• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.5. İlgili Araştırmalar

2.5.2. Öz-Yeterlik ile İlgili Araştırmalar

Milson (2003)’un “Öğrencilerin Karakter Oluşumuna İlişkin Öğretmenlerin Yeterlik Duygusu” isimli çalışması Amerika Birleşik Devletleri’nde görev yapan öğretmenlere “Karakter Eğitimi Yeterlik İnancı Ölçeği”nin uygulanmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın örneklemi 930 öğretmenden oluşmaktadır. Öğretmenlerin yeterlik düzeyi, üniversite eğitimini aldığı yüksek öğretim kurumunun tipi, Karakter Eğitimi alanında alınan eğitime, ders verilen sınıfa, branşa, öğrencilerin yaşadığı yerel toplum tipine ve öğrenci ailelerinin sosyo-ekonomik statüsüne göre değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları şu şekildedir: 1) Öğretmenler olumlu yeterlik duygusuna sahiptir. 2) İlköğretim öğretmenleri lise öğretmenelerine göre anlamlı bir karakter eğitimi yeterliğine sahiptir. 3) Personel yetiştirme eğitimi ve karakter eğitimi konferansı öğretmenlerin karakter eğitimi yeterliğinde anlamlı bir etkiye sahiptir fakat üniversite temelli kursun öğretmen yeterliğinde önemli bir etkisi yoktur.

Gresham (2001), “Öğretmenlerin Öz-yeterlik İnançları ile Öğretmenlik Mesleklerine Yönelik Hoşnutluk, Sosyo-Ekonomik Yapı ve Öğrencilerin Akademik Başarıları Arasındaki İlişki” isimli doktora çalışmasında, bir okuldaki öğretmenlerin öz- yeterlik inançları ile öğretmenlik mesleklerine yönelik hoşnutluk, aynı okuldaki öğrencilerin sosyo-ekonomik yapısı ve öğrencilerin akademik başarıları arasındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırmada öğretmenlerin, öz-yeterlikleri ve meslek

memnuniyetlerinin ölçülmesi için gerekli olan veriler, öğretmenlerce bizzat doldurulan anket yoluyla sağlanmıştır. Öğrencilerin akademik başarıları ise 2000 yılı 5. sınıf, matematik, fen, Sosyal Bilgiler ve İngilizce derslerinde Virginia öğrenme standartları değerlendirme formu kullanılarak elde edilmiştir.

Araştırma sonucunda, öğretmen yeterlikleri ile diğer tüm değişkenler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Öğretmen yeterlikleri ile risk altında olan ve olmayan okul olma değişkenlerinde de anlamlı bir fark bulunmamıştır. Örgenci başarısı ile sosyo- ekonomik yapı arasında ise anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Öğretmenlerin meslek memnuniyetleri ile sosyo-ekonomik statüleri “gözetim-denetim” ve “ceza” değişkenleri arasındaki ilişki ele alındığında doğrusal bir eğri olarak gözlenmiştir. Ayrıca, meslek memnuniyeti alanı ile ilgili olarak risk altında olan ve olmayan okullar arasında anlamlı fark bulunmuştur.

Zengin (2003), “İlköğretim Öğretmenlerinin Özyeterlik Algıları ve Sınıf-İçi İletişim Örüntüleri” isimli çalışmada ilköğretim öğretmenlerinin öz-yeterlik algıları, bu algıların öğretmenlerin cinsiyeti, kıdemi, yaşı ve sınıf-içi iletişim örüntüleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma Batman il sınırları içerisinde yer alan 28 ilköğretim okulunda görev yapan 508 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri “Öğretmen Görüşleri Ölçeği ve Sınıf-içi İletişim Ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğretmenlerin öz-yeterlik algılarının yaşa ve branşa göre anlamlı farklılıklar gösterdiği saptanmıştır. Sınıf içinde yapılan gözlemler sonucunda genel olarak, öz-yeterlik algıları yüksek olan ilköğretim öğretmenlerinin sınıfta daha olumlu davranışlarda bulundukları belirlenmiştir.

Yılmaz ve Bökeoğlu (2008), “İlköğretim Okulu Öğretmenlerinin Yeterlik İnançları” isimli çalışmalarında; ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin yeterlik inançlarını belirlenmesini amaçlamışlardır. Araştırmalarından elde ettikleri bulgulara göre, öğretmenlerin “Öğretim Yeterliği” faktörü ile ilgili görüşleri “çok katılıyorum”, “Kişisel Yeterlik” faktöründeki görüşleri ise “orta derecede katılıyorum”a karşılık gelmektedir. Öğretmenlerin, “Öğretim Yeterliği” faktöründeki görüşleri arasında cinsiyet, branş, eğitim durumu, kıdem, yaş ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısına göre anlamlı fark bulunmamıştır. “Kişisel Yeterlik” faktöründe ise cinsiyet, branş, kıdem ve yaşa göre

anlamlı fark bulunmazken, eğitim durumu ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısına göre fark anlamlı bulunmuştur.

Demirel (2009), “Sınıf Öğretmenlerinin ve Okul Yöneticilerinin Karakter Eğitimine İlişkin Öz-yeterlik İnançları” isimli çalışmada sınıf öğretmenlerinin ve okul yöneticilerinin karakter eğitimine ilişkin öz-yeterlik inançlarını belirlemeyi ve aralarında anlamlı bir fark olup olmadığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu Ankara merkez ilçelerinde görev yapmakta olan 311 sınıf öğretmeni ve 180 yönetici oluşturmuştur. Çalışmada Milson ve Mehlig (2002) tarafından geliştirilen ve 24 maddeden oluşan karakter eğitimi öz-yeterlik inancı ölçeği Türkçe’ye çevrilerek uygulanmıştır. Gerek öğretmenlerin, gerekse okul yöneticilerinin ölçeğe verdikleri yanıtların dağılımı, karakter eğitimine ilişkin yüksek yeterlik inancını işaret etmektedir. Araştırma sonunda öğretmenlerin karakter eğitimine ilişkin öz-yeterlik inançlarının cinsiyet, eğitim durumu, kıdem, sınıf mevcudu ve hizmet-içi eğitim alma değişkenlerine göre değişiklik göstermediği; sadece sınıf düzeyine göre anlamlı bir fark gösterdiği bulunmuştur. Okul yöneticilerinin karakter eğitimine ilişkin öz-yeterlik inançları cinsiyet, kıdem, eğitim durumu, yöneticilik süresi ve karakter eğitimine ilişkin hizmet-içi eğitim alıp/almama değişkenlerine göre değişiklik göstermemektedir. Elde edilen bulgulara göre yöneticilik deneyimi, karakter eğitimine ilişkin öz-yeterlik inançlarını olumlu yönde etkilemektedir. Öğretmen ve yöneticilerin öz- yeterlik puan ortalamaları arasında kişisel, genel ve toplam yeterlikte yöneticiler lehine anlamlı bir fark vardır.

Zayimoğlu Öztürk (2011)’ün “Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin ve Öğretmen Adaylarının İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programında Yer Alan Öğrenme Alanlarına İlişkin Özyeterlik Düzeylerinin İncelenmesi” isimli doktora çalışmasının amacı Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ve öğretmen adaylarının ilköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programında yer alan öğrenme alanlarına ilişkin özyeterlik düzeylerinin incelenmesidir. Bu doğrultuda çalışma kapsamında ilköğretim Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin ve öğretmen adaylarının Sosyal Bilgiler Öğretim Programı Öğrenme alanlarına ilişkin özyeterlikleri ile ilgili literatür incelenmiş ve Delphi tekniği ile uzman görüşüne başvurularak “Sosyal Bilgiler Öğrenme Alanları Yeterlikleri” ölçeği geliştilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenler özyeterlik ölçeğinin genelinden yüksek özyeterliklere sahip olurlarken, öğretmen adayları ise ölçeğin genelinden alınan puanlara

göre orta düzeyde yeterli bulunmuştur. Ayrıca öğretmenlerin özyeterlik puanları cinsiyet ve mesleki kıdeme göre değişmez iken; mezun olunan branş ve öğrenim durumu gibi bağımsız değişkenlerin özyeterlikler üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının aldıkları puanlar cinsiyet ve akademik ortalamaya göre değişmez iken, öğrenim türü ve üniversite değişkeni özyeterlik puanları üzerinde etkili olmuştur. Ayrıca, her iki katılımcı grubun aldıkları puanların, hem öğrenme alanları hem de sosyal bilim disiplinleri açısından anlamlı bir şekilde farklılaştığı da tespit edilmiştir.

III. BÖLÜM YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, evren ve örneklem, veri toplama teknikleri ve verilerin analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.