• Sonuç bulunamadı

Ulusal ve uluslararası alan yazında yapılmış çalışmalar neticesinde örgütsel sinizm kuramları; atfetme, tutum, sosyal değişim, duygusal olaylar ve sosyal güdülenme çerçevesinde ele alınmıştır. Bu kuramlar sırasıyla aşağıda ele alınmaya çalışılavaktır.

3.2.1. Atfetme Kuramı

Atfetme kuramı, insan davranışını nedensellik çerçevesinde değerlendirilmesini ve bu davranışların altında yatan sebepleri anlama arzusundan kaynaklanmaktadır. İnsanların davranışları ise kişisel özelliklerden ve yaşadığı çevresel şartlardan etkilenmektedir. Atfetme teorisi insanların kendi davranışları ile diğer insanların davranışlarını ne şekilde değerlendirdiğinin çıkarımlarını ifade etmektedir (Andersson, 1996). Diğer insanların kişisel özelliklerini bilmek olaylar ve durumları daha iyi anlamaya yol açmaktadır (Sezgin, Tolay, Sürgevil, 2016:18). Atfetme kuramı ilk kez 1958 yılında Heider’in çalışmasında yer almıştır. Katkı teorisi, anlam yükleme teorisi olarak da adlandırılmaktadır. Kişiler günlük yaşamdaki olayları durumları değerlendirirken kendi değer yargıları, duygu ve düşünceleri çerçevesinde atıflar yapmaktadır. İnsanların gerek kendilerinin gerekse diğer insanların davranışlarını anlamaya çalışması ve geleceğe yönelik olarak tahmin etmeye çalışması çeşitli biçimlerde yüklemeler-atıflar yapması ile gerçekleşmektedir (Duman, 2004:129).

Çünkü bu teori; kişilerin gelecek dönemlerdeki olaylara bilişsel, duyuşsal ve davranışsal bağlamda vereceği dışa vurumlar açısından önemli bir faktör kaynağıdır (Schell, Bruning ve Colvin, 1995). İnsan davranışının neden ve sonuçlarına dair açıklamalar yapan atıf teorisi örgütsel davranış alanında da etkili bir yere sahiptir.

3.2.2. Tutum Kuramı

Örgütsel sinizmin özelliklerini davranışlar ile ifade etmeye çalışan kuramdır. Herhangi bir şeyi iyi ya da kötü olarak değerlendirmektir. Tutumların bilişsel ve duygusal boyutları örgütsel sinizm ile ilgili çalışmalarda önemli olmuştur (Kalağan, 2009). Bu kuram Pratkanis ve Greenwald tarafından yapılan çalışmada sosyo bilişsel bir biçimde ele alınan tutumların örnek teşkil edici yönlerini ele almaktadır. Tutum konusunda çalışmalar yaparak bilinen tanımlar ışığında bazı özellikleri şu şekilde ifade edilmiştir: (aktaran, Köklü, 1995:81, James, 2005:12- 13)

 Deneyim ile düzenlenebilmektedir.

 Olaylar ve durumlar karşısında eylemsel bir hal almaktadır.

 Olumlu ve olumsuz karşılıklar alma durumunda hazır olma hali söz konusudur.  Tutum hafızada temsil edilmektedir ve

 Tutumlara ait duygusal, bilişsel ve davranışsal boyutların neden ve sonuçları fark edilebilir şekilde değerlendirilmektedir.

Tutumların değeri her insanda farklılık göstermektedir. Tutumun bileşenlerinden bilişsel, duyuşsal ve davranışsal boyutların gücü ve etkisi kişilerde farklılık göstermektedir (Maio ve Haddock, 2010, s.4). Tutum ile davranış arasındaki ilişkiye bakacak olursak Alan Wicker yapmış olduğu çalışmada tutumun davranışlar üzerindeki etkisi %2 olarak ifade edilmiştir. Başka bir çalışmada ise Steven Kraus, bu etkinin %38’ye çıktığını tespit etmiştir.

3.2.3. Sosyal Değişim Kuramı

Bu kurama göre sinizm, çalışanların beklentilerinin karşılanmaması durumunda, verilen sözlerin yerine getirilmemesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Çalışanların sosyal ilişkilere dahil olmaları ile saygı görme, ödüllendirilme gibi beklentilerle bu ilişkileri sürdürmesi şeklindedir (Akman, 2013). Çalışanlar kendilerine güven duyulduğunu algıladıkları takdirde örgüt içinde zarar verici sinik davranışlardan kaçınacaktır. Örgütsel sinizm sosyal değişim kuralları bozulduğunda ortaya çıkmaktadır. Balu, (1964) sosyal değişim kuramını tanımlarken örgütte

çalışanlar ile örgüt arasındaki ilişkilerin değişim olduğunu ve tarafların beklentilerinin karşılıklı olduğunu vurgulamıştır (Allen vd., 2003: 107; Rhoades ve Eisenberger, 2002: 703).

3.2.4. Beklenti Kuramı

Alan yazında geçen adıyla beklenti kuramı, süreç teorileri arasında yer almaktadır. Motivasyon kavramını, davranışın başlamasından bitmesine kadar olan zaman içerisinde oluşan değişimi açıklayan kuramdır. Sonuç odaklı olan kuram, Victor Vroom (1964) tarafından ortaya atılmış olup daha sonra Porter ve Lawler (1968) tarafından da yapılan çalışmalarla daha kapsamlı hale gelmiştir. Kurama göre, kişilerin çalıştıkları işte göstermiş oldukları başarı ile ödül alacaklarına olan inanç ve gayretleri performanslarını göstermektedir. Vroom’un beklenti kuramı üç değişkenden oluşmaktadır. Değer (valence), araçsallık (instrumentality) ile beklenti (expectancy) şeklindendir. Değer bileşeni kazanılan sonuçlar kişi için önemli mi? Sorusunun yanıtını açıklamaktadır. Ödüllerin değerini ve derinliğini ifade etmektedir.

Lunenburg beklenti kuramını dört ana başlıkta toplamıştır; (Lunenburg, 2011:3)

 Kişiler örgütlerinde motivasyon ve deneyimlerine ilişkin olarak birtakım beklentilerle yer almaktadırlar, ve bu beklentiler çalışanların davranışlarını belirlemektedir.

 Kişiler çalıştıkları örgütlerden yüksek maaş, iş garantisi beklentisi içindendirler.  Kişiler tercihlerini yaparken sonucu kendileri için en iyi olanı seçerler.

 Kişiler kendi beklentileri ışığında tercihlerde bulunurlar ve bunu yaparken de özgürdürler.

Araçsallık bileşeni, kişilerin çalışmaları sonunda ödülü kazanacaklarına olan inancın değeridir. Yani çalışanlar performans gösterecekler daha sonra da karşılığını alacaklar inancı içindedirler (Lunenburg, 2011:2). Son bileşen beklentide ise gayretlerin ödül ile sonlanacağına ilişkin olasılıklar ifade edilmektedir. Çalışanlarda davranış ile ödül arasında bir ilişki olduğu inancı varsa o davranışı gerçekleştirmek için eyleme geçeceklerdir (Saruhan ve Yıldız, 2009:254).

Vroom tarafından ifade edilen beklenti kuramı formülle şu şekilde ifade edilmektedir: Motivasyon=Değer X Beklenti

Kişilerin değer ve beklenti algıları arttıkça gayretleri sonunda sahip olacağı ödüller de aratacaktır. Beklenti kuramında çalışanların göstermiş oldukları performansları başarılı olarak nitelendirildiğinde güven, dostluk, ücret artışı gibi beklentiler olacakken, olumsuz olması halinde ise kötümserlik, güvensizlik, endişe gibi negatif sonuçlar doğuracaktır. Çabasının karşılığını alamayan çalışan ise hayal kırıklığı yaşayarak sinik tutum ve davranışlarda bulunacaktır (Akman, 2013:23). Bu noktada beklenti kuramı ile örgütsel sinizm kavramları arasında ilişkinin varlığından söz edilmektedir (Kalağan, 2009).