• Sonuç bulunamadı

1.3. Örgütsel Sinizm

1.3.4. Örgütsel Sinizm Türleri

Dean vd. (1998), sinizm üzerine yapılmış çalışmaları

inceleyerek bir sınıflandırma yapmıştır. Bu sınıflamaya göre sinizm

türleri; kişilik sinizmi, toplumsal sinizm, çalışan sinizmi, örgütsel

değişim sinizmi ve mesleki sinizminden oluşmaktadır. 1.3.4.1. Kişilik Sinizmi

Kişilik sinizmine göre birey, kişileri küçük ve hor görmekte, onlara yukarıdan bakmakta, saygısız bir şekilde davranmakta ve diğer bireyler ile arasında zayıf bağlar oluşmaktadır (Abraham, 2000: 270). Kişilik sinizmi, sinizm türlerinden biri olup, doğuştan gelen ve

genellikle insan davranışlarını olumsuz olarak algılayan bir sinizm türüdür (Görmen, 2012: 103).

Kişilik sinizmi olumsuz davranışlar olarak dışa vurulan, doğal ve sürekli bir kişilik özelliğinden kaynaklanan (yani kişinin kendi kişilik özelliklerinden kaynaklanan) sinizm türüdür (Korkmaz, 2011:

27). Kişilik sinizminde, kişi insanlara karşı düşmanca davranışlarda

bulunup, insanların kendisine karşı yapılan olumlu davranışlarını dahi sorgular (Görmen, 2012: 104).

Literatüre bakıldığında kişilik sinizmini belirlemek için genellikle Cook ve Medley (1954)’in “Minnosota Çoklu Kişilik Envanteri” ve Wrigtsman’ın (1992) “İnsan Doğasının Felsefesi Ölçeği”nin kullanıldığı görülmektedir (Metzger, 2004: 30). Kişilik

sinizmi, bazı çalışmalarda genel sinizm olarak da tanımlanmaktadır

(Tokgöz ve Yılmaz, 2008: 289).

Kişilik sinizmi doğuştan gelen ve bireyin kişilik özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Örgütsel sinizm ise kişinin gerek kişiliğinden kaynaklanan gerekse çevresel ve örgütsel faktörlerin sonucu olarak ortaya çıkan tutumları ifade eder. Kişilik sinizmi örgütsel sinizm çatısı altında incelenmektedir fakat Torun (2016: 54)’un eleştirel bakış açısı da göz önünde bulundurulmalıdır. Kişilik sinizminin örgütsel sinizm türü olarak sınıflandırılmasını sorgulayan çalışmacıya göre bir kişilik özelliği olan sinizm, iş yerinde kendisini gösterdiğinde örgütsel sinizm olarak karşımıza çıkacaktır.

1.3.4.2. Toplumsal Sinizm

Farklı kaynaklarda sosyal sinizm ya da kurumsal sinizm olarak da geçen bu sinizm türüne göre bir ülkedeki insanların kendi devlet yönetimlerine ve kurumlarına güvenmezler (Abraham, 2000). Toplumsal sinizm, toplumla birey arasındaki sosyal sözleşmenin ihlalinin bir ürünüdür (Abraham, 2000; Kanter ve Mirvis, 1989; Pitre,

2004). Devletlerin ve kurumlarının gerek seçim zamanlarında gerekse

diğer zamanlarda taahhütlerini gerçekleştirmemeleri sonucu ortaya

çıkan güvensizlik ve inançsızlık toplumsal sinizme sıklıkla örnek gösterilmektedir.

Toplumsal siniklerin ayırt edici özelliği, başlarına gelenlerden dolayı suçladıkları sosyal ve ekonomik kurumlara yabancılaşmalarıdır

(Andersson ve Bateman, 1997). Bu durum vatandaşlarda ya da

kurumların müşterilerinde/hizmet alanlarında siyasi güvensizliğe ve kişilerde küçük düşme hissine de neden olabilir.

Toplumsal sinizmin baş göstermesi sosyal sözleşme ihlaline olan sadakati bitirerek bireylerin haksızlığa uğramış hissetmelerine ve sisteme, devlete ve kurumlara olan güvenlerinin sarsılmasına da sebep olmaktadır (Rousseau, 1989).

Ayrıca sinizm türleri arasında yer almasa da politik sinizm kavramını toplumsal ya da kurumsal sinizmin bir alt başlığı olarak değerlendirmek mümkün gözükmektedir zira Rosenthal ve Van Schendelen (1977, 41) politik sinizmi “politik aktörlerin davranış ve

niyetlerinin iyiliğine duyulan inançsızlık ve tutumdur” şeklinde tanımlamaktadırlar (Torun, 2016: 56).

1.3.4.3. Çalışan Sinizmi

Potansiyel olarak iş örgütünü, kurumsal üst düzey yöneticileri ve işyerindeki “diğerleri”ni hedef alan çalışan sinikler bu hedeflere yönelik hor görme, hayal kırıklığı ve umutsuzluk gibi olumsuz duygu ve davranışlara sahiptir (Andersson, 1996; Andersson ve Bateman,

1997). Bu tutum iş görenin, örgütün eylem, güdü ve değerlerini

eleştirel olarak değerlendirmesi sonucunda oluşmaktadır (Bedeian, 2007).

Çalışan sinizmi, genel olarak örgütleri, üst yönetimleri ve çalışma ortamındaki diğer varlıkları hedef alır. Çalışan sinizmi ise bu hedeflere yönelik küçümseme, hüsran ve umutsuzluk gibi olumsuz duygular içerisindedirler (Abraham, 2000).

Çalışan sinizmine fazla çalışma saatleri, yoğun tempo, etkisiz ve yetkisiz liderlik ve yönetim, örgütteki istenmeyen yeni görevler,

örgütlerin küçülmesi, örgütlerdeki yönetim kademelerinin azaltılması

ile işe karar veren ve uygulayan arasındaki kademelerin mümkün olduğu ölçüde ortadan kaldırılması gibi faktörler yol açmaktadır (Cartwright ve Holmes, 2006).

Haksızlık yapıldığı düşüncesi, sinik çalışanları diğerlerinden ayırır. Araştırmacılar çalışan sinizmini, psikolojik kontrat ihlalinin bir sonucu olarak görmektedirler (Dean vd., 1998). Kanter ve Mirvis bu tür sinizmin eşit terfilerle, daha iyi fayda, çalışma saatleri ve koşulları

ve yönetimle yapılacak açık iletişimle kontrol edilebileceğini belirtmişlerdir (Abraham, 2000).

1.3.4.4. Örgütsel Değişim Sinizmi

Örgütsel değişim sinizmi, örgütte, değişimi gerçekleştiren lidere olan güven kaybı ve çalışanlar tarafından başarılı bulunmayan ve tam olarak başarılı olamayan örgütsel değişim girişimlerinin geçmişine ilişkin bir tepki olduğu ileri sürülmektedir (Reichers vd., 1997: 50). Başka bir tanımda ise örgütsel değişim sinizmi, örgütlerin başarıya ulaşmak için, yaptıkları değişim sonucunda verdikleri emekler ve gösterdikleri çabalara ilişkin karamsar bir bakış açısı şeklinde tanımlanmaktadır (Wanous vd., 2000: 269).

Sinik bireyler değişim çabalarının başarısız olmasından dolayı sinizm tutumları sergileyebileceği gibi değişimin ve gelişime karşı gelen tavır ve davranışlar içinde olabilirler. Daha açık bir ifadeyle sinik birey başarısızlıktan dolayı bu tutumları sergileyebilir ya da değişime zaten karşı olabilir. Değişime direnç gösteren birey kişisel düşüncelerinden dolayı değişimin başarısız olacağını düşünebileceği gibi daha önceki deneyimleri ve başarısız değişim çabaları yüzünden de sinik tutumlar sergiliyor olabilir.

Örgütsel değişim sürecinde yönetimin bazı davranışlar gözlemlenmektedir. Yönetim, çalışanlarına örgütsel değişim için önerilen değişiklikleri açıklar ve değişikliklerin olası olumsuz sonuçları konusunda bilgi sunar. Eğer yönetim tarafından yapılan açıklamaların yanlış olduğu veya verilen sözlerin tutulmadığı zaman

içerisinde ortaya çıkarsa; bazı çalışanlar örgüte, değişikliği yapan liderlere ve örgütsel değişim için yapılan emeklere karşı olumsuz

tutumlar takınabilirler (Thompson vd., 2000: 2). Örgütsel değişim

sinizmi ağırlıklı olarak üst kademelere ya da değişimi gerçekleştirenlere ya da uygulayanlara karşı gelişmektedir.

Örgütsel değişim (Abraham, 2000) tespitine göre iş memnuniyetsizliğine, işe yabancılaşmaya, örgütsel faaliyetlerin başarısıyla ilgili inanç kaybı ve kötümserliğe neden olduğu için yöneticilerin yönetmesi ve üzerinde durması gereken bir konudur.

1.3.4.5. Mesleki Sinizm

Meslek sinizmi ya da iş sinizmi olarak da geçen mesleki sinizm kavramı bireyin yaptığı işe yani mesleğine karşı olumsuz ve güvensiz tutumlarını kapsamaktadır (Bateman vd., 1992). Sinizmin bu türünde, işin bunaltıcı olduğu, ödüllendirici olmadığı ve çabaya değmediğine ilişkin özel bir tutum egemendir (Andersson, 1996: 1397).

Mesleki sinizme sahip olan çalışanlar işlerini ezici bir baskı altında yaptıklarını, işlerinin ödüllendirilmediğini ve fazla çaba göstermeye değer olmadığını (Stern vd., 1990: 266), dahası sıkıcı olduğunu (Andersson, 1996: 1397), düşünürler. Bu tür siniklerde işleriyle ilgili umursamaz, duygusuz ve baştan savma hareketler görülmektedir (Abraham, 2000: 273).

Bu sinizme sahip olanlar, müşterilerine hizmet etmedeki yetersizliklerini yönetime, politikalara, uygulamalara ya da kaynak

yetersizliğine dayandırdıklarında sinizm örgütsel anlamda da büyüyebilmektedir (Naus, 2007: 13).

İş sinizmi ile örgütsel sinizm kapsamı açısından birbirinden farklıdır. (Naus, 2007) iş sinizminin işin içeriği ile örgütsel sinizmin

ise örgüte ait unsurlarla ilgili olduğunun altını çizmişlerdir.

Abraham (2000), meslekî sinizme neden olan etmenlerin kişilik-rol çatışması ile kişilik-rol belirsizliği-kişilik-rol çatışması olduğunu belirtmektedir.

Yani üst kıdemde bulunanlar ile diğer ilgili tarafların beklentileri ile

çalışanın rol beklentisinin her zaman örtüşmemesidir (Andersson,

1996). Mesleki sinizm, çalışma yaşamının istenmeyen ve

beklenmeyen sonuçlarından biridir. Düşük statü ve saygınlığın olduğu mesleklerde sinizm artmaktadır (Özgener vd., 2008: 60).