• Sonuç bulunamadı

2. Bölüm:Yöntem

2.1. Örneklem

Çalışmaya, araştırmaya katılma ölçütlerini karşıladığını bildiren, Ankara Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) öğrenimine devam eden 495 üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Uygulamalar, dersin ilgili öğretim üyesinden izin alındıktan sonra dersliklerde ve üniversite yerleşkelerindeki öğrenci kafeteryalarında gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya alınma ölçütleri;

a) 18–25 yaş arası erkek üniversite öğrencisi olmak, b) Cinsel açıdan etkin olmak,

c) Cinsel yönelimi karşıt cinsiyet (heterosexüel) olmak, d) ve bekâr olmaktır.

75

Elde edilen verilerin incelenmesi sonucunda 113 katılımcının anket formu, anketteki soruların eksik yanıtlanması, anketlerdeki bazı ölçeklerin hiç yanıtlanmaması ya da katılımcının araştırmaya katılım ölçütlerini tam olarak karşılamaması (cinsel açıdan aktif olmak gibi) nedenleriyle değerlendirilmeye alınmamıştır. Sonuç olarak toplam 382 katılımcının yanıtladığı anketler değerlendirmeye alınmıştır. Başka bir deyişle, araştırmanın örneklemini 382 karşıt cinsel erkek üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Katılımcıların özellikleri Çizelge 2.1.’de özetlenmiştir.

Çizelge 2.1.’de de görülebileceği gibi, katılımcıların yaşları 18 ile 25 arasında değişmektedir. Yüzde 70’inin 20-23 yaşları arasında olduğu belirlenen katılımcıların yaş ortalamasının 22 (X=22.02;SS=1.82) olduğu, 3 katılımcının ise yaşını belirtmediği anlaşılmıştır.

Katılımcıların üniversitede geçirdikleri ortalama süre yaklaşık 4 (X=3.74;SS=1.6) yıldır. Katılımcıların yaklaşık % 80’inin üniversitede 2-5 yıl arasında zaman geçirmiş olduğu belirlenmiştir.

Katılımcıların eğitim gördükleri alanı belirtmeleri istenmiştir. Eğitim alanları, sosyal bilimler (Psikoloji, Sosyoloji, Hukuk, İktisat, İşletme ve Tarih gibi), fen bilimleri (Mühendislik Programları, Fizik, Kimya ve Matematik gibi) ve sağlık bilimleri (Tıp, Hemşirelik gibi) olarak sınıflandırılmıştır. Katılımcıların büyük bir kısmı (% 85.6; n=327) fen bilimleri alanında öğrenim gördüğünü belirtmiş, küçük bir kısmı ise (%13.8; n=52) sosyal bilimler alanında öğrenimine devam ettiğini bildirmiştir.

76 Çizelge 2.1:Katılımcıların Özellikleri (N=382)

Değişken Ortalama (SS) ya da % (N)

Yaş 22.02 (1.82); 18-25

Üniversitede geçirilen süre

1-2 yıl 24.6 (93)

3-4 yıl 43.7 (165)

5-6 yıl 26.1 (99)

7-8 yıl 4.6 (21)

Öğrenim görülen alan

Sosyal Bilimler 13.6 (52)

Fen ve Teknik Bilimleri 85.6 (327)

Sağlık Bilimleri 0.8 (3)

Üniversiteden önce yaşanılan yer

Kasaba/köy 1 (4)

İlçe 11.8 (45)

İl 31.9 (122)

Büyükşehir 54.7 (209)

Gelir düzeyi

Çok iyi 3.7 (14)

İyi 33.8 (129)

Orta 57.9 (221)

Kötü 3.9 (15)

Üniversitede kalınan yer

Yurt 23.8 (91)

Kendi başına evde 11.3 (43)

Ailesi ile 45.0 (172)

Akrabaları ile 1.8 (7)

Arkadaşlarıyla evde 17.5 (67)

77

Katılımcılara üniversiteye başlamadan önce yaşadıkları yerleşim yeri sorulduğunda, 209 kişi (% 54.9) büyük şehirlerde, 122 kişi (% 31.9) ise illerde yaşadıklarını bildirmiştir. Üniversiteye başlamadan önce ilçelerde (% 11.8), kasaba ve köylerde (% 1) yaşadıklarını bildiren katılımcılar ise daha düşük oranlardadır.

Katılımcılara üniversitede okurken nerede kaldıkları sorulmuş, öğrencilerin yaklaşık yarısı (% 45; n=172) aileleriyle birlikte kaldıklarını, % 23.8’i (n=91) yurtta,

% 17.5’i (n=67) akrabaları ile, % 11.3’ü (n=43) ise kendi başına evde kaldıklarını bildirmiştir.

2.2.VERİ TOPLAMA ARAÇLARI

Araştırmada kullanılan ölçekler uygulanmadan önce, ölçeği geliştiren ve uyarlayan araştırmacılardan elektronik posta yolu ile gerekli izinler alınmıştır.

Çalışmada kullanılan ölçeklerin geçerliği ve güvenirliği bu çalışma ya da farklı çalışmalar kapsamında daha önce sınanmasına karşın, iç-tutarlıklarının ve faktör yapılarının yeniden sınanmasının ve önceki çalışmalardan elde edilen bulgularla benzerlik gösterip göstermediğinin belirlenmesinin ölçeklerin geçerliğine katkı sağlayacağından yararlı olacağına karar verilmiştir.

Aşağıdaki bölümlerde çalışmada kullanılan temel ölçekler sonucunda elde edilen değerler kısaca anlatılarak, faktör analizi sonuçları sunulmuştur. Böylelikle ölçme araçlarını ilerideki çalışmalarında kullanacak olan araştırmacıların, ölçekler hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olacakları düşünülmüştür.

78 2.2.1.Cinsel Risk Alma Ölçeği (CRAÖ)

Bu ölçek Hırvatistan’da Stulhofer ve arkadaşları (2009) tarafından geliştirilmiştir. Kişinin son 12 ay içerisinde ve tüm yaşamı boyunca yaşadığı riskli cinsel davranışlar hakkında bilgi toplamaya yönelik toplam 10 maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin beş maddesi evet-hayır şeklinde, iki maddesi boşluk doldurma, iki maddesi üçlü Likert tipi, tek maddesi ise dörtlü Likert tipi olarak yanıtlanmaktadır. Ölçeğin puan ranjı 0 ile 10 arasında olup, daha yüksek puanlar daha fazla cinsel riski almaya işaret etmektedir. Ölçeğin Hırvatistan’daki ilk uygulamasında katılımcıların ortalama cinsel risk puanı 3.45, standart sapması 2.13 ve iç tutarlılık katsayısı 0.64 olarak bulunmuş, ancak ölçeğin faktör yapısına ilişkin bilgi verilmemiştir. Ölçekte katılımcılara tüm yaşamları boyunca anal ilişkiye girip girmedikleri, ilk cinsel birleşmesinde kondom kullanıp kullanmadıkları ve tüm yaşamları boyunca toplam kaç kişi ile cinsel ilişkiye girdikleri gibi cinsel geçmişleriyle ilgili sorular yöneltilmiştir.

Tez çalışması kapsamında yapılan uyarlama çalışmasında karşıt cinsel yönelimli, Ankara Üniversitesi ve ODTÜ’de okuyan kadın ve erkek üniversite öğrencilerinden gönüllülük esasına göre veri toplanmıştır. Erkek katılımcıların riskli cinsel davranış puanları kadınlarınkinden anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (t=3.49, df:181, p<0.01). Ölçeğin ayırt edicilik geçerliğini sınamak için verilere t-testi uygulanmış ve cinsel yolla bulaşan bir hastalık tanısı alanlarla almayanların riskli cinsel davranış puanları arasındaki farka bakılmıştır. Cinsel yolla bulaşan bir hastalık (hepatit, frengi gibi) tanısı alanların riskli cinsel davranış puan ortalamalarının tanı almayanlarınkinden anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür (t=3.52, df:181, p<0.001). “Hiç cinsel ilişkiden önce alkol kullandığınız

79

oldu mu?” sorusuna asıl ölçekte “bazen kullandım” ve “sıklıkla kullandım”

yanıtlarının verilmesi durumunda bunların riskli davranış olarak değerlendirilmesine karşın, katılımcıların % 90’ının ilişki öncesinde bazen ya da sıklıkla alkol kullandıklarının belirlenmesi üzerine yalnızca “sıklıkla alkol kullanmanın” bu maddede risk olarak puanlanması gerektiğine karar verilmiştir. Ayrıca ölçeğin sosyal beğenirlik kaygısından etkilenip etkilenmediğini sınamak için ölçekle aynı anda Kozan (1984) tarafından geliştirilmiş olan Sosyal Beğenirlik Ölçeği uygulanmış, ölçeğin Sosyal Beğenirlik Ölçeği ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı korelasyon analizi sonucunda anlaşılmış, böylelikle de sosyal beğenirlikten etkilenmediği ortaya konulmuştur.

Çalışma kapsamında yapılan uyarlama çalışmasında, Cinsel Risk Alma Ölçeğine temel bileşenler faktör analizi uygulanarak ölçeğin faktör yapısı sınanmıştır. Ölçeğin temel bileşenler faktör analizine uygunluğuna Barlett ve KMO testleri yardımıyla karar verilmiştir. Korelasyon matrisindeki değişkenlerin en azından bir kısmı arasında yüksek korelasyonun bulunup bulunmadığını ortaya koyan Barlett testinin anlamlı olduğu (427; p<0.001), gözlenen ilişki katsayısının büyüklüğü ile kısmi ilişki katsayılarının büyüklüğünü karşılaştıran KMO endeksinin ise 0.71, diğer bir deyişle “iyi düzeyde” olduğu görülmüştür. Verilere temel bileşenler faktör analizi uygulandığında, öz-değerleri 1’in üzerinde olan 3 bileşene ulaşılmış ve bu üç bileşenin varyansın % 58’ini açıkladığı görülmüştür (Çizelge 2.2).

Ölçekteki maddelerin bileşen oluşturma yapıları incelendiğinde ise kondom kullanma sıklığını ölçen 3. ve 7. maddelerin ilişkili olduğu (kondom kullanma), beş maddenin yüklerinin birinci faktör, iki maddenin yüklerinin üçüncü faktör üzerinde yoğunlaştığı, ölçekteki 4. maddenin yükünün ise birinci ve üçüncü faktörlere eşit

80

Çizelge 2.2: Cinsel Risk Alma Ölçeğinin (CRAÖ) Faktör Yükleri

Risk Maddeleri F 1 F 2 F 3

1.Anal ilişkiye girme 0.541 0.208 -0.312

2. Son 12 ay içerisinde tek gecelik ilişki 0.728 -0.154 0.121

3. Son ilişkide kondom kullanma 0.127 0.906 0.136

4. 10 yaş ya da daha büyük birisiyle ilişki 0.450 -0.005 -0.451

5. Birden fazla kişiyle aynı dönemde ilişki 0.774 -0.124 0.036

6. Toplam ilişkiye girilen kişi sayısı 0.759 -0.083 0.048

7. Son 12 ay içerisinde düzenli kondom

kullanma 0.239 0.844 0.262

8. İlişkiden önce alkol kullanma 0.460 -0.331 0.480

9. İlişkiden önce uyuşturucu madde kullanma 0.540 -0.105 0.335

10.İlk cinsel ilişkiye girme yaşı 0.484 0.111 -0.542

Özdeğerler 3.01 1.75 1.05

Açıklanan toplam varyans (58.10) 30.15 17.55 10.44

olarak dağıldığı görülmüştür (bkz., Çizelge 2.2). Ölçekteki toplam 10 maddenin alfa iç tutarlılık katsayısı değeri 0.71, iki yarım güvenirlik katsayısı 0.68, katılımcıların ortalama cinsel risk puanının ise 3.31 olduğu görülmüştür.

81

Tezin verileri incelendiğinde Barlett testinin anlamlı olduğu (705, p<0.001), KMO endeksinin ise 0.70, diğer bir deyişle “iyi” bir düzeyde olduğu sonuçlarına ulaşılmış, verilere temel bileşenler faktör analizi uygulandığında öz-değerleri 1’in üzerinde olan 3 bileşenin olduğu ve varyansın % 54’ünün açıklandığı görülmüştür.

Ancak “scree plot” grafiğine bakıldığında grafiğin iki noktada belirgin ve sert bir şekilde kırıldığı, iki bileşenin varyansın % 44’ünü açıkladığı belirlenmiştir. Alt bileşenlerdeki madde sayılarının dörtten daha az olması nedeniyle, ölçeğin aslına uygun biçimde tek boyutlu olarak kullanılması gerektiğine karar verilmiştir (bkz. Ek 1). Bu çalışmada ise alfa katsayısı 0.68 olarak ölçülmüştür.

2.2.2.Cinsel Heyecan Arama Ölçeği (CHAÖ)

Bu ölçek Kalichman ve Rompa (1995) tarafından ABD’de geliştirilmiştir.

Kişinin cinsel heyecan aramasıyla ilgili 11 maddeden oluşan dörtlü Likert tipindeki bu ölçeğin puan ranjı 11 ile 44 arasında olup, daha yüksek puanlar daha fazla cinsel heyecan arayışını göstermektedir.

Kalichman ve arkadaşları (1994) eşcinsellerde AIDS risk davranışını yordamak için Zuckermen ve arkadaşlarının (1978) geliştirdikleri Heyecan Arama Ölçeğinin cinsellikle ilgili konuları yansıtan maddelerini değiştirerek 9 maddelik Cinsel Heyecan Arama Ölçeğini (CHAÖ) geliştirmişlerdir. Kalichman ve Rompa (1995) ise CHAÖ’ni eşcinsel örneklemine ek olarak, şehirlerde yaşayan düşük gelirli karşıt cinsel kadın ve erkek örnekleminde de uygulayarak, ölçeği karşıt cinsellere uyarlamışlardır. Ölçeğin ABD’deki geliştirme çalışmasında alfa iç tutarlılık katsayısı karşıt cinsel örneklemde 0.81 olarak bulunmuş, erkek ve kadınların CHAÖ’nde

82

anlamlı bir şekilde ayrıştıkları, erkeklerin kadınlardan daha yüksek puanlar aldıkları görülmüştür. Cinsel heyecan arama puanları ile korunmasız cinsel ilişki sıklığı ve cinsel ilişkiye girilen kişi sayısı arasındaki korelasyonlar anlamlı bulunmuş, ayrıca CHAÖ’nin bir dizi güvenli cinsel davranışla da ilişkili olduğu görülmüştür

Çalışma kapsamında yapılan uyarlama çalışmasında Ankara üniversitesi ve ODTÜ’de okuyan 75’i kadın ve 108’i erkek olmak üzere toplam 183 karşıt cinsel, erkek ve kadın öğrenciden veri toplanmıştır. Güvenirlik için öncelikle alfa iç tutarlık katsayısına ve düzeltilmiş madde toplam korelasyonu değerlerine bakılmıştır.

Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0.83 bulunmuştur ve bu değer Kalichman ve Rompa’nın (1995) bulduğu iç tutarlık katsayısından biraz daha yüksektir. Ölçekte yer alan “İlişkiye girdiğim kişiler büyük bir olasılıkla benim risk eğilimli olduğumu düşünmektedirler” maddesinin madde toplam korelâsyonunun 0.24 gibi düşük bir değerde olması nedeniyle, maddenin katılımcıları ayırt etme özelliğinin olmadığına karar verilmiş ve ölçekten çıkarılmıştır. Bu madde çıkarıldıktan sonra kalan 10 maddenin yeniden alfa değerine bakıldığında bu değerin 0.84’e yükseldiği görülmüştür. Ölçeğin iki yarım güvenirlik katsayısı ise 0.72 olarak bulunduğundan, ölçeğin güvenirlik değerlerinin kabul edilebilir düzeylerde olduğuna karar verilmiştir.

Çalışma kapsamındaki uyarlama çalışmasında verilere temel bileşenler faktör analizi, döndürme olarak da Kaiser normalleştirmesi için Quartimax uygulandığında, ölçeğin tek boyutlu cinsel heyecan arayışını ölçtüğüne karar verilmiştir (Çizelge 2.3).

Kalichman ve Rompa (1995) tarafından yapılan geçerlik çalışmasına benzer olarak, cinsel heyecan arama toplam puanlarının hangi riskli cinsel davranışla ilişkili olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Analizler sonucunda, cinsel heyecan arama puanlarının

83

tek gecelik cinsel ilişki sıklığı (r=0.48; p<0.001), birden fazla kişiyle aynı dönemde cinsel ilişkiye girme sıklığı (r=0.44; p<0.001), kişinin tüm hayatı boyunca cinsel ilişkiye girdiği kişi sayısı (r=0.41; p<0.001), cinsel ilişkiye girmeden önce alkol (r=0.31; p<0.001) ve yasa dışı uyuşturucu madde kullanma sıklığıyla (r=0.33;

p<0.001) ilişkili olduğu görülmüştür.

Analizler sonucunda cinsel heyecan arama puanları dikkate alındığında, kadınların ve erkeklerin ölçekten aldıkları ortalama puanlar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu (t=4.21, df:181, p<0.001), erkeklerin cinsel heyecan arama puanlarının kadınlarınkinden anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür.

Cinsel Heyecan Arama Ölçeğinin ayırt edicilik geçerliğini ölçmek için, ölçeğin cinsel yolla bulaşan bir hastalık tanısı alanları ayırt edip etmediğine bakılmıştır. Cinsel yolla bulaşan bir hastalık tanısı alanlarla almayanların cinsel heyecan arama puanları arasındaki farkın anlamlı olduğu (t=2.13, df=181, p<0.05), hastalık tanısı alanların cinsel heyecan arama puanlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca ölçeğin sosyal beğenirlik kaygısından etkilenip etkilenmediğini belirlemek için ölçekle aynı anda Kozan (1984) tarafından geliştirilen Sosyal Beğenirlik Ölçeği uygulanmıştır. Ölçeğin sosyal beğenirlikten etkilenmediği ortaya konulmuştur. Ölçekteki bazı sorular ise şöyle sıralanabilir;

sınırsız çılgınca cinsel ilişkiyi severim, porno film izlemekten zevk alırım, yeni ve heyecan verici cinsel deneyimler ve duygular yaşamayı severim (bkz. Ek 2).

84

Çizelge 2.3: Cinsel Heyecan Arama Ölçeğinin (CHAÖ) Faktör Yükleri

F 1 F 2 madde-

top.kor F 1:

1.Sınırsız çılgınca cinsel ilişkiyi severim. .733 .038 .617 2.Cinsel ilişkiye girmede en önemli şey fiziksel

heyecandır .642 -.173 .479

3.Kondomsuz cinsel ilişki duygusundan zevk

alırım. .514 .057 .419

4.İş cinsel ilişkiye geldiğinde fiziksel çekicilik

kişiyi ne kadar iyi tanıdığımdan daha önemlidir. .549 .547 .523 5.Şehvetli insanların arkadaşlıklarından zevk

alırım. .748 .133 .659

6.Birisinin benimle cinsel ilişkiye girmesini sağlamak için tam olarak doğru sayılamayacak

şeyler söylerim. .539 .441 .471

7.Yeni cinsel yaşantılar denemeyi severim. .756 .119 .537 8.Cinselliğimi keşfediyormuşum gibi hissederim. .578 -.479 .665 9.Yeni ve heyecan verici cinsel deneyimler ve

duygular yaşamayı severim. .740 -.120 .365

F 2:

10.Porno film izlemekten zevk alırım. .472 .589 .593 11.İlişkiye girdiğim kişiler büyük bir olasılıkla

benim risk eğilimli olduğumu düşünmektedirler. .309 .729 .240

Özdeğerler 4.1 1.04

Açıklanan toplam varyans (51.91) 41.54 10.37

85

Ölçeğin geliştirme ve uyarlama çalışmasında yapılan faktör analizleri ölçeğin tek boyutlu ve homojen bir yapıda olduğunu doğrulamakla birlikte, verilere temel bileşenler faktör analizi uygulanarak ölçeğin faktör yapısı yeniden sınanmıştır.

Tezin verileri incelendiğinde Barlett testinin anlamlı olduğu (793, p<0.001), KMO endeksinin ise 0.83, diğer bir deyişle “çok iyi” düzeyde olduğu sonuçlarına ulaşılmış, verilere temel bileşenler faktör analizi uygulandığında öz-değerleri 1’in üzerinde olan 2 bileşenin bulunduğu ve varyansın % 45’inin açıklandığı görülmüştür.

Ancak “scree plot” grafiğine bakıldığında grafiğin bir noktada belirgin ve sert bir şekilde kırıldığı, tek bileşenin varyansın % 34’ünü açıkladığı belirlenmiştir. Elde edilen bulgular Cinsel Heyecan Ölçeğinin Türkçeye ve Türk kültürüne uyarlanmış halinin, ölçeğin aslına benzer biçimde tek boyutlu ve homojen bir yapıda olduğuna ilişkin güçlü ipuçları vermiştir. Ölçeğin alfa iç-tutarlık katsayısı 0.77 olarak bulunmuştur. Bu değer, ölçeğin geliştirme çalışmasında elde edilen iç-tutarlık katsayısına (α= 0.79) oldukça yakındır.

2.2.3.Dinsel Tutum Ölçeği (DTÖ)

Bu İslami bir kültürde dindarlığı ölçmek için Ok (2011) tarafından geliştirilmiş 8 maddelik beşli likert tipi bir ölçektir. Puan ranjı 8 ile 40 arasında değişmekte ve daha yüksek puanlar daha fazla dindarlığı göstermektedir. Üniversite öğrencileri örnekleminde ölçeğin iç tutarlık katsayısı 0.91 olarak bulunmuştur (Ok, 2011). Açılımsal ve doğrulayıcı faktör analizleri ölçeğin 4 ayrı alt boyutuyla (bilişsel, duygusal, davranışsal ve ilişkisel) iyi bir model oluşturduğunu ortaya koymuştur.

Francis Hıristiyanlığa Yönelik Dinsel Tutum Ölçeği ve İç-Güdümlü Dindarlık Ölçekleri ile bakılan ölçüt geçerliğinin de yüksek olduğu belirtilmiştir. Dinsel tutum

86

ölçeğinden örnek maddeler olarak “dinin gereksiz olduğunu düşünüyorum”, “dinsel etkinliklere katıldığımda gerçekten zevk alırım” ve “inandığım dinin gereklerini yerine getirmeye çalışırım” maddeleri verilebilir (bkz. Ek 3).

Geliştirme çalışması bağlamında yapılan açılımsal ve doğrulayıcı faktör analizleri ölçeğin 4 ayrı alt boyutuyla (bilişsel, duygusal, davranışsal ve ilişkisel) iyi bir model oluşturduğunu göstermesine karşın, ölçeğe temel bileşenler faktör analizinin uygulanmasına ve faktör yapısının gözden geçirilmesine karar verilmiştir.

Bu çalışmada ölçeğin temel bileşenler faktör analizine uygunluğuna Barlett ve KMO testlerinin yardımıyla karar verilmiştir. Barlett testinin anlamlı olduğu (2362; p<0.001), KMO endeksinin ise 0.91, diğer bir deyişle “mükemmel bir düzeyde” olduğu sonucuna varılmıştır. Verilere temel bileşenler faktör analizi, döndürme olarak ise varimaks uygulandığında öz-değerleri 1’in üzerinde olan yalnızca bir bileşene ulaşılmış ve tek bileşen ile varyansın % 69’u açıklanmıştır. Elde edilen bu sonuç, Dinsel Tutum Ölçeğinin geliştirme çalışmasındaki bulguların aksine, ölçeğin tek boyutlu ve homojen bir yapıda olduğuna yönelik güçlü ipuçları vermiştir. Bu nedenle ölçek bu çalışmada tek boyutlu Dinsel Tutum Ölçeği olarak kabul edilmiştir. Ölçeğin alfa iç-tutarlık katsayısı 0.93 olarak bulunmuş ve bu değer geliştirme çalışmasında Ok (2011) tarafından bulunan alfa değerinden biraz daha yüksektir.

2.2.4.AIDS Bilgi Ölçeği (ABÖ)

AIDS Bilgi Ölçeği AIDS bilgi düzeyini belirlemek amacıyla Carey ve Schroder (2002; akt. Bulduk, 2009) tarafından geliştirilen 18 maddelik bir ölçektir.

Ölçekte hastalığın bulaşma yolları ve hastalıktan korunma ile ilgili ifadeler yer

87

almaktadır. Evet, hayır ve bilmiyorum şeklinde işaretlenen ölçekte doğru “1” puan, yanlış ve bilmiyorum ise “0” puan alarak değerlendirilmiştir. Ölçeğin toplam puanı 0-18 arasında değişmekte, yüksek puanlar daha fazla AIDS bilgi düzeyini göstermektedir. Bulduk (2009) tarafından ölçeğin Türk üniversite öğrencisi bir örneklem üzerinde uyarlama çalışması yapılmış, kapsam geçerlik indeksi 0.98 olarak bulunmuştur. Ölçeğin iç tutarlığı 0.85, test-tekrar test güvenirliği 0.80 bulunmuş ve bu sonuçların AIDS Bilgi Ölçeğinin Türk toplumunda geçerli ve güvenilir bir araç olarak kullanılabileceğini gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ölçekte kullanılan maddelere örnek olarak; “AIDS virüsü öksürme ve hapşırma yoluyla bulaşmaz”, “bir erkekle anal seks sırasında kadına AIDS virüsü bulaşabilir” ve “yetişkinlerde AIDS virüsü bulaşmasını engelleyen bir aşı mevcuttur” maddelerini verebiliriz (bkz. Ek 4).

Veriler ile yapılan güvenirlik çalışmasında ölçeğin madde-toplam korelâsyonunun 0.16 ile 0.47 arasında değiştiği gözlenmiş, alfa iç-tutarlık katsayısı ise “0.64” olarak bulunmuştur. Ölçek maddelerine verilen yanıt anahtarında, doğru yanıtların “2” puan, yanlış yanıtların “1” puan ve bilmiyorum yanıtlarının “0” olarak kodlanması durumunda ise ölçeğin alfa iç-tutarlık katsayısının 0.73’e yükseldiği görülmüştür. Bulduk (2009) tarafından yapılan uyarlama çalışmasında ise alfa iç tutarlık katsayısının 0.85, diğer bir deyişle de oldukça yüksek olduğu bildirilmiştir.

Bulduk (2009) tarafından yapılmış olan uyarlama çalışmasında ölçeğin faktör yapısına ilişkin bir bilgiye rastlanmamıştır. Tezin verileri ile ölçeğin faktör yapısı incelenmiştir. Ölçeğin temel bileşenler faktör analizine uygunluğuna Barlett ve KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) testleri uygulanarak karar verilmiştir. Barlett testinin anlamlı olduğu (847; p<0.001), KMO endeksinin ise 0.79, diğer bir deyişle “iyi düzeyde”

olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Verilere temel bileşenler faktör analizi, döndürme

88

olarak ise varimaks uygulandığında öz-değerleri 1’in üzerinde olan toplam 6 bileşen ortaya çıkmış ve varyansın % 52’si açıklanmıştır. Ancak “scree plot” grafiğine bakıldığında grafiğin bir noktada belirgin ve sert bir şekilde kırıldığı, bir bileşenin ise varyansın % 19’unu açıkladığı görülmüştür. Ölçek aslına uygun olarak bu çalışmada tek faktörlü olarak kullanılmıştır.

2.2.5.AIDS’ten Korunmada Öz-Yeterlik Ölçeği (AÖYÖ)

Bu Lopez ve Rubia (2001; akt., Bulduk ve Erdoğan, 2008) tarafından geliştirilmiş, beşli Likert tipi toplam 27 maddelik bir ölçektir. Bulduk ve Erdoğan (2008) tarafından Türkiye’de üniversite öğrencisi bir örneklem üzerinde uyarlama çalışması yapılmış olan ölçeğin psikometrik analizler sonucunda 4 alt boyutunun olduğu belirlenmiştir. Bunlar, cinsel ilişkiyi reddetmede öz-yeterlik (α= 0.97, örneğin önceden tanıdığınız birinin cinsel teklifini reddetme), potansiyel cinsel ortağa soru sorabilmede öz-yeterlik (α= 0.90, örneğin kız arkadaşınızla AIDS’ten korunma konusunda konuşabilme), kondom kullanmada öz-yeterlik (α= 0.74, örneğin, her cinsel ilişkide kullanabileceği konusunda emin olabilme) ve evlilik, sadakat ve cinsellikle ilgili konuşabilmede öz-yeterlik boyutlarıdır (α= 0.95, örneğin, cinsel konular hakkında annenizle konuşabilme). Ölçekte puanlar 27 ile 135 arasında değişmekte ve daha yüksek puanlar öz-yeterliğin daha yüksek olduğuna işaret etmektedir. Ölçeğin toplamının iç tutarlılık katsayısı 0.93, test tekrar test güvenirliği ise r(60)=0.85, p<0.01. olarak bulunmuştur. Geçerliği ölçmek için yapı geçerliğine bakılmış, farklı durumlarda cinsel ilişkiye hayır diyebilme yeteneğini ölçen toplam 11 maddelik birinci faktörün toplam varyansın % 32.79’unu, 8 maddelik kondom kullanmayı ölçen ikinci faktörün 22.41’ini, evlilik ve sadakat ile ilişkili 4 maddeden

89

oluşan üçüncü faktörün % 11.14’ünü, kişiye geçmiş cinsel ilişkilerle ilgili soru sorma yeteneğini ölçen 4 maddelik dördüncü faktörün ise varyansın % 8.58’ini açıkladığı belirlenmiştir. Sonuç olarak AIDS’ten korunmada öz-yeterlik ölçeği, gençlerde, AIDS’e karşı öz-yeterliği ölçmede geçerli ve güvenilir bir araç olarak kabul edilmiştir (bkz. Ek 5).

Veriler kullanılarak ölçeğin faktör yapısının yeniden sınanmasına karar verilmiştir. Ölçeğin temel bileşenler faktör analizine uygunluğu Barlett ve KMO testlerinin yardımıyla incelenmiştir. Barlett testinin anlamlı olduğu (3713; p<0.001), KMO endeksinin ise 0.81, diğer bir deyişle “çok iyi” düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Verilere temel bileşenler faktör analizi, döndürme olarak ise varimaks uygulandığında, öz-değerleri 1’in üzerinde olan toplam 7 bileşene ulaşılmış ve varyansın % 63’ünün açıklandığı belirlenmiştir. Ancak “scree plot” grafiğine bakıldığında grafiğin üç noktada belirgin ve sert bir şekilde kırıldığı, üç bileşenin ise varyansın % 42’sini açıkladığı görülmüştür.

Veriler yardımıyla yapılan güvenirlik çalışmasında, ölçeğin madde-toplam korelasyonunun “0.02” ile “0.56” arasında değiştiği “cinsel konular hakkında annenizle konuşabilmeden ne kadar eminsiniz” maddesinin ölçeğin bütünü ile çok düşük düzeyde bağlantılı olduğu belirlenmiştir (0.02). Bu maddenin ölçekten çıkarılması durumunda ise ölçeğin iç-tutarlık katsayısının 0.82’den 0.83’e yükseldiği gözlenmiştir. Ölçeğin boyutlarından olan ve dört maddeden oluşan “evlilik ve sadakat” faktörünün alfa iç-tutarlık katsayısının “0.34”, yani oldukça düşük olduğu görüldüğünden, çalışmanın geçerlik ve güvenirliğine zarar vereceği düşünülmüş ve çalışmada kullanılmamasına karar verilmiştir.

90

2.2.6.Bem Cinsiyet Rolü Envanteri (BCRE)

Bem Cinsiyet Rolü Envanteri, Bem (1974) tarafından geliştirilmiş, yedili Likert tipi bir ölçek olup Türk toplumuna uyarlama çalışması Kavuncu (1987; akt.

Dökmen, 1999) tarafından yapılmıştır. Envanterin orijinal formu 20 kadınsılık, 20 erkeksilik ve 20 sosyal beğenirlik maddesinden oluşmakta, kadınsılık ve erkeksilik ölçeklerinden ise kadınsılık ve erkeksilik puanları elde edilmektedir. Bu puanların ortancalarına göre katılımcının androjen, erkeksi, kadınsı ve belirsiz cinsiyet rollerinden hangisine girdiği belirlenmiştir. Geçerlik çalışmasında 60 maddeden 40’ının Türk toplumuna göre kadınsı, erkeksi ve sosyal beğeni özelliklerini temsil ettiği kararına varılmış olup madde sayısı 40’a düşürülmüştür (Dökmen, 1999). Bu maddelere örnek vermek gerekirse kadınsı özellikleri yansıtan maddelere “anlayışlı”

ve “boyun eğen”, erkeksi maddelere ise “baskın”, “etkili” ve “girişken” maddelerini verebiliriz (bkz. Ek 6).

Kavuncu’nun (1987; akt. Dökmen, 1999) yaptığı uyarlama çalışmasında envanterin test-tekrar test güvenirlik katsayısı kadınsılık ölçeği için r=0.75 (p<.05), erkeksilik ölçeği için r=0.89 (p<.05) olarak bulunmuştur. MMPI’ın erkeksilik ve kadınsılık formu kullanılarak envanterin benzer ölçekler ile ilişkisine bakılmış, MMPI’ın MF formu ile Bem Cinsiyet Rolleri Envanteri arasında kadın katılımcılar için olumlu ve anlamlı bir korelasyon (erkeksilik ölçeği için r=.73, p<.05; kadınsılık ölçeği için r=.69, p<.05); erkek katılımcılar için ise anlamsız bir korelasyon bulunmuştur.

Dökmen (1999) bir çalışmasında envanterin kadınsılık ve erkeksilik ölçeklerinin Türkçe formlarının faktör yapısını incelemiş, psikometrik özelliklerini

91

ve normlarını belirlemiş, envanterin geçerlik ve güvenirliğini yeniden sınamıştır.

Faktör analizi sonucunda envanterin faktör yapısının beklenen yapıya tam olarak uymadığı, envanterin yapı geçerliğini tartışılır duruma getirdiği belirtilmiş, ölçeklerin geçerliğini sınamak için toplam puanlarda cinsiyet farkına bakılmasına karar verilmiştir. T-testi sonucunda beklendiği gibi kadın ve erkeklerin kadınsılık ve erkeksilik puanlarında farklılaştıkları görülmüştür (Dökmen, 1999).

Bem Cinsiyet Rolleri Envanterinin Dökmen (1999) tarafından yapılan uyarlama çalışmasında, erkek üniversite öğrencileri örnekleminde kadınsılığın alfa katsayısı 0.72 olarak bulunurken, aynı örneklemde erkeksiliğin alfa katsayısı 0.71 olarak bulunmuştur. Veriler incelendiğinde ise katılımcılarda kadınsılığın alfa katsayısının 0.79, erkeksiliğin alfa değerinin ise 0.84 olduğu görülmüştür (Çizelge 3.1). Bu değerler Dökmen’in (1999) elde ettiği değerlerden biraz daha yüksektir.

Uyarlama çalışmasında yapılan faktör analizlerinin ölçeğin iki boyutlu bir yapıda olduğunu onaylamasına karşın Bem Cinsiyet Rolleri Envanterine veriler kullanılarak temel bileşenler faktör analizinin uygulanmasına ve faktör yapısının yeniden sınanmasına karar verilmiştir.

Ölçeğin temel bileşenler faktör analizine uygunluğu Barlett ve KMO testlerinin yardımıyla karar verilmiş, Barlett testinin anlamlı olduğu (5493; p<0.001), KMO endeksinin ise 0.86, diğer bir deyişle “çok iyi” düzeyde olduğu görülmüştür.

Verilere temel bileşenler faktör analizi, döndürme olarak ise varimaks uygulandığında, öz-değerleri 1’in üzerinde olan toplam 10 bileşenin olduğu ve varyansın % 60’ının açıklandığı görülmüştür. Ancak “scree plot” grafiğine bakıldığında grafiğin üç noktada belirgin ve sert bir şekilde kırıldığı, üç bileşenin ise varyansın % 37’sini açıkladığı ortaya çıkmıştır.

92

Veriler incelendiğinde katılımcıların kadınsılık ortancası 100, erkeksilik ortancası ise 105 olarak belirlenmiştir. Kadınsılık puanı kadınsılık ortancasının altında ancak erkeksilik puanı erkeksilik ortancasının üstünde olanlar erkeksi;

kadınsılık puanı kadınsılık ortancasının üstünde ancak erkeksilik puanı erkeksilik ortancasının altında olanlar kadınsı olarak sınıflandırılmıştır. Ek olarak, kadınsılık puanı kadınsılık ortancasının üstünde ve erkeksilik puanı erkeksilik ortancasının üstünde olanlar androjen; kadınsılık puanı kadınsılık ortancasının altında ve erkeksilik puanı erkeksilik ortancasının altında olanlar belirsiz olarak sınıflandırılmışlartır.

2.2.7.Demografik Bilgi Formu

Çalışmanın bu bölümünde katılımcılara cinsel ve riskli cinsel geçmişiyle ilgili, altısı evet-hayırla, biri dört seçenekli olarak yanıtlanan sorular yöneltilmiştir.

Çalışmaya alınma ölçütlerinden “cinsel açıdan etkin olma” koşulunu yerine getirmeyen katılımcıların anketleri değerlendirmeye alınmamıştır. Veri toplamaya başlamadan önce katılımcılara bu konuda bilgi verilmesine karşın 8 katılımcı bu koşulu yerine getirmediklerinden anketleri değerlendirilmemiştir.

Katılımcılardan ilk cinsel ilişkilerinde kondom kullanma durumları, ilk ilişkilerine planlayarak girip girmedikleri, AIDS testi yaptırma durumları, AIDS testi yaptırdıysalar enfeksiyon tespit edilip edilmediği, cinsel yolla bulaşan başka bir hastalığa (hepatit, frengi gibi) maruz kalma durumu hakkındaki bilgiler evet-hayır biçiminde yanıtlanan sorular yardımıyla elde edilmiştir. Şu anki mevcut cinsel ilişki durumları hakkındaki bilgilerse; cinsel ilişki yaşıyorum ve kendime sadık bir kız arkadaşım var, düzenli bir kız arkadaşım yok ve kısa süreli-gündelik ilişkilere

93

girerim, düzenli ilişki yaşadığım bir kız arkadaşım olmasına karşın gündelik-kısa süreli ilişkilere girerim, ya da şu anda herhangi bir ilişkim yok seçeneklerini içeren bir soru ile ölçülmüştür (bkz. Ek 7).

2.3. İŞLEM

Araştırma tasarımı olarak ilişkisel (correlational) tasarım kullanılmıştır.

Çalışmada araştırma sorularını yanıtlamak için öncelikli olarak her bir ölçme aracı ve sosyo-demografik sorular yolu ile ulaşılan bilgiler çözümlenmiş, elde edilen verilerin cinsel risk alma ile ilişkisi ve değişkenlerin risk alma davranışını ne düzeyde yordadığı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmada “Cinsel Risk Alma” varsayılan sonuç (presumed outcome) değişkeni olarak değerlendirilmiş, varsayılan sonuç değişkenini açıkladığı ileri sürülen temel değişkenler ise AIDS bilgisi, AIDS’ten korunmada öz-yeterlik, dinsel tutum, cinsel heyecan arama, cinsiyet rolleri ve demografik sorulardan oluşmuştur.

Çalışmanın ilişkisel olması nedeniyle değişkenler arasında neden-sonuç ilişkisi aranmamıştır. Diğer bir deyişle, değişkenler arasındaki ilişkinin gerçek nedenini ve yönünü belirlemek bu çalışmanın amaçlarından birisi olmamıştır.

Çalışmada veri analizi için SPSS’in (Statistical Package for Social Sciences) 15. sürümü kullanılmıştır. Betimleyici istatistiksel çözümlemesinden sonra, verilere pearson korelasyonu ve çoklu regresyon analizi uygulanarak araştırma soruları yanıtlanmaya çalışılmıştır.

Kayıp veriler birçok araştırmada karşılaşılan temel sorunlardan birisidir.

Katılımcılar çeşitli nedenlerle yanıtlamak istemedikleri soru maddelerini boş

94

bırakabilir ya da ölçeği tamamen yanıtlamaktan kaçınabilirler. Demografik sorular ve ölçeklerden oluşan ankette iki madde ve daha fazla soruyu eksik bırakan katılımcıların yanıtları istatistiksel analize alınmamıştır. Anketlerdeki soruların hepsinin yanıtlanmamasının olası nedenleri arasında ölçeklerin uzun olması ve konunun cinsel içerikli olması sayılabilir. SPSS programının verilerin çözümlenmesi sürecinde içinde kayıp veri bulunan katılımcıların yanıtlarını dikkate almaması nedeniyle bulgularda sapma görülebilmektedir. Kayıp verilerin bulguları bozmasını engellemek için ortalama değeri yerine koyma (mean substitution) yöntemi uygulanmıştır (Alleyne, 2007). İstatistiksel analizler yapılırken Victoria Foster’in doktora tezinde (2010) kullandığı yöntem olan “N˃104+bağımsız değişken sayısı”

formülü kullanılarak en az katılımcı sayısı hesaplanmış ve çalışma için en düşük katılımcı sayısı 110 olarak belirlenmiştir. Ancak 110 gibi düşük bir katılımcı sayısının Türkiye’de karşıt cinsel erkek üniversite öğrencilerini temsil edemeyeceği düşünüldüğünden, verilerin toplanması sürecine devam edilmiştir.

Çalışmaya başlamadan önce verilerin toplandığı her iki üniversitenin (Ankara Üniversitesi ve ODTÜ) etik kurullarından gerekli izinler alınmıştır. Veriler, sağlıklı üniversite öğrencilerinden, kesitsel araştırma tasarımına (cross-sectional study) uygun olarak toplanmıştır. Diğer bir deyişle veriler, evrenin alt gruplarını temsil eden gönüllü katılımcılardan sadece bir kez ve Ekim 2013-Ekim 2014 tarihleri arasında, belirtilen üniversite yerleşkelerinde ölçeklerin bulunduğu anketin 5-30 kişilik öğrenci gruplarına uygulanması sonucu toplanmıştır. Çalışmaya alınma ölçütlerini karşılayan gönüllü katılımcılardan, demografik sorular, Cinsel Risk Alma Ölçeği, Cinsel Heyecan Arama Ölçeği, Dinsel Tutum Ölçeği, AIDS Bilgi Ölçeği, AIDS’ten Korunmada Öz-Yeterlik Ölçeği ve Bem Cinsiyet Rolü Envanterinden oluşan

95

anketteki soruları kalem kullanarak yanıtlamaları istenmiştir. Uygulamada seçkisiz (random) örnekleme yöntemi kullanılmamış, gönüllülük esasına göre ulaşılabilen potansiyel katılımcılar çalışmaya davet edilmiştir. Uygulamalar, dersin ilgili öğretim üyesinden izin alındıktan sonra dersliklerde ve üniversite yerleşkelerindeki öğrenci kafeteryalarında gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara anonimlik ve gizlilik konularında açıklama yapılmış, çalışma hakkında bilgi verilerek sözlü ve yazılı onamları alınmıştır. Uygulama 25-30 dakika sürmüş ve uygulama sonucunda katılımcılara araştırma hakkında bilgi verilmiştir.

Benzer Belgeler