• Sonuç bulunamadı

2.2. Menkul Kıymetlerin Vergi Usul Kanunu’na Göre Değerlemesi

2.2.2. Özel Kesim Tahvil Senet ve Bonoları

Özel sektör tahvilleri, finansman bonoları ve varlığa dayalı menkul kıymetler için borsa rayici söz konusu olmadığı için “Kıst Getiri” esası’na göre değerlemeye tabi tutulur. Kar ve zarar ortaklığı belgeleri ise alış bedeli ile değerlemeye tabi tutulur (Güçlü, 2004: 31). Özel sektörün çıkarmış olduğu senet, tahvil, ve bonolar bu hesap grubunda takip edilir. Tahvil, senet ve bonoların dönem sonu envanter işlemleri esnasında sayımları yapılır, mevut kayıtlar ile uyumluğu kontrol edilir ve uyumlulaştırma çalışmaları yapılır. Borsada işlem senet, bono ve tahvillerin ise finansal durum tablosu günündeki borsa rayiç değeri tespit edilerek, tespit edilen

42

değer alış değeri ile işlemiş faiz tutarından büyük ise aradaki fark tutarı kar, aksi durumda ise zarar olarak kayıt edilir.

2.2.2.1. Tahviller

VUK’nun 279. maddesine göre tahvillerin borsa rayici ile değerlenmesi gerekmektedir. Aynı kanun maddesinde ayrıca, “Borsa rayici mevcut değil ise veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dâhil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye karşılık gelen kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar veya zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir” (Özbirecikli, 2012: 54).

Tahviller, anonim şirketlerin yada devletin borç para toplamak için çıkardığı belgelerdir. Tahviller çıkaranın borcunu gösterir. Tahviller genelde hamiline yazılı olarak ihraç edildiğinden, çıkaran kime borçlu olduğunu bile bilmeyebilir. Tahvili alan yada elinde bulunduran, çıkaranın ortağı değil alacaklısıdır. Bu nedenle çıkaranın kâr ve zararı ile ilgilenmezler. Tahvil faizleri genelde bankalardaki mevduat faizlerinden yüksek olur. Bu nedenle işletmeler nakit ihtiyaçları az olduğu zaman tahvil alıp, nakit gereksinimleri fazla olduğu zaman ve de alış ve satış fiyatları arasındaki olumlu farkı da gözetip, satarak faydalanmaya çalışırlar (Ünalan, 2003: 16).

2.2.2.2. Yatırım Fonu Katılma Belgeleri

“Yatırım fonu katılma belgelerinin değerlemesi ile ilgili olarak VUK’un 279. Maddesinde özel bir düzenleme öngörülmüştür. Buna göre, fon portföyünün en az %51’i Türkiye’de kurulmuş olan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeli ile değerlenmesi gerekmektedir.” (Poyraz, 2007: 167).

43

Hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş olan şirketlere ait hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymetler ise borsa rayiç değeri ile değerlemeye tabi tutulur. Borsa rayiç değeri mevcut değil ise veya borsa rayiç değerinin şüpheli bir şekilde meydana geldiği anlaşılırsa değerlemede esas alınacak bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının ilave edilmesi suretiyle hesaplanır.

2.2.2.3. Kar-Zarar Ortaklığı Belgeleri

VUK 279. Maddesi hükmünde borsa rayiç değeri bulunmayan, ihraç sonrası getiri ve kazanç tutarı ihraç edenin kişi ya da kurumun kar ve zararına bağlı olarak oluşan ve değerlemenin yapılacağı gün itibariyle hesap edilmesi mümkün bulunmayan menkul kıymet kalemlerinin, alış bedeli üzerinden değerleme işlemi yapılacağı belirtilmiştir. Kar ve zarar ortaklığı, borsada işlem görmediklerinden, borsa rayici ile değerleme yapılması mümkün değildir. İhraç sonrası getiri ve kazanç tutarı ihraç edenin kişi ya da kurumun kar ve zararına bağlı olarak oluşan ve değerlemenin yapılacağı gün itibariyle hesap edilmesi mümkün bulunmayan menkul kıymet kalemlerinin VUK’un 279.Maddesi gereği alış bedeli üzerinden değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.

2.2.2.4. Banka Bonoları ve Banka Garantili Bonolar

“Yatırım ve Kalkınma Bankaları ile Anonim Şirketler’in kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere ihtiyaç duydukları ölçüde ihdas edilen bonolardır. Bunlar seri halde çıkarılmazlar ve dönemsel gelir getirmezler. Halka arz edilmesi söz konusu olmaz. Söz konusu menkul kıymetler borsada işlem görmemektedir. Dolayısıyla VUK’nun 279’uncu maddesi gereği borsa rayici olmayan banka bonoları ve banka garantili bonoların ilgili döneme isabet eden kıst getirilerinin hesaplanarak alış bedeline ilave edilmesi suretiyle değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.” (Poyraz, 2007: 170).

44 2.2.2.5. Finansman Bonoları

Anonim Şirketlerin kısa vadede ki finansman ve fon ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çıkardıkları, üzerinde yazılı nominal değer anapara ve faiz tutarından meydana gelen kısa vadeli borçlanma senetleri finansman bonosu olarak tanımlanmıştır.

“Finansman bonoları İMKB Tahvil ve Bono Piyasası’nda işlem görebilecek menkul kıymetler arasında sayılmıştır. Ancak ülkemizde finansman bonoları borsada işlem görmemektedir. Dolayısıyla VUK’un 279’uncu maddesi gereği borsa rayici olmayan finansman bonolarının ilgili döneme isabet eden kıst getirilerinin hesaplanarak alış bedeline ilave edilmesi suretiyle değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.” (Poyraz, 2007: 169).

2.2.2.6. Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler

“Varlığa dayalı menkul kıymetler genel finans ortaklıkları, bankalar, finansman şirketleri ve finansal kiralamaya yetkili kuruluşlar ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kendi ticari işlemlerinden doğmuş alacakları veya SPK mevzuatı çerçevesinde temellük edecekleri alacaklar karşılığında ihraç ettiği kıymetli evraktır. Vergi Usul Kanunu’nun 279’uncu maddesi gereğince varlığa dayalı menkul kıymetler hem Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi hem de Geçici Vergi açısından borsa rayiç değeriyle değerlenecektir. Ancak varlığa dayalı menkul kıymetler borsada işlem görmediklerinden borsa rayiç değeriyle değerleneme yapılmayacaktır. Dolayısıyla VUK’un 279’uncu maddesi gereği borsa rayiç değeri bulunmayan varlığa dayalı menkul kıymet kalemlerinin ilgili döneme karşılık gelen kıst getirilerinin hesaplanarak alış bedeline eklenmesi suretiyle değerleme işlemenin yapılması gerekmektedir.” (Poyraz, 2007: 169).