• Sonuç bulunamadı

4. ÖRGÜTSEL ADALET

4.4. Örgütsel Adalet Teorileri

Örgütsel adalet üzerine pek çok farklı teori ve model geliştirilmiştir. Greenberg (1987) bu modelleri reaktif ve proaktif olmak üzere iki grupta sınıflandırmıştır. Reaktif teoriler bireylerin adaletsizlik olarak algıladıkları durumlarda verdiği

tepkiler, proaktif teoriler ise adaletli bir düzeni örgüt içerisinde yaymak için bireylerin yaptıklarını belirtmektedir. Buna ek olarak süreç teorileri kararların verilmesine ilişkin işleyiş ve mekanizmanın adilliğini, içerik teorileri ise dağıtımların adilliğini gösterir.

Tablo 7.: Greenberg Adalet Teorileri Ayrımı

Reaktif-Proaktif Boyutu

İçerik-Süreç Boyutu

İçerik Süreç

Reaktif Reaktif-İçerik Teoriler

Örnek: Eşitlik Teorisi

(Adams, 1965)

Reaktif-Süreç Teoriler

Örnek: Prosedürler Adaleti Teorisi

(Thibault ve Walker, 1975)

Proaktif Proaktif-İçerik teoriler

Örnek: Adalet Yargı Teorisi

(Leventhal, 1976, 1980)

Proaktif-Süreç Teoriler

Örnek: Dağıtım Tercihi Teorisi

(Leventhal, vd., 1980)

4.4.1. Reaktif İçerik Teorileri

Reaktif içerik teorileri için ön plana çıkanlardan ilki Adams Eşitlik Teorisidir. Eşitlik teorisine göre birey kendi çaba ve kazanımlarını çevresindekilerle karşılaştırır. Bu sonuçlara göre yönetimin adilliği ile ilgili bir yargıya ulaşır. Eğer haksızlık yapıldığını düşünüyorsa, buna göre kıskançlık, kavga etmek gibi olumsuz hareketlerde bulunabilir (Fortin, 2008; Colquitt vd., 2005).

Kişi kendi çabaları sonrası elde edeceği kazanımlara ilişkin bilgi sahibidir. Aynı şekilde referans olarak konumladığı kişilerin de emek ve kazanımlarını gözlemlemektedir (Yürür, 2005). Eğer kişinin kendi kazanımının kendi katkısına oranı, başkasının kazanımının katkısına oranından düşük ise eşitsizlik olduğunu düşünür. Arada oransal fark arttıkça hissiyat yoğunluğu da artmaktadır.

Buna istinaden oranı değiştirmek adına kişi kazanım olarak az getiri elde ettiğini düşünüyorsa zam isteyebilir, katkılarını ve eforunu azaltabilir, referans noktasının kazancını azaltılmasını sağlayabilir ya da referans noktasının katkısını arttırabilir. Olumsuz sonuçlanması durumunda işi bırakabilir ya da başka bir referans noktası seçebilir. Bireyler şirket ortamında eşitliğin varlığına ihtiyaç duyarlar ve eşitlik motivasyon için belirleyicidir (Yürür, 2005).

Reaktif içerik teorilerine verilebilecek örneklerden bir diğeri de Crosby Göreli Yoksunluk teorisidir (1976). Yoksunluk teorisine göre birey elde ettiği kazanımlar ile çevresindekilerin elde ettiği kazanımları karşılaştırır. Eşitlik teorisinden farkı ise, referans noktası olarak belirlediği karşılaştırdığı kişi kendi sınıfında yer alan biri olmayabilir. Örneğin uzman olarak çalışan birisi kendi kazanımlarını üst seviye yönetici ile karşılaştırabilir. Bu durumda adaletsizlik ve yoksunluk duygusu hisseder.

Bu teoriye göre, belirli ödül dağıtımları, kişileri karşılaştırma yapmaya sevk etmektedir. Kişi aldığı ödüller ile başkalarının aldığı ödülleri karşılaştırır ve bu karşılaştırma sonucunda aldığı ödüllerin diğerlerinin aldığı ödüllerden daha az olduğunu tespit ederse yoksunluk duygusu yaşamaktadır (Cowherd ve Levine, 1992; Greenberg, 1987).

Homans (1961) Dağıtım Adaleti Teorisi ile dağıtımda denkliğin sağlanabilmesi ve denksizliğin önüne geçilebilmesi için elde edilen kar gibi kazanımların karşılaştırılması gerekir (Aydoğan, 2012).

Adams (1965) Eşitlik Teorisi’ni Sosyal Mübadele Teorisine dayandırmaktadır. Sosyal Mübadele Teorisine göre bireyler sosyal ilişkilerinde de aynı iktisadi sistemde olduğu gibi fayda zarar analizi yaparak devam ederler. Buna göre insanlar mevcut ve potansiyel kazanımları ortaya koydukları efordan daha büyük ise ilişkilerine devam ederler. Aynı şekilde ilişkide taraflardan biri diğerine göre oransal olarak çok daha fazla efor koyup az kazanım yaşıyorsa aralarında sorun çıkması mümkündür. Eşitlik teorisine göre Adams eğer bir problem çıkması durumunda sorun çıkıp devam etmeme durumuna ek olarak yeniden dengenin sağlanabilmesi için bireylerin yapmak isteyecekleri şeyler de ilgilenmektedir (Hommans, 2009). Teoride bahsedilen eforlar yani girdiler; yatırım, ilişkiler, harcanan zaman, çabalar, deneyim, zeka gibi katkılar olmakla birlikte kazanımlar, ücret, ödül, takdir gibidir. Eşitlik teorisi adalet

teorilerinde başlangıç noktası olmuştur ancak adalet sürecinin işleyişi, kararların verilme aşamaları ve adaletsizlikle başa çıkma yöntemleri açısından yetersiz kalmıştır (Aydoğan, 2012).

Eşitlik teorisi sonrasında Walsterd ve Berscheid (1973) “Eşitlik Teorisi Versiyonları” ortaya koymuşlardır. Buna göre; çalışanlar kazanımlarını en üst seviyeye çıkarmak isterler. Takımlar üyelerine eşit şekilde ödül dağıtan sistemler geliştirmelidir, eğer eşitlik sağlanmaz ise bireyler stresli olur. Bireyin amacı eşitliği tekrar sağlamaktır. 10. Bu sınıflandırmadaki teorilerin bireylerin adaletsiz bir dağıtım ile karşılaştıklarında verdikleri tepkilere odaklanmaktadır (Şanlımeşhur, 2015).

Birey eşitlik teorisi kapsamında az ödüllendirildiğinde; isteksizlik, verim düşmesi, ayrılma, zam beklentisi içine girebilir ya da katkısının yeteri kadar iyi olmadığı kararını verebilir. Fazla ödül aldığında ise bu onu motive edebilir ya da suçluluk hissedebilir (Akyıldız, 2018). Yoksunluk teorisi ve eşitlik teorisi ikisi de karşılaştırma süreci içermektedir ancak yoksunluk teorisinde birey benzeri özellikleri taşımayan birisi ile karşılaştırma yoluna girer (İyigün, 2012; Akyıldız, 2018).

4.4.2. Proaktif İçerik Teorileri

Proaktif içerik teorilerinin temelleri Leventhal tarafından atılmıştır. Bu sınıflandırma içerisinde yer alan teoriler bireyin adaletli bir düzeni oturtmak için yaptığı işlemlere odaklanmaktadır (Leventhal,1980). Buna göre bireyler kazanımlarını maksimize etmek için adalet arayışındadırlar.

Leventhal’e göre üç farklı ilke söz konusudur. Buna göre performans odaklı bir hedef söz konusu ise verilen katkı oranında değerlendirme yapılıp hakkaniyet ilkesine göre dağıtım yapılmaktadır. Hakkaniyet kuralı katılım kuralı olarak da adlandırılmaktadır. Eşitlik kuralı dayanışma ve birlik oluşturmak için kullanılmaktadır (Solak, 2014; Akyıldız, 2018). İhtiyaç kuralına göre katkıya bakılmaksızın ihtiyaç doğrultusunda dağıtım söz konu olur.

Leventhal’in (1976-1980) Adalet Yargı Modeli dağıtımların kazanımlarını sadece hakkaniyete göre değil koşula göre farklı şekillerde belirlemektedir (Chan, 2000; Çöp, 2008). Lerner’in Adalet Güdüsü Teorisi’ne göre dağıtım ilkeleri performans

odağındaki rekabet, eşitlik odağındaki eşitlik, katkıya odaklı paylaşım ve ihtiyaç odaklı Marksist adalettir (Greenberg, 1987). Lerner’e göre dağıtım kararı için bireylerin arasındaki ilişkiler kritiktir. Kişi yakın arkadaşı için eşit paylaşımı, aksi takdirdi farklı bir yaklaşımı seçebilir (Çelik, 2011; Akyıldız, 2018).

4.4.3. Reaktif Süreç Teorileri

Süreç teorileri kararların alınma süreçlerinin adilliğine yöneliktir. Süreç teorilerine göre iki aşama ve üç süreç katılımcısı, iki çatışan taraf ve müdahil taraf bulunmaktadır. Bu taraflar bilgilerin toplandığı “Süreç Aşaması” ve bilgiler sonucu karar verildiği “Karar Aşaması” yer almaktadır (Greenberg: 1987).

Thibaut ve Walker hukuki anlaşmazlıkları ve tepkileri inceleyerek, geliştirdikleri Prosedür Adalet Kuramı ve Süreç Adaleti Teorisi ile bu çatışmaların çözümlerin adımlarını belirlemişlerdir. Sonrasında yönelik süreç kontrolü ve sonucun belirlenmesine ilişkin karar kontrolü aşaması yer almaktadır. Teoriye göre süreç adımlarının kontrole imkân sağlaması onun daha adil olarak görülmesini sağlamaktadır (Yürür, 2005).

4.4.4. Proaktif Süreç Teorileri

Proaktif süreç teorileri Leventhal, Karuza ve Fry’ın (1980) adalet yargı teorisinin gelişmiş hali olan Dağıtım Tercihi Kuramı yer almaktadır. Buna göre teori dağıtım prosedürlerine odaklanmakta ve belirli prosedürler diğerlerine göre daha fazla hedefe ulaştırmak için kullanılmaktadır. Adalet için prosedürlerin özellikleri; bireylere karar vericileri seçme imkânı sağlama, tutarlı kurallar içermek, doğru bilgi bazlı olmak, karar verme sürecinin içeriğiyle ilgili olmak, önyargısız olmak, bilgiye erişimi sağlamak, değişikliğe açık olmak ve ahlaki ve etik standartlara uymaktır (Garcez, 2011; Aydoğan, 2012).

Reaktif süreç katılımcılar arasındaki anlaşmazlıklara odaklıyken proaktif süreç dağıtım prosedürlerine odaklıdır. Bu kapsamda reaktif içerik teorilerinden çok proaktif süreç teorileri daha geniş olarak kullanılmaktadır (Akyıldız, 2018).