• Sonuç bulunamadı

BİREY NEDEN ÖĞRENİR ? ÖRGÜT NEDEN ÖĞRENİR? Birey önce çevreye uyum sağlamak

E) ÖRGÜTSEL ÖĞRENME SÜRECİ

Öğrenme, bireylerin yaşamında nasıl bir süreç şeklinde gerçekleşiyorsa, örgütlerin yaşamında da belirli bir süreç içinde gerçekleşmektedir. Bu süreç, bütün çalışanların katılımını, bilginin paylaşılmasını ve örgütsel düzeyde yayılmasını,

13 http://www. angelfire.com (16.10.2002). 14 http://www.bilgi.8k.com (03.12.2003)

çevreyle sürekli iletişim halinde bulunarak değişen koşullardan haberdar olunmasını ve buna göre çalışanların kendilerini geliştirmelerini gerektirir.

Örgütsel öğrenme süreci dört aşamada toplanmaktadır:  Bilginin Yaratılması

 Bilginin Örgütsel Düzeyde Yayılması  Bilginin İçselleştirilmesi

İçselleşen Bilginin Kullanılması

1. Bilginin Yaratılması

Bilgi, günümüz koşullarında örgütlerin sahip olmaları gereken ve rekabette avantaj sağlayan en önemli sermayedir. Bu sermayeyi akıllıca kullanan örgütler ise her zaman daha başarılı olacaktır. Örgütsel öğrenme sürecinde de bilginin yaratılması ve buna yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi bu sürecin ilk aşamasını oluşturmaktadır.

Bu aşama, örgütün bilgiyi çeşitli dış kaynaklardan alması veya örgüt içinde yeni fikirlerin yaratılması ile başlamaktadır. Bu anlamda dış ve iç bilgiden söz edilebilir. Dış çevreye ilişkin olarak gerçekleşen dış bilgi, örgütün içinde bulunduğu toplumsal yapı, ekonomik faktörler, teknolojik gelişmeler ve politik düzenlemelerden oluşmaktadır. Örgüt içi bilgi ise, örgütün temel fonksiyonları ile ilgili konularda, örgüt içinde ortaya çıkmaktadır. Örgütün üstün ve zayıf yanlarının analiz edilmesi, yeni bilgi elde etmeye yönelik ortamların yaratılması, örgüt içerisinde farklı bölümler arasında beyin fırtınalarının yapılması, örgütte yeni bilgilerin oluşturulması açısından önemlidir (Yazıcı, 2001: 124).

2. Bilginin Örgütsel Düzeyde Yayılması

Bu aşamada, örgüt tarafından elde edilen bilgilerin örgütsel düzeyde aktarılarak, bu bilgilerin yeni bilgi üretmek amacıyla bireylere dağıtılması ve paylaşılması gerçekleştirilir. Bu noktada örgütün, bilgilerin bireylere nasıl dağıtılacağını ve paylaşımın nasıl gerçekleştirileceğini ortaya koyması gerekmektedir. Bu aktarımın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi ise, örgüt tarafından oluşturulan ve bireylerin soru sormalarına, sorgulama yapmalarına, öğrenmelerine ve öğrendiklerini birbirlerine iletmelerine olanak sağlayan bir ortamın olmasına bağlıdır. Böyle bir ortamın

oluşturulabilmesi için de yeni yönetim yaklaşım ve tekniklerinden yararlanılması, insan kaynakları yönetiminin daha etkin hale getirilmesi, grup ve takım çalışmalarının geliştirilmesi gerekmektedir (Seymen ve Bolat, 2000: 58-59).

Bilginin örgüt içerisinde dağıtılması ve paylaşılması aynı zamanda büyük bir sinerjinin de oluşmasını sağlayacaktır. Bilginin bu şekilde yayılması, örgütsel öğrenme sürecinin de daha sağlıklı ve etkin bir şekilde işlemesini sağlayacaktır. Aksi taktirde örgüt açısından yeni öğrenme fırsatlarının ortaya çıkması engellenecektir. Çünkü bilginin sadece ortaya çıkarılması veya elde tutulması tek başına hiçbir şey ifade etmemektedir. Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır ve daha farklı bilgilerin bulunmasına olanak sağlar. Dolayısıyla bilginin örgüt içerisinde yayılması örgütü daha güçlü ve başarılı hale getirecektir.

3. Bilginin İçselleştirilmesi

Bilginin sadece örgüt çalışanlarına ulaşması da yeterli değildir. Bu bilgiyi alan bireyin o bilgiyi anlaması ve anlamlandırabilmesi, yorumlaması, özümsemesi yani içselleştirmesi gerekmektedir. Bunun olmaması durumunda öğrenmenin de gerçekleşmesi mümkün olmayacaktır. Bireylerin öğrenememesi ise örgütün öğrenmesini olumsuz yönde etkileyecektir.

Bilginin içselleştirilmesi, örgütsel öğrenmenin en önemli aşamalarından biridir. Bilginin paylaşılması, onun diğerleri tarafından algılanması veya kullanacağı anlamını taşımamaktadır. Bilgiye ulaşılması veya bilginin bir bireye ulaşması ile, bireyin ondan kendine göre bir anlam çıkarması ve özümsemesi çok farklı süreçlerdir. Bilgiyi alan kişi, ona belirli bir bakış açısıyla veya belirli düşünsel modellerle, varsayımlarla yaklaşır; yani seçici bir algılama sürecine girer. Bu süreç sonunda eğer birey, kendi düşünce modelleri ile yeni elde ettikleri arasında bir ilişki kurarsa, bunu içselleştirir, kendisi için anlamlı hale getirir ve uzun dönemli hafızasına yerleştirir. Bu durumda birey için öğrenme gerçekleşmiş olur (Yazıcı, 2001: 126-127).Örgütsel öğrenmede ise elde edilen bilgi örgütü etkileyeceği için tüm örgüt çalışanlarının birbirleriyle olan diyalogları, bilgiyi yeterince özümseyip özümsemedikleri ve çıkartacakları anlamlar önem kazanmaktadır.

Bilgiyi içselleştirebilen bireylere sahip örgütler, örgütsel öğrenme sürecini daha iyi yöneterek, amaçlarına istedikleri doğrultuda ulaşabileceklerdir.

4. İçselleşen Bilginin Kullanılması

Bu aşamada, çalışanlar tarafından özümsenen bilginin yeni bilgiler ortaya çıkarmak üzere kullanılması gerekmektedir. Çünkü bu bilgiler kullanılmadığı sürece ya da bilgilerin kullanılmasına fırsat veren bir ortam olmadığı sürece öğrenme de gerçekleşmeyecektir. Bu durumda bilgi elde etmenin de bir yararı olmayacaktır. Dolayısıyla yönetim, çalışanları bilgiyi kullanma konusunda teşvik etmeli ve bununla ilgili olarak sorumluluklar vermelidir.

Bilginin yorumlanması ve anlam kazanması üst yönetim tarafından gerçekleştirilir. Yorumlanan ve anlam kazanan bu bilgiler doğrultusunda faaliyetlerini yürütenler ise, yorumu ve anlamı kazandıran üst yönetimden uzak olan, operasyonel birimlerdir. Bu şekilde işleyen bir sistemde, çalışanların kolektif olarak öğrenmeleri çok zordur. Çünkü, süreci oluşturan parçalar birbirinden kopuk ve bağımsız bir biçimde çalışmaktadırlar. Örgütsel öğrenmenin gerçekleşmesi, yani örgüt içinde çalışanların bir bütün halinde öğrenebilmeleri için, bu süreçlerde gerçekleştirilen faaliyetlerin birbirleri ile bağlantılı ve anlamlı bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. (Yazıcı, 2002: 128).