• Sonuç bulunamadı

Ġslami hayır kurumları diğer kurumlardan, Ġslam Ģeraitinin ilkelerinden ortaya çıkmıĢ olması,önemli özellikleri, hedefledikleri ve birçok farklı özelliği ile ayrılmaktadır. Dolayısıyla zengin bir içeriğe sahiptir. Bu özellikler aĢağıdaki gibidir:

a- Kapsamlı olması

Ġslam dini tamdır, eksiksizdir ve kapsayıcıdır. Ahlaki ve hukuki hayatın ve imani yardımlaĢmanın tüm gereksinimlerini karĢılayacak özelliktedir. Bu gereksinimler fert bazında ya da toplum bazında olsun, fark etmediği gibi millet, renk ve ırkda da fark etmez.36

Çünkü müslüman yapacağı iyiliği sadece eĢ ve dostuna yapmaz. Bilakis o iyiliği ve güzelliği, ihtiyacı olan herkese sunar. Ġyiliğe ihtiyacı olan, uzak ya da yakın olsun, dost ya da düĢman olsun, müslüman ya da kafir olsun, insan ya da hayvan olsun fark etmez.

Allah teala Ģöyle buyurdu: “Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki

kanadıyla uçan her tür kuĢ, sizin gibi birer topluluktan baĢka bir Ģey değildir. Biz Kitap‟ta hiçbir Ģeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.”37

Buradaki “Sizin gibi birer topluluktan baĢka birĢey

değildir” ifadesi, iyiliğin her Ģeye Ģamil olduğunun delilidir.

35

İbn-i Hanbel, Ebu Abdillah Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal eş-Şeybani, Müsned, 1. bs, thk. Şueyb Arnavuti, Müessesetu’r-Risâle, Riyad, 1421 h./2001 2 ,274 .

36

el-Mehdî, Muhammed Salih Cevat, Amelü’l-Hayrî “Dirâset Târihiyet”, 8/218. Sayı 30, yıl 8,2012. “Sir men Raâ” dergisi.

37

21

Müslümanın yaptığı iyilik, karĢılık beklemeden herkese yapılan iyiliktir. Allahu Teala ayette,”Sana Allah yolunda kimlere ve ne harcayacaklarını sorarlar. De ki:

Ġnfak edeceğiniz mal anne baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmıĢ gariplere verilmelidir. Hayır olarak daha ne yaparsanız Allah muhakkak onu bilir.”38

buyurmaktadır.Bu ayet de yine, merhametin Ģümullü olduğunu gösterir.

Nebi (sav) de bu Ģümulü Ģu sözleriyle tekit eder: “Cennete ancak merhametliler

girer, buyurdu. Ashab-ı kiram (ra) dediler: Ya Rasülallah, biz hepimiz merhametliyiz!. Rasül-i Ekrem efendimiz buyurdular:”Merhametiniz insanın yalnız kendine yaptığı değildir; bilakis bütün insanlara karĢı yaptığıdır.”39

Yani rahmet sahasının geniĢliği, hiçbir insanı ayırmayıp içine alacak Ģekilde kapsayıcıdır.

Eğer öfke Kur‟an-ı Kerim‟de de bahsedildiği üzere bir toplumu baĢka bir topluma haksızlık yapmamaya yönlendiriyorsa o zaman duyduğumuz öfke ve düĢmanlık bizi baĢka toplumlara acımaktan, iyilik yapmaktan ve yardımcı olmaktan alıkoymamalıdır. Kur‟an‟da bu anlamda,“Allah, din uğrunda sizinle savaĢmayan, sizi yurdunuzdan

çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karĢı adil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah adil olanları sever.”40

buyrulmaktadır.

Mümin, Allah‟ın yarattığı her Ģeye merhamet eden insandır.Ġnsan yalnız insana iyilik ve merhamet etmez. Onun merhameti konuĢamayan hayvana da ulaĢır. O, ekin, arazi,karınca ve neslin içinde onun hizmetine sunulan tüm nimetlere merhamet eder. Evde beslenen ve etinden ve yumurtasından yararlandığı kümes hayvanlarına da merhamet eder; kedi ve köpek gibi diğer hayvanlara da merhamet eder.41

b- ÇeĢitlilik

Ġslam hayır iĢine önem verir. Ve ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını karĢılamak için birçok yol ve farklı yöntemlere teĢvik eder. Grup ve fertlerin ihtiyaçlarını karĢılamaya

38

Bakara, 2/215.

39

El-Hâkim, Ebû Abdillâh Muhammed b. Abdillâh b. Muhammed el-Hâkim en-Nîsâbûrî, El-

Müstedrek ala's-Sahihayn, 1.bs. thk. Mustafâ Abdukadir Atâ,Dâru’l-kutubu’l-İmiyye, Beyrut,

1412 h./1990, Birr; c. 4 s. 185 .

40

Mümtehine, 60/8.

41

22

katkıda bulunan faaliyetlerde maddi veya manevi büyük hayır hizmeti yapmak veya hayırlı bir faaliyette bulunmak isteyen herkese yapabildikleri ölçüde fırsat verir.Örneğin:

- Ġyilik Etmek; insanı mutlu eden, üzgünü teselli eden, fakire Ģefkatte bulunan, yetimin baĢını okĢayan, baĢkalarına tevekkül ve güven aĢılayan yollardan biridir.Bunların hepsini Allah‟ın Ģeriatinde görüyoruz. Allahu Teala Ģöyle buyurmuĢtur: “Ey iman

edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır iĢleyin ki kurtuluĢa eresiniz.”42Hz. Peygamber (sav) de Ģöyle buyurmuĢtur: „Her bir

müslümanın üzerine sadaka vermek vaciptir.‟ Sahabeler: Ey Allah‟ın Nebisi!

Sadaka verecek bir Ģey bulamaz ise ne yapar? dediler. Nebi (sav):”Eliyle çalıĢır hem

kendine fayda verir hem de tasadduk eder” buyurdu. Sahabeler: ÇalıĢmaya güç

bulamaz ise ne yapar? dediler. Nebi (sav): “ġiddetli ihtiyaç sahibine, bunalmıĢ

mazluma yardım eder” buyurdu. Sahabeler: Buna da güç bulamazsa ne yapar?

dediler.

Nebi (sav): “Maruf iĢlesin, münker iĢlemesin. Bu da o kimse için bir sadakadır” buyurdu.”43

- Ġhtiyaç KarĢılamak: Sahip olunan maldan ihtiyaç sahiplerine vermekle, onları infak etmekle ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları karĢılanır. Geri almak üzere borç vererek de yardımcı olunabilir. Daha sonra üzerinde anlaĢılan süre içerisinde ve borçlular için ödemeyi kolaylaĢtırarak, kendi kazançlarının meyvesinden iade etmeleri sağlanır. Bir adam Efendimiz (sav)‟e gelir ve Ģöyle der: Ya Rasulallah! Allah indinde en sevgili insan kimdir? Bunun üzerine Rasullullah Ģöyle buyurur:”Allah‟ın en sevdiği insan,

insanlara en faydalı olandır. Allah‟ın en sevdiği amel, müslümanı mutlu eden,ondan üzüntüyü gideren, borcunu ödeyen, açlığını gideren Ģeydir. Bana ihtiyaç içindeki bir kardeĢine yardım etmen, bu mescitte (Mescid-i Nebevi) bir aylık bir itikafa girmenden daha sevimli gelir. Kim kardeĢinden nefretini ve kinini esirger ise, Allah da onun hatasını örter. Kim gücü yettiği halde sinirini yutarsa, Allah kıyamet günü onun içinde bir umut kılar. Kim kardeĢinin ihtiyacı

42

Hacc, 22/77.

43

23

görülene kadar ona yardımcı olursa, Allah onun ayaklarını, ayakların kaydığı vakitte sabit kılar.”

c- Devamlılık

Ġslami hayır kurumlarının en önemli özelliklerindendir. Çünkü müslümanlar için hayır iĢi durumdan duruma göre değiĢiklik göstermez, kesintiye uğramaz. Aynı Ģekilde süreli veya süresiz olsun farzların her halükârda eda edilmesi gerekir. Örneğin zekat her yıl veya hasat zamanı yerine getirilmesi gereken bir farzdır. Bu yükümlülük ayette Ģöyle açıklanmaktadır: “Ürün verdiğinde ürününden yiyin ve

hasad günü de hakkını verin; israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.”44Yine Ramazan ayında oruç tutuluyorsa, varlıklı kimsenin yoksul akrabasına verdiği nafaka gibi süresiz olan bu farzın eda edilmesi gerekir. Sıla-i rahim ve yakın akrabanın hakları da bu cümledendir. Aç komĢunun karnının doyurulması gerekir. Nebi (sav): “KomĢusunun aç olduğunu bile bile tok yatan kimse

gerçekten iman etmiĢ olamaz.”45

Misafire ikramda bulunmak, sıkıntıda olanın sıkıntısını gidermek, yabancıya yardım etmek,yedirmek, içirmek vb. gibi sosyal hayatta devamlı olabilen hayırlı ameller müstehabdır.

d- ÇalıĢmada Kalite ve Öz güven:

Kurumsal hayır hizmetlerinin çalıĢmada gerektirdiği çalıĢma kalitesi apayrı bir Ģeydir. Bu gibi çalıĢmalar ferdiyet yerine birliktelik ve yardımlaĢma ilkesini içerir. Bu da çalıĢmayı kamil ve güzel kılar.Böylece kurum bünyesinde bir olgunlaĢma ve yaratıcılık havası eser. Takip eden süreçte kurum bazında göreceli bir istikrar oluĢur.

Bu süreçte kurum ortaya çıkan sorunlarla baĢ etme ve özgünlük kabiliyetini kazanır.Kurum söz konusu bu özelliklerini, çalıĢanlarıyla birlikte durduğu değerler ve ilkeler zemininde ilerleyen çalıĢanların insan iliĢkileri, iĢ iliĢkileri, yaĢantıları ve icraatlarıyla korur. Kurum bundan sonra da hedeflerini açıklayabilir, gerçekleĢtireceği projeleriyle ve kurumun önünü açacak olan kurum bünyesindeki

44

En’am, 6/141 .

45

Et-Taberani, Süleyman b. Ahmed b. Eyyub b. Mutayr eş-Şâmi el-Lahmi, el-Mucemu'l-kebir, c.12 s.154; El-Hâkim, a.g.e. XXXIX, Birr c. 4 s.184.

24

programlarıyla hukuki vasfını kazanabilir ve dıĢarı açılma politikası uygulayabilir. Zira Nebi (sav), “ Kim iĢini en iyi Ģekilde yaparsa, Ģüphesiz Allah onu çok

sever.”46

buyurmaktadır.

e- Kurumun tüzel kiĢiliğinin oluĢturulması

Kurum,Ģahıslardan ve belli amaçlar için bağıĢlanan mallardan oluĢur. Elinde bulunan mallar nedeniyle kurum, artık mali hukuku ilgilendiren bir boyut kazanırken aynı zamanda bu hukuki boyut kurumu kuranların hukukuyla birbirine karıĢmamalı- karıĢtırılmamalıdır . Çünkü kurum, ortaya çıkıĢıyla birlikte kendi hukuki statüsünü ve sorumluluklarını yüklenmiĢtir. Bundan sonra kurum ( birtakım vesilelerle) mal edinebilir, uygulama yapabilir,iĢlerini yöneten ve kurum adına konuĢan bir heyet kurabilir, bu heyet baĢkalarıyla muhataplığında hukuki sıfatıyla konuĢabilir ve böylece bu yeni oluĢumun tüzel kiĢiliği ortaya konulmuĢ olur.47

Saydığımız tüm bu özellikler sadece denizden bir damladır.Ġslami hayır kurumlarının özellikleri saymakla bitmez. Bu özellikler,insan hayatında uygulamalı örneklerin en mükemmeline sahip olan, asil Ġslam hukukundan neĢet eder.