• Sonuç bulunamadı

2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2 Üstbiliş ile İlgili Yapılan Araştırmalar

Üstbiliş, bireyin kendi bilişsel süreçleri hakkındaki bilgisinde ve bu bilginin bilişsel süreçleri kontrol etmesinde (Flavell, 1987) ve öğrenme, problem çözme, kavrama, akıl yürütme gibi bilişsel süreçleri izleme ve düzenleme gibi etkinliklerde önemli bir etkiye sahip olduğu araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur (Çetinkaya ve Erktin, 2002; Öz, 2005). Bunlara ek olarak araştırmalar, üstbilişin bu amaçlara hizmet ettiği, öğrencilerin fen derslerine olan ilgisini ve becerisini arttırmakla birlikte akademik başarılarını olumlu yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır (Çakıroğlu, 2007; Zohar ve Barzilai, 2013; McDougall ve Brady,1998; Thomas, 2006; Teong, 2002). Bu araştırmalardan biri Aktürk (2010)’ün, üstbiliş stratejilerine dayalı öğretim uygulamasının öğrencilerin öğrenme stratejileri bilgisine, üstbilişsel farkındalığına, bilgi izleme farkındalığına, üstbiliş stratejileri kullanımına, derse yönelik ilgisine ve ders başarısına etkilerini araştırmayı amaçladığı araştırmasıdır. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirdiği araştırmasının örneklemini Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Programı Grafik ve Animasyon dersi almakta olan 63 öğrenci oluşturmaktadır. Ön test – son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılan çalışmada öğrenci bilgi formu, öğrenme stratejileri bilgi testi, üstbilişsel farkındalık ölçeği, bilgi izleme testi, başarı testi, üstbiliş stratejileri kullanımını değerlendirme anketi, ders ilgi anketi ve üstbiliş stratejileri öğretimi ve işbirlikli uygulaması öğrenci görüşme formu veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Çalışmada araştırmacı tarafından geliştirilen Üstbiliş Stratejileri Öğretimi ve İşbirlikli Uygulaması isimli bilgisayar destekli eğitim yazılımı deney grubu öğrencilerine 40 dakika süren dört ders boyunca uygulanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre üstbiliş stratejilerine dayalı öğretim uygulaması, öğrencilerin öğrenme stratejileri bilgisini, bilgi izleme farkındalığını, akademik başarısını, üstbiliş stratejileri kullanımını ve derse yönelik ilgilerini arttırmıştır. Bu bulgular çerçevesinde araştırmacı tarafından, üstbilişsel stratejilerin öğrencilere ilköğretim düzeyinden itibaren öğrenme faaliyetlerinde kullanabilecekleri şekilde öğretilmesini önerilmektedir.

Üstbilişsel stratejileri işbirlikli öğrenme modeli ile harmanlayan Susantini, Sutiman, Aloysius ve Susilo (2018), çalışmalarında üstbilişsel stratejilerle birleştirilmiş işbirlik öğrenmenin öğrenme süreci üzerindeki etkisini araştırmayı amaçlamışlardır. Araştırmada 12. sınıf olan 30’ar öğrencilik iki grup kullanan araştırmacılar, bu grupların birinde sadece üstbilişsel stratejilerle (MS) öğretim yaparken; diğer grupta üstbilişsel stratejilerle harmanladıkları işbirlikli öğrenme (MSCL) modelini uygulamışlardır. Bu iki grubu da kendi içlerinde düşük yetenekli MSCL alt grup, düşük yetenekli MS alt grup, yüksek yetenekli

MSCL alt grup ve yüksek yetenekli MS alt grup şeklinde dört alt gruba ayırmışlardır. Bu gruplar arasındaki farkı belirlemek için, MSCL grubundaki öğrencilere işbirlikli öğrenme ile birlikte üstbilişsel strateji eğitimi verilirken, diğerine bireysel öğrenme ile aynı strateji eğitimi verilmiştir. Araştırmada öğrencilerin metabilişsel becerileri, grupla çalışma becerileri, genetik konusu ile ilgili bilgi ve akademik başarıları değerlendirilmiş ve bu becerileri ölçen ölçekler kullanlmıştır. Araştırmanın sonucunda, uygulanan deneysel işlemin grupların genetik konusu ile ilgili bilgileri ve akademik başarıları üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı bulunmuştur. Araştırmanın bir diğer sonucu da işbirlikli öğrenme modelinin öğrencilerin üstbilişsel becerilerini geliştirmede etkisinin olmadığıdır. Bu eğitimi alan öğrencilerin üstbilişsel becerilerinden çok işbirlikli öğrenme becerilerinin geliştiği görülmüştür. Araştırmacılar, araştırmanın sonucuna göre; eğer öğrencilerin üstbiliş ve diğer üst düzey düşünme becerilerinin geliştirilmesi amaçlanıyorsa MS modelini, eğer işbirlikli öğrenme becerilerinin geliştirilmesi amaçlanıyorsa MSCL modelinin kullanılmasını önermektedirler.

Sarı (2015) çalışmasında Vücudumuz Bilmecesini Çözelim Ünitesinin kazanımları ile ilgili öğrencilerin akademik düzeylerini belirlemeyi ve bu düzeylerini geliştirmede “Üstbiliş stratejilerine dayalı fen bilimleri öğretimi programı” nın etkisini araştırmıştır. Ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılançalışma 4. sınıfta öğrenim gören 22 öğrenci ile sekiz hafta ve 24 ders saati sürmüştür. Deney grubuna araştırmacı tarafından geliştirilen üstbiliş stratejilerine dayalı fen bilimleri öğretimi programını uygulanmıştır. Bu öğretim programında kendine soru sorma, planlama, kontrol etme, farkındalık gibi üstbilişsel becerilerin geliştirilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonucunda uygulanan öğrenme stratejileri öğretiminin öğrencilerin fen bilimleri dersine ait başarılarını, erişi düzeylerini, fen bilimleri dersine yönelik tutumlarını anlamlı bir şekilde arttırdığı tespit edilmiştir.

Sönmez Ektem (2007) çalışmasında problem çözme sürecinde uygulanan yürütücü biliş (üstbiliş) stratejilerinin öğrencilerin erişilerine, yürütücü biliş becerilerine ve tutumlarına etkisini incelemeyi amaçladığı çalışmasını 5. sınıf öğrencisi olan 76 öğrenci ile gerçekleştirmiştir. Ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanılan çalışmada deney grubuna problem çözme sürecinde yürütücü biliş stratejileri ile geliştirilmiş ders planı uygulanırken, kontrol grubunda geleneksel yaklaşımın uygulanmıştır. Çalışma sürecinde öğrencilere, erişi testi, yürütücü biliş becerileri ölçeği ve matematik dersine yönelik tutum

ölçeği ön test-son test olarak uygulanmıştır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında deneysel işlemin uygulandığı deney grubu ile geleneksel yaklaşımın uygulandığı kontrol grubunun ön test ve son test sonuçlarına göre öğrencilerin yürütücü biliş becerileri arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark elde edildiği görülmüştür. Araştırmanın sonucunda yürütücü biliş stratejilerinin öğrencilerin akademik başarıları ve derse karşı tutumları üzerinde olumlu etkisi olduğundan bahsedilmiştir. Ayrıca öğrencilerin; problem çözmenin önemini anlama, problemi anlama, plânlı çalışma, sürecini kontrol etme ve farkında olma becerilerini de kazandıkları gözlemlenmiştir.

Altunsoy (2012) üstbilişsel stratejileri kullanmanın öğrencilerin özel görelilik teorisi konusundaki başarıları ve kuantum fiziğine yönelik tutumları üzerine etkisini araştırdığı çalışmasında ön test son test kontrol gruplu deneysel desen kullanmıştır. Çalışmada deney grubuna üstbiliş stratejileri ile problem çözme etkinliklerine dayalı öğretim yapılırken, kontrol grubunda geleneksel yöntemlerle öğretim gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemi fen bilgisi öğretmenliği bölümünde okuyan 71 öğretmen adayından oluşmaktadır. Bu çalışmanın verileri özel görelilik teorisi başarı testi, bilişötesi farkındalık ölçeği ve kuantum fiziği dersi tutum ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda uygulanan deneysel işlemin öğrencilerin fizik dersine karşı tutumlarını ve başarılarını arttırıcı etkisi olduğu bulunmuştur. Araştırmacı bu çalışmasının sonucunda üstbilişsel strajilerle destekli bu öğretimin öğretmen adaylarının konu eksikliklerinin ve hatalarının farkına varmalarını, bunları tamamlamaya imkân sağladığından, bu sayede kendilerine güven duymayı öğrendiklerini ve bunun da öğrencilere başarı getirdiğinden bahsetmektedir.

Polat (2010), “Maddenin Değişimi ve Tanınması” konusunun öğretiminde üstbiliş stratejilerinin öğrencilerin erişisine etkisi incelediği çalışmasını 5. Sınıfta öğrenim gören 50 öğrenci ile gerçekleştirmiştir. Üstbiliş stratejilerine uygun hazırlanan ders programları geliştiren Polat (2010), çalışmasında ön test-son test kontrol gruplu deneysel desen kullanmıştır. Üstbiliş stratejileri ile geliştirilen programın uygulandığı deney grubuna uygulanmış ve bu öğretim yine Polat tarafından hazırlanan bilim günlükleri ile desteklenmiştir. Kontrol grubunda ise Milli Eğitim Bakanlığı programına göre sınıf içinde önerilen ve ders öğretmeninin kullandığı öğretim uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda araştırmacının üstbilişsel stratejilerle desteklemiş olduğu öğretim programının uygulandığı deney grubu öğrencileri ile mevcut öğretim programının uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin ön test ve son test puanlarına bakıldığında, öğrencilerin üstbiliş becerileri

arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark elde edilmiştir. Araştırmanın bir başka sonucu ise deney grubu öğrencilerinin çalışma kâğıdı ve bilim günlükleri örneklerindeki içeriklerinin zenginliği, öğrencilerin çalışmaya istekliğinin ve katılımlarının üst düzeyde olduğunun görülmesi olmuştur.

Üstbiliş stratejileri öğretiminin üstbiliş stratejileri öğretiminin problem çözme başarısına etkisini inceleyen bir çalışma yapan Goldberg ve Bush (2003), biri deney diğeri kontrol olmak üzere iki sınıf seçmiştir. Deney grubundaki öğrencilere üstbiliş becerileri öğretilirken eş zamanlı olarak üstbilişsel stratejilerle desteklenen problem çözme etkinlikleri yaptırılmıştır. Kontrol grubunda ise herhangi bir üstbilişsel öğretim yapılmamıştır. Araştırmanın ön test sonuçları sonucunda her iki grup arasında anlamlı bir farklılık bulunamazken son test sonuçları, üstbilişsel öğretim yapılan grubun anlamlı biçimde kontrol grubundan daha başarılı olduğunu ortaya koymuştur.

Gürsel (2016), araştırmasında üstbilişe stratejilerle desteklenen öğretim yönteminin öğrencilerin üstbiliş farkındalığı, tutum ve başarısına etkisini incelemeyi amaçlamıştır. Örneklem olarak bir ortaokulda yedinci sınıfta öğrenim gören 65 öğrenci ile çalışan araştırmacı, deney grubunda üstbilişe dayalı öğretim, kontrol grubuna ise ders programına uygun etkinlikler uygulamıştır. Verileri Biliş Üstü Ölçeği, Fen ve Teknoloji Dersi Tutum Ölçeği, Işık Ünitesi Başarı Testi ve Düşünme Kaydı Kâğıdı kullanılarak toplamıştır. Çalışmanın sonucunda her iki grubun da başarı testi ortalaması arttığını gözlemlemiştir. Tutum testi sonuçlarına göre ise hem ön test hem son test puanlarında kontrol ve deney grupları arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Ancak ders alt boyutunda deney grubu lehine anlamlı bir fark gözlenmiştir. Biliş üstü ölçeği sonuçlarında grupların son test puanları karşılaştırıldığında deney grubu lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılaşma tespit etmiştir. Ölçeğin alt boyutları incelendiğinde ise son testlerin biliş bilgisi alt boyutunda deney grubunun lehine bir farklılaşma görülmüştür.

Uzaktan eğitimdeki ders içeriklerinde yer alan üstbilişsel stratejilere göre hazırlanmış etkinliklere katılan öğrencilerin ders çalışma sürecinin ve üstbiliş seviyesindeki değişim düzeyinin incelenmesi amacıyla Aydemir ve Karaman (2017) Temel Bilgi Teknolojileri II dersinin ünitelerine 155 tane üstbilişsel etkinlik yerleştirmiştir. Nitel olan bu araştırmada üstbilişsel farkındalık ölçeği, haftalık görüşmeler, anı defteri ve üstbilişsel farkındalık soru formu kullanılarak veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgulara göre,

uzaktan eğitim öğrencilerinin ders içeriklerinde üstbilişsel etkinlikleri kullanmadan önceki ve sonraki üstbilişsel seviye puanları karşılaştırıldığında anlamlı derecede artış olduğu tespit edilmiştir. Uzaktan eğitimde metin tabanlı ders içeriklerine yerleştirilen etkinlikler sayesinde ders çalışma motivasyonunun, ders çalışma hızı ve süresinin, öz güveninin, güçlü ve zayıf yönleri fark etme becerisinin olumlu yönde etkilendiği belirlenmiştir.

Öğrencilerin biyoloji dersinde kullandıkları üstbiliş stratejilerinin başarı hedef yönelimleri (öğrenme yaklaşma, öğrenme kaçınma, performans yaklaşma, performans kaçınma) ve öz- yeterlik algıları ile ilişkisini incelemeyi amaçlayan Aydın ve Yerdelen (2015), araştırmanın değişkenlerinin üstbiliş stratejileri kullanımının %50’lik kısmını açıklamakta olduğunu tespit etmişlerdir. Öz-yeterlik, öğrenme yaklaşma, performans kaçınma hedefleri ve cinsiyet değişkenleri üstbiliş strateji kullanımını istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde açıklamakta olduğu da sonuçlar arasındadır. Araştırmada biyoloji öğrenme konusunda öz-yeterliği yüksek olan öğrencilerin, biyoloji dersinin içeriğini iyi öğrenmeyi hedefleyen öğrencilerin, sınıftaki diğer öğrencilerden daha kötü performans sergilemekten kaçınan öğrencilerin ve kız öğrencilerin biyoloji dersinde daha çok üstbiliş stratejileri kullandıkları da belirlenmiştir.

Cook, Kennedy ve McGuire (2013), Genel Kimya dersinde üstbilişsel stratejilerin öğretiminin öğrencilerin performansları üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla fen bilimleri bölümünde öğretime başlayan 700 öğrenci ile çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir. Çalışmada öğrenme stratejileri konusunda 50 dakikalık eğitim verilen öğrencilere ilk olarak Bloom taksonomisi sunulmuş, öğrencilerin lisede hangi öğrenim seviyesinde öğrendiklerini ve başarılı olmak için hangi seviyeye geçmeleri gerektiğini belirlemeleri istenmiştir. İkinci olarak, dört hafta boyunca öğrencilere çeşitli metabilişsel stratejilerden bahsedilmiş ve uygulanmıştır. Öğrencilerin uygulanan deneysel işlem sonucunda gelişimleri değerlendirilirken dört haftaya ait sınav puanı, bir final sınavı puanı ve ödev puanının toplamına bakılmıştır. Ayrıca bu puanların yanında sınıf içi yanıtlardan, ev ödevleri için seçilen ek soruları yanıtlamadan ve çalışma becerilerinden aldıkları puanlar da eklenmiştir. Araştırmanın sonucunda üstbilişsel stratejilerin uygulanması sonrasında öğrencilerin düşük seviye düşünmeden (hatırlama, anlama basamağından) daha yüksek seviye düşünmeye (değerlendirme, yaratma basamağına) geçiş yaptığı ve derse aktif katılan öğrencilerin üstbilişsel becerileri daha fazla kullandıkları belirlenmiştir.

Kahraman ve Sungur (2011), 115 ilköğretim öğrencisi ile yürüttükler çalışmalarında öğrencilerinin özyeterlik algıları ve hedef yönelimlerinin (ustalık yaklaşma, ustalık kaçınma, başarım yaklaşma, başarım kaçınma) Fen ve Teknoloji dersinde üstbilişsel stratejileri kullanmalarıyla ilişkisinin olup olmadığını incelemişlerdir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Hedef Yönelimi Anketi ve Öğrenmede Güdüsel Stratejiler Anketi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda fen Fen ve Teknoloji dersinde başarılı olabilecekleri ve öğrenebileceklerine dair inançları yüksek olan ve öz yeterliliğe sahip öğrenciler ile öğrenmek, anlamak için çalışan öğrencilerin için planlama, izleme ve değerlendirme gibi üstbilişsel stratejileri kullanma eğiliminde oldukları ve bu becerileri üst seviyelerde kullandıkları bulunmuştur. Araştırmacılar bu bulgulara göre fen derslerinde öğretmenlerin, üstbilişsel stratejileri daha etkili kullanılmasına yardımcı olacak, öğrenmeye ve anlamaya odaklanan öğrenme ortamları oluşturmalarını önermektedirler.

Akyol, Sungur ve Akkaya (2009) çalışmalarında 7. sınıfta öğrenim gören öğrencilerin bilişsel ve üstbilişsel strateji kullanımı (tekrarlama, detaylandırma, organizasyon, eleştirel düşünme ve üstbilişsel öz-düzenleme) düzeylerindeki farklılıkları inceleyerek bilişsel ve üstbilişsel strateji kullanımının öğrencilere katkısını araştırmayı amaçlamışlardır. Çalışmanın bir diğer amacı da öğrencilerin temel özellikleri (cinsiyet, sosyoekonomik durum vb.) ile bilişsel ve üstbilişsel strateji kullanımı ve fen başarısı arasındaki ilişkileri araştırmaktır. Araştırmanın örneklemini 15 ilköğretim okulunda öğrenim gören 1.517 yedinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak 13 maddeden oluşan demografik ölçek, motivasyon anketi ve akademik başarı testi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre öğrencilerin bilişsel ve üstbilişsel stratejleri kullanım puanları düzeyinde anlamlı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Buna göre fen öğretiminde öğrencilerin en çok kullandığı strateji üstbilişsel öz-düzenleme iken, en az kullanılan stratejinin organizasyon olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın bir başka sonucu da detaylandırma, organizasyon stratejisi ve öz-düzenleme stratejisi kullanımının öğrencilerin fen bilimleri dersi başarı durumlarına istatistiksel olarak anlamlı katkıda bulunduğudur. Ayrıca öğrencilerin ön bilgilerinin düzeyi, ebeveynlerinin eğitim düzeyi, evlerinde bulunan okuma materyallerinin sayısı, günlük gazete satın alma sıklığı, ayrı bir çalışma odasının varlığı ve evde internet bağlantısı olan bir bilgisayarın varlığı bilişsel ve üstbilişsel strateji kullanımı ile başarı düzeyi arasında anlamlı ilişki bulunmuştur.

Yang ve Lee (2013), bilişsel ve üstbilişsel stratejilerin öğretimin 9. sınıf öğrencilerinin üstbilişsel yetenekleri üzerindeki etkisini araştırmak amacıyla gerçekleştirdikleri çalışmalarında, öğrencilerin problem çözerken bilişsel ve üstbilişsel stratejileri kullanmalarını sağlamak için bir Montague'in problem çözme için bilişsel-üstbilişsel stratejilerine dayalı üstbilişsel stratejileri içeren çalışma kâğıtları (Metacognitive Strategy Worksheet - MSW) tasarlamışlardır. Çalışmanın verileri, 27 öğrencinin dikkat-odaklanma, bilgiyi düzenleme, strateji kullanımı, kendini değerlendirme, kendini izleme üstbilişsel becerilerine ait öntest ve sontest puanlarından oluşmaktadır. Çalışmaya ait bulgular, araştırmacılar tarafından geliştirilen MSW tekniği kullanımının 9. sınıf öğrencilerinin bilişsel ve üstbilişsel yetenekleri üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip olmadığını göstermiştir. Her ne kadar MSW tekniği ile yapılan öğretimin öğrencilerin bilişsel ve üstbilişsel becerileri üzerinde etkisi bulunmasa da, araştırmacılar bu tekniğin öğrencilerin bilişsel ve üstbilişsel stratejileri kullanımını sağlaması açısından faydalı olacağını belirtmektedir.

Gomaa (2016), öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin bilimsel süreç becerilerinden gözlem, ölçme, sınıflama, tahmin, iletişim, değişkenleri kontrol etme, hipotez kurma, deney yapma, verileri yorumlama becerilerinin ve fen dersindeki öz-yeterliliklerinin gelişmesinde üstbilişsel stratejilerin etkisini araştırdığı çalışmasını hazırlık sınıfında okuyan 60 öğrenci ile gerçekleştirmiştir. Araştırmada kontrol gruplu deneysel desenin kullanılmıştır. Araştırma öncesinde öğretmene üstbilişsel stratejiler ve öğretim sırasında nasıl kullanılacağı konusunda eğitim verilmiştir. Öğrenciler haftada 40-45 dakika süren toplam üç fen dersini bu araştırmada geliştirilen programla işlemiş ve bu deneysel işlem toplam 10 hafta sürmüştür. Araştırmanın sonuçları üstbilişsel stratejilerle destekli eğitimin, öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin bilimsel süreç becerilerini ve fen dersi öz-yeterlik testi puanlarını geliştirmede etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Yıldız (2008), 5E modelinin kullanıldığı kavramsal değişime dayalı öğretimde üstbilişin etkilerini araştırdığı çalışmasında deney grubunda kuvvet hareket ünitesindeki kavramların öğretimini üstbilişsel yönlendirmelerle desteklediği 5E modelini kullanmış, kontrol grubunda ise geleneksel yöntemlerle bu kavramların öğretimini gerçekleştirmiştir. Araştırmanın verileri ön test-son test olarak uygulunan Kuvvet ve Hareket Kavram Testi, Üstbiliş Dokümanı, Derinlemesine Öğrenme Yaklaşımı Ölçeği, Yüzeysel Öğrenme Yaklaşımı Ölçeği, Üstbilişe Yönelimli Sınıf Çevresi Ölçeği ile toplanmıştır. Çalışmanın

örneklemini 7. Sınıfta öğrenim görmekte olan 52 öğrencinin oluşturmaktadır. Bunun yanında deney grubu içerisinden seçilen üç öğrenci ile detaylı görüşmeler gerçekleştirilmiş, bu öğrencilerin kavramsal değişimleri ve üstbilişlerindeki gelişmeler incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda deney grubundaki öğrencilerin kuvvet hareket ünitesine ilişkin kavramsal değişimlerinin kontrol grubundaki öğrencilere göre daha üst düzeyde gerçekleştiği görülmüştür. Ayrıca deney grubunda, üstbilişsel yöntemlerle desteklenen kavramsal değişim modeline dayalı gerçekleştirilen öğretimin öğrencilerin üstbilişsel kategorilerinin ortaya çıkmasında ve ilerlemesinde etkisinin olduğunu araştırmanın sonuçlarındandır. Araştırmacı tarafından program geliştiren araştırmacıların, öğrenci kazanımlarını hazırlarken, kavramsal değişim ve üstbilişe daha fazla yer verilmesini önermektedir.

Aşık ve Sevimli (2015), öğrencilerin üstbiliş kalibrasyon başarılarını üstbiliş bilgisi ve matematik sınav başarısı değişkenleri açısından değerlendirmeyi amaçladıkları çalışmalarında bir devlet üniversitesinin farklı mühendislik programlarında okuyan ve Matematik Analiz dersine kayıtlı olan toplam 127 birinci sınıf öğrencisi öğrencisi ile çalışmışlardır. Araştırmanın bulguları üstbiliş bilgisi, öz-değerlendirme başarısı ve matematik sınav başarısını ölçen ölçek ve testlerle toplanmıştır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin matematik sınav başarısı ile üstbiliş kalibrasyonu arasında anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir. Üstbiliş bilgisi ve üstbiliş kalibrasyonu arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığını çalışmanın bir diğer sonucu olmuştur. Araştırmacılar bu durumun nedeni için üstbilişin, bireyin kendi biliş düzeyi ile ilgili bilgi ve düzenlemesini içeren karmaşık bir olgu olması ve öğrencilerin öz bildirimlerinde aşırı güvenden kaynaklanan bir yüksek değerlendirme yanılgısı içinde olmalarından kaynaklı olduğu açıklamasını yapmışlardır.

Kural (2015), sıcak kavramsal değişim için üstbilişsel ve motivasyonel stratejiler ile desteklenmiş bilişsel çatışmaya dayalı öğretim modeli ile gerçekleştirdiği çalışmasında karma desen kullanmıştır. Araştırmanın örneklemi 11. sınıfta öğrenim gören 40 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın verileri Modern Fizik Kavram Testi, Fizik Dersi Motivasyon Ölçeği, Fizik Dersine Yönelik Tutum Ölçeği ve yarı yapılandırılmış görüşmeler ile toplanmıştır. Araştırma toplamda 11 hafta sürmüş ve 44 fizik dersinden oluşmuştur. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin modern fizik kavramı ile ilgili kavramsal yanılgıları tespit edilmiş, geliştirilen üstbilişsel ve motivasyonel stratejiler ile desteklenmiş sıcak kavramsal değişim için öğretim modelinin öğrencilerin modern fizik kavramlarına yönelik

kavramsal değişimlerinde yardımcı olduğu görülmüştür. Araştırmada önerilen modele dayalı tasarlanan öğretimin öğrencilerin fizik dersine yönelik motivasyon ve tutumlarına olumlu katkısı olduğu araştırmanın sonuçlarındandır.

Yürük, Selvi ve Yakışan (2011) üstkavramsal öğretim etkinliklerinin biyoloji öğretmen adaylarının tohumlu bitkilerle ilgili sahip oldukları alternatif kavramlarındaki değişime etkisini incelemeyi amaçlamışlar ve 32 biyoloji öğretmen adayıyla çalışmalarını