. 2005 yýlýnda yapýlmýþ bir çalýþmaya göre okul çocuklarý ve 60 yaþýn üstündeki yetiþkinlerin bardaðýn dolu tarafýný gördüklerini ortaya çýkarmýþtýr. Benzer bir çalýþma ise beynimizin gelecek hakkýndaki güzel haberleri

süreçlendirmede oldukça baþarýlý olduðunu göstermiþtir.

Bunun tam tersine, gereðinden fazla pozitif varsayýmlar ise insanlarý sonu iyi bitmeyecek eylemlere sürükleye-bilir. Þöyle ki insan saðlýðýna daha az önem verebilir, yapmasý gereken kon-trolleri yaptýrmayabilir, güneþin zarar-larýný önemsemez, geleceði için yatýrým yapmaz veya kötü yatýrýmlar yapabilir. Ama iyimserliðe meyilli olmak bizi ayný zamanda korur ve bize ilham verir. Þöyle ki bize hayatta yürüme azmi verir, iyimserlik olmadan ata-larýmýz asla kabilelerinin dýþýna çýka-mazlardý ve bizler belki de bugün hâlâ maðaralarda yaþýyor olabilirdik.

35 Ýlerleyebilmek için alternatif

reali-telere (yani daha iyilerine ve onlara kavuþacaðýmýza dair inanç) ihtiyacýmýz vardýr. Bu tarz bir inanç bizi hedefleri-mize yaklaþtýrýr. Ýyimserler genellikle daha uzun saatler boyunca çalýþýrlar ve daha fazla para kazanýrlar. Duke Üniversitesindeki ekonomistler, iyim-serlerin daha fazla para biriktirebildik-lerini bulmuþlardýr. Bu kiþilerin diðer-lerine nazaran eþlerinden daha az boþandýklarý halde, boþansalar bile yeniden evlendikleri ortaya çýkmýþtýr.

Daha iyi bir gelecek bir yanýlsama olsa bile, iyimserliðin, içinde yaþanýlan mevcut zamanda (þimdide) bazý açýk faydalarý vardýr. Ümit etmek zihinleri rahatlatýr, stresi azaltýr ve fiziksel saðlýðý geliþtirir. Ümit etmek, insanlarý zehirli duygulardan uzak tutar.

Hoþumuza gitmeyen ve bize elem veren olaylarýn üstesinden gelebilmek için, gözlerimizi uzaktaki parlak yýldýza yani "ümit"e dikeriz. Kalp hastalarý üzerinde araþtýrma yapan uzmanlar iyimserlerin daha fazla vitamin aldýk-larýný, düþük yað içeren gýdalarý daha fazla tükettiklerini ve egzersiz yaptýk-larýný ve böylece de kalp rahatsýzlýðý geçirme riskini azalttýklarýný bul-muþlardýr. Keza kanser hastalarýyla yapýlan bir araþtýrmada ise 60 yaþýn altýndaki kötümser hastalarýn ayný saðlýk durumunda, statüde ve yaþtaki iyimser hastalardan 8 ay önce öldükleri tespit edilmiþtir.

Bu konuda yapýlmýþ pek çok sayýdaki bilimsel çalýþma iyimserliðin, aslýnda

insan beyninde programlanmýþ olabile-ceðini iþaret ediyor. Ýyimserlik bilimi, insan bilincinde yeni pencereler açýyor ve birikmiþ pek çok kanýttan yola çýkarak beyinlerimizin yalnýzca geçmiþle damgalanmadýðýný söylüyor. Beyinlerimiz gelecek düþüncesiyle sürekli olarak þekilleniyor.

Tali Sharot, iyimserlikle ilgili çalýþ-masýnýn insan doðasýnýn olumlu yanýna duyduðu derin ilgiden baþladýðýný söylüyor. Þöyle ki New York þehrinde yaþadýðý 11 Eylül faciasýndan sonra insanlarýn terörist saldýrýlarla ilgili hafýzalarýndaki bilgileri ve anýlarýný araþtýrmaya baþlamýþ. Ýnsanlar þaþýla-cak biçimde adeta birer video gibi yaþananlarý kaydetmiþler ancak bunlar sýkça hatalarla doluymuþ. Ülke çapýnda yapýlan bir araþtýrma, saldýrýlardan 11 ay sonra bireylerin yaþadýklarýyla ilgili anýlarýnýn ilk günkü anýlarýyla % 63 oranýnda örtüþtüðünü ortaya koymuþ. Bu kiþiler ayrýca olayýn ayrýntýlarýný hatýrlamada da baþarýsýzlýklar göster-miþler. Örneðin uçak þirketlerinin isim-leri v.s gibi. Hafýzalarýndaki bu boþluk-lar nereden geliyordu o halde?

Hafýzayla ilgili çalýþmalar yapan bilim adamlarý buna ilginç bir cevap sundular: Geçmiþle ilgili anýlarýn hatýr-lanmasýndan sorumlu olan sinir sistemi yalnýzca anýlardan sorumlu tutulacak biçimde geliþim göstermemiþ, ayný zamanda geleceði hayal edebilmemiz ve bizi yaþayacaðýmýz ve gelecek olan olaylara hazýrlayabilmek için de tasarýmlanmýþ olabilir. "Sistem

geçmiþteki olaylarý mükemmel biçimde yeniden oynatmak için tasarlanmamýþ" diye iddia ediyorlar bilim adamlarý. Bunun yerine zihinlerimizin gelecekle ilgili esnek senaryolar kurgulamaya yönelik tasarýmlandýðýný, sonuç olarak hafýzalarýmýz yeniden yapýlanma sürecine sahip olduðundan, ayrýntýlarýn bazýlarýnýn silinerek yerine diðerlerinin konulduðunu söylüyorlar.

Tali Sharot, bunu teste tabi tutmak için geleceði hayal etmelerini istediði gönüllülerin beyin aktivitelerini kayýt etmeye karar vermiþ. Bu olaylar elbet ki 11 Eylül faciasýyla ilgili deðil de, onlarýn günlük hayatlarýyla ilgili imiþ. Sharot bu sonuçlarý ayný kiþilerin geçmiþ olaylarý hatýrladýklarýnda beyin-lerinde oluþan modellerle kýyaslamak istemiþ. Ýþte burada en sýradan olaylar bile daha iyiye doðru inanýlmaz bir de-ðiþim göstermiþ. Bu kiþilerden birisinin gelecekte yaptýracaðý bir saç kesimiyle ilgili hayali size fazla parlak gelmeye-bilir ancak Sharot'un testine katýlan bu kiþi hayalini þöyle anlatmýþ: "Saçlarýmý Locks of Love (genç kanser hastalarý için peruk tasarlayan bir yardým kuru-luþu) için kestiriyordum. Saçlarýmý bu boya getirmek yýllarýmý almýþtý. Arkadaþlarýmýn hepsi beni kutlamak için oradaydýlar. Brooklyn'deki en sevdiðim kuaföre gitmiþ ve sonra da en sevdiðim restoranda yemek yemiþtim."

Sharot daha sonra bir baþka gönüllü-den bir uçaða bindiðini hayal etmesini söylemiþ. Bu kiþi þunlarý söylemiþ: "Uçaðýn kalkýþýný hayal ettim. Zira

uçak yolculuðunda en sevdiðim an budur. Arada 8 sekiz saatlik þekerleme yaptýktan sonra Krakow'a inerken bizi emniyetle yere indirdiði için pilotu alkýþladým." Bu gönüllü uçaðýn tehir yapmasýndan, uçaðýn içinde baðýrýp çaðýran çocuklardan hiç bahsetmemiþ.

Katýlýmcýlarýn kendi hayatlarýyla ilgili bu denli pozitif olmalarý beyinlerimizin belki de bu þekilde yaratýlmýþ olduðunu gösteriyor olamaz mý? Ýnsanoðlunun iyimserliðe meyili beyinlerimizin mimari tasarýmýnýn bir sonucu mu?

Ýyimserlik kiþinin kendisini gelecekte hayal etmesiyle baþlar. Çünkü zihinsel zaman yolculuðu insanýn en iyi yaptýðý iþlerden birisidir. Bu insanýn zihninde zamaný ve uzamý hem ileri hem de geri sarabilme yeteneðine sahip olmasýndan ileri gelir. Farklý bir zaman dilimini ve mekâný imgeleyebilmek aslýnda hayatta kalabilmemiz için de çok önemlidir.

Düþünsel zaman seyahati ileriyi plan-layabilmemizi, kýtlýk zamanlarý için gýda ve kaynaklarý tasarruf edebilme-mizi ve gelecekte kazanacaðýmýz ödüller uðruna sýký biçimde çalýþmaya katlanabilmemizi saðlar. Ayrýca þimdiki davranýþlarýmýzýn gelecekteki nesilleri nasýl etkileyebileceði hakkýnda

öngörüde bulunmamýza izin verir. Eðer dünyanýn bundan sonraki yüz yýlýný kafamýzda resimleme kabiliyetine sahip olmasak, küresel ýsýnma bizi bu denli rahatsýz eder mi? Daha saðlýklý yaþa-maya teþebbüs edebilir miyiz? Çocuk sahibi olabilir miyiz?

37 Zihinsel zaman yolculuðunun bize

hayatta kalabilme avantajlarý saðla-masýna raðmen, bilinçli bir öngörünün inanýlmaz bir bedeli de vardýr:

Geleceðin bir yerinde ölüm bizi bekle-mektedir. San Diego'daki Kaliforniya Üniversitesi Biyoloji Bölümü

hocalarýndan Ajit Varki bu konuda þun-larý söylüyor: "Ýnsan gelecekle ilgili tek farkýndalýðý ölümüyle ilgili olsaydý, bu onu hayatta kalmasý için yapmasý gerekenlerden uzak tutar, evriminin sonunu getirirdi. Ýþte evrim süreci içersinde bilinçli bir zihinsel zaman yolculuðu ancak ve ancak rasyonel olmayan bir iyimserlikle birleþtiði zaman faydalý olabilir. Ölümle ilgili bilinci insanýn ayný zamanda parlak bir geleceði sürekli olarak resmetme kabiliyetiyle baþa baþ gider. Çünkü insan böyle yaratýlmýþtýr."

Ýnsanýn geleceði resmetme kapasitesi hafýza için kritik bir öneme sahip olan hipokampus'a baðlýdýr. Hipokampus'larý zarar görmüþ kiþiler geçmiþle ilgili anýlarý toparlayamazlar ve gelecekle ilgili ayrýntýlý imajlar yaratamazlar. Bu kiþiler adeta zamana çakýlýp kalmýþ gibidirler. Diðerleri ise zaman içinde ileri veya geriye doðru zihin-sel yolculuklar yapabilirler.

Örneðin eþleriyle dün yaptýklarý bir konuþmayý düþünmelerinin ardýn-dan yarýn geceki yemekle ilgili planlar yapabilirler.

Ancak beynimiz bu yolculuðu tesadüfi biçimde yapmaz. Bunun için spesifik tipteki düþüncelerle

meþgûl olur. Örneðin çocuklarýmýzýn hayatta nasýl baþarýlý olacaklarýný, ne gibi iþler yapacaklarýný, bizim onlara nasýl yardým edebileceðimizi, tepenin üstündeki evi hangi parayla nasýl ala-bileceðimizi ve mükemmel bir

sevgiliyi nasýl bulabileceðimizi dikkate alarak düþünürüz. Veya takýmýmýzýn önemli bir maçý nasýl kazanabileceðini düþünürüz. Ayrýca sevdiðimiz insanlarý kaybettiðimizde, iþimizde baþarýsýz olduðumuzda veya bir uçak kazasýnda öldüðümüzde neler olabileceðini düþünürüz. Ancak yapýlan araþtýrmalar çoðumuzun aslýnda (tersi sanýlsa bile) daha fazla olumlu hayaller üzerinde düþündüðünü doðrulamýþtýr.

Tali Sharot'un bir baþka nörobilimci olan Elizabeth Phelps ile birlikte yürüt-tüðü bir çalýþma gelecekle ilgili

düþüncelerimizi olumlu bir imgeye yönelttiðimizde beynimizin ön tarafýn-daki korteksin diðer bölgelerle de irti-bata geçtiðini ortaya koymuþ. Frontal korteks yani alnýmýzýn arkasýndaki bölüm, insan beyninin en yeni evrim-leþmiþ bölgesidir. Ýnsanlarda bu bölge

hayvanlarýnkine nazaran daha büyük-tür. Burasý ayný zamanda dil ve amaç (hedef ) belirleme için elzem olan bir bölümdür. Sharot ve Phelps gönüllü kiþilerin gelecekle ilgili olumlu ve daha sonra olumsuz imgelemeler yaparken, MR cihazýyla beyinlerinde neler olup bittiðini incelemiþler. Kiþilerden arzu ettikleri ve peþinden koþtuklarý bir þeyi hayal etmeleri istenmiþ (sevgiliyle büyük bir buluþma veya büyük miktar-da bir paraya kavuþma gibi), miktar-daha sonra da arzu etmedikleri bir durumu (cüzdanlarýný kaybetme, romantik bir iliþkinin sona ermesi gibi)

imgelemeleri istenmiþ. Gönüllüler arzu ettikleri ve peþinden koþtuklarý bir olayý imgelediklerinde önlerine daha zengin ve daha canlý görüntülerin geldiðini, tam tersine arzu etmedikleri bir olayý imgelediklerinde ise bunun tam tersini yaþadýklarýný söylemiþler.

Bunlar beynimizde duygularý

süreçlendiren merkezle, duygu ve moti-vasyonu modüle eden frontal korteks arasýndaki iliþkiyi ortaya koymuþtur. Þöyle ki frontal korteks bir trafik kon-trol memuru gibi davranarak olumlu duygularýn ve bunlarla alâkalý bilgilerin akýþýný saðlar. Kiþi ne kadar iyimser ise (olumlu olaylarý imgelerken, negatif olanlarýna nazaran), bu bölgeler arasýn-da kuvvetli baðlar oluþmaktadýr.

Bulgular bu önemli bölgelerin depresyonlu kiþilerde farklý aktiviteler gösterdiðini de ortaya koymuþtur. Ciddi derecede depresyon geçiren kiþiler kötümserliðe meyilli olmakta ve

gele-cekle ilgili aslýnda gerçekleþenden daha da kötü hayaller kurmaktadýrlar. Hafif derecede depresyon geçiren kiþiler ise geleceði tahmin etmede göreceli biçimde isabetli olmaktadýrlar. Bunlar dünyayý olduðu gibi görmektedirler. Diðer bir deyiþle, gerçekçi olmayan iyimserlik üreten sinir sistemi mekaniz-malarýnýn yokluðunda tüm insanlarýn aslýnda hafifçe depresif olmalarý mümkündür. Ýyimserlik realiteyi

deðiþtirebilir mi? Kötümser beklentiler-le ilgili sorun, klinik depresyon

geçirenlerinki gibi, geleceði deðiþtirme gücüne sahip olmalarýdýr. Olumsuz beklentiler geleceði olumsuz biçimde deðiþtirebilirler. Peki beklentiler realiteyi nasýl deðiþtirir?

Bu sorunun cevabýný gelecek ayki yazýmýzda ele alacaðýz.

Faydalanýlan Kaynaklar:

- Observer New Review, December 2011, The Observer-2012

- Brain Rejects Negative Thoughts, James Gallagher, Health Reporter, BBC News

- Why Adjusting our expectations to reality is so difficult, Andrea Anderson, April 10, 2012.

- How We Opt Out of Overoptimism: Our Habit of Ignoring What is Real Is a Double-Edged Sword-Michael Shermer, March 2012.

- Hope and the Optimism Bias, Science, June, 2011.

- www.guardian.co.uk

-esciencesnews.com/dictionary/ Optimism.Bias

- www.bbc.co.uk/news/health

- Osho, The Golden Future, Ch 36, Q I www.oshonews.com

39

eniden selamlar sevgili varlýklar. Ben Manyetik Hizmetten

Kryon'um. Sizinle bir kez daha manyetiklerin hiç de basit olmayan bir þekilde nasýl deðiþmekte olduðu

konusunu tartýþacaðýz. Bu deðiþim sizin biliminizin fark edemeyeceði bir þekil-de gerçekleþmektedir ama sizin

DNA'nýzý etkileyecek olan kökten bir deðiþimdir. Bu sizin macera olarak adlandýrdýðýnýz þeyin sonudur. Bizim

büyük macera olarak adlandýrdýðýmýz þeyin ise baþlangýcýndayýz. Bu celse bazýlarýnýzýn daha önce duymuþ olduðu, bazýlarýnýzýn ise hiç duymamýþ olduðu bilgilerle dolu olacaktýr.

Partnerim bu mesajlarý 22 yýldan bu yana iletmektedir, böylece burada hep birlikte oturup olasýlýklardan bahsede-biliyoruz. Bu toplantýda bir kez daha dünyanýn ve insanlýðýn tarihçesini

Benzer Belgeler