• Sonuç bulunamadı

BAŞKANLAR : 1– Mansur YAVAŞ – Belediye Başkanı 2 – Fatih ÜNAL – Meclis 1. Başkanvekili

GÜNDEM MADDESİ 24: Ankara Büyükşehir Belediyesinin 2021 yılı Faaliyet Raporuna ilişkin Başkanlık yazısı. (Devamla)

GÜNDEM MADDESİ 25: ASKİ Genel Müdürlüğünün 2021 yılı Faaliyet Raporuna ilişkin Başkanlık yazısı.(Devamla)

GÜNDEM MADDESİ 26: EGO Genel Müdürlüğünün 2021 yılı Faaliyet Raporuna ilişkin Başkanlık yazısı. (Devamla)

BAŞKAN – Değerli arkadaşlar, Üçüncü Oturumu açıyorum.

Mevzuat gereği, Faaliyet raporlarının bundan sonraki bölümünü yönetmek üzere Meclis Başkanvekilini davet ediyorum. Fatih Bey, buyurunuz.

(Başkan Mansur YAVAŞ Divandan ayrıldı ve yerini Meclis 1. Başkanvekili Fatih ÜNAL’a bıraktı.)

BAŞKAN (MECLİS 1. BAŞKANVEKİLİ FATİH ÜNAL) – Değerli Arkadaşlar, hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

İkinci bölüme geçtik. Bugün faaliyet raporuyla ilgili konuşmaları dinleyeceğiz. Grup Başkanvekillerimiz dışında ve burada yazılı olan liste dışında kimseye bugün söz vermeyeceğiz. Bu anlamda arkadaşlarımızın hassasiyetine sığınıyorum.

Arkadaşlar biliyorsunuz, iftar saati de var. Grup Başkanvekillerimizden özellikle rica ediyorum, zamanı tasarruflu kullanalım.

Bununla beraber, Sayın Grup Başkanvekili Murat Beyi, kürsüye davet ediyorum. Buyurunuz Murat Bey.

Grup Başkanvekillerimiz için bir süre tahdidi koymadık. Bu anlamda arkadaşlarımızdan hassasiyet bekliyorum.

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ MURAT KÖSE – Sayın Başkan, Değerli Meclis Üyeleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Kıymetli güzel hemşehrilerimizin bugün Ankara’da son bir yılda ne oldu, 3 yılda ne oldu bunlarla ilgili görüşlerimizi ifade edeceğiz.

Tabii Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur YAVAŞ’ın bir yıllık ve ilavelerle beraber faaliyetlerini, aslında faaliyetsizliklerini dinledik.

Ankara’da maalesef 3 yılda, üçüncü faaliyet raporu oluyor bu, değişen bir şey yok. Öyle gözüküyor. İlk yılda aynı masalı, ikinci yılda aynı hikayeyi ve geldiğimiz üçüncü yılda da yine aynı masalı dinledik.

Sayın YAVAŞ’ın burada teorik konuşmaktan başka bir şey yapmadığını tüm Ankara halkı gördü.

Biz isterdik ki, bir tane kütüphane görseydik keşke, bir tane yüzme havuzu görseydik keşke, ama yok, üç yıl geçmiş bunlardan bir tane yok. Hepsinden bahsedeceğim sırasıyla.

Sayın Mansur YAVAŞ’ın bu 3 yılda anlattıklarını, “Masallar” diye bir kitap yazsak, aslında faaliyet raporu yerine geçerdi. Sayın Mansur YAVAŞ’ın masallarının perde arkasını birazdan anlatacağım.

60

Bugün, faaliyetsizlik raporuna ilişkin aslında pek çok sözüm var. Ancak, bu faaliyetsizlik’in arkasında yatan temel sebeplere değinmeyi daha çok önemsiyorum. Bu yüzden birazdan Meclis Üyeleriyle, kamuoyu ile, hemşerilerimizle, Ankara’mızın nasıl yönetilmediğini, neden yönetilmediğini şemalarıyla beraber anlatacağım. Sayın YAVAŞ’ı Ankaralılar bugün tam anlamıyla tanıyacak. Tanıdıklarında da sevmeyecekler. Bu yüzden “tanırsan sevmezsin” diyorum. Tanısalar zaten sevmezler.

Ancak, öyle bir perdeleme, öyle bir algı çalışması yapıldı ki hemşehrilerimiz tam olarak tanıyamadı Sayın YAVAŞ’ı. Bugün Sayın YAVAŞ'ın gerçek yüzünü, 3 yılda ne olup bittiğini ayrıntısıyla teker teker anlatacağım. İddia ediyorum tanıyınca sevmeyecekler.

Sayın YAVAŞ ilk günden itibaren bir mağduriyet rolü oynadı, mağdur edilme psikolojisine girdi. Önce kendi kendini kandırdı, sonra kendi yalanına inandı ve mağdur edildiği rolü ile bu şehrin adeta 3 yılını çaldı.

İnsanlar Sayın YAVAŞ’ı engellediğimize, Meclise gelen kararları geçirmediğimize, belediyeye bütçe kullandırmadığımıza, paralarını kestiğimize ve aslında Sayın YAVAŞ iş yapmak isterken Meclisin ona engel olduğuna inandırmak istedi

Sayın YAVAŞ bu hikâye üzerinden bir mağduriyet rolü oynadı. Başarılı oldu mu? Evet başarılı oldu aslında. Birtakım insanlar bizim Sayın YAVAŞ'a engel olduğumuzu düşündü, öyle sandılar.

Peki, bunun gerçeği nedir? Yani, asıl ne oldu bunu anlatacağım size.

Her yıl Sayın YAVAŞ'ın Meclise getirdiği ve Mecliste görüşülen bütçeden AK Parti 1 kuruş kesinti ya da yer değişikliği yaptı mı? Ben burada Meclise de soruyorum. Gelen bütçeden AK Parti Grubu, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu, Cumhur İttifakı gelen bütçeden bir kuruş kesinti yaptı mı? Hayır… Her yıl Meclise gelen bütçe teklifi geldiği gibi, noktası virgülüne dokunmadan Meclisten geçmiştir.

Peki, yılın bütçesi Meclisten geçtikten sonra, Belediye Meclisi'ndeki AK Partili Meclis üyeleri bütçenin bir kuruşunun nereye harcandığına karışmış mıdır? Hayır, karışmamıştır. Meclisin harcamaya engel olma yetkisi var mıdır? Hayır, yoktur. Bu durumda AK Parti Meclis Grubunun bütçenin harcanması ile ilgili hiçbir müdahale etmediği çok açık bir şekilde ortaya çıkmış oluyor.

Bunu, bir kere herkesin net olarak bilmesi lazım.

Kıymetli hemşehrilerim, 3 yıl boyunca Bütçe ile ilgili ne bir kuruşuna dokunduk, ne bir kuruşunu engelledik. Sayın YAVAŞ 3 yılda yaklaşık 30 milyara bütçeyi tek başına, tek yetkili olarak kullanmıştır.

İkincisi, geçen 3 yılda Meclise gelen kararlar, Meclisten geçen kararların Meclisten geçmesi engellenmiş midir? Meclis çoğunluğu ile AK Parti gelen kararlarla ilgili nasıl davranmıştır acaba?

Evet, Meclise gelen yaklaşık 6000 tane yazının %97'si oybirliği ile geçmiştir. Bu kararlar içinde imar konuları, hukuk ve tarifeler konuları ağırlıktadır. İdarenin yönetimle ilgili çıkardıkları yönetmelikler, organizasyon değişiklikleri ve diğer talepler hep oybirliği ile geçmiştir. Var mı bir engelleme?.. Hayır.

Peki başka? Sayın YAVAŞ neredeyse ilk Meclisten itibaren Mecliste kredi kullanmak üzere yazılar göndermişti. Bunlar Meclisimiz tarafından değerlendirilmiştir. Sayın YAVAŞ, örneğin Meclisten 350 milyon kredi onaylanması için yazı gönderdiğinde, mali tabloların da açıklandığı bir basın toplantısına denk gelmişti, 400 milyona yakın bütçe fazlası verdiğini kendisi ifade etmişti.

Mecliste “madem bütçe fazlası veriyorsun, neden o zaman kredi kullanıyorsun? Neden o zaman Ankaralıyı borçlandırıyorsun?” teklifi böyle değerlendirmiştik.

Üstelik Sayın YAVAŞ seçimlerde defalarca Ankara Büyükşehir Belediyesi bütçesinin kendisine yeteceğini, hatta söz verdiği 58 kilometre metro dahil pek çok projeyi kendilerinin yapabileceğini ifade etmişti. Bunlarla ilgili pek çok paylaşım olduğunu biliyoruz. Bir bölümü silindi diyorlar ama olsun biz de var.

61

Bu durumda hemen ilk yıl kredi kullanmak istemesi de aslında uygun bir davranış olarak görülmemiştir. Sonra, salgın ile birlikte Sayın YAVAŞ'ın Meclise gönderdiği borçlanma ile ilgili önce 100 milyon ve devamında da toplamda da 3.1 milyara kadar kredi kullanılmasına Meclisten onay verilmiştir. Otobüs alınmasına, ASKİ'nin ihtiyaçlarına, itfaiye araçlarının alınmasına, haritalama ile ilgili Krediye, kentsel dönüşüm, parklar ve birçok alanda kredi kullanılmasına onay vermiştir Meclisimiz.

Burada kıymetli Ankaralılara, sevgili hemşehrilerime bir bilgi vermek istiyorum: 25 yıl sonra 2019 yılında, şu andaki yönetime devredilen borç 3.25 milyardır, ki bunun içerisinde 800 milyon kadarı Karayalçın zamanından kalan borçlardır. İki buçuk yılda 3.25 milyar, 2 yıl öncesinden bahsediyorum, 2 yılda 3.1 milyar. Bu karşılaştırma çok önemli aslında. Peki sonuç olarak, bu durumda, kredi kullanılması ile ilgili bir engelleme var mıdır? Hayır yoktur. Bugün gelse bugün de kredi kullanması için veririz. Rakamlar da ortada zaten.

İşte değerli Ankaralılar, kıymetli hemşehrilerim, kıymetli Meclis üyeleri; tanırsan sevmezsin dediğim konunun bir boyutu da bu. Engellenmediği halde engelleniyor diye algı yapmıştır Sayın YAVAŞ. Mağduriyet edebiyatı ile Ankaralıların maalesef duygularını sömürmüştür.

Burada önemli bir tespit ile devam etmek istiyorum: Sayın YAVAŞ seçimden itibaren geçen 3 yılda doğru düzgün bir eser inşa edememiş, verdiği sözleri tutamamıştır. Bunların, şöyle çok hızlı bir şekilde isimlerini söyleyerek geçmek istiyorum: Bilişim Vadisi'nden bahsediyordu Sayın YAVAŞ, koca koca videolar vardı, nerede? 60 kilometre, 58 kilometre Metro yapacaktı, nerede?

Biraz önce, bizim geçmiş dönemle ilgili “ Siz ne kadar Metro yaptınız?” diye sordu biraz önce. Yaa, o bizim hesabımız. Biz hesabımızı veriyoruz. 3 yıl geçti, bir santim, 1 kilometre Metro yapabilmiş midir? Hayır…

Ulus projesinden bahsediyor Sayın YAVAŞ. Uzun uzun bahsederdi. Nerede Ulus projesi?

Hepsi hikâye…

Köylere su parası “iki kuruş -üç kuruş olacaktı” Nerede?

Dikey tarımdan bahsediyordu; vallahi adını bile anmıyor şimdi aslında.

Her mahalleye kütüphane demişti. Bir tane kütüphane görmedik. Belki vardır birkaç tane ama; her mahalleye diyor… Bu en az, belki de 1000 tanedir yani... 3 yılda bari 100 tane yapsaydın.

Bütün semtlere kreş yapacağını söylemişti, nerede? Biraz sonra nasıl kreşler yaptığını, nasıl yaptığını da anlatacağım, birkaç tane yapmış, yapmaya çalışmış daha doğrusu.

Barajlara güneş enerji santrali yapacaktı, nerede?

Taksicilere tablet diyordu, 200-300 tane dağıtmış iyi, beş yılı bitmeden kalanını tamamlar inşallah.

Kızılay'ı canlandıracaktı Sayın YAVAŞ, ne yaptı Allah aşkına? Bari yaptığı bir şey var mı?

Kıymetli hemşerilerim 3 yılda gördünüz yaptığı bir şey var mı Allah aşkına!…

Sağlık turizminden bahsediyordu. Yaa bunları konuşması çok kolay, o kadar kolay ki, o kadar şey bahsetti nerede hani, yok.

Suya zam yapmak suretiyle diyordu, ASKİ'ye zam yapmayacağım diyordu, yaa gelir gelmez zam yaptı, arkasından mahkemeye verdi, şey yaptı.

Tarafsız Belediye Başkanı olacaktı, rozetsiz Belediye Başkanı. Biraz sonra anlatacağım uygulamalarını; nasıl rozetsiz olmadığını göstereceğim.

Ekmekle oynayanla ile ilgili değerlerden bahsetmişti. Burada da biraz önce söyledi. Yine kendi verdiği rakamlar üzerinden biraz sonra bahsedeceğim. Yani bunlar gerçek, işten çıkarmalar, burada konuşunca yok olmuyor yani.

“Ankara'da bütün projeleri gerçekleştirecek bütçe var” diyordu. Konuşması kolay ya… Gelir fazlası bile verebilir diyordu hatta. Diyordu ki, “Büyükşehir Belediye Başkanına da gerek yok, Bürokrasi zaten işi götürüyor” diyordu. Biraz sonra, “Ben Memurum, bir kamu görevlisiyim”

dediği konuları anlatacağım size.

62

Asgari ücretlere halktaşıt diyordu. Nerede?

Temizlik işlerinde çalışanlara otobüs ücretlerini verecekti, böyle bir şey yok. Atanmayan öğretmenlere etütlerde ders verecekmiş. Nerede?

Yabancı dil eğitimi, kitaplarının ailelere verilmesi. 12.000 kişi kamplarda kalacakmış, üniversite binaları yapacakmış. Okul aile birlikleri artık para istemek zorunda bırakılmayacakmış. 3 yıl geçti, ne yaptı? Yani, gerçekten bunlar gerçek mi? Bunları yaptı mı, biz mi bilmiyoruz acaba?

Evet onlar bir kısım vaatler, bir kısım sözler; devamını da getirebilirim. Bu kadar yeterli diyorum. Hiç birini yapmadığı ortada zaten.

Sayın YAVAŞ seçimde verdiği sözlerin maalesef büyük bölümünü tamamlamamıştır.

Bu anlamda Sayın YAVAŞ maalesef tam bir hayal kırıklığıdır.

Verdiği sözleri tutamayarak başarısız olmuştur Sayın YAVAŞ.

Bu, gün gibi açıktır. Ancak başarılı olduğu bir alan vardır, O da sosyal medyadır..

Sayın YAVAŞ sosyal medyada aslında, yani fena değil iyi bir performans göstermiştir diyebiliriz.

Sayın YAVAŞ'ın belediyeciliği, sosyal medya üzerinden yapılan bir belediyeciliktir.

Sayın YAVAŞ maalesef sosyal medya belediyeciliği yapmıştır. Troller, boş hesaplar, beğenmeler, bir sanal dünya yani.

Sayın YAVAŞ Aslında verdiği sözlerin büyük bölümünü yapamadığı halde, bir algı ve bir Yalan Rüzgarı ile sanki başarılı gibi hava oluşturmaya, böyle bir ortam varmış gibi anlatmaya çalışılmıştır.

İşte bu durumda, maalesef Sayın YAVAŞ hemşehrilerimizi maalesef kandırmak istemiştir.

İşte diyorum ya ben tanırsanız sevmezsiniz, dediğim konu tam da bu.

Bununla birlikte sosyal medya belediyeciliği de bir yere kadar. İlk yıllarda sosyal medya üzerinden bir algı ile belki insanlar da bir imaj oluşturuldu ama aradan 3 yıl geçti, maske artık düşüyor.

İnsanlar birbirlerine soruyor; “Sahi diyor, Büyükşehir Belediye Başkanı 3 yılda ne yaptı Ankara'ya?” Evet, Sayın YAVAŞ bir kaç tane alt geçit -üst geçit yaptı, birkaç tane park yaptı.

Başka ne yaptı yani? Verdiği sözlerin vaatlerin fersah fersah uzağında olduğunu tüm Ankaralı biliyor artık.

Burada kritik bir soru sormak istiyorum: son 3 yılda Sayın YAVAŞ'ın tek yetkili olarak 30 milyar bütçeyi harcadığını biraz önce söyledim. Kritik soru şu: Ortada doğru düzgün eser ve hizmet yokken bu 30 milyar bütçe nereye gitmiştir? İşte bugünün can alıcı sorularından en önemlisi belki de bu. Bu sorunun cevabını Sayın YAVAŞ'ın vermesi gerekir.

Biraz önce anlattığı masallar vardı, biraz önce; tabii bu soruya cevap olmamıştır Sayın YAVAŞ, sonunda sizden cevap bekliyorum. Ben birazdan aslında 30 milyarlık bütçenin nereye gittiğini tek tek anlatacağım. Nasıl bir kabile yönetimi ile nasıl bir düzen ile Ankara'nın parasının hek edildiğini, kimlere çıkar ve menfaat sağladığını anlatacağım. Soruyor ya hani isim vererek anlatacağım hem de, biraz sonra. Bir kez daha Sayın YAVAŞ’ı tanırsanız sevmezsiniz diyorum.

Bir başka tespitimizi de kıymetli Ankaralılarla, kıymetli hemşehrilerimle ve kıymetli Meclis üyeleri ile paylaşmak istiyorum. Sayın YAVAŞ aradan geçen bu 3 yılda, mevcut işleri sürdürmekte bile başarılı olmamışsınız; bırakın verdiği sözleri tutmakta… Normal rutin giden işler bile yerine getirememiştir. Bunlarla ilgili başka faktörler de var elbette. Mesela, özellikle birazdan anlatacağım yapının Büyükşehir'e Kök salması, adeta kene gibi yapışması ve bütün enerjiyi soğurması sonucunda aslında bu olmuştur. Biraz sonra anlatacağım onu.

Peki ne yapmıştır mesela? Daha doğrusu bu 3 yılda ne yapamamıştır? Bırakın vaatleri başka ne yapamamıştır? Ya da nasıl yönetmiştir? Sayın YAVAŞ ciddi bir partizanlık yapmıştır. Kendi parti toplantısında Yenimahalle'den Çankaya'dan, Elmadağ'dan bahsedip “Ne güzel beraber işler yapıyoruz” demiştir. Tebrik ediyorum, güzel bir CHP belediyeciliği yapmıştır Sayın YAVAŞ.

Elmadağ Belediyesi'nin binasını yapıyor, oraya pek çok tesis yapmaya çalışıyor. Bütün asfaltı oraya yağıyor. Sadece Mamak değil, bazen Mamak'tan bahsediyorlar da olağanüstü destek veriyor.

Rakamları koysak belki Elmadağ'da kesin kaç kat oraya destek veriyor. Versin, Elmadağ'da bizim ilçemiz, Elmadağ'da da güzel insanlar var, hepsi Ankaralı hepsi bizim hemşerimiz. Mesele adaleti

63

sağlayamaması. Yenimahalle’ye de aynı şekilde Çankaya'da aynı şekilde… Onlara özel olarak destek veriyor. Biraz önce söyledi, 200 küsür milyon liralık bir park ihalesi yaptığını söyledi. Yaa, oraya 200 milyon liralık yapıyorsanız, aşağı yukarı Mamak ile Yenimahalle nüfus olarak aynıdır.

200 milyon liralık bir Park projesi de Mamak’a yapın da Güzel Mamaklılar bir sevinsin Allah aşkına.

Burada Çankaya’dan bahsetmek isterim; geçen ay gündeme gelmişti, Çankaya Belediye Başkanı bu konuyu bizimle paylaştı, biz de bu konu üzerinde müzakere edeceğimizi söylemiştik.

Bu ay, dün itibariyle bu konuyu geri çektiğini söyledi. Çok önemli bir konu bu.

Aslında Çankaya Belediyesi'nden Murat arkadaşımız, Meclis üyemiz bu konuyu dün itibariyle konuşacaktı; ama, bugün dedik, Bugün de biz konuşuyoruz artık. Önümüzdeki ay Meclis toplantısında gündem dışı söz alarak kendisi anlatır, Murat arkadaşımız. Ama ben buradan birkaç konuya değinmek istiyorum:

Şimdi, Çankaya Atatürk Kültür Merkezi. Ya da Çankaya’da Atatürk Kültür Merkezi. Yanlış bilmiyorumdur umarım, ismi bu. Temeli 2016 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın KILIÇDAROĞLU ile beraber yapılan bir törende atılıyor. Aradan 6 yıl geçiyor. 6 yılda yarısı bile bitmiyor… Tamam olabilir, imkanlar yeterli olmayabilir, onu bilmiyorum o artık değerlendirilir. Sayın Çankaya Belediye Başkanı bunu büyük şehre getiriyor ve bizimle konuşurken de Büyükşehir Belediye Başkanı ile bu konuyu görüştüğünü büyükşehrin bunu yapacağını söylüyor. Tamam buna da razıyız. Ne kadar peki bunun rakamı? Ne kadar? Tahmin ediyorum, yanlışsa Sayın Başkan düzelsin, 300 milyon civarında. Tamam, 300 milyon da verebiliriz. Peki, Çankaya’ya 300 milyon verirken, yine bunun nüfus olarak dengesi olan Keçiören'e de bir 300 milyon verir misiniz Sayın Başkan?

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI ALPER TAŞDELEN – Geri aldık, geri aldık.

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ MURAT KÖSE – İşte o zaman biz sizin adil olduğunuzu ancak o zaman söyleriz.

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI ALPER TAŞDELEN – Geri aldım Başkanım, geri aldım.

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ MURAT KÖSE – Sayın Başkan, bu konu tartışıldı konuşuldu, önemli bir konu. Yani, 6 yılda işin Çankaya tarafı var, Büyükşehir tarafı var. Bakın Büyükşehir bunu yapmayı göze alabiliyor. Bu iyi bir şey, onaylıyoruz biz; iyi bir şey yani bu, ama aynısını Keçiören'e isteriz, Yenimahalle’ye 200 milyon liralık yatırım yapıyorsanız, fark sadece fark 200 milyon ise buyurun Mamak'a da yapın… Sadece Mamak için söylemiyorum, Buyurun Akyurt'a yapın yani; Ama böyle olmadığını, çifte standart uygulandığını ve partizanlık yapıldığını tüm Ankara halkı, artık bu verdiğim örneklerden de görmüş oldu. Başka örnekler var ama…

Evet, kendi belediyelerine CHP'li belediyelere, arsa tahsisi yaparken, bizim belediyelerden yapılan tahsisi iptal etmeye çalışıyorlar. Altındağ'da oldu Mamak'ta oldu. Halbuki biz burada Mecliste Yenimahalle'ye ve Çankaya'ya buradan tahsisler verdik. Bakın, biz bunu yapmışken, bunu hak ediyor muyuz yani? İşte partizanlık bu, işte çifte standart bu.

Mecliste kendisini eleştiren belediye başkanlarının ilçelerine hemen büyük şehrin zabıtası gidiyor. Yaa bu nasıl bir anlayış? Nasıl bir yönetim şekli bu? Baskı uygulanıyor. Telefon kayıtları var, belediye başkanlarımız söylediler, buradan çıkarken bir belediye başkanımız bir şey söylediğinde eleştirdiğin de Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı “sana küstüm” diyor, yani nasıl bir yönetim nasıl bir anlayış; bunu Ankara halkına bırakıyorum.

Faaliyet raporu görüşmelerinde Meclis üyelerinin üzerine burada kimliği belirsiz birtakım insanlar tarafından, burada görevli olmayan birtakım şahıslar tarafından, bir önceki, 2020 yılındaki görüşmelerde hem fiziki mücadele, hem de sözlü müdahale yapıldığını biliyoruz, konuşan da mahkemede. “Bir daha kürsüden konuşmayacaksın” diye Metin başkanımızı tehdit eden insanlar vardı. Söyledik, bunların isimlerini bize verin diye, bırakın isim vermeyi kayıtları silmişler. Konu mahkemede bunların hesabını verecekler. Nasıl yönettiğini anlatmak açısından söylüyorum.

Belediye şirketleri ile ilgili hiçbir bilgi paylaşmıyorlar. Biraz önce bir tablo vardı ama o tablo toplam bir tabloydu. Halbuki ne diyordu Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı, “şeffaf olmak”

64

lazım… Ne olacak ki, bunları anlatalım, bütçelerinizi de söyleyelim, tam olarak anlatalım diyoruz.

Denetim Kuruluna vermiyorsunuz, tamam, hadi bari burada verseydiniz, teker teker burada anlasaydınız. Kim zarar etmiş kim kâr etmiş bir görseydik. Bakın biz bu şirketlere 500 milyondan fazla sermaye artırımı için izin izin verdik Bu Meclisten. Hani bakın engelleme? Biz izin verdik izin; ama maalesef siz ne olup bittiğini kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz, saklıyorsunuz. Yönetim Kurulunda kim var, kârda mı zararda mı ki bunu, Sayıştay raporlarını, ne olduğunu biraz sonra anlatacağım.

Kurum içi sınavlarda yazılıda düşük puan alanlara sözlü de yüksek puan veriyorsunuz;

bunları gördü bu Ankara, Büyükşehir bunları gördü. Hemen hop yukarı çıkartıyorsunuz, yüksek puan alanı da aşağı indiriyorsunuz. Tam liyakat bu işte. İşçilere baskı yaparak maalesef işten ayrılmalarını sağladınız. Bu o kadar ilginç ki bir de burada, sanki böyle bir şey olmamış gibi konuşuyor Sayın Başkan. Uzak ilçelere gönderildi, ANFA’da amirlere memurluk yaptırmaya çalışıldı, birtakım tazyikler yapıldı ve maalesef işte 1.500'e yakın işçinin istifa ettirildiğini buradan belgesi ile birlikte gördük. Niye istifa etsin? 1.500 kişi ekmeğinden niye olsun? İşte sizin yaptığınız baskılarla ilgili…

Bakın, salgın döneminde Ücretsiz izin verdiniz, perişan oldu onlar. 1.200 lira neye yetecek? Ama o sanki bir firma, gerçekten işini yürütemezse kullanacağı bir ruhsattı. Ama siz hem işçi aldınız, hem işçileri ücretsiz izne çıkardınız, üstelik, 2 yıl bittikten sonra maalesef onları geri gönderdiniz, iş akitlerini fesih ettiniz.

Sendika üyelerine baskı yaptınız. Bakın Ankara Büyükşehir Belediyesinde, ASKİ'de ve EGO'da hangi sendika şu anda yetkili?.. Hangi sendika? Onu siz biliyorsunuz, hangi Sendikanın yetkili olduğunu. Ve zorla burada çalışanları ekmeği ile tehdit ederek onların sendikal haklarını, özgürlüklerini elinden aldınız. Bunların hepsini burada çalışan işçilerimiz biliyor ve zamanı gelince size bunun hesabını soracaklar.

Asgari ücret artışı oldu, maaşlara niye yansıtma adınız? Kocaman kocaman laflar

Asgari ücret artışı oldu, maaşlara niye yansıtma adınız? Kocaman kocaman laflar

Benzer Belgeler