• Sonuç bulunamadı

2.2.3. Üretkenlik Karşıtı İş Davranışları Konusunda Yapılan

2.2.3.1. Üretkenlik Karşıtı İş Davranışlarının

Üretkenlik karşıtı iş davranışlarının belirleyicileri konusunda yapılan çalışmalar incelendiğinde, genel olarak iki belirleyici gruptan söz edilmektedir. Bunlardan birisi bireysel faktörler, diğeri ise durumsal faktörlerdir. Bireysel ve durumsal belirleyicilerin içerikleri küçük değişiklikler göstermekle birlikte, genelde aynı faktörlere işaret etmektedir (Seçer ve Seçer, 2007: 155).

Üretkenlik karşıtı iş davranışlarının belirleyicileri konusunda, Marcus ve Schuler (2004) tarafından yapılan bir çalışmada, durumsal ve bireysel belirleyicilerin, motivasyon ya da kontrol olarak adlandırılan iki baskın açıklayıcı mekanizmaya göre sınıflandırılabileceği öne sürülmektedir. Seçer ve Seçer (2007) tarafından bir model haline getirilen bu sınıflandırma türü Şekil 2.9’da gösterilmektedir.

Şekil 2.9: Üretkenlik Karşıtı İş Davranışlarının Belirleyicileri

Kaynak: Marcus ve Schuler, 2004: 650-651; Seçer ve Seçer, 2007: 155.

Bireysel belirleyiciler, demografik faktörler ve kişilik özelliklerinden; örgütsel belirleyiciler ise örgütsel koşullar ve işin niteliklerinden oluşmaktadır. Şekil 2.9’dan anlaşılacağı üzere; motivasyon teorileri, bazı dışsal baskıların ya da içsel eğilim dürtülerinin bireyleri suça yatkın bir yaşam tarzını seçmeye zorlarken; kontrol teorileri, davranışların uzun dönemli sonuçlarının düşünülmesi, sosyal normların içselleştirilmesi, sosyal bağın güçlü olması ya da davranışı önleyen diğer dışsal koşullar gibi faktörlerin etkisiyle, birey ve sapkın eylem arasında güçlü engeller olabileceğini öngörmektedir. Dolayısıyla, durumsal ve bireysel belirleyiciler ile motivasyon ya da kontrol mekanizmaları bir araya geldiğinde, üretkenlik karşıtı iş davranışlarının belirleyicileri, nitelikleri açısından ayrışarak belirginleşmektedir (Seçer ve Seçer, 2007: 156).

Martinko vd. (2002: 42)’ne göre, neredeyse bütün teoriler, üretkenlik karşıtı davranışların nedenlerini açıklamak için bilginin işlenmesi süreci ile ilişkili olan faktörlerden yararlanmaktadır. Bütün teorilerde genellikle iki ortak unsur

Eğilim

Sonuçları ya da eylemin kendisini daha çekici kılarak, bireyi üretkenlik karşıtı davranışlar sergilemeye yönelten bireysel özellikler

Motivasyon

Kontrol

Bireysel Durumsal

Tetikleyiciler

Bir tepki niteliğinde üretkenlik karşıtı davranışlara yol açabilen dışsal olaylar

Fırsatlar

Üretkenlik karşıtı iş davranışlarını gerçekleştirme çabasını, istenen sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırarak ya da olası olumsuz sonuçları birey için daha katlanılır hale getirerek

kolaylaştıran durumlar ya da algılar İçsel Kontrol

Üretkenlik karşıtı iş davranışlarının oluşmasını engelleyen bütün bireysel özellikler

İkincisi ise bu durumlarla ilgili inançların (atfedilen sonuç), davranışları ve duyguları nasıl etkilediği ile ilgilidir. Karşılaşılan durumların (sonuçların) niteliğinin değerlendirilmesi süreci, çeşitli şekillerde tanımlanabilmekte ve genellikle, dengesizlik, adaletsizlik ya da eşitsizlik algılarına yol açan durumların karşılaştırmalı bir sürecini kapsamaktadır.

İş ortamında, ilk olarak herhangi bir dengesizliğe, adaletsizliğe, eşitsizliğe ilişkin algılama gerçekleşmekte, ardından da bunun nedenlerine ilişkin atfetme süreci gelmektedir. İçinde bulunulan durumun ya da koşulların niteliğine ilişkin değerlendirmeler önemlidir. Ancak, üretkenlik karşıtı iş davranışlarının biçimi ve doğası açısından asıl önemli ve belirleyici olan, bu duruma ya da koşullara yol açan nedenlerin neye atfedildiğidir. Örneğin, farklı iki birey, aynı durumu eşitsiz/dengesiz/adaletsiz olarak algılayabilecektir. Ancak, bu durumun nedenleri ile ilgili gerçekleştirdikleri atfetme süreci ile kendini açığa vuran nedensel mantık süreci, bu sonuca verilecek üretkenlik karşıtı tepkiyi belirleyecektir. Diğer bir ifadeyle, birey olumsuzluk yaratan bir durumu, çaba eksikliği gibi kendi içsel özelliklerinden kaynaklanan nedenlere atfettiğinde, suçu üstlenmesi ve üretkenlik karşıtı davranışlara girişmemesi daha olasıdır. Diğer yandan, bireyin istenmeyen bir durumu, kıskanç ve kötü niyetli bir çalışma arkadaşının varlığı gibi dışsal, süreklilik arz eden ve kasıtlılık içeren bir nedene atfetmesi durumunda, üretkenlik karşıtı (misillemeci) davranışlara girişmesi daha kolaydır. Dolayısıyla, nedensellik boyutunun odak noktası, verilecek tepkiyi de etkilemektedir. Olumsuz durumun dışsal nedenlere atfedilmesi, üretkenlik karşıtı iş davranışlarına yol açmakta; içsel nedenlere atfedilmesi ise daha çok bireyin kendisine zarar verici davranışlara girişmesine neden olmaktadır (Seçer ve Seçer, 2007: 164- 165).

Şekil 2.10: Üretkenlik Karşıtı Davranışların Nedensel Mantık Modeli Kaynak: Martinko vd., 2002: 43; Seçer ve Seçer, 2007: 165.

Şekil 2.10’da görüldüğü gibi, durumun süreklilik arz edip etmemesi de beklentileri farklılaştırabilmektedir. Olumsuz durumun ancak süreklilik arz etmesi karşısında, üretkenlik karşıtı davranışlara başvurulduğu görülmektedir. Olumsuz durumun sürekli nitelik taşımadığı durumlarda, üretkenlik karşıtı davranışlara yönelme eğiliminin düşük olduğu belirtilmektedir. Özetle, nedensel mantık yaklaşımı, olumsuz bir duruma ilişkin bilişsel açıklamanın, üretkenlik karşıtı davranışlar sergileyip sergilememe kararını etkileyen birincil güç olduğunu ileri sürmektedir. Nedensel mantık yaklaşımı ile ilgili açıklamaların hareket noktasını bireyin bilişsel süreci oluşturmakta ve bu bilişsel süreç, hem bireysel hem de durumsal belirleyiciler etkisi altında işlemektedir (Seçer ve Seçer, 2007: 165- 166).

Fox vd. (2001), üretkenlik karşıtı iş davranışlarının ortaya çıkmasının nedenini, iş stresi, iş ile ilgili olumsuz duygulanım ve algılanan örgütsel

Durumsal Değişkenler Katı politikalar Rekabetçi çevre Liderlik tarzı Kurallar ve prosedürler Ekonomik koşullar Ödüllendirme sistemleri Kötü çalışma koşulları Görevin zorluğu Ev yaşamı Örgüt kültürü Geçmiş tecrübeler Bireysel Farklılıklar Olumsuz duygulanım Duygusal denge Dürüstlük Cinsiyet Atfetme tarzı Öz değerlendirmeler Denetim odağı Öz saygı

Kendi kendine yeterlilik Nevrotik olmama

Suçluluk / Utanç

Kızgınlık / Engellenme

Kendine Zarar Veren Davranışlar Uyuşturucu kullanımı Alkol kullanımı İşe devamsızlık Depresyon Pasiflik Doyumsuzluk Düşük performans Misillemeci Davranışlar Saldırganlık Şiddet Suiistimal Terörizm Hırsızlık Dolandırıcılık Barbarlık Taciz Bilişsel İşlemler Eşitsizlik Algıları İçsel/Sürekli Dışsal/Sürekli Atfetme

sonuçlarına göre; bireylerarası çatışma ve algılanan adaletsizlik de birey için bir stres kaynağı oluşturmaktadır. Bireyler, içinde bulunulan stresli ortama ve olumsuz duygulanıma tepki olarak, üretkenlik karşıtı davranışlara başvurmaktadırlar.

Spector (2011), üretkenlik karşıtı iş davranışlarının neden kaynaklandığını ortaya koymada, kişilik testleri ve dürüstlük testlerinin sıkça kullanıldığını ancak, hangi kişilik boyutlarının daha çok bu davranışlara yol açtığının belirlenmesi gerektiğini öne sürmektedir. Üretkenlik karşıtı iş davranışlarının ortaya çıkmasında, temel olarak çevresel koşullar, bilinç ve duygular etkili olmaktadır. Kişilik boyutu ise bu süreç üzerinde etkili olan diğer bir unsur olarak görülmektedir. Araştırmacı tarafından üretkenlik karşıtı davranışlara yol açan koşullar ve kişilik değişkenleri arasındaki ilişkileri belirlemeye yönelik olarak geliştirilen model Şekil 2.11’de gösterilmektedir.

Şekil 2.11: Kişilik Değişkenleri ile Üretkenlik Karşıtı İş Davranışları Modeli Kaynak: Spector, 2011: 347.

Spector (2011)’a göre üretkenlik karşıtı iş davranışlarının ortaya çıkmasında, çevresel koşullar ya da olaylar hızlandırıcı bir etki yapmaktadır. “Düşman

Çevre Teşvikler Fırsatlar Kışkırtmalar Bilinç Değerlendirme Atfetme Duygu Kızgınlık Endişe Davranış Üretkenlik Karşıtı İş Davranışları Algı Algılanan Denetim Kişilik Düşman görme Önyargı Özseverlik Kişilik Olumsuz duygular Kızgın karakter Kişilik Sıkı denetim Kişilik Denetim odağı

görme, önyargı ve özseverlik (narsisizm)” kişilik değişkeni, üretkenlik karşıtı iş davranışlarına yol açan süreçte bilinç boyutunu “Değerlendirme, atfetme” etkilemektedir. “Olumsuz duygular ve kızgın karakter” kişilik değişkeni, “kızgınlık ve endişe” içeren duygu boyutunu etkilemektedir. Denetim odağı ve bireysel kontrol ise, üretkenlik karşıtı iş davranışlarını azaltıcı bir etki yapmaktadır.

Kişilik tipinin yanında, bireyler, diğer bireylerin davranışlarını kendilerine yönelik düşmanca olarak algıladıkları durumlarda, kendilerine zarar verilmiş ve incitilmiş olarak hissedebilmekte ve bu nedenle intikam almayı düşünebilmektedirler. Bazı bireyler, kendilerine yönelik birçok davranışı, düşmanlık içeren davranışlar olarak algılama eğilimi göstermektedirler. Dolayısıyla böyle bireyler, en ufak bir provokasyonda bile saldırgan davranışlarda bulunabilmektedirler. Buna düşmanca yüklemeler yapma eğilimi denilmektedir (Neuman ve Baron, 1998: 405).

Neuman ve Baron (1998: 405), bireylerin üretkenlik karşıtı iş davranışlarına başvurmasına neden olan kişilik faktörlerinin, “A tipi kişilik yapısı”, “kendini kurgulama/özizleme davranışı”, “düşman atfetme eğilimi” olmak üzere üç kategori altında toplanabileceğini öne sürmektedir. Bu kategoriler şu şekilde açıklanabilecektir (Aydıntan ve Göksel, 2010: 95; Neuman ve Baron, 1998: 405; Solmuş, 2004):

A tipi kişilik yapısı, çabuk sinirlenme, rekabetçilik, acelecilik ve sürekli

olarak kendini baskı altında hissetme gibi davranış örüntüleriyle belirgindir. B tipi kişilik yapısı ise A tipi kişilik yapısının tersine, daha ağır başlı ve sakin davranış örüntüleriyle belirgindir. A tipi kişilik yapısına sahip olan bireyler, B tipi kişilik yapısına sahip bireylere göre, daha fazla çatışma yaşamaktadırlar ve üretkenlik karşıtı iş davranışlarında bulunma eğilimi göstermektedirler.

Kendini kurgulama/özizleme davranışı, bireylerin davranışlarını kontrol

yüksek olan bireyler, bireylerarası ilişkilerinde yüksek oranda sosyal duyarlılık göstermekte ve davranışlarını diğer bireyler üzerinde olumlu izlenimler yaratacak ve onlar tarafından onaylanacak şekilde kurgulamaktadırlar. Kendini kurgulama düzeyi düşük olan bireyler ise davranışlarının diğer bireyler üzerinde yarattığı etkilerle ilgilenmemekte ya da yeterince önem vermemektedirler. Dolayısıyla, kendini kurgulama düzeyi yüksek olan bireylerin, çatışma durumlarında, kendini kurgulama düzeyi düşük olan bireylerden daha fazla oranda uzlaşmacı olacakları ve onlardan daha az oranda üretkenlik karşıtı iş davranışlarında bulunacakları beklenebilecektir.

Düşman atfetme eğilimi, bireyler, diğer bireylerin davranışlarını kendilerine

yapılmış düşmanca hareketler olarak atfettikleri (yorumladıkları) durumda, zarar verilmiş ve incitilmiş olduklarını hissedebilmekte ve öç almayı isteyebilmektedirler. Araştırmalar (Dodge ve Coie, 1987; Dodge ve Newman, 1981) bazı bireylerin, kendilerine yönelik birçok davranışı (böyle bir kasıt olsun ya da olmasın), düşmanlık içeren davranışlar olarak algılama eğiliminde olduklarını göstermektedir. Dolayısıyla, bu bireylerin, küçük çaplı bir kışkırtma durumunda bile saldırgan davranışlar gösterecekleri söylenebilecektir.

Özetle, üretkenlik karşıtı iş davranışları, aynı anda birden çok nedenin etkileşimi sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Söz konusu etkileşim içerisinde, her olayda nedenler farklı bir sıralama ya da düzen içinde gerçekleşebilmektedir. Örneğin, üretkenlik karşıtı iş davranışının gerçekleştiği bir olayda, bazen kişilik özellikleri tetikleyici olurken, bir başka olayda ise bireyler arası çatışma, adaletsizlik algısı, iş stresi vb. etkenler tetikleyici olabilmektedir. Kimi durumda da tetikleyici nedenle birlikte var olan diğer nedenler, üretkenlik karşıtı iş davranışlarının devam etmesine katkı sağlayabilmektedir. Üretkenlik karşıtı iş davranışlarının nedenlerine ilişkin altı çizilmesi gereken en önemli nokta, bu sorunun tek bir nedene dayandırılarak açıklanamayacak kadar kapsamlı ve karmaşık bir süreç olduğunun bilinmesidir.